Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ağlayıp sızlanmaya: “Ah majesteleri, saygıdeğer kralım! Efendim gölde yüzüyordu ki, bir hırsız kıyıda duran elbiselerini çalıp kaçtı... Efendim şimdi sudan çıkamıyor, biraz daha orada kalırsa soğuktan donup ölecek!” Kral bunu duyunca hemen adamlarından birkaçını geri yollayıp saraydan güzel elbiseler getirtmiş. Kont hazretleri bu göz alıcı elbiseleri giymiş. Sonra kralın aklına keklikleri kontun yolladığı gelince, onu arabasına davet etmek zorunda kalmış. Prenses de buna pek kızmamış, çünkü kont çok genç ve yakışıklı olduğu için ondan hoşlanmış. O sırada kedi çoktan yola çıkmışmış bile; giderken büyük bir çayırlığa rastgelmiş. Çayırlıkta yüzden fazla adam ot biçiyormuş. Kedi onlara seslenmiş: “Baksanıza, bu çayırlık kimin?” “Ulu büyücünün,” diye cevap vermişler. Kedi, “Bakın,” demiş, “birazdan buradan kral geçecek; eğer size bu çayırlık kimin diye sorarsa, kont hazretlerinin diye cevap vereceksiniz; yoksa hepiniz canınızdan olursunuz!” Sonra yoluna devam etmiş... Bir süre sonra uçsuz bucaksız bir mısır tarlasına varmış; tarlada iki yüzden fazla adam mısır topluyormuş. “Bu tarla kimin?” diye sormuş. “Büyücünün,” demişler. Kedi onlara da, “Bakın,” demiş, “birazdan buradan kral geçecek; eğer size bu mısır tarlası kimin diye