Katalog

Caravaggio’nun izinde Malta ve Roma Yıllar önce bir gün, yine bir klasik İtalya turu yaparken, bir hayal düşüyor aklıma, fikrime, içime… O ara sokaktaki anın büyüsünü tekrar yaşamak ve yaşatmak! Caravaggio’nun izinden giderek… Malta’da o kırmızıyı görmek, ölümsüz şehir Roma’da, Roma’ya olan ölümsüz aşkımı Caravaggio’ya olan tutkumla birleştirmek. BENGİ IŞIL GÖKTÜRK’ün yazısı 3. SAYFADA 12 EKİM 2011 ÇARŞAMBA SAYI: 81 Ah Kars Vah Kars Eğri büğrü yollarda yürümeye çalışıyorum. Kentin neredeyse bütün sokak ve caddeleri asfalt yüzü görmemiş. İnanılmaz bir çarpık yapılaşma fena halde göze batıyor. Yokluk, sefalet her tarafa sinmiş. İnsan, davar ve büyükbaş hayvan hâlâ bir arada yaşıyor. Anlaşılan o ki Türkiye’deki toprak rantı kapma açgözlülüğünden Kars fazlasıyla nasibini almış. Diyeceğim o ki Kars’ın ahı gitmiş vahı kalmış. LEYLA TAVŞANOĞLU’nun yazısı 4. sayfada Fotoğraflar: SEVİNÇ AKDOĞAN Pırıl pırıl parlayan ülke: Sri Lanka Bir masal bahçesi Sri Lanka, Hint Okyanusu’na açılan Bengal Körfezi’nin güneyinde ve Hindistan yarımadasının 30 km. açığında yer alıyor. Asya’dan kopmuş bir damla gözyaşına benzetilen ve tarihinde savaşların, işgallerin, isyanların hiç bitmediği bu küçük adada 20 milyon civarında insan yaşıyor. TİMUR ÖZKAN’ın yazısı 2. sayfada Yitik bir hazine C MY B C MY B Adındaki harflerin yerini değiştirdiğimizde oluşan aşk kelimesinin hakkını verircesine gelenlerin kendisine âşık olduğu bir masal bahçesi olan Antalya’nın bozulmamış ilçesi Kaş. Ne mi var bu Kaş’ta? Dibi görünen temiz bir deniz, balkonlardan sarkan begonviller, küçük ve büyük çakıl isimli plajlar, görkemli doğasıyla Limanağzı ve gittiğiniz plajlarda zorla şezlong satmaya çalışmayan zarif işletmeler var, daha ne olsun. BURCU AKKAYA’nın yazısı 4. sayfada Bir şehrin büyüklüğü insanların hayallerine hitap etmede gösterdiği marifetle ölçülür. Her şehir istisnasız kendine has bir ruh taşır. Bu ruh asaleti onu farklı kılar, insanları kendine doğru mıknatıs gibi çeker. Bir ilin havasını teneffüs edip, kaldırımlarını arşınlayanlar, tarihi mekânlarında, medreselerinde çay yudumlayanlar orada kendilerine ait yitik sevdalarını bulur. HAYRİ ARSLAN’ın yazısı 4. sayfada Ka r a m a n Güzel ve şirin cennet Bu yıl da yaz bitti işte; her ne kadar mor salkımlar hâlâ açmaya devam etseler de. Ekim ayındayız. Gündüzler de hafiften hafiften kısalmaya başladı; artık hava sabahları saat 6.00’yı geçerken ağarmaya başlıyor, akşamları da saat 20.00 olmadan kararıyor. Erken kalkan ben, günü değerlendirmek için aşağıya, marinaya iniyorum. Zira Fethiye öyle birkaç günde gezmek ile bitecek bir yer değil. NİLHAN AYDIN’ın yazısı 4. sayfada y t i Fe h e