27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 Kasım 2010 Cumartesi 3 adım adım... edilen yerlerde şirketlerin faaliyetleri yasallaşacak ve HES inşaatları hız kazanacak. Doğal s Bakanlığı it alanları Çevre ’na devre 1234 doğ a l s it alanının dilirse: kalkacak, statü 3. bir yasal e köprünün önündesü k ngel daha AB aşılacak.. i . standartlarını Bugünü sorumsuzca harcamadan geleceğe odaklanmak... Bir süreden beri dikkatimi çeken, kimi zaman şaşkınlıkla gözlediğim bir konu...Toplumsal ve çevresel konulara duyarlılık giderek daha geniş kitlelere yayılıyor. Seviniyorum. Ama öte yandan yapılan tahribatların daha acımasızlaştığını, oluşturulmaya çalışılan yasal çerçevelerle kalıcı hale getirildiğini görüyorum. Dünyada ilk kez 193 ülke, eko sistem ve biyoçeşitliliğin korunması için ortak bir yol haritası ve hedefler belirlerken Türkiye'de Çevre ve Orman Bakanlığı'nın hazırladığı 'Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasası' doğayı koruyan yasal yapıyı darmadağın etmeye hazırlanıyor. Tasarının yasalaşması halinde ülkemizdeki 1234 Doğal Sit Alanı'nı kaderi siyasilerin tayin edeceği yetkililerden olaşan yeni bir kurula terk edilecek. Yasal olarak maden, kentleşme, enerji gibi yatırımlar doğayı ne ölçüde tahrip ederse etsin ayrıcalık kazanacak. Toplumsal sorunlarda da benzer gelişme yaşanıyor. Kentleşmenin artması insanların önlerine yeni teknolojik oyuncaklar, dev alışveriş merkezleri, yeni konutlar sunulması, tüketimin insanları ÖZLEM borçlandırarak körüklenmesi, YÜZAK şekilsel olarak 'kalkınan, gelişen Türkiye' görüntüsü verse de artan şiddet, çirkin yapılaşmanın sürmesi, kadına yönelik eşitsizliğin siyasi söylemle daha da arttırılması, eğitimin kalitesi, göz ardı edilen işsizlik, gençlerin önüne hedef koyamamak gibi son derece önemli konularda arpa boyu yol alamıyoruz ne yazık ki. 'Sürdürülebilir Yaşam' yazının başlığında da vurguladığım gibi 'bugünü sorumsuzca harcamadan geleceğe odaklanmak' demek...Bu yüzden Kasım sayımızda önemli bulduğumuz bir çok konuya yer vermek ve bütünü gözler önüne sermek istedik. Kadına yönelik şiddeti ise iş artık çığrından çıktığı için kapağa taşıdık. Tabii gerek Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanında önemli çalışmaları gerekse oluşturdukları sürdürülebilirlik stratejileri ile dikkati çeken şirketlere, başkalarına da örnek olmaları amacıyla yer vermeyi sürdürüyoruz. Aralık sayımızda görüşmek umuduyla... 3. şahıslara devredilebilecek Bu taslak yasallaşırsa, hazine arazileri, meralar, ormanlar ve su havzaları kullanıma açılacak. Çevre ve Orman Bakanlığı yasadan aldığı yetki ile gerekli gördüğünde doğal alanlarla ilgili izinler, intifa veya irtifak haklarını üçüncü şahıslara devredilebilecek. Yasa tasarısına göre tür ve habitatları koruma bahanesi ile doğal alanların işletme yetkisi il özel idarelere, belediyelere, vakıf ve derneklere bakan onayı ile verilebilecek. Böylece sadece doğal alanlar değil Anadolu’da yetişen tüm biyolojik tür ve çeşitler de doğrudan bakanın yetkisi ile ticarileştirilebilecek. Bakanlık bu yasa ile koruma alanlarına ait uzun devreli gelişme plan yapma yetkisini de özel kuruluşlara devrediyor. Yasaya göre şirketlerin kullanımına sunulan doğal alanlar özel güvenlik güçleri ile korunacak. AB ile uyumsuz tasarı Doğa severler, tasarıya yukarıdaki gerekçelerle karşı çıkarken AB de Çevre ve Orman Bakanlığı’nın uyum yasaları kapsamında hazırladığını öne sürdüğü tasarıyı endişe verici buldu. 9 Kasım 2010’da yayımlanan Avrupa Birliği Türkiye 2010 İlerleme Raporu’nun 90. sayfasında Çevre Faslı altında “Doğa koruma konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Doğa koruma ve biyolojik çeşitlilikle ilgili Meclis’e sunulan taslak yasa, özellikle Türkiye’nin Natura 2000 ağına katılabilecek birçok alanının mevcut koruma statüsünü ortadan kaldıracak olmasından ötürü endişe konusudur” ifadesi yer aldı. Faslın sonuç bölümünde de “Türkiye iklim değişikliği konusunda çok sınırlı ilerleme kaydetmiş ve doğa koruma konusunda hiç ilerleme kaydetmemiştir” denildi. Bu raporla birlikte Çevre ve Orman Bakanlığı’nın “Tasarı AB’ye uyum süreci kapsamında hazırlandı, karşılıyor” savunması da çökmüş görünüyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tepkiler üzerine AB’yi kendine kalkan yapan bakanlık şimdi de umduğu gibi çıkmayan raporun gerçeği yansıtmadığını savunuyor. Raporun bu bölümünün basında geniş şekilde yer alması üzerine açıklama yapmak zorunda kalan Bakanlık, önce raporda övgüyle bahsedilen atık tesisleriyle ilgili çalışmalarını uzun uzun anlatıyor. Açıklamanın sonunda “Tabiat koruma başlığına gelince;” diye bir paragraf açıp tüm tepkilere kulaklarını tıkayıp icraatlarını anlatmaya devam ediyor bakanlık. Tasarıyı da 2003 yılında görüşlerine başvurulan çevre derneklerinin adını sıralayarak savunmaya çalışan bakanlık, 7 yıl önce hazırlanan o tasarının değiştirilip bugünkü haline getirildiğini tabiki belirtmiyor. Bakanlığın açıklamasında yasanın mevcut korunan alanların statülerinde olumsuz düzenlemeler getireceği kaygılarının da gerçek dışı olduğu ifade ediliyor ama kimsenin yüreğine su serpilmiyor. Eski Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Salih Sönmezışık’ın da tasarıya tepkisi çok sert. Sönmezışık “Bir bakanlık çalışanı olarak koruma sözcüğünü sevmeyen bu siyasi oluşumun, iktidara geldiği 2002 yılından beri böylesi bir hazırlığın içinde olduğunu biliyorduk. Kaldı ki sekiz yıl boyunca, özellikle ormanlarımızın yönetimi konusunda Çevre ve Orman Bakanlığında yapılan uygulamalar ve kurumsal düzenlemeler, bu tespitimizde bizlerin ne denli haklı olduğunun önemli göstergeleridir” diyor. Asıl; tescilli alanların 14 tanesi hükümet tarafından atanacak bürokrat, 4 tanesi akademisyen ve bakanlıkça belirlenecek 2 adet sivil toplum kuruluşu temsilcisinin bir araya gelmesi ile 20 kişiden oluşan Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu tarafından yeniden değerlendirilmeye tabi tutulacak olmasının tehlikeli olduğunu düşünüyor Sönmezışık. Tasarının yasalaşması halinde milli Park olan Munzur, Arılı, Çağlayan, İkizdere Vadileri gibi 1. derece sit alanı ilan edilen yerlerde şirketlerin faaliyetleri yasallaşacak ve HES inşaatları hız kazanacak. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Editör: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Serap Koçer Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Yerel Süreli Yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle