Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA Krizde sivil havacılık büyüdü dirdi. SHGM’den yapılan yazılı açıklamada, Türk sivil havacılık sektörünün uçak filosuna 2007’de 26, 2008’de ise 49 uçak eklediği, mayıs ayı itibariyle ise bu yıl filoya, 22 uçak katıldığı belirtildi. Küresel krize rağmen Türkiye’de sivil havacılığın yatırımları artıyor. 20. yılında yolcu sayısını 4.22 milyona, cirosunu ise geçen yıla oranla yüzde 34 artışla 406.7 milyon euro’ya çıkaran Sun Express’in Genel Müdürü Hacı Say’dan yurt dışı uçuşları ve yeni yatırımları konsunda bilgi aldık. Avrupa’da 28 noktaya uçuş düzenlediklerini belirten Hacı Say, “charter” uçuşlarıyla Avrupa’da 15’in üzerinde ülkeden Türkiye’ye turist taşıdıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “SunExpress 2001 yılında Türkiye’nin yurt dışına tarifeli sefer düzenleyen ilk özel hava yolu. 2006 yılında ilk kez Anadolu kentlerine İzmir ve Antalya’dan uçuş gerçekSun Express leştiren SuneksGenel Müdürü Hacı Say press’in, Adana ve Bursa’dan da Anadolu’ya direkt uçuşları var. Dış hatlarda her üç merkezimizden, başta Almanya’nın önemli şehirleri olmak üzere, Avrupa’da 28 noktaya uçuyor. Ayrıca charter uçuşlarımızla, Avrupa’da 15’in üzerinde ülkeden Türkiye’ye turist taşıyoruz. Tamamı “boeing”lerden oluşan 19 uçaklık bir filoyla hizmet veriyoruz ve haziran içinde filomuza 20. uçağı ekleyeceğiz. Filomuzdaki uçak sayısını 2010 yılı sonu itibarıyla 20’den 25’e çıkarmaya karar verdik. 2010 sonu itibarıyla kapasitemizi 25 uçağa ve 4.725 koltuğa çıkaracağız. Kapasitemizdeki artışa paralel olarak, uçtuğumuz noktaların sayısını da artırmaya ve uçuş ağımızı büyütmeye devam edeceğiz. 20092010 kış sezonundan itibaren uçuş ağımıza yeni iç ve dış hat noktaları eklerken, mevcut uçuşlarımızın frekansını da artıracağız. 2009 sonunda hedefimiz, Avrupa standartlarındaki hizmetimizi beş milyonun üzerinde yolcuya sunmak” dedi. Zaman tünelinde ŞAM Yazı ve fotoğraflar Yıldız Çelik am’a gelişimin ilk günü şehrin kalbi diyebileceğim eski Şam’dan başlamaya karar verince Hamidiye Çarşısı ve çevresi ilk durağım oluyor. Osmanlı Valisi Hamdi Paşa tarafından 187073 yılları arasında yaptırılan ve bir kilometre uzunluğundaki çarşıda yok yok. Şam kumaşı diye bilinen el dokuması dimasko kumaşlar, tatlılar, dondurmalar, gümüşçüler, nargile, elbiseler, akla gelebilecek pek çok aksesuar… Üzeri metal olan çarşıda yol aldıkça sağlı sollu kapılar var. Her kapıdan çıkış farklı bir dünya. Bazılarından baharatçılara, bazılarından kumaşçılara, bazılarından hediyelik eşya, Çin’den ithal edilen her çeşit oyuncak, plastik eşya satanlara doğru gidiliyor. Ama benim Hamidiye Çarşısı’nın ana yolunda kalmamı sağlayan, 1895 yılından bu yana faaliyet gösteren Bakdesh Icecream isimli tarihi dükkânda muhteşem dondurma ve üzeri bol bademli fıstıklı meyveli muhallebileri oldu. Muhallebi ve dondurma ile sabah kahvaltımı yaptıktan sonra meydana geldim. Karşımda Şam’ın Müslümanlar tarafından fethi ile 705 yılında Emevi Halifesi Velid bin Abdülmelik tarafından bir kısmı camiye çevrilen, bugün ise tamamı cami olarak kullanılan Emeviye Camisi var. Masmavi gökyüzünde güneş yavaş yavaş yükseliyor. Hamidiye Çarşısı ile Emeviye Camisi arasında kalan meydanı birer ikişer Şamlılar ve turistler doldurmaya başlarken, ben de Emeviye Camisi’nin duvarında kuşlara yem atanları izliyorum. Sakin bir ortam, kimsenin acelesi yok. Kimileri meydandaki büfeden taze sıkılmış mey1 S ivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Türk sivil hava yolu işletmelerinin sahip olduğu uçak sayısının 282’ye yükseldiğini bil Ş 2 1 Emeviye Camisi 2Hamidiye Çarşısı 3 Eski Şam’da bir kahvehane ve sularını içiyor, kimileri ise kahvelerini çaylarını yudumluyorlardı. Benim aklımda kakulili Arap kahvesi. Büfeye yaklaşıp sordum onlar sadece filtre kahve ve cappucini yapıyorlardı. Şam’a gelinir de kakulili kahve içilmez mi? İlk kakulili kahveyi Mardin’de içmiştim, Süryani kahvesi diyorlar. Emeviye Camisi’nin kapısından doğru içeriye şöyle bir baktığımda bile muhteşemliliği fark ediyordu, daha sonra giderim diye oradan ayrılıp arka so kaklara eski Şam’a doğru yürümeye başladım. Turisttik eşya satan dükkanlar açılmış, kahvelerde nargileler fokurdatmaya, gün ışığı da dar, uzun sokaklara süzülmeye başlamıştı bile. İlk gördüğüm kahvede yerimi aldım. Kadın erkek oturmuş sabah kahvelerini içiyorlardı. Kahve kokuları mis gibi çevreye yayılırken, nargileler için kor olmuş kömürü dolaştıran kahveci, koru azalan nargilelere kor dağıtıyor. Günlerden pazardı. Hristiyanların da Müslümanlarla barış ortamında yaşadığı Suriye’de ellerinde çiçekleri ile Hristiyan aileler şık kıyafetleri ile ibadetlerini yapmışlar evlerine dönüyorlardı. Kültür çeşitliliğini görmek çok hoş. Sokaklarda yürürken Arap müziğini geleneksel, kimi zaman pop müzik olarak duymak geçmiş ve günümüzde olduğumu hissettirirken, bir taraftan gözüme ara ara takılan susamlı, fıstıklı Şam kurabiyelerinden alıp taze sıkılmış portakal suyu ile yedim. Planım dönüştü bu kurabiyelerden Türkiye’ye de götürmekti. Böylece biraz da olsa Şam’ın tadı İstanbul’a da gelmiş olurdu. 3 Önceliği yaşama verdiğim Şam gezimde eski Şam sokaklarında her yerde satılan humuslarda ayrı bir güzel görünüyordu. Humus, fıstıklı susamlı kurabiye, muhallebi, dondurma, taze sıkılmış meyve suları, nargile ve mis kokulu kakulili kahveden sonra, ulaşımın çok ucuz şehir içinde kısa bir yolculuk 50 Suriye lirası (bir dolar), biraz daha uzun yol alırsanız iki dolar. yildisist@gmail.com TUR İZM /Abdülkadir Yücelman Sekto¨r dokuz dog^uruyor Baştarafı 1. sayfada Bacasuz sanayi olarak nitelenen ve geçen yıl 25 milyar dolara yakın bir girdinin olduğu ve bu paranın tümünün ülkemizde kaldığı gözönüne alınırsa buna geleceği olan önemli bir sektör demek gerekiyor. Ama ne yazık ki öyle değil... Geçmiş yıllardan gelen yanlışlıklar bu ülkenin turizmini kum, güneş, deniz olarak en fazla üç ay ile sınırlamış. Yatırımlar, teşvikler, ona göre planlanmış, devletin bir turizm politikası olmadığı için sektör yolunu el yordamı ile bulmaya çalışmış. Turizm bu ülkede 20 yıldır yapılıyor, dünyada çok az sayıda ülkeye nasip olan değerlerimizi ne yazık ki tanımamış, tanıtmaya da yanaşmamışız... Oysa doğa, kültür, deniz, yayla, termal ve daha bir çok dalı ile 365 gün turizm yapılacak bir coğrafyada yaşıyoruz. Dünya ekonomisinde ön planda gelen turizme son hükumet de ne yazık ki şaşı baktı. İçki yasağı, kırmızı noktalar, ötvmötv derken sektörün rayına oturması engellendi, turizm bölgeleri yabancılara peşkeş çekildi, güzelim kıyılar yağma edildi. Bütün bunları yeniden konuşmaya gerek yok, yapılması gereken şudur, Turizm sektörü arge konusunu kendi içinde halletmelidir. Temel hedef nedir, turim bölgelerimiz nereleridir, bu bölgelerde hangi ürünümüz değerlidir, dünya pazarında hangi ürünümüz marka olabilir, bu ürünü nasıl tanıtmalı, nasıl pazarlamalıyız. Bunları ciddi şekilde analiz etmek gerekir. Yoksa herşey dahil sistem ile otelleri doldurup kasaları boşaltmanın bir anlamı yok. Dünya turizmi nicelik değil nitelik peşinde. Hangi ürün para getiriyorsa ona yöneliyor.Kum güneş deniz üç ay getiriyor eyvallah, ama geride kalan dokuz ayda da dokuz doğuruyor. ayucelman@cumhuriyet.com.tr Londra her mevsim güzel Özcan Yaşar İ turizm?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya hakanc@cumhuriyet.com.tr Tel: 0 212 251 98 7475 Reklam Müdürü: Dilşad Özkaya Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri ster Heathrow, ister stansted Havalimanı üzerinden olsun, kısa süreli bir seyahat için Londra’ya ulaşmak güzel. Tiyatro, opera, müzikal gibi bir çok sanatsal etkinlikleriyle dünyanın dört bir yanından yıl boyu turist çeken Londra, içinde bulunduğumuz bahar ayı ile hareketli günlerini yaşıyor. Caddeler, restoranlar, publar, cafeler, havaların ısınıp, güneşin kendini daha fazla göstermeye başladığı günlerde insanlarla dolup taşıyor. Bu oluşan yoğunluğa rağmen düzenli Londra cadde ve sokaklarında ulaşım sorunu yaşanmıyor. Metro ağıyla örülmüş Londra’da bu hattı kullanacak olanlara iyi bir ulaşım seçeneği sunuyor. Yok ben kenti seyretmek istiyorum derseniz, bu kentle özdeşleşmiş üstü açık çift katlı otobüslerle kenti gezmeyi tercih edebilirsiniz. Oxford Caddesi günün her saati kalabalık. Bu cadde, özellikle hagtasonunda artan ziyaretçileriyle, İstiklâl Caddesi’ni anımsatıyor. Alışveriş için paranızı Oxford Caddesi’ndeki mağazalarda bitirmediyseniz Camden Town’a mutlaka uğramalısınız. Öteki semtlere göre bazen yarı, bazın de dörtte bir fiyatına hediyelik anlamın da birbirinden değişik binlerce seçenek Camden Town’da imdadınıza yetişiyor. Medeniyet görseli niteliğindeki British Museum, uğranılması gereken bir yer. Londra turu yaparken biraz yorulduysanız, St. James Park veya Hyda Park’da içilen bir çay veya bir fincan kahve insanı dinlendiriyor. Londra’daki havalimanlarına unen uçaklar her gün bu kente binlerce turist taşıyor.s Dünyanın sayılı hava limanları arasında gösterilen Heathrow Terminali’ndeki yolcu yoğunluğundan bunalanların yeni geliştirdiği bir formül ise Londra’ya Stansted Havalimanı‘nın terminalini kullanmak. Çevreci bir anlaşyışın ön planda tutularak tasarlandığı bu terminal, kolay kullanımı, ferahlığı ve düzenli işleyen sistemleriyle yolcuya büyük kolaylık sağlıyor. Son yıllarda Stansted Havalimanı‘nı keşfeden havayolu şirketlerinden biri de Türk Hava Yolları. Yaklaşık üç yıldan bu yana istanbul’dan her gün terminale sefer düzenleyen THY’nin yolcuları bu terminalden oldukça memnun. İstanbulStansted hattında yaz aylarında yüzde 100 doluluk oranıyla uçan THY, ek seferlerin planlarını yapmaya başladı.