Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 30 Ekim 2012 Salı Nicolette Bartlett: “Bıçak sırtı bir dönem” üresel iklim değişikliği yaşamımızı doğrudan etkiliyor. Hatta önümüzdeki süreçte, insanoğlu bu gidişatı etkileyecek sağlıklı bir girişimde bulunmazsa büyük bir kırılma yaşanacak ve belki de ondan sonra pek çok şey için çok geç olacak. REC Türkiye (Bölgesel Çevre Merkezi) ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen “İklim Buluşmaları” etkinliklerine konuk olarak katılan Cambridge Üniversitesi Sürdürülebilir Liderlik Programı (CPSL) Üst Düzey Program Yöneticisi Nicolette Bartlett da konunun aynı derecede büyük bir önem taşıdığını özellikle belirtiyor. Bartlett, aynı zamanda Galler Prensi AB İklim Değişikliği Kurumsal Liderler Grubu üyesi ve uluslararası bir özel sektör liderler grubu ağı olan, düşük karbon ve iklim düzenleyici ekonomiye geçişi tetiklemeye yönelik çalışan İklim Değişikliği Kurumsal Liderler Grubu'nun (CLG) da başkanı. Gerek Türkiye, gerekse dünya için iklim düzenleyici ekonomiye dair önerileri var. Anlatıyor... K VE İLAÇ ŞİRKETLERİ DE “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” DEDİ Sürdürülebilirlik Raporu'nda A+ Bilim İlaç’ın 2011 yılında yayınladığı Kurumsal Sorumluluk Raporu ile dünya çapında kabul edilmiş raporlama standardı kuruluşu Global Reporting Initiative (GRI)’dan “A” seviye rapor onayı alan Bilim İlaç, bu yıl yayımlandığı Kurumsal Sorumluluk Raporuyla “A+” aldı ve Türkiye'den bu dereci ile değerlendirilen ilk ve tek Türk şirketi oldu. Rapor, şirket kültürüne sürdürülebilirlik yaklaşımının yerleştirilmesi, paydaş diyaloğunu artırarak sürdürülebilirlik bilinci aşılama, iyileştirme çalışmaları yürütme, sürdürülebilirlikte liderlik ve izlemedeğerlendirme süreçlerini kapsıyor. Bilim İlaç'ın yayımladığı rapora göre; 2011 yılında bin 950 Bilim İlaç çalışanı sürdürülebilirlik eğitimi aldı. Firma, bütçesinin yaklaşık yüzde 5'ini ArGe yatırımlarına ayırıyor. Hatta Bilim İlaç'ın 15 milyon dolar yatırımla kurulan ArGe merkezinde 110 bilim insanı çalışıyor. 2011 itibariyle etik eğitim alan çalışan oranı; yüzde 82.2. Çalışanlarının 1051'i gönüllülük çalışmaları içinde yer alan Bilim İlaç Toplum Gönüllüleri, 26 bin 614 gönüllülük saatiyle 37 bin 911 kişinin hayatına dokundu. Myclimate ile işbirliği yaparak 2011 İş Ortakları Zirvesi’nden doğan karbon salınımı offsetlendi. Offsetlemeyi gerçekleştirmek için İzmir’de kurulan Kores rüzgar enerjisi santraline sebep olunan karbon salınım miktarına eşdeğer yatırımda bulundu. ? İklim değişikliği dünya için belirgin ve ciddi bir sorun. Bu konuya özel sektörün yaklaşımı nasıl? Özel sektörün liderliği ile hükümetlerinki başa baş gidiyor. Çünkü uluslararası şirketler bunun farkında ve bir takım politikalar geliştiriyorlar. Bu, bir şekilde planların içine entegre edilmesi ve uzun vadeli planlanması gereken bir konu. İş dünyasının bunu tek başına yapması mümkün değil. Hükümetlerin kendi politikalarının içine entegre etmesi gerek. Yapılması gereken belli ve net; adımlar belli. Bunu bastıracak bir siyasi güç de gerekiyor. ? İklim düzenleyici ekonomiden söz ediyoruz. Temel unsurlarıyla bahsedersek, bundan ne anlamamız gerekiyor? Özellikle enerjide karbonsuzlaştırmayı sağlayacak politikaların gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu da karbona uygulanan fiyat politikasıyla yapılabilir. Yenilikleri destekleyen ekonomik modellerin ve bunu destekleyen uygulamaların olması lazım. Şirketlerin, üretim süreçlerinde ve ürünlerde kullandığı enerjiyi daha temiz hale getirmeleri için bir teknoloji geliştirilmesi gerekiyorsa bunun teşvik edilmesi lazım. Yürütücü ekonomik modellerle yapılabilir bu. ? Türkiye özelinde öncelik verilmesi gereken konular neler? Ne önerirsiniz? Türkiye de bir an önce karbon fiyatlandırma politikasını geliştirmesi lazım. Bunu 2020'ye hedefledi ama daha öne çekmeli. Ayrıca mümkün olduğunca en iyiyi hedeflemek gerek. Avrupa'daki karbon fiyatlandırmasıyla ilgili deneyimler bize gösteriyor ki pahalı bir işlem değil bu. Hem, uygulanmazsa uluslararası bir ticaret sorununa dönüşebilir. Türkiye'nin yenilenebilir enerji anlamında önemli bir pozisyonu var. Çünkü kaynakları buna uygun. Dünya çapında bir lider olabilir. Bunu kullanması lazım. Devlet, satın alma gücünü kullanarak özel sektörün onu takip etmesini sağlayabilir. Hedef olmadan başarı mümkün değil. Bu hedef de iddialı olmalı. Bıçak sırtındayız; zaman işliyor. Bu konularda kör olmamak, harekete geçmek şart. Farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları Dünyada 110 bin çalışanı ile 100 ülkede faaliyet gösteren Sanofi Grubu, Türkiye'de ilk Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı. Sürdürülebilirlik Raporu'nu GRI (Global Reporting Initiative) standardına uygun olarak yayınlayan ilk çok uluslu ilaç şirketi olan Sanofi Grubu, Türk sağlık sektöründe diyabet, onkoloji, aşı ve kalpdamar hastalıkları başta olmak üzere 16 alanda çözümler sunuyor. 2011 yılı performansını kapsayan bu ilk rapor, hastalar, etik anlayış, çalışanlar ve çevre olmak üzere dört ana başlık altında toplanmış. Sanofi Türkiye'nin 2011 Sürdürülebilirlik Raporu'nda öne çıkan konular arasında Sanofi'nin klinik araştırmalarda üstlendiği rol yer alıyor. Sanofi Grubu Türkiye bugüne kadar 24 milyon TL ArGe yatırımı gerçekleştirmiş. Fark yaratan uygulamalar Roche Türkiye kurumsal yönetim anlayışı, sürdürülebilirlik hedefleri ve kurumsal sorumluluklarıyla ilgili 2011 yılı uygulamalarını ve hedeflerini paylaşıyor. Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi'nde (DJSI) 4 yıldır üst üste sağlık alanında “Süper Sektör Lideri” seçilen Roche'un tıp alanında yeniliğe ve kişiye özel tedavi yaklaşımına odaklanması, sağlıkta etkinliği ele alan ve sağlık sonuçlarını iyileştiren stratejisinin ön plana çıkmasının yanı sıra, geleceğin liderlerini yetiştirmeyi ve insan haklarına saygıyı konu alan programları dikkat çekiyor. Roche’un çalışmalarının temelinde ArGe yatırımları bulunuyor.