Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 20 EKİM 2010 ÇARŞAMBA TURİZM C Sanat kentine yolculuk... Baştarafı 1. Sayfada Neoklasik Yunan mimarisi ile sarmısak taşından yapılmış herhangi bir evin merakınıza yenilerek kapısını çalıp buyur edilmek isteyebilirsiniz. Yoruldunuzsa her sokak başındaki gürül gürül akan tarihi bir çeşmeden bir avuç su içip, soluklanın. Birazdan Aya Triada veya Ayazma Kilisesi’ndeki bir sergiye ya da bir müzik dinletisine katılabilirsiniz. Ayvalık’ın diğer bir özelliği de sanat kenti olmasıdır. Bağrında birçok sanatçı ve düşün insanı yetiştiren kent, yazından resme, müzikten heykele kadar sanatın her çeşidine doğal plato oluşturur. Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Sabih Kanadoğlu, Ahmet Yorulmaz, Filiz Ali, Nejat Yavaşoğulları, Sakine Özkan, Gülsün Sadık Karamustafa, Pınar Kür, Feyza Hepçilingirler, Ayşe Kilimci, İlhan Usmanbaş, Fazıl Say’ın hocası Kamuran Gündemir, Burhan Uygur, Orhan Peker, Muzaffer Akyol, Gültekin Emre, Türkel Minibaş, Ara Güler, BeralTeoman Madra, esinlerini Ayvalık’tan besleyen isimlerdir. ADI NEREDEN GELİYOR Ayvalık’ta gözleriniz ayva ağacını ararken neden zeytine haksızlık edildiğini merak ediyorsanız, Ayvalık’ın adının nereden geldiğini, tarihini, gelin yazar Ahmet Yorulmaz’ın “Ayvalık’ı Gezerken” kitabından öğrenelim. Yazar, kentin adının Yunanca Kydonie’den gelmesi ihtimalinden söz ediyor. Ayvalık anlamına gelen Kydonie ismi İÖ 330’lara dek uzanıyor Ayvalık, Cezayirli Hasan Paşa tarafından 1789’dan itibaren gayrimüslimlerin yaşadığı özerk bir bölge olmuş. Bu özerklik 1821’deki Yunan ayaklanmasına dek sürmüş, bu ayaklanma sonucunda Ayvalık boşaltılarak 1840’ta Karasi Sancağı’na bağlı bir ilçe yapılmışr. Özerklik sürecinde Ayvalık, İstanbul hükümetinin koruması altında, bağımsız bir devletçik görünümü kazanmış. 1800’lü yılların başında Ayvalık’ta “Ayvalık Gimnasiyumu” adı verilen altı yüz öğrencisi, büyük bir kitaplığı, fizik kimya laboratuvarıyla bir de akademi kurulur. Kentin ekonomisi zeytincilik, şarap üretimi, dericilikle büyümüş. Yine o tarihte Ayvalık biri genel diğeri cüzamlıların tedavi edildiği iki hastaneye sahip olmuş. MÜZİK AKADEMİSİ Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AIMA) 1998 yılında, birkaç aylık kısa bir ön çalışma sonucu bir sivil inisiyatif olarak Prof. Filiz Ali tarafından kuruldu. Amaç Türkiye ve yurtdışından konservatuvar düzeyinde öğrencilere yönelik müzik Masterclass’ları düzenlemek ve bu Masterclass’lar yoluyla, yetenekli genç müzisyenlere Avrupa ve Türkiye’nin ünlü müzik ustalarıyla çalışma olanağını sağlamaktı. 19982005 arasındaki sekiz yıl boyunca, AIMA değerli gönüllülerce desteklendi. Ümit ve Cem Boyner, Ayvalık Cunda adasındaki evlerini her yıl eylül ayında 10 gün için AIMA’ya açtılar. Çok sayıda Ayvalıklı, öğrenci ve öğretmenlere davetler, yemekler ve bahçe partileri vererek AIMA’ya çeşitli şekillerde destek verdi. Halen devam eden bu gönüllü destekler AIMA için büyük önem taşımaktadır. da”, resmi adıyla ise Alibey Adası. Kıyıdaki balık lokantalarının birinde buz gibi rakınızın yanında sunulan çeşit çeşit taze otlardan yapılmış mezelere sabırsızca uzanıvereceksiniz; biraz sonra zeytinyağında kızarmış papalinanın geleceğini bile bile. Saatin kaç olduğunu düşünmeyin. Nasıl olsa biraz sonra zaman size Cunda’nın gizeminin kapılarını aralayacak. Taş Kahve’de bir fincan dibek kahvesi yudumlayın; mis gibi Ayvalık imbatını içinize çekerken. Sonra sahildeki zamana meydan okuyan heybetiyle dimdik duran Despotun Evi’nin önünde fotoğraf çektirmeyi ihmal etmeyin. 1873’te yapılmış metropol kilisesi Taksiyarhis’i atlamayın. Görkemine hayran kalacaksınız. Adada bulunan çok sayıdaki kilisenin en sağlamı. Gün batımının en iyi seyir terası olan Âşıklar Tepesi’ne çıktığınızda bugün sadece duvarları kalmış Aya Yannis’i de ziyaret edebilirsiniz. KOKULU ADA; CUNDA... İsterseniz bir de Cunda’ya uzanın. Diğer adlarıyla “Kokulu”, “Moshinos” “Nesos”, “Yun Ayvalık’ta en çok görülmek istenen yerlerin başında gelen Küçükköy sınırları içindeki Şeytan Sofrası’nı ise gelin Muzaffer Hacıhasanoğlu’nun dizelerinden dinleyelim: “Şeytan en güzel yerde kurmuş sofrasını, İçmiş şarabın eskisini, yemiş meyvelerin hasını. Kadınlar bırakın ellerinizden oyaları! Doğa, maviyle, yeşille işlemiş en âlâsını. Penelope bir örüp bir söküyor; Büyüyor, büyüyor beklerken kocasını. Aphrodite burdan mı girmiş denize? Şeytan kesinkes okşamıştır kalçasını. Kazdağı’ndan esen yel Trova’dan ses verir Şeytan Sofrası’nda dinler insanlığın yasını.” ŞEYTAN SOFRASI... Küçük küçük de olsa, eski uygarlıklar yatağı Cunda, adının daha “Nesos” olduğu, Maden Adası’ndaki “Pordoselene” uygarlığının yaşadığı dönemde, sikkeleri elden ele dolaşan bir yerdi. Nesos’un (Cunda) ayrı parası vardı. Pordoselene’nin ayrı... Bu iki uygarlığın yok olduğu yerde Osmanlı’nın Yunda, bizim Cunda dediğimiz bu adada, para basma geleneği 1882’ye kadar gelir. Hadi, daha ne duruyorsunuz, hazırlayın valizinizi. Ayvalık’a gelmek için yazı beklemenize gerek yok. Şimdi Ayvalık zamanı. Dağ taş buram buram zeytin kokuyor. Alın elinize sepetinizi 222324 Ekim tarihleri arasındaki Zeytin Hasat Şenliği’ne koşun. Ölümsüz ağacın altında Homeros sizi karşılayacaktır. CUNDA’DA PARA BASILIYORDU... ‘Hedefimiz Sürdürülebilir Turizm’ Baştarafı 1. Sayfada Ayvalık’ın sürdürülebilir bir turizm kenti olmasını düşlüyoruz. Çünkü geçmişte Türkiye turizmine Bodrum, Antalya yokken Ayvalık önderlik ediyordu. Ayvalık’ın, rekabet seçeneklerini ortaya koyamadığı için ikinci konut ve deniz turizmine yenik düştüğünü tespit ettik. Bu tespitlerimizden sonra özgün değerlerimizi ortaya çıkararak tanıtıma yöneldik. En önemli rekabet seçeneklerimiz; zeytin ve zeytinyağı, kentsel mimari kimliği, kendine özgü mutfak kültürü, sualtı zenginlikleri, doğa ve rüzgâr sporlarına elverişli olması, sağlık turizmi için bol oksijeni, 24 adası, kıyıları dantel gibi işli olağanüstü doğal güzellikleri... Rekabet seçeneklerinin tanıtımı için hamleler yaptık. Her gittiğimiz fuarda promosyon zeytin zeytinyağı dağıttık. Sağlığa faydalı olduğunu anlatıp tüketimini arttırmaya çalıştık. 1876 adet tarihi taş binası, kiliseleri, yel değirmenleri, tarihi çeşmeleri ile Ayvalık’ın kentsel mimari kimliği ön planda. Müze kent olarak nitelendirilen Ayvalık, koruma altında olduğu için 5 yıldızlı otel yapılacak arsalara sahip değiliz. Sadece tarihi yapıları restore ettirip turizme kazandırarak daha nitelikli yatak sayısı ile kültürel turizmde tercih edilen bir yer olmasını hedefliyoruz. Son yıllarda yatak sayısını 2 binden 4 bine yükselttik. Kendine has bir mutfağımız var. Kente mübadele yolu ile Girit’ten, Midilli’den, Rumeli’den gelen yurttaşların mutfak kültürleri bir araya gelmiş ve Ayvalık’ta değişik bir Ege mutfağı oluşturmuş. Turizmde sadece gezip görmenin yanında değişik lezzetler de aranıyor. Ayvalık, mutfak yönünden avantajlı bir kent. Sualtı zenginlikleri Kızıldeniz’le rekabet edebilecek güzellikte. Deniztavşanı ve kızılmercanlarıyla sualtı faunası çok zengin. Ayvalık yelken, sörf gibi doğa sporları açısından da oldukça elverişli. Ayvalık, belki dünyada 24 adası bulunan ender kentlerden biri. Yazın her gün teknelerle adalara ve koylara geziler düzenleniyor. Kuzey rüzgârları, Kazdağları’ndan sürekli oksijen pompaladığından Ayvalık’ın tertemiz bir havası var. Bu kadar rekabet seçeneği olan bir kentin turizmde geri kalması bize düşündürücü geldi. İnsanlara bunları anlatmanız gerekiyor. Biz de yazılı ve görsel medya aracılığıyla, yurt içi ve dışındaki turizm fuarlarına katılarak bütün seçeneklerin hepsini birden tanıtıma yöneldik. Broşür, CD gibi yayınlar bastırıp fuarlarda dağıttık. bi sanatsal ve kültürel faaliyetlerle oluşur. Sanatsal etkinlikler kentlere zenginlik katar. Ayrıca bu aktivitelerle 12 ay turizm de sağlanabilir. Sanat zaten Ayvalık’ın kültüründe var. Ayvalık, uluslararası müzik akademisine (AIMA) sahip bir yer. Sanatsal etkinliklerimizi ise sokak aralarındaki tarihi mekânlarda sunmaya özen gösteriyoruz. Ayazma Kilisesi’ni sergi alanı olarak düzenledik. Yaprak Tütün Deposu’nun (Aya Triada) restorasyon projesi hazırlandı. Restorasyonun ardından burasını da kültür merkezi olarak hizmete sunacağız. Cunda’daki belediyeye tahsisli tarihi yeldeğirmeninin restorasyon çalışmaları başlatıldı. Değirmenin bahçesini müzik dinletileri, resim sergileri gibi sanatsal etkinliklerde değerlendireceğiz. Vakıflar Zeytinyağı Fabrikası’nı da zeytinyağı müzesi olarak hizmete sunmayı planlıyoruz. Kent içinde başka fiziki düzenlemeler de yaptık. Bin kişilik olan amfitiyatronun koltuk kapasitesini 7 bine çıkardık. Kente, çok amaçlı kültür salonu olan İsmet İnönü Kültür Merkezi’ni kazandırdık. Vakıflardan kiraladığımız eski zeytinyağı fabrikasını Türkan Saylan Kültür Sanat Merkezi olarak hizmete sunduk. Burada, Ayvalık Kültür Sanat Derneği (AYKÜSAD), resim, müzik gibi çeşitli kurslar düzenliyor. Binanın bir bölümünü ise, Ayvalık Birlik Ortopedik Engelliler Derneği, el sanatları işliği olarak kullanıyor. Etüt merkezi olarak kullandığımız alanda da eğitimde fırsat eşitliği için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte dershaneye gidemeyen yoksul aile çocuklarına gönüllü öğretmenler eşliğinde etüt hizmeti veriyoruz. 18’incisini kutladığımız Ayvalık Engelliler Şenliği’ni ise bu yıl uluslararası boyuta taşıdık. Her yıl Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen binlerce engelli, aileleriyle birlikte kentimizde tatil yapma ve birbirleriyle kaynaşma imkânı buluyor. Belediye olarak engellilere yönelik yaptığımız fiziki düzenlemelerle engellilerimiz Ayvalık’ta kendilerini çok rahat hissediyorlar. Bu anlamda Ayvalık, engellisini de kucaklıyor. Çalışmalarımızdaki bütün hedefimiz kentimizi Ege’nin kültür sanat merkezi haline getirebilmek. Yaşayan tarih; yaşanılır kent Ayvalık’ımıza tüm yurttaşlarımızı bekliyoruz. Saygılarımla... Altyapı ve çevre bilinci olmayan kentlerin sürdürülebilir turizmde gelişmesi çok zor. Sürdürülebilirlik, yani memnuniyet ve ulaşılabilirlik, turizmde iki önemli unsurdur. Bunlar olunca turizm de kendiliğinden gelişiyor. Cunda’nın son yıllarda Türk ve dünya turizminde yıldızı oldukça parladı. Cunda’yı Ayvalık’ın vitrini olarak görüyoruz. Ada olma özelliği, arnavut kaldırımlı sokakları, egzotik, otantik yapısı, Ayvalık mutfağının önde olan otları, deniz ürünleri ve zeytinyağlıları ile çeşitli avantajlara sahip. Cunda, son yıllarda gezip gör mek için en çok tercih edilen yerlerden biri. Biz de böyle bir adanın varlığıyla gurur duyuyoruz. Tanıtım yönündeki çalışmaların olumlu yansımalarını yurttaşlarımızla birlikte hissediyoruz. Ayvalık, 7 yıl önceki durumunda değil; kıpır kıpır bir kent haline geldi. Artık herkes Ayvalık’ı görmek istiyor. Sosyal demokrasi dünya görüşüm gereği, bir kentin gelişmişliğinin en önemli göstergesi kültürel ve sanatsal etkinliklerdir. Kentlerin belli bir kültürü olması gerekir. Bu inançla uzun soluklu kültür sanat günleri düzenliyoruz. Yerel yönetimlerin kültür politikası oluşturup bu kültürü insanlara anlatması gerekir. Yaşayan insanlara hemşerilik bilinci ve aidiyet duygusu yerleştiremezseniz, o kent gelişemez. Bu da en iyi müzik, resim ve heykel sergileri, paneller gi Hasan Bülent Türközen Ayvalık Belediye Başkanı C MY B C MY B