Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 31 Ocak 2013 Perşembe a4 yaşam Davacıyken davalı olan Çalışkan’ın ilk yargılaması dün yapıldı ‘Davahukukideğilsiyasi’ Bizim Mutfaktan, ‘Elmalı’ fendim bu hafta bizim mutfaktan elmalı kurabiye üzerine lezzetli bir muhabbet edelim diye düşünüyorum. Düşünüyorum da, kurabiyeden önce “elma” mevzuuna değinmek isterim birazcık. Biz zaten, Âdem, Havva ve de elma mevzuunu biliyoruz, değil mi? Ama bu hadisenin benim açımdan derinliğini öğrenmem epeyce zaman sonrasına ait. Farklı bir ifade ile taaa 34 yıl önce Mülkiye ikinci sınıf öğrencisi olarak, Alaaddin Şenel Hocam’dan aldığım o müthiş Siyasi Düşünceler Tarihi dersi ile mevzunun iğne deliğine vakıf oldum. Dikmen Vadisi halkından Tarık Çalışkan’ın davacıyken davalı duruma düştüğü mahkemenin ilk duruşması dün gerçekleşti. Çalışkan, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada suçlamaları kabul etmeyerek berratini istedi. Çalışkan, dava için, “Hukuki değil siyasi” yorumunu yaptı. Tarık Çalışkan, Dikmen Vadisi’ndeki 4. ve 5. etap kentsel dönüşüm projesinde, Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında, “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. Cumhuriyet Savcısı Ramazan Kara ise, Çalışkan’ın suç duyurusunda “Basın yoluyla iftira ve hakaret” bulunduğu gerekçesiyle iddianame hazırlamıştı. “Görevi kötüye kullanma” nedeniyle açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanırken, Çalışkan’ın 1 yıldan 4 yıla ka dar hapsinin istendiği iddianame yazılmıştı. Dün başlanan yargılamada Çalışkan, avukatı Ender Büyükçulha ve Gökçek’in avukatı Seda Aslım hazır bulundu. Çalışkan ve Büyükçulha’nın berrat istediği davada, Gökçek’in avukatı Aslım, şikâyetlerinin sürdüğünü kaydetti. Yargılama, Çalışkan hakkında dava açılmasına neden olan şikâyetle ilgili belgelerin savcılıktan istenmesine karar verilerek, 27 Mart Çarşaba gününe ertelendi. Duruşmanın ardından konuşan Çalışkan davaya ilişkin “Hukuki değil siyasi bir davadır” değerlendirmesini yaptı. Davanın siyasi olması nedeniyle ceza alma ihtimalinin yüksel olduğunu belirten Çalışkan, “Bizleri en baştan beri susturmak istiyorlar. Ceza gelse de çok önemsemiyorum. Bizler mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu. E Aquina’lı St. Thomas ve Elma ers, başlı başına ayrı bir monografi konusu olmalıdır. Ama derste, Aquina’lı Thomas anlatılırken kürsüdeki kırmızı elma hiç aklımdan çıkmıyor. Aquina’lı Thomas abi, 12251274 yılları arasında yaşamış olan, ünlü bir filozof. Hıristiyan teolojisine yaptığı katkılar ve verdiği eserler ile ölümünden yaklaşık 300 yıl sonra 1567’de Papa V. Pius tarafından Katolik Kilisesi’nin uluları arasına yükseltilir. 1879’da Papa XIII. Leo, Thomas’ın öğretilerini teolojinin temeli olarak kabul eder ve böylece Thomas’ın görüşleri Katolik Kilisesi’nin resmi görüşü durumuna gelmiş olur. Efendim, bu muhterem Thomas, Âdem Havva ve Elma, hikâyesine 850 yıl önce öyle bir ayrıntı ve sert bir üslupla yaklaşmış ki, insan elmayı doğrudan ısırırken inanın ki günah işlemiş sayabilir kendini gerçekten. “Boğazlar Meselesi” serdarsahinkaya35@gmail.com D SERDARŞAHİNKAYA Elmalı Kurabiye Siz de gördünüz işte, öyle hemencecik elmalı kurabiye muhabbetine girilmiyor. Ama artık sırasıdır. Bir pazar sabahı yatakta gözlerinizi daha açmadan burnunuza mutfaktan, öyle bir muhteşem koku gelir ki, içinize işler, resmen mutluluk verir. Çünkü esas olarak, elma + tarçın +limon + vanilya quatrosu sarıp sarmalamıştır evi. Yataktan kalkıp da mutfağa gittiğinizde önce sevdiğinizi görürsünüz. Bir öpücükle birlikte daha da bir mutlanırsınız tabiatıylan. Sevdiğiniz, un, yağ, yoğurt, kabartma tozu, limon kabuğu rendesi ve vanilya ile tuttuğu hamuru dinlendirmeye almıştır bile çoktan. Sonra ayrı bir kapta elmaları soyup rendelemiş, içine kararında tarçın, az miktarda esmer şeker ve de doğranmış ceviz içi de ilave ederek marmelat kıvamından daha diri bir iç hazırlamıştır. İşte sizi meftunluğun birinci kademesi olarak karşılayan koku, oradan gelmektedir. melodi gibidir. Bütün bedeninizi kaplar adeta. Kapağın camından pembeleşmenin izlerini gördüğünüzde işlem tamamdır. E ne de olsa solaryumun süresi makul olmalıdır değil mi? Tepsiyi çıkarıp hafif ılımalarını bekledikten sonra büyük bir ihtimamla, pudra şekerini Ernest Hemingway’in Klimanjoro’nun Karları misali serpiverin kararında. Ve artık dinlenmeye alın yavruları. Adaleti haykırdılar Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun katledilişinin 20’nci yıldönümü kapsamında düzenlenen, “Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleri Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) devam ediyor. Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu’nun “Uğur Mumcu Anma Etkinliği” dolayısıyla düzenlediği “Anadolu Tezenesinde Uğur Mumcu” etkinliği türkülerle adalet haykırışına sahne oldu. Yöreden yöreye değişiklik gösteren bağlamanın tellerine vuruş biçimini ifade eden “tezene”nin her tele vuruşunda, Uğur Mumcu ve Uğur Mumcuların yürekli haykırışlarının yer aldığı etkinlikte, federasyona bağlı 84 köy derneğinde yetişmiş yerel sanatçılar Uğur Mumcu için ağıt yaktı. Malik İnci, Mehmet Ağcaoğlu, Turgay Kurumlu, Mehmet Kale, Uğur Donat, Umut Yurdusar ve Yeter Sarıateş türkülerini Uğur Mumcu için söyledi. Uğur Mumcu’yu türkülerle anarak adalet arayışına bir nebze olsun ortak olmak istediklerini belirten Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Cemal Kaman, “Düşündüklerini söyleyen ve kalemini özgürce kullanabilenlerin olduğu bir Türkiye” diledi. Çayla birlikte ilk ısırık Çay demlenmiştir, tavşankanı. Yavrulardan birini, Arhavali İsmail’in Fotika’ya gösterdiği nezaketle, elinizin baş ve işaret parmakları arasına alarak dudaklarınızla burnunuz arasındaki bölgeye yanaştırınız. Nasıl ama? Rayihayı hissettiniz değil mi? Sonra da, bir ısırık alın. Kurabiyenin alt tabanının gevrekliğini ve pudra şekerinin örttüğü hafif yumuşaklığı ayrı ayrı hissettiniz değil mi? Şimdi diliniz üzerindeki ilk ısırılmış kısmı üst damağınıza değdirmenin tam zamanıdır. Amanın ki amanin. O gevrek ve işveli çıtır hamurun arasından, elma+tarçın+şeker+ceviz dörtlüsü, pudra şekerinin tozuması arasından nasıl da lezzet fırtınasına dönüşüyor değil mi? Çayla birleştiğinde ağzınızda, sanki dağılıyor. Ve tüm malzemeler, ayrı ayrı lezzetlerini bırakıp geriye çekiliyorlar. Görsele iyice bir bakın hele. Cevizin çapkın çıkışı sizin de dikkatinizden kaçmadı değil mi? Ah Aziz St Thomas abi. Bu elma, konusunda haklı mısın değil misin kavrayamadım. Ancak elma, yuvarlaklığındaki cazibeyi, her halükârda koruyor gibi. Lezzet ise on numara. Ağzımızın tadı bozulmasın. Sağlık ve dostlukla. Sıra içine yerleştirmededir Dinlenmiş hamur yaklaşık 10 cm. çapında ne çok kalın, ne de çok ince açılır. Bir kenarına yakın kısma o muhteşem iç yerleştirilir. Hamurun kenarı kapatılarak yarım ay şekline getirilip, tepsiye dizilir. Tepsi dolduğunda da doğrudan orta hararette ısınmış bulunan fırına gönderilir. Fırın kapağının deliklerinden çıkan buğu ve koku, sanki bir sihirli Otobüslerhamamagiriyor Anakent Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü yetkilileri, otobüslerin, 15 günde bir dezenfekte edildiğini kaydetti. Yetkililer, 5 bölgede yaklaşık 300 kişinin 21.30 ile 06.00 saatleri arasında otobüslerin temizlenmesi için görev yaptığını dile getirdi. EGO bünyesinde bulunan 1980 araçtan her gün ortalama 1470’inin sefere çıktığını belirten yetkililer, yılbaşından bu yana yenilenen makineler ile daha itinalı bir çalışma yürüttüklerini kaydetti. Her gün yapılan rutin temizlik işleminde öncelikle vakumlu süpürgelerle otobüsler, atılmış veya dökülmüş pisliklerden arındırılıyor. Daha sonra araç sayısına göre bölgelere dağılan yaklaşık 60’ar kişilik temizlik ekibi, tutamakları, koltukları, camları tek tek siliyor. Araç daha sonra dış temizlik için EGO atölyelerinde yapılan otomatik fırçalama sistemine girerek, bir sonraki gün için temiz duruma getiriliyor. Yağışlı günlerde oluşan aşırı çamur ve kirlilik için de nöbetçi ekipler gündüz kısa süreli bir müdahalede bulunuyor. C MY B Tarık Çalışkan Melih Gökçek