25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 27 AĞUSTOS 2010 CUMA 4 Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi kırmızı biber piyasada İskenderun’da parkomatlar yeniden devrede İSKENDERUN (Cumhuriyet) İskenderun’da araç trafiğinin yoğun seyrettiği caddelerde hizmete sokulan ancak, bir süredir bakımda olan parkomatlar yeniden devreye sokuldu. Yetkililer, park eden araç sürücülerinin, ücret ödeyerek parkomatlardan alacakları fişlerini araçlarının ön camından okunacak şekilde yerleştirilmelerini istedi. İskenderun Belediye Başkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Şehit Pamir, Ulu Cami, M. Çakmak ve Kanatlı caddeleri ile Atatürk Bulvarı üzerinde kurulu toplam 35 barkot sistemli otomatik parkomat cihazı, ana kartlarının bakım ve onarımı tamamlanarak devreye sokuldu. Bundan böyle adı geçen cadde ve bulvarlarda araçlarını park etmek isteyenlerin, cihazlardan fiş alarak park yapabileceklerini belirten yetkililer, Belediye Zabıta Trafik Amirliği ekiplerinin denetimlerini sıkı şekilde yapacağını, parkomatlardan fiş almadan araç park eden sürücülerin cezalı duruma düşeceğini, bu nedenle sürücülerin aldıkları fişi, araçlarının ön camından okunacak şekilde yerleştirmelerini istedi. Şimdi salça zamanı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Akdeniz, özellikle Çukurova bölgesi mutfağının vazgeçilmezi olan salçanın yapımında kullanılan kırmızı biber piyasada. Kilosu şimdilerde 5060 kuruştan satılan biberin salça haline dönüşmesi için evlerde yapılan hummalı çalışmaları, Adana’nın hemen her mahallesinde sokakta, kapı önlerinde komşu dayanışmasıyla biber temizlenip çekilirken görebilirsiniz. Adanalıların daha çok Karaisalı ve Salbaş ile Yumurtalık yöresinde yetiştirilen cinsine ilgi gösterdiği salçalık kırmızı biberin hasadına Ağustos başında başlandı. Eylül sonuna dek Adanalıların hazırlamak için çaba göstereceği salça için şimdiden kolları sıvayanlardan kimi, “Bu sıcaktan yararlanmak istedik, çabuk kuruyacağı için fazla zaman kaybetmeyeceğiz” derken, kimileri de, “Zahmetli iş, hele bu sıcakta hiç çekilmiyor” diyerek Adana sıcağının etkisini vurguluyor. Ancak, “Ne olursa olsun yemek salçasız olmaz” diyen Adanalıların mutfaklarının vazgeçilmezi için verdikleri çaba da görülmeye değer. Konu komşunun önce hortumlarla leğenlerdeki biberi iyice yıkaması, ardından bıçaklara sarılıp ortadan yararak çekirdeğini ayıklayıp, temizlemesi, ardından sokakları, “biber çektiren” diye bağırarak dolaşan ya da bir telefonla evinize gelip tablası üzerindeki kıyma makinasında biberi istediğiniz gibi kıyan biber çekiciyi, ardından sulanan çekilmiş biberi dama, terasa taşınıp hazırlanan leğen ya da naylonların üstüne serilmesi, dozunda tuzlanması, her gün bir iki kez karıştırılması. İşte bir haftalık emeğin karşısında, yıl boyunca yemeğe tad veren salçanın elde edilmesi. Eee, boşuna dememişler, emeksiz yemek, hele hele salçasız yemek yemek değildir” diye. İşte has Adanalılar da bunu sıcakta olsa, oruç ta olsa seve seve yapıyor şimdilerde. Salça hazırlığında en önemli olay komşu ya da mahalleli dayanışması. Toroslar, toplu konutlarda çevre düzenlemesi yapıyor MERSİN (Cumhuriyet) Toroslar Belediyesi, toplu konutlardan oluşan Akbelen, Güneykent ve Halkkent Mahalleleri’nde ada içi çevre düzenleme çalışmalarına başladı. Belediye Başkanı Hamit Tuna, “Yaşanabilir bir Toroslar ilçesi oluşturmak için bu çalışmayı üstlendik. Toplu konut alanlarında çevre düzenleme çalışmalarına büyük önem veriyoruz” dedi. Modern şehirciliğin temelinin çevre düzenlemesi olduğuna vurgu yapan Tuna, çalışmalarla ilgili şunları söyledi: “Göreve geldiğimiz günden bu yana daha çağdaş, modern ve yaşanabilir bir Toroslar oluşturma hedefiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu kapsamda bir yandan asfalt, kaldırım gibi eksikliklerimizi giderirken, diğer yandan çevre düzenlemesine büyük önem veriyoruz. Başlattığımız çalışmalardan biri de toplu konut alanlarında ada içi çevre düzenlemesi yapmak. Böylece Akbelen, Güneykent ve Halkkent mahallelerimiz günün şartlarına uygun hale getirilecek ve oralarda yaşayanlar gerek trafik konusunda gerekse temizlik ve görsellik açısından rahat edecek.” Adana’nın hemen her sokağında salçalık biber temizlenmesi ve çekimiyle ilgili görüntülere rastlamak olası. Bir yerde temizlik ve ayıklama yapılırken diğer yanda tablalar üzerindeki kıyma makinelerinde çekimini, avlu ve damlarda naylonlar üzerinde serilip tuzlama işinin yapılmasını görebilirsiniz. (Fotoğraflar: OLCAY BAĞIR) Papağanlar için ithal edilen çekirdekler piyasada Çerezlik Ayçiçeği, kimlik arayışında SERMET ÇUHADAR Silifke’de park sayısı artıyor SİLİFKE (Cumhuriyet) Silifke’de park sayısının artırılması için yapılan çalışmalara bir yenisi de Camikebir mahallesinde yeni park düzenleme çalışmalarıyla ekleniyor., Belediye Plan ve Proje Müdürlüğü tarafından projesi hazırlanan ve Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapımına başlanan yeni park alanında çalışma yapılması mahalle halkı tarafından sevinçle karşılandı. Fen İşleri Müdürü Semih Yılmaz’dan bilgi alan Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel park çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: “Camikebir mahallesi halkı ve mahalle muhtarımız Mustafa Yıldırım tarafından belediyemize yapılan park talebini değerlendirdik. Mahallemizde yaklaşık bin metrekarelik alan üzerinde yapımına başladığımız bu park içerisindeki yeşil alanlarda spor kondisyon aletleri, oturma bankları, kamelyalar ve çocuk oyun gurupları bulunacak. Belediye olarak park çalışmalarını kısa sürede tamamlayıp mahalle halkının hizmetine sunacağız.” Camikebir Mahallesi Muhtarı Mustafa Yıldırım, belediye tarafından mahallede yapımına başlanan parkın bittiğinde mahalle sakinlerine dinleme, özellikle çocuklara yeni bir oyun alanıaçılacağını vurguladı. C MY B C MY B K. MARAŞ Şeker pancarına kota konulması sonucu ekim alanlarının daralmasıyla Elbistan ve yöre çiftçisinin yaklaşık 30 yıl önce tanıştığı çerezlik ayçiçeği üretimi bölgenin önemli gelir kaynaklarından biri oldu. Çerezci tezgahlarında, “çizgili” ve “pijamalı” ayçiçeği ya da günebakan adlarıyla yer alan, marketlerde ambalajlanmış halde satışa sunulan Elbistan üretimi çekirdek şimdilerde adeta kimlik arayışında. Türkiye’nin 4. büyük ovası olan Elbistan ve yöresinde ekilen, ekonomik değeri yüksek olan çerezlik çekirdek bölge ekonomisine, üreticiye adeta hayat veriyor. Üretilen beyaz çizgilipijamalık türüyle çerezlik çekirdekler arasında en çok aranan duruma gelen Türk insanının damak tadına uygun olduğu belirtilen çekirdeğin yemesinin kolay olması da tercih sebebi. Ancak bölgeye hayat veren binlerce çiftçiye iş olanağı sağlayan çerezlik çekirdeğin resmen bir tanımı yok. Genelde çerezlik ayçiçeğinin yağlık olanla birlikte anılması, gümrüklerden yağlık ayçiçeğinin papağan yemi olarak ucuza ithal edilip çerez piyasasın sürülmesi sıkıntı yaratıyor ve üreticiyi etkiliyor.Dışardan getirilen çekirdeğin damak tadına hitabetmekten uzak olduğunu belirten bazı üreticiler, bu haksız rekabetin önlenmesi gerektiğini belirtiyor. Çiftçinin önümüzdeki dönemlerde çerezlikten kaçarak yağlık ayçiçeğine dönüş yapabileceğini belirten Kahramanmaraş Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Arıkan konuyla ilgili şunları söyledi: “Yöremizde, özellikle Elbistan’da yıllarca hububat, şeker pancarı, meyve sebze üretimi yapılırken son yıllarda hiçbir destek alınmadan ekilen çerezlik ayçiçeği bölge ve üretici ekonomisine belli bir ivme kazandrdı. Yılda yaklaşık 100 milyon lira üzerinde satış oluyor. Türkiye’nin en büyük kuruyemiş alıcıları buradan alım yapıyor. Tadım Gıda Maddeleri AŞ, 1 milyon lira yatırımla ilçede çelik silo sistemli bir alım tesisi kurdu. Elbistan’da üretilen çerezlik çekirdeğin yarısını tek başına almayı planlıyor. Bu yıl yatırımcılar yeni silolar kurmayı hedefliyor. Arkasından işleme tesisleri buraya kurulur. Çerezlik çekirdeğin henüz bir kimliği olmadığı için dışardan Papağan yemi olarak ithal edilen ve piyasaya sürülen siyah tombul çekirdeğin genelde Amerika ve diğer ülkelerden getirildiğini anımsatan Arıkan şöyle devam etti: “Bazen de yağlık ayçiçeği olarak ithal ediliyor. Yağlık ayçiçeği tohumunun fiyatı şu sıralar 500600 lira iken, çerezliğin fiyatı bin 500 ile 2 bin lira arasında alıcı buluyor. Yani bir haksız kazanç söz konusu. Ucuza getirilip pahalı satılıyor. Dışarıdan yüzde 30 dolayında ithal ediliyor. Birileri para kazanırken, bizim çiftçi yine yarı yolda bırakılıyor.” Daha önce pancar ve diğer ürünler ektiğini, yaklaşık 30 yıldır ise ayçiçeği ile uğraştığını söyleyen çiftçi Durdu Polat, bir arkadaşının Kayseri’den getirdiği tohum ile başladığı işiyle ilgili şunları söyledi: “Bölgede ilk ben ektim. Çok ekonomik bir ürün. Bölgenin geçim kaynağı olma yolunda. Devlet şeker pancarı ekimine kota koyunca yeni bir ekin türü olarak biz buna sarıldık. Devlete kalsa bizlere hindi palazı verecekti. Bizim bölgeye uyar mı? Bilmeyiz. Bizim üç sorunumuz var; bilgimiz yok, tohum ıslah çalışması yapılmıyor ve tüm ürünlere destek var ama çerezlik ayçiçeğine yok. Yağlık olmayanı devlet tanımıyor. İşte biz buna kimlik istiyoruz.” Fıstıkta rekolte beklentisi 130 bin ton BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP Antepfıstığı Tanıtım Derneği Başkanı Zeki Yağcı, bu yıl 130 bin ton rekolte beklenen antepfıstığında bereketli bir dönem beklendiğini söyledi, 50 milyon dolarlık ihracatın hedeflendiğini belirtti. Türkiye genelinde antepfıstığı ağacı sayısının yaklaşık 5055 milyon olduğunu ve yeni bahçelerin ürün vermesiyle birlikte rekoltenin daha da artacağını kaydeden Yağcı, geçen yıl spekülatif hareketlerden dolayı yükselen antepfıstığı fiyatlarında bu yıl normalleşme olacağını, bu yıl aynı sıkıntıların yaşanmayacağını söyledi. Antepfıstığında şu anda en önemli sorunun kayıt dışılık olduğunu vurgulayan Yağcı, sektörde kayıt dışılığın çok kolay ve devleti hiçbir zarara uğratmadan önlenebileceğini belirtti, şöyle konuştu: “Maliye Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na, üreticiye kilo başına prim vermelerini teklif ettik. Devlet kayıt dışılığı önlemede böyle bir girişimde bulunsa, üretici sattığı üründen prim alabilmek için hasadını tam beyan edecektir. Bu da zincirleme şekilde işletmeci, tüccar, tüketici ve ihracatçıya mutlaka yansıyacaktır. Bu vergi kaybını, dolayısıyla kayıt dışılığı önler ve dış piyasada rakiplerimizle rekabet şansımız oluşur. Bunun buğdayda ve başka ürünlerde örneği var. Hükümet, antepfıstığında da bunu yapmalı.” Antepfıstığı işletmelerinin yenilendiğini ve yeni ürün çeşitleri geliştirildiğini belirten Yağcı, “Artık büyük firmalar gerek yurt içinde gerekse yurt dışında antepfıstığına ilgi gösteriyor. Antepfıstığında aflatoksin oranı, ABD ve İran fıstığından çok düşük. AB ülkeleri bizi tercih ediyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle