24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Soğan toplama oyunu’ çocuk ırgatları mutlu ediyor aşıtları tatil yaparken çocuk ırgatlar ailelerine yardımcı olmak için Y tarlalarda güneş altında çalışıyor. Aileleriyle birlikte Çukurova'ya gelen ırgat çocukları, sabahtan akşama dek soğan, karpuz topluyor, sulama işlerine koşturuyor. Ailelerinin yanında çadırlarda kalmalarıyla ilgili olarak, “Bizde tatil yapmak, denize girmek, yaylaya çıkmak, oynayıp, eğlenmek ve dinlenmek istiyoruz, ama durumumuz iyi değil” diyorlar. Doğu ve Güneydoğu illerinden geldikleri Adana'nın Karataş İlçesi'ne bağlı Doğankent, Solaklı ve Tuzla gibi beldelerde çalışan çocuklardan şanslı olanları, yazı çalışarak geçirdikten sonra okula gidebildiklerini söylediler. Çocuk ırgatları için okul 'tatil' anlamına geliyor. (Fotoğraf: Cumhuriyet) Eğitimciler ve uzmanlar çocukların yaz aylarında bir işte çalıştırılmalarının gelişimleri açısından olumsuz etkilere yol açtığını söylediler. Yaz döneminde dinlenmek yerine ya bir işte çalışıyor ya da dershaneye gidiyorlar Çocuklar tatili unuttu TATİLİMİ İSTİYORUM! İSA KAYADAN* Ülkemiz, yoğun sınav maratonlarının yaşandığı cennete (cehenneme) dönüştü. Sürekli değişen müfredat ulus değerlerine, ülke koşullarına göre hazırlanmayan; ithal paket uygulamalar bugün geldiğimizin durumun yaratıcısıdır. İlköğretim kurumlarında tek aşamalı olan Liselere Yerleştirme Sınav’ları 3 aşamalı oldu. Yer yer tek, yer yer 2 aşamalı olan Üniversitelere Giriş Sınavları ise çok aşamalı oldu. Bu artış paralel olarak öğrencilerimizi, velilerimizi, okul paydaşlarını ve iklimini direk olarak etkiledi. Aradan adına dershanecilik denilen rant kapıları kârlarının üzerine kâr ekleyerek sıyrılıp çıktılar. Bu arada çocuklarımız ve gençlerimiz okul sorumluluklarını yerine getirirken diğer yandan atbaşı sınavlarda koşturmak zorundaydılar. Böyle yoğun bir yıllık sürecin nihayetlendiği günleri yaşıyoruz. Artık yeter! Çocuklarımızın, gençlerimizin; dinlenmeye, dinlenilmeye, duyumsanmaya ihtiyaçları olduğu kesin. Hepsinin mutluluğa ihtiyacı var. TATİL YAPMAYA İHTİYACI VAR. Çocuklarımız gençlerimiz nasıl bir ortamda mutlu iseler, nasıl bir tatil ortamı istiyorlarsa onların mutlulukları esas alınmalı ve tatil içerikleri belirlenmelidir. Kırı, bozkırı, doğayı, farklı canları tanıyıp onları anlama keyfi; baskısı, dizgisi burcu burcu kokan tatil kitapları, akraba misafirlikleri, farklı kentleri farklı kültürleri tanımak, derin nefes alıp –oh be tatildeyimdemek. Alabildiğine koşup, kumlardan kaleler yapıp, güneş ışıltılarıyla denize dalmak, sanki artık masal kitaplarında yerini alacak gibi. Çünkü; şimdi bunları yapmak mümkün değil. Mahalle baskısı, kuran kurslarına çocuklarımızı yöneltti. Geliri düşük aileler mevsimlik çocuk emekçilerini ortaya çıkardı. Mükemmeliyetçi aileler, şimdiden çocuklarını gelecek yılki sınavlara hazırlamak adına, yazın boğucu sıcaklarında dershaneleri dayattılar. Çalışan annebabalar çocuklarının sağlam yerde olduğunu düşünmek için deyim yerindeyse askeri kamp tarzında kurslara yönelttiler. Oysa, böyle olmamalı, buna izin vermemeliyiz. Çünkü sen önemlisin çocuğum, Çünkü sen önemlisin sevgili gencim, Çünkü her şey seninle başlar, sen olmazsan bu eğitim ortamlarının bu atbaşı koşturulan sınavların hiç anlamı yok. Ve sen olmasan, bu başarının veya sözde başarısızlığın da hiç anlamı yok. Çünkü sen çok önemlisin, mutluluğu hak ediyorsun. İyi Tatiller… * Eğitimİş Adana Şube Başkanı kender Özgür, “Çocukların daha başarılı olması ADANA Uzun bir eğiiçin yaz döneminde yine timöğretim döneminin arderslere mahkum edilmedından tatil yapması gereken si onları daha başarılı kılçocukların büyük bölümü, maz. Onlar yaz tatilini iyi dinlenmek yerine ya aileledinlenerek geçirmelidir. rine yardımcı olmak için bir Bu onları, okulda ve kişiişte çalışıyor ya da dershasel ilişkilerinde daha banelerde ders eksikliğini gişarılı yapar” dedi. dermeye uğraşıyor. Bunların Türkiye'de 24 milyonyanı sıra AKP iktidarıyla dan fazla ilk ve ortaöğrebirlikte çocuklar sayıları ar Yard. Doç. Dr. İskender Özgür tim öğrencisi bulunduğutan Kuran kurslarına da yönnu belirten Özgür, yoğun lendiriliyor. Çocukların yaz döneminde bir dönemin ardından öğrencilerin mutçalışmak ve eğitim almak yerine dinlaka dinlenmesi gerektiğini söyledi. Çolenmeleri gerektiğini belirten Çukurova cukların okul sonrasını tatil olarak niteÜniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğilediğini vurgulayan Özgür, şöyle kotim Bölümü Başkanı Yard. Doç. Dr. İsnuştu. “Çocukların ödev, sınav, stres YUSUF BAŞTUĞ dönemini geride bıraktık. Onları yine dershane dershane, okul dönemindeki gibi koşturmaya devam ederseniz, yorgunluk görülür. Bu durum çocuğu olumsuz etkiler. Aile, rehberlik danışmanı ve özel eğitmen ile birlikte çocuğu sıkmadan motive eden, kendinin de kabul edeceği bir program yapabilir. Bu başarıyı getirir, 'yoksa çalışacaksın' demek çocuğun özgüvenini ve kendine olan saygısını yitirir. Çocuklar sürekli çalışırken en çok geliştiği dinlenceyi ıskalamamak gerekir. Yarış atı gibi, ezbere dayalı bir eğitimle doğal gelişimi sağlanamaz. Tatil döneminde dinlenemediği zaman çocuklarda bıkkınlık ve isteksizlik olur ve başarılı olamaz. Ders eksiği olan çocukların isteği olmadan tatili değerlendirilmesin.” ÇOCUKLARIN TATİLİNDEN NE ANLIYORUZ? GÜVEN BOĞA* Çocukluğun ilk yıllarındaki sosyal ve duygusal gelişim daha sonraki yıllarda sosyal ve duygusal gelişiminin temelini oluşturur. Çocuklar eğitim çağına geldiklerinde ebeveynler ellerindeki tüm olanaklarını seferber etmek ister. Özellikle kendi yaşamlarında ki birçok eksikliği, yapılamayanları, başarısızlıklarını kendi çocuğunda yeniden yaşar. Bu durum ebeveynlerin çocukla birlikte yeniden kendi geçmişi ile hesaplaşmasına neden olur. Çocuğun başarı ve başarısızlığı üzerinden, aslında kendisiyle bir hesaplaşma yaşar. Bunun doğal sonucu olarak da çocukta ki tüm yönelim ve değişimlerin birinci derecede sorumlusu olduğunu düşünür. Bu durum ailenin ekonomik koşullarıyla ilintili olduğu kadar, ekonomik koşullardan bağımsız çocuğun her türlü yöneliminde ebeveynler dayatmacı olabilmektedirler. Yukarı da da ifade ettiğimiz gibi ebeveynlerde oluşan bu düşünceler yaz tatili geldiğinde çocuklarla ilgili tatil anlayışına da yansır. Özellikle tarım işçisi çocukların tatilleri tarım alanlarında çalışarak geçmektedir. Kent merkezlerinde yaşayan ve geliri düşük ailelerin çocukları ise sanayi çarşıları başta olmak üzere birçok küçük sektörde ucuz işgücü olarak kullanılmaktadır. Gelir düzeyine bakılmaksızın bazı aileler ise özellikle kız çocuklarını yaz döneminde Kuran kurslarına göndermektedirler. Çok küçük yaşta ki çocukların seçme hakkı bile olmadan sırf ailelerinin talepleri olduğu için başlarını türbanla bağlayarak denetimden uzak böylesine bir alanda yaz tatillerini geçirmeleri pedagojik açıdan da doğru değildir. Okullarda zorunlu din eğitimi almalarına rağmen buradaki eğitimi yetersiz gören aileler çocuklarını bu kurslara gönderme yaklaşımı ebeveynlerdeki yönelimi ve laik bir devlet modelinden ne kadar uzak olunduğunu da gözler önüne sermektedir. Bazı ebeveynlerin ve gelir düzeyi yüksek grupların tercih ettikleri bir başka uygulamada yaz kamplarıdır. Sekiz ay boyunca ebeveynlerin ve okulun gereklerini yerine getirmeye çalışan çocuk, yaz döneminde kendi istemi dışında ailelerin özlem ve taleplerine göre farklı alanlara yönlendirilmektedir. Bu durum çocuğa yabancılaşmayı da beraberinde getirecektir. Türkiye gibi bir ülkede çocuklara yüklenen görevler çocukluk çağıyla örtüşmemektedir. İlköğretimin ilk sınıflarından başlayan ve çocuğu bir yarış atı gibi gören, sınavlara endeksli eğitim modelinde ebeveynler sürekli bir arayış içerisinde çocuklarının çocukluk yanlarını unutarak onu bir makineye dönüştürmektedirler. İşte böylesi bir süreci yaşayan çocuk doğal olarak yaz tatilinde nefes almak, çocukluğunu yaşamak isteyecektir. Yaz tatili çocuk için hayali kurulan bir zaman dilimidir. Tatiller dinlenme sürecidir. İyi geçirilmiş bir dinlenme sürecinin çocuğun öğrenme sürecine olumlu etkileri olur. Bu süreç aynı zamanda çocuğun bireysel gelişimi için iyi bir fırsattır. Yıl içinde zaman ayıramadığı faaliyetleri yapabilir, yeni deneyimler kazanabilir. Çocuğun enerjisini ortaya koyabileceği spor faaliyetleri, yaratıcılığını ortaya çıkaracak sanatsal faaliyetler yeni kazanımlardır. Çocuğa kendi seçeceği, zevk için okuyacağı kitaplar okuma alışkanlığını destekler. Çocuk okul stresinden uzak, öğrendiği bilgilerin tekrarını yapabilir ya da eksik konularını tamamlayabilir; ancak onu zorla çalıştırmak yararsız bir uğraştır. Birlikte gezmek, vakit geçirmek, oyun oynamak gerekir. Çocuğun evde yalnız başına vakit geçirmesi yerine sosyalleşmesi için dışarıda olan aktiviteleri desteklenmelidir. Televizyon ve bilgisayara sınırlama koymak diğer aktivitelere katılmaya olanak tanır. Özetle tatil sürecinin bir dinleme süreci olduğu unutulmadan çocuğun bu sürecine saygı göstermek ve ona kendini gösterebileceği olanaklar yaratmak yararlı olacaktır. * EğitimSen Adana Şube Başkanı Çocuklar Kuran kurslarına yönlendiriliyor kulların tatile girmesiyle birlikte çocuklar yine Kuran kursO larına yönlendiriliyor. Adana İl Müftülüğü çocukların kurslara getirilmesi için adeta seferberlik ilan etti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nca okulların tatil edilmesiyle birlikte başlatılan ve 20 Ağustos 2010 tarihine dek 3 kur halinde 9 hafta süreyle gerçekleştirilecek kurslarda çocuklara haftanın 5 günü 3 saat süreyle Kuran, İtikat, İbadet, Siyer ve Ahlak dersleri adıyla eğitim veriliyor. Kurslarla ilgili açıklama yapan Adana İl Müftüsü İsmail Canbolat, “Çocuklarımıza, kitapların en yücesi Kur'anı Kerim'i öğretip, onun prensipleriyle yetiştirmek hepimize Yüce Allah'ın hoşnutluğunu kazandıracak, dünya ve ahirette büyük ikramların kapılarını açacaktır. Kur'an terbiyesi ile büyümüş evlatların anne ve babaları, cennette herkesi imrendirecek, çeşitli taçlarla taltif edilmelerine vesile olacaklardır” dedi. okakta su, mendil ve simit satan çocukların yaşadıkları olumsuz ortamdan kurtarılması için kampanya başlatıldı. Çukurova Pazarcılar Derneği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce başlatılan “Hayatlarını satın almayın” projesi kapsamında, Büyükşehir Belediyesi önünde açıklama yapan Adana Vali Yardımcısı Halis Arslan, “Çocuklar geleceğimizdir. Çocuklar sokakta çalışmak yerine spor yapmalı, kitap okumalı ve okullarda eğitim almalıdır. Onlardan mendil almak onları sokağa hapsetmektir. Bunu tersine çevireceğiz” dedi. Proje Koordinatörü Mehmet Karaca ise, “Sokak çocuğu yoktur, sokakta çalıştırılan çocuk vardır. Onları sokakta değil okullarda görmek istiyoruz” dedi. Yapılan açıklamaların ardından katılımcılar, yurttaşlara kampanya broşürlerini dağıttı. Kampanyada çocukların sokaklarda çalışmalarının engellenmesi, sosyal, kültürel ve sportif alanlara yönlendirilmesi amaçlanıyor. S “Hayatlarını satın almayın” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle