Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ucundan tutarak kendisine eşlik edecek, on iki de hizmetkârı olacakmış bülbülün. Bu şekilde gezintiye çıkmak, hiç de zevkli olmuyormuş tabii. Artık bütün kent, bu olağanüstü kuştan söz ediyormuş. Günlerden bir gün imparatora, üzerinde “Bülbül” yazılı büyük bir sandık gelmiş. “Bizim ünlü kuşumuz üzerine bir kitap daha yazılmış anlaşılan!” demiş imparator; ama bu kitap değil, bir sanat eseriymiş; bir kutunun içine yerleştirilmiş, canlı bülbüle benzeyen, elmaslarla, yakutlarla, safirlerle bezeli, yapma bir bülbül. Bu yapma kuş kurulunca, hakiki bülbülün söylediği şarkılardan birini söylemeye başlıyor, kuyruğunu yukarı aşağı sallıyor ve altın gümüş pırıltıları saçıyormuş. Boynunda da bir gerdanlık varmış ve üzerinde şu sözler yazılıymış: “Çin imparatorunun bülbülü yanında, Japon imparatorunun bülbülünün sözü bile edilmez!”