Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA Padişahların evi TOPKAPI SARAYI Hükumet emeklisine tatil için hem maaş hem yolluk veriyor Yaşlı Norveçlilerin huzur evi Antalya Abdülkadir Yücelman ‘N D oğruları ya da yanlışlarıyla, 2010’na harıl harıl hazırlanmakta olan İstanbul’un en gözde mekânı, kentin siluetindeki en önemli noktalardan birini oluşturan Topkapı Sarayı, beş yüz yıldan bu yana tarihi yarımadanın birinci tepesindeki görkemli yerini geçmişte olduğu gibi aynı şekilde korumaktadır. Topkapı Sarayı; İstanbul kentinin güzelliğini, İstanbul’u İstanbul yapan klasik, büyülü görüntüsünü dünyaya yansıtan unsurlardan biridir. Gelen yabancıların Ayasofya, Sultanahmet gibi en çok ve de öncelikle gezip görmeyi arzuladıkları üç büyük mekân arasında yer alan saray, inşa edilmeye başlanan ilk yapılarıyla, 1478 yılından bu yana, mükemmel bir şekilde korunmuş, İslam aleminin beş büyük ekolünden biri olan Osmanlı mimarisinin özelliklerini toplu şekilde yansıtan en güzel örneklerden birini oluşturmuştur. 700 bin metre karelik bir alan üzerinde kurulmuş olan saray, üç kıta üzerindeki topraklarda hükmetmiş koskoca bir imparatorluğun idari merkezi, ayrı zamanda bu imparatorluğun başında bulunan hükümdarın, yani padişahın evi olarak kullanılmıştır. Topkapı Sarayı kendine özgü mimarisi, bahçeleri ya da içinde barındırdığı eşyalarla, öteki Avrupa saraylarına kıyasla bambaşka bir ayrıcalık taşır. Fatih Sultan Mehmet’ten sonra gelen hemen her bir padişahın yaptırmış olduğu köşk, çeşme ya da haremdeki bir odanın yüzyıllar içinde birbirlerine eklenip genişletilmesiyle kit halinde meydana getirilmiş kompleks bir yapılar topluluğunu oluşturur. Mutfaklardan hazine dairesine, arz odasından Enderun mektebine her bir yapı birbirlerinden ayrı inşa edilmiş. Yapılandırılması 400 yıldan fazla bir zaman alan sarayın ilk binası, İstanbul Arkeoloji Müzeleri binasının karşısında yer alan ve Çinili Köşk adıyla tanımlanan Fatih Sultan Mehmet köşküdür. Sarayın, inşa edilen son yapısı ise, Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmış, bir bölümü 1960’lı yıllardan bu yana Konyalı Restoran tarafından işletilen, Avrupa saray mimarisinden esinlenmiş Barok çizgiler taşıyan Mecidiye Köşkü’dür. Topkapı Sarayı’nın adı; bir zamanlar, giriş kapısının iki yanında, sarayın güvenliği için yerleştirilmiş olan iki adet topun varlığından kaynaklanıyordu ki, halk ağzında oluşan bu tanımlama, daha sonraları resmi bir kimlik kazanmıştır. Topkapı, içinde korunan emsalsiz koleksiyonlarıyla da dünya sarayları arasında kendine özel ayrıcalıklı bir yer oluşturmaktadır. Bu koleksiyonlar arasında yer alan, 10 bin 700 parçalık Çin porselenleri koleksiyonu Çin’den sonra dünyada var olan ikinci büyük ve nadir koleksiyondur. Yine sarayda korunan kutsal emanet, saat, silah, tablo, cam, elbise, halı, hazine eşyaları gibi koleksiyonlar da, Topkapı’nın eşsiz zenginliklerini oluşturmakta ve büyük projeler çerçevesinde allanıp pullanıp 2010’a hazırlanmaktadır. Mandalina kokulu turkuaz koy BİTEZ Nurperi Değirmenci odrum Yarımadası’nın “narenciye bahçesi” Bitez’in diğer adı “Ağaçlı”... Yüzlerce dönüm mandalina bahçeleri, asırlık zeytin ağaçları, yeşilin her tonu ile maviyi kıskandıran Bitez, kara yoluyla Bodrum’a yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta. Bodrum’un merkezinden minibüslerle yapılan 15 dakikalık yolculuk, yarımadanın en güzel beldelerinden birine taşıyor sizi. Bağla ve Ada Burnu arasındaki koyda yer alan Bitez Beldesi’nde turizmin yanı sıra, geçimini hala topraktan ve denizden sağlayanların varlığı sayesinde biraz daha doğanın içinde hissediyorsunuz kendinizi. Onların özenle yetiştirdiği, limon ve mandalina çiçeklerinin kokusu eşliğinde gezilen bahçeler, geldiğiniz tüm şehirleri unutturacak kadar güzel. Adeta metropolleşen Bodrum’un eğlence hayatına çok yakın olmanıza rağmen Bitez’in dinginliğini, yöre insanının sıcaklığını ve konukseverliğini yaşamak beldeyi çok daha özel kılıyor. Doğa tutkunları için Bitez, en uygun yürüyüş parkurlarına sahip. Parkurun sonu tabii ki denize ulaştırıyor sizi, yöre insanının deyimiyle “yalı”ya.. Dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ağırlayan otellerin, restoranların, barların, kafeteryaların olduğu yarım ay şeklindeki uzun Bitez Yalısı’na, mavi bayrakla ödüllendirilmiş pırıl pırıl sulara geldiğinizde size ilk merhaba diyen “meltem”dir... Bodrum Yarımadası’nda sörf için en uygun yer Bitez. Uzmanlara göre rüzgar sörfü için dünyadaki en uygun köşelerden biri. Sualtına meraklı olanlar için de dalış okulları ve tekneler var. Günübirlik tekne turu düşünürseniz her keseye uygun olanı bulmak mümkün. Restoranların menüsünü oluşturan taze deniz ürünleri, balık çeşitleri ve yöreye özgü zeytinyağlılar tadılmaya değer. Mutlaka tatmanız gereken, hiçbir yerde bulamayacağınız başka bir lezzet ise Bitez dondurması. Yılın belirli dönemlerinde gerçekleştirilen festivaller, gele Fotoğraflar: Ayhan Altun orveç, yaşlıları bize gönderiyor.’ Bu gazetelerde küçük bir haberdi ama dikkatimi çekti. Belleğim beni 70’li yıllara götürdü o an. Rahmetli Ecevit’in döneminde “ABD emeklilerini bize gönderecek” anlamında bir haber çıkmıştı da “Türkiye, Amerika’nın çöplüğü mü?” şeklinde tartışmalar olmuştu. Haberi okuyunca o günleri anımsadım. Sonra düşündüm, İzmir Balçova termali yıllardır Norveçliler kapatır, Alanya’da 15 bine yakın Alman mülk sahibi olmuştur dahası “beni Alanya’ya gömün” vasiyetleri bile vardır. Urfa civarı İsraillilere, Marmaris yöresi İngilizlere, Trakya’nın kimi yerleri Yunan bankasına parsellenmişken mutlu olmak için kendi paraları ile Türkiye’yi seçen yaşlı Norveçlilerin mutluluğunu paylaşmanın eleştirilecek bir yanı olabilir mi? İskandinavya ülkelerinin temsilciliğini yapan Oya Hanım ile bu konuda söyleştik. 70 yaş üstü Norveçlilerin tatil yaptıkları Belek’deki Gloria Hotel’de nasıl mutlu olduklarını anlatırken gördüğüm kadarıyla kendisi de onlar kadar mutluydu. Çünkü onlarla beraber yaşıyor, onlarla beraber kalıyor, onlara can yoldaşı oluyordu. Bu, Türkiye ile Norveç hükumetinin karşılıklı imzaları olan bir anlaşma. Artı Sağlık Bakanlıkları da karşılıklı garantiler vermiş ve ciddi bir anlaşma yapılmış. Norveç zengin bir ülke. Kişi başı GSMH 85 bin dolar. Uzun bir yaşamın nedeni sosyal garantiler. Norveç hükumeti “şunca yıl yaşadınız, ama ne kızınız ne oğlunuz yanınızda, yalnız kalmışsınız, şu emekli maaşınız dışında istediğiniz bir ülkeye gidin, nerede kalırsanız onun da pa rası benden, yeter ki ahir döneminizde mutlu olun” demiş ve bu organizasyonu da temsilci olarak Norveç’de yaşayan Oya Demirel’e vermiş. Oya Hanım diyor ki: “Benim de tek istediğim şu insanların mutlu olması. Onun için bir çok oteli dolaştık ancak şimdi kaldığımız Gloria Hotel’den memnunuz. Norveç’in bu yaşlı insanları insani duygularla dolu. Her şeyleri var, ama arayan soranları yok. Bekledikleri şey sevgi, ilgi, yakınlık, dostluk, arkadaşlık... Kültürlü hepsi de, bol bol kitap okuyorlar, golf oynuyorlar, fitness salonunda yaşlarına göre çalışıyorlar. Onları hafta arası Aspendos’a götürdük, çok sevdiler, Anadolu güneşine hayran kaldılar. Adeta mutluluğu yeniden keşfediyorlarmış gibi.” “Denize giriyorlar mı?” dedim, güldü Oya Hanım, “Size 70 80 diyorsam bizim kadınlarımızın 5060’ı gibidirler. Denize de giriyorlar, dansa da kalkıyorlar.” “Bu yaşta her şeyi yiyemezler değil mi?” “Yerler yerler” dedi. “Ama en çok başta somon ve balık türleri ile meyve sebze yiyorlar. Yürümeyi seviyorlar.” Norveç hükumeti emekli vatandaşlarına açık çek vermiş. “Dilediğiniz yerde dilediğiniz kadar.” Her şeye karşın sağlık konusu da garantiye alınmış ve Aspendos Hastanesi ile anlaşma yapılmış. İskandinavya ülkelerinin temsilcisi Oya Demirel mutlu, Gloria Hotel’de golf öğretmenliği yapan 19 yaşındaki oğlu Mehmet mutlu, otel çalışanları mutlu. Yani herkes mutlu burada. İnsanları mutlu etmek galiba mutlu olmanın en güzel yolu. B neksel yarışmalar ise bin bir renk katar Bitez’e. Bitez Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği tarafından düzenlenen Mandalina Festivali, Bitez Belediyesi`nin katkılarıyla düzenlenmekte olan Bitez Açık Tavla Şampiyonası, Uluslararası Çocuk Halk Dansları Festivali, sörf okullarının düzenledikleri yelken ve sörf yarışmaları bunlardan sadece birkaçı. 2009 yerel seçimlerle işbaşına gelen CHP’li Bitez Belediye Başkanı İbrahim Çömez’in başkanlığını yaptığı “Kültür ve Sanat Komisyonu”nun projelerinden biri olan “Bitez Kültür Evi” tamamlandığında, yöre tarihinin, kültür ve doğa zen ginliğinin yaşatılması ve tanıtılması ile alternatif turizm etkinlikleri de Bitez’e kazandırılabilecek. Şimdilik bu görevi üstlenmiş bir yer var; “Bitez Kadınlar Kahvesi”. Eski Bodrum evinden oluşan Kadınlar Kahvesi, Bitez’e gönül veren becerikli Bodrum kadınları hem geleneksel el sanatlarını yaşatıp, bunu ekonomiye kazandırıyor hem Bitez Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen sağlık ve kültür seminerlerine de ev sahipliği yapıyor. Bitez Köyü, Balcılar Mevkii’inde milattan sonra 2. yüzyılda inşa edildiği belirlenen, yunus ve kılıç balığı motifli mozaikleriyle dikkat çeken “Gara Kilisesi” görülmesi, sahip çıkılması, turizme kazandırılması gereken tarihi bir değer. 1900’lerde yaşanan ve hala dilden dile dolaşan Halil Efe ile Çakır Gülsüm’ün yasak aşkları ise artık bir masal anıtına dönüşmüş Bitez Yalısı’nda… Halil’in vurulduğu yerde çiçeklerle bezeli bir parkın içinde birlikte çok uzaklara bakıyorlar Halil ve Gülsüm… Yeşilin maviyi mandalina çiçeği kokusuna boyadığı zamanlara... Aile ortamında rahat ve güvenli tatil MANUELA HOTEL B itez’in en eski işletmelerinden olan Manuela Hotel, Bitez Yalısı‘nda denize sıfır konumunda olup, bilinen tatil anlayışının dışında verdiği hizmetleriyle koyun seçkin işletmelerinden biridir... 20 yıldır verdiği kaliteli hizmet anlayışı doğrultusunda çalışan personeli ve tatile gelen misafirleriyle bir aile ortamı oluşturmaktadır. İşletmemiz denize sıfır konumu ve geniş kumsal plaj, plaj üzerinde dev şemsiyeler altında özenle seçilmiş gün boyu ve gece kullanı labilen oturma grupları, otel çevresini saran ulu ağaçlar altında yemyeşil bahçesiyle misafirlerimizin beğenisini kazanmaktadır. Müdavimlerden oluşan misafir kitlesine sahip otel kalite ve hizmet titizliğinden ödün vermeden gelen misafirlerin huzur ve rahatlığı gözetilerek tur operatörleri ile çalışmamaktadır. Dostane, düzeyli tatil ortamına, yemek lezzeti ve tazeliğine, kullanılan malzemelerin dikkatli ve gündelik seçimine önem vermekteyiz. Otelimizde, yıllardır birlikte çalışmanın verdiği tecrübeyle, tatilinize sıcaklık, rahatlık ve güven ortamı ile yansıtılacaktır. Son beş yıldır Türk misafirlerin otele gösterdikleri ilginin çoğalarak devam etmesi, hizmet kalitemizin çıtasını yükseltme sebeplerinden biri olmuştur. Misafirlerimizin memnuniyetini artırmak çabasıyla işletmemizde tadilat ve çeşitli düzenlemeler yapılarak 2009 sezonuna hazırlanmıştır. Bitez koyunun Bodrum’a yakınlığı ve sıcak yaz günlerinde bile nem oranının azlığı ve sürekli esintisiyle tatil rahatlığına, otelimizin işletmelerden uzak kendine özel yeşilliklerle kaplı konumu eklenince, gelen misafirler memnuniyet içinde tatil geçirmektedirler. Yaz dönemlerinde Türkiye’ye getirdiğimiz Kübalı müzisyenlerle müzik geceleri ve farklı eğlence alternatifleriyle her akşam başka bir tatla misafirlerimiz tatilin tadını çıkartmaktadır. C MY B C MY B