02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 27 Kasım 2010 Cumartesi Doğal sitlerin yasal tahribatına J ÖZLEM GÜVEMLİ rabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Rize’nin İkizdere Vadisi’ni “Doğal Sit” alanı ilan edince bu vadiyle birlikte Anzer ve Ovit yaylalarında yapımı planlanan 22 Hidroelektrik Santrali de iptal edilmiş oldu. Ama yıllardır bu bakir vadilerde kurulmak istenen HES’lere karşı mücadele edenlerin sevinci çok kısa sürdü. Çünkü Çevre ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasası” taslağı İkizdere kararından bir gün sonra Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. İkizdere’nin rövanşı olarak görülen SİT kararını verme yetkisini koruma kurullarının elinden alan yasayı Bakanlık, AB uyum yasası olarak hazırlandığını açıkladı. Ancak AB İlerleme Raporu’nda bu yasa pek AB ile uyumlu bulunmadı. AB ile uyumlu olsun ya da olmasın tasarı yasalaşırsa Anadolu’nun eşsiz doğası geri dönüşü olmayan bir yola girecek. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2009 yılından beri hazır beklettiği ama nedense 24 İkizdere’nin rövanşı olarak Ekim’de alınan kararından görülen ‘Sit kararını verme İkizdere bir gün sonra yetkisini koruma Bakanlar Kurulu’nca kurullarının elinden alan’ onaylanan “Tabiatı yasanın AB uyum yasası ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma çerçevesinde hazırlandığı Kanunu Tasarısı” açıklandı. Ancak AB meclise gönderildi. İlerleme Raporu’nda bu Tasarının en çok tepki gören maddesi yasa pek AB ile uyumlu koruma bulunmadı. AB ile uyumlu Kurullarının yetkisi olsun ya da olmasın tasarı altındaki doğal sitlerin tamamen yasalaşırsa Anadolu’nun Çevre ve Orman eşsiz doğası geri dönüşü Bakanlığı’na devredilecek olması. olmayan bir yola girecek. Aslında bakanlığın adı gibi çevreci olması durumunda çok tepki çekmeyecek bu durum bakanlığın doğayı sadece yatırım alanı olarak görmesi nedeniyle kaygılara neden oluyor. Sivil toplum kuruluşları ve çevreci örgütler de bu nedenle 2003 yılında hazırlık süreci başlatılan ama ilk halinden eser kalmayan tasarının yasalaşmaması için “Tabiat Kanunu İzleme Girişimi” oluşturup sürecin takipçisi oldu. Yeşil Artvin Derneği’nden Greenpeace Akdeniz’e kadar 70 örgütün oluşturduğu girişim, yasa taslağı bu haliyle onaylanırsa Türkiye’nin doğasında meydana gelecek tahribatın durdurulamayacağına dikkat çekiyor. T ve doğaya zarar veren birçok müdahale, koruma kurulları ve mahkemelerce artık engellenemeyecek. Tasarının Meclis tarafından onaylanmasıyla birlikte doğal sit statüleri ortadan kaldırılacak ve hâlihazırda bağımsız bir yapıya sahip olan Koruma Kurulları’nın doğal sitlerle ilgili herhangi bir yetkisi kalmayacak. Bu düzenlemeyle birlikte ülkemizdeki 1234 Doğal Sit Alanı’nın kaderi ağırlıklı olarak kamu kurumu yetkililerinden oluşan yeni bir kurula terk edilecek. Tasarı ile dünyada kabul gören prensipler doğrultusunda doğayı koruyan bir yasal yapı olmayacak. Yasal olarak maden, kentleşme, enerji gibi yatırımlar doğayı ne ölçüde tahrip ederse etsin ayrıcalık kazanacak. 3. köprüyü kimse durduramayacak İstanbul’a yapılması planlanan 3. Boğaz Köprüsü projesinin önündeki bir yasal engel daha kalkacak. Köprü yapımı ve İstanbul’un kuzeyine doğru yoğunlaşan yapılaşmayı önlemek için İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarihli Beykoz, Sarıyer, Ömerli ve Şile’yi koruyan “İstanbul Kuzey Kesimi – Karadeniz Kuşağı Doğal Sit Alanı” kararı da tasarı yasalaşırsa kalkacak. 2. Köprü nasıl Elmalı barajını öldürdüyse, 3. Köprü ve bağlantı yolları da Ömerli barajını yok edecek. Yani İstanbul ve çevresindeki tüm su havzaları için geri sayımın başladı. Kendi su kaynaklarını kirleten İstanbul dışarıdan daha fazla su getirilmesini talep edecek. Bugüne değin HES lisansı vererek Anadolu’daki tüm derelerin ve su havzalarının ticarileştirilmesini sağlayan bakanlığa bağlı aynı bürokratlar, bu kez doğal sit kararlarını da verecek. Tasarı yasalaşırsa neler olacak? Tabiat Kanununu İzleme Girişimi ile Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu ve 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu, tasarının yasalaşması halinde Türkiye’nin başına gelecekleri gözler önüne seren çarpıcı bir tablo çizdiler. Bu tabloya göre tasarının yasalaşması halinde Türkiye’de 1234 adet “Doğal Sit, Milli Park, Tabiat Parkı” statüsü kaldırılacak. HES’ler başta olmak üzere doğal sit alanlarında gerçekleştirilen Munzur, Arılı, Çağlayan... Su Kullanma Hakkı Sözleşmesi imzalamış veya HES için lisans almış tüm şirketlerin önünde engel olarak duran havza koruma statüleri kaldırılacak. Böylece Milli Park olan Munzur, Arılı, Çağlayan, İkizdere Vadileri gibi 1. derece sit alanı ilan Koruma statüleri iptal edilen havzalarda yeniden koruma alanlarının belirlenmesi için 38 yıl kadar bir süre geçmesi gerekiyor. Bakanlığın izlediği politikalara bakılırsa bu süre doğal alanlar koruma esaslı değil kullanma esaslı değerlendirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle