17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A. Akal / Ç. Gündeş / M. Yener / N. Yılmaz Kitapçı Tobie Lolness 1. Boşlukta Yaşam Timothee Dee Fombelle / Yapı Kredi Yayınları / Çeviren: Elif Gökteke / 2007 / 356 s. Tobie bir kahraman. Ama bildiğiniz, yapılı, güçlü kuvvetli kahramanlardan değil. Bir buçuk milimetrelik bir kahraman o. Yanlış okumadınız, bir buçuk milimetre sadece. Neredeyse tırnak kadar… Eski çağlardan beri büyük meşe ağacında yaşıyor. Babası dünyaca ünlü bir bilim adamı. Tobie'nin serüveni de babasının tüm dünyada devrim yaratacak bir buluşu ile başlıyor. Mr. Lolness bu buluşun sırını vermek istemeyince sürgüne gönderiliyor. Bu da yetmezmiş gibi hapsediliyor, ölümle cezalandırılıyor. Sadece Tobie kaçabiliyor. Yüzyıllar süren bir kaçış başlıyor. Bu heyecanlı kaçışa, dostluk ve aşk da eşlik ediyor. Böylelikle Tobie'nin kaçışı biraz daha anlamlanıyor. Kahramanımızın nereye kadar kaçabileceğini merak edenlere ise kitabın sayfalarında gezinmek kalıyor. Boşlukta Yaşam, Tobie Lolness dizisinin ilk kitabı. Serüven, ikinci kitap Elisha'nın Gözleri ile sürecek. Kim bilir belki daha da devam eder… Kuşkusuz bu okuyucunun beğenisine ve ilgisine bağlı. Samuray Yazı Ake Edwardson / Türkçeleştiren: Hasan Hüseyin Özkan / İthaki Yayınları / 2006 / 174 s. 12 yaşındaki Kenny İsveçli bir Samuray her sene olduğu gibi o yazı da çocuk kampında geçiriyordu. Orada yaşamayanlara bir yaz kampı çok hoş görünebilirdi ancak Kenny için kamp bir cezaevinden farksızdı. Kampın yöneticisi yaşlı kadın Cadalozve zaman zaman kampı ziyaret eden ürkütücü oğlu Christian yüzünden Kenny ve diğer çocuklar kamptan nefret ediyordu. Kenny ve Samuray arkadaşları kampın dışındaki ormanda bir kale inşa etmeye giriştilergerçel bir samuray kalesi. Bu kale, kampın katı kurallarından, Cadaloz'un nefretinden ve büyüklerin sahteliklerinden kaçtıkları bir sığınaktı onlar için. En önemlisi de hepsi gerçek birer Samuray savaşçısı olmaya kararlıydı ve inşa ettikleri kaleyi büyük bir sır olarak saklıyorlardı. Fakat o yaz her şey değişiverdi. Bir şey olmuştu... korkunçbir şey... Samuray ve savaşçıları gerçek bir görevle karşı karşıyaydı artık. Peri Masalı Derin Orman Nihan Temiz / Resimler: Mehmet Baltaoğlu / Kök Yayıncılık / 2007 / 281 s. Roman okumayı seven ilkgençlik grubuna, uzman psikolog Nihan Temiz'den bir “ilk çocuk romanı”. Kitap, şöyle başlıyor: “Dünya'da yerini bilmediğimiz ya da ulaşamadığımız pek çok yer vardır. Bu yerlerle ilgili masallar duyarız SAYFA 6 sadece. Bütün masallar bir varmış, bir yokmuş diye başladığına göre biz de kuralı bozmayalım ve masalımıza öyle başlayalım.” Perilerin yaşadığı ormana konuk olmak isteyenler, dürüstlük, paylaşım, sabır, sevgi, cesaret gibi konuların işlendiği romanın heyecanlı serüvenine de ortak olacaklar. Kitabın son sayfası, “Devam edecek” sözcükleriyle bitiyor. Demek ikinci roman da gelecek yakında. Karagöz İle Hacivat/ Tuba Uludağ / Bilge Kültür Sanat / 2007 / 144 s. Hayal perdesinin aramızdan seçip sahnesinde konuk ettiği iki seçilmiş kişi: Karagöz ile Hacivat. Her seyrettiğimizde, her okuduğumuzda kendimizden bir şeyler bulup, bazen güldüğümüz, bazen ağladığımız, bazen kızdığımız, bazen alkışladığımız iki tarih hazinesi... Ya sahne arkadaşları; Zenne, Çelebi, Beberuhi, Tuzsuz Deli Bekir, Acem, Arnavud, Laz, Çerkez.... eski mahallemizin en renkli kişileri değiller mi? Okuyacağımız bu yapıt Sultan Orhan devrinden günümüze kadar hiç yaşlanmadan asırları aşıp gelen kültür değerlerimizin kısa ama eğlenceli maceralarından örnekler sunuyor. Hem geçmişten, hem günümüzden...Öyle ya günümüzde de aramızda nice Hacivatlar Karagözler vardır, kim bilir?... Onları hayal perdesine taşımak, seyretmek, maceralarını okumak her zaman güzel. Hem eğlenmek, hem öğrenmek için. Dinozor/ Anna Milbourne / Türkçeleştiren: Adem Uludağ / Tübitak Yayınları/2007/ 22s. Dinozorlar 100 milyon yıldan fazla bir zaman kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak ‘dinazor’ diye yazıldığı da olur. Yeryüzünde ilk kez 200 milyon yıl önce görünen bu canlıların nesli 65 milyon yıl önce tükenmiştir. Dinozorları merak eden bir çocuğa tüm bunlar çok sıkıcı gelebilir. Oysa Tübitak Yayınlarından çıkan, tamamı renkli resimlerle süslenmiş “Dinozor” isimli kitap öğrenme yaşındaki çocukların dikkatini çekecektir. Bir dinozor çeşidi olan stegosaurus yavrusunun doğumu ile başlıyor öykü. Yavru dinozor büyüdükçe çevresiyle ilgilenmeye, sormaya, öğrenmeye çalışıyor. Bu meraklı minik stegosaurus ile dünyayı keşfetmek, onun serüvenlerine eşlik etmek eğlenceli olacaktır kuşkusuz. Atık Mı? Hiç Dert Değil David Morichon / Çeviren: Pınar Dündar / Tübitak Yayınları / 2007 / 28 s. Çevre kirliliği küresel ısınmanın baş sebeplerinden biri. Çevre kirliliği denince akla geldiği gibi ortalığa atılan çöplerden söz etmek artık hafif kalıyor ne yazık ki… Ağır kimyasallar, sanayi atıkları, doğada yok olmayan naylon torbalar, plastik şişeler, canlı türlerinin hızla tükenmesi sonucu ekolojik dengenin bozulması ve daha niceleri… Ne yazık ki alınacak önlemler bu denli çeşitli değil. Daha da acısı dünyanın yarısı yüz yüze olduğumuz tehlikenin ayırtında değil. Pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da küçük yaşta bir bilinç kazandırmak en önemlisi. “Atık mı? Hiç Dert Değil”, çevre bilincini erken yaşta vermeyi hedefleyen bir kitap. Öykünün başkişisi Albert, yaşamı kolaylaştıracak bir makine icat etmiştir. İşini bitirmek üzereyken makineden mor renkli, yapışkan bir madde sızar. Albert bunu hiç dert etmez ve ne olduğunu bilmediği bu maddeyi ormanın derinliklerine gömmek üzere yola koyulur. Ancak işler pek de beklediği gibi gitmez. Makineden sızan “o şey” den kurtulmak Albert'ın sandığı kadar kolay değildir. Albert iyi niyetli olmasına karşın yaptığı işin sonuçlarını düşünmeden hareket etmenin bedelini ödemek zorunda kalır. Ancak onun da bir kazanımı olmuştur; “Bir şeyi uzağa götürüp bırakmak her zaman ondan kurtulmak anlamına gelmez”. Çilekli Masal Pastası Evin Okçuoğlu / Resimler: Zeynep Özatalay / Atp Yayıncılık / 2007 / 79 s. 10 kısa öykü / masalın toplandığı kitapta, “Ağlayan Köyün Gelini”, meğer bebeğine ninni söylemeyi bilmediği için ağlarmış. “Güzel kızım ninni de masal da içinden gelen sevgiyle söylediğindir. Ezberinde ninni de masal da yok diye ne dertlenirsin. Kendi yavruna söyleyeceğin güzel sözlerin birer ninnidir. Ona anlatacağın hayallerin de birer masal.” Ve işte birer birer dökülmüş hayaller, kitaptaki masallara… “Sessizlik Ülkesi” neden sessizliğe gömülmüş, bilen var mı? Çağla ülkesinin adını nasıl “Çocuklar Ülkesi”' diye değiştirmiş? Ya “Çekirdek Dede”nin torunu kimmiş acaba? “Çocukların hepsi aynı gün doğmuşlar. Doğdukları Üretim Evi'nde büyümüşler.” Bu fantastik anlatıdaki çocukların ortak yanı, geçmişleri olmayışı. Bu çocuklar, kendilerinden öncesini bilmezlermiş. “Tarihi Olmayan Ülke”, tarihin önemini vurguluyor okurlarına. “Ekoş ile Gedoş”, “Kahkaha Çiçekleri”, “Yeni Dünya Devi”, “Olmalı Dede”, “Çilekli Masal Pastası”, “Tikito ile Dingido”… Hepsi birbirinden ilginç konuları ele alıyor. Annemin Ardından Rowland Molony, Türkçeleştiren: Berna Kılınçer, İş Bankası Yayınları, 2007, 240 s. (12+ yaş) Bu duygusal roman, annesinin genç yaştaki kaybını kabullenemeyen bir çocuğun yaşadıklarını anlatıyor. Ailenin annesinin ani kaybının ardından Sam, ablası ve babası hayatlarına devam ederler. Herkes Sam’in olayın bilincine varamadığını düşünür. Oysa Sam annesini kaybettiğinin farkındadır, onun tek sorunu annesiyle haberleşememek tir. Annesinin dolabında cep telefonunu bulan Sam, onun el yazısıyla yazdığı bir numaraya mesaj atarak, annesine ulaşmaya çalışır. Sam’in sürükleyici macerasını okurken zaman zaman gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. İş Kültür Yayınları’nın Gençlik Serisi’nde yer alan Annemin Ardından, Sam’in hikâyesinde aslında sevdiklerini kaybeden herkesi anlatıyor. Yazar, Carl Jung’ın psikoloji teorilerinden hareketle böyle büyük bir kayıpta neler yaşanacağını ve sağlıklı bir sona hangi yollardan varılabileceğini araştırıyor. Amber Şehri Jeanne Du Prau, Türkçeleştiren: ” Zeynep Heyzen Ateş, Kelebek Yayınları, 2006, 271 s. (12+ yaş) Karanlığı ortadan kaldırmak için tek bir ışık bile yeterlidir... Dünya`da nedeni bilinmeyen büyük bir felaket yaşanır ve sadece Amber Şehri`nde yaşayanlar Yapı Ustaları`nın yardımıyla bu felaketten kurtulmayı başarırlar. Ne var ki aradan geçen yüzyıllarla birlikte Amber`de de işler aksamaya başlar. Stoklarda sorunlar çıkar ve de en önemlisi şehre ışık sağlayan ampuller tükenir. İkisi de on iki yaşına basıp ulu bitiren Lina ve Doon, yetişkinlerin çaresiz kaldığı bu umutsuz durumdan bir çıkış yolu bulmak için bir yandan büyüklerin değerini göremediği Talimatlar`ı anlamaya bir yandan da şehrin altında yer alan Boru Hattı`nın sırlarını çözmeye çalışırlar. Stoklar tükendikçe sahip olduklarının değerini anlayan Amber halkı ise bu karanlık günlerde bile düzenlerini korumaya çalışmaktadırlar. Oysa kısa süre sonra bu düzenin bazı insanları diğerlerinden daha avantajlı duruma soktuğu anlaşılacaktır. Ancak Lina ve Doon`un çabaları sonucunda karanlıkta kalmak üzere olan şehirde kanunsuz işler yapanlar hak ettikleri cezayı bulurlar. Jeanne Du Prau`nun kitabı bugün uzmanlarca okullarda okutulması öngörülen, karanlık tarafıyla eski dönem masallarını anımsatan farklı bir hikâye; en karanlık yerlerde bile umut olduğunu ama ona ulaşmak için çabalamak gerektiğini anımsatan bir kitap On Üçüncü Hikâye Diane Setterfield, Türkçeleştiren: Candan Selman, Altın Kitaplar, s. 400, 2007 (14+ yaş) “Bütün çocukların doğumları birer efsanedir ve bu evrensel bir özelliktir. Birinin kalbini, aklını ve ruhunu tanımak mı istiyorsunuz? Ona nasıl doğduğunu sorun. Size anlattıklarından gerçeği öğrenemeyecek, yalnızca hikâyeler dinleyeceksiniz.” Margaret, anne ve babasıyla beraber yaşayan içedönük ve yalnız bir genç kızdır. İçten içe, doğumuyla ilgili çeşitli şüpheler taşımakta ve bunu anne ya da babasıyla paylaşmamaktadır. Margaret’in tüm bu iç hesaplaşmalar içinde en büyük uğraşısı, ölen ünlü insanların biyografilerini yazmaktır. Ünlü Vida Winter’dan aldığı bir davet mektubu hayatında yeni bir sayfa açar. Geçmişi karanlıklar ve çelişkilerle dolu olan kadın, Margaret’ten kendisinin biyografisini yazmasını ister. Vida ve Margaret’in geçmişlerine yaptıkları bu yolculuk, ikisinin de içindeki karanlığa ışık tutacaktır. İki kadın, peşlerini bırakmayan hayallerle boğuşarak sonunda kendi gerçeklerine ulaşırlar. On Üçüncü Hikâye, gotik öykülerle dolu başarılı bir ilk roman çalışması. ? KİTAP SAYI 932 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle