Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 31 Ocak 2013 Perşembe a2 Kültür sanat SİS ÇANI Orhan TÜLEYL OĞLU [email protected] Hitit kazılarının 100 yılı aşkın öyküsü sergilenecek... YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN se [email protected] ‘Bir kazının fotoromanı: Hitit’ Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi bu kez alışılmışın dışında, Antik Çağ’da Anadolu coğrafyasında devlet kurmuş önemli uygarlıklardan birine, Hititlere ait sergiye ev sahipliği yapacak. Yapı Kredi Kültür Merkezi tarafından düzenlenen ve “Hattuşa’da 106 Yıl” adı verilen, 226 Şubat’a değin gezilebilecek sergi, Türkiye’deki Hitit kazılarının 100 yılı aşkın öyküsünü, fotoğraflar, yaşanmış olaylar ve anılar eşliğinde ziyaretçilere sunacak. “Hattuşa’da 106 Yıl” sergisi, 1906 2012 yılları arasında çekilmiş, bütün dünyadaki Alman Arkeoloji Entitüsü ve üniversite arşivlerinden toplanan 1500 adet fotoğraf ve filmin içinden seçilmiş 300 kadar orijinal fotoğraftan oluşuyor. Elbet Acı Duyar Tomurcuklar sveç’in en büyük kadın şairi Karin Boye, İ 1900 yılında Göteborg’da doğdu. Stockholm’de büyüdü. Uppsala ve Stockholm üniversitelerinde öğrenim gördü. Çok genç yaşlarda yazmaya ve kültürel tartışmalara katılmaya başladı. Şiirin yanı sıra, roman ve kısa öyküler de yazan Boye, İsveç modernizminin en özgün adlarından biriydi. Yaşam öyküsünü anlattığı “Kriz” adlı romanından sonra distopik romanı “Kallocain”i yazdı. Romanında gelecekteki totaliter bir rejimin dayanılmaz baskılarını anlattı. Romana adını veren Kallocain, totaliter devlette her şeye “evet” diyen söz dinler vatandaşlar yetiştirmek için kullanılan ilacın adıdır. İlaçla insanların özel hayatı tamamen devlet kontrolüne alınır. İlacın enjekte edildiği herkes kendilerinin bile farkında olmadığı gerçekleri itiraf eder ve güvenliği bu şekilde sağlamaya çalışan devlet insanların kişiliklerini de yok eder. Carmina Neden Seviliyor? cak ayının en kalabalık dinleyici kitlesi CSO’nun Antonio Pirolli yönetimindeki, O Carll Orff’un “Carmina Burana” seslendirmesindeydi. Hangi kentimizde ne zaman seslendirilirse seslendirilsin manzara hep aynı. Salonlar tıkabasa... Acaba Carmina Burana’nın bu denli benimsenmesi, akılda kalması ve yaygınlaşmasının temelinde ne yatıyor? Sorunun yanıtını, Carl Orff’un “ritm” kavramına verdiği önemde bulmak mümkün. 1895 1982 yılları arasında yaşayan Alman bestecinin müzik düşüncesinin temelinde “ritm” vardı. Çocuklara müzik öğretmenin, yetişkinlere de sevdirmenin önce “ritm” sonra da “ezgi”den geçtiğini saptamış, bu doğrultuda vurmalı çalgılara dayalı bir müzik eğitim sistemi geliştirmişti.. “Ritme, hareket ve doğaçlamaya özgür ve içgüdüsel yaklaşım” başlıca ilkesiydi. Carmina Burana, metin olarak 13. yüzyıl Kıt’a Avrupasının kültürel ve sosyal yaşamını yansıtır. Ortaçağ Latincesi ve bazı bölümleri Ortaçağ Almancası kullanılarak yazılmış bu şarkılar, içerik bakımından üç bölümde toplanır. Ahlak öğretileri ve taşlama niteliğindeki metinleri sevda şarkıları izlerken; üçüncü bölümde içki ve kumar üzerine şarkılar bulunur. En sonda ise dinsel içerikli uzun diyaloğlar yer alır. CSO’nun son seslendirmesinde, solistler Ankara Operası’ndan bariton Eralp Kıyıcı, soprano Görkem Ezgi Yıldırım ve kontrtenor Damian Gançlarski’ydi. Kıyıcı doruktaydı, Yıldırım son üç yıldaki başarılı çıkışını sürdürüyordu. Polonyalı kontrtenor ise, zaten kısa olan partisinde zayıftı. Bizde bu partiyi, kontrtenor veya tenor renginde söyleyecek nice insan var. Koro, Cemi Can Deliorman yönetiminde, zaten sular seller gibi bildiği partilere iyi hazırlanmıştı. Carmina Burana, yalınlığı, basitliği nedeniyle kimi müzikologlarca “ilkel” olarak nitelendirilse de, ritm anlayışı çok güçlü bir yapıt olarak, insanın doğasından gelen beğeniye yanıt veriyor. Sergi fotoğrafları genelde daha önce kazı raporlarında yayımlanmamış, köyün ve kazı ekibinin ilişkilerini gösteren, sosyal hayatlarını belgeleyenler arasından seçildi. Bu Karin Boye, bu romanı yazdıktan sonra 1941 yılı baharında intihar etti. Şairin birçok şiirini dilimize kazandıran Özkan Mert şunları söyler: “Karin Boye, İsveç şiirinin efsanevi ve gizemli yeri olan büyük bir şair. Psikolojik derinliklerden fışkıran şiirlerinde, şairin, acılı bir yürekle nasıl parçalandığını izleriz. Bu parçalanışta şair, evrensel insan gerçeğini sımsıkı yakalar ve okuru ortak eder.” Karin Boye, insan gerçeğinin ve yaşamın gizeminde sürdürdüğü yolculukta okurlarını büyülemeye devam ediyor. İşte ünlü “Elbet Acı Duyar Tomurcuklar” şiiri. Elbet acı duyar tomurcuklar açarken. Neden gecikirdi yoksa bahar gelmekte? Neden bizim ateşli özlemimiz donup gitsin acılarla Yaprakların içindeydi tomurcuklar bütün kış. Nedir yeni olan, doğurtan ve fışkırtan her şeyi? Elbet acı duyar tomurcuklar açarken Acı duyar büyürken ve direnirken. Güçtür elbet damlaların düşüşü. Korkudan titreyerek asıldıkları yerde ne kadar sarılsalar da dallara kurtuluş yoktur, düşerler ağırlıklarıyla toprağa. Güçtür bilinemezlilik, güvensizlik ve ayrılış güçtür uçurumlarda çağırmak birini gene de tutunabilmek titreyerek ve kalabilmek ve düşünebilmek Artık hiçbir şeyin yararı yoktur doğuşa sevinçler fışkırır tomurcuklar dallarda tüm korkular yok olur ışıldayarak yere düşer damlalar unuturlar doğuşun korkusunu unuturlar yolculuğun korkusunu o büyük güvenceyi duyarlar bir an dünyayı yaratan. (Türkçesi: Özkan Mert) fotoğraflarda Boğazköy’ün ve köylülerin tarihsel değişiminin yanında, kazı alanının gelişimi ve buluntuların çıkış evreleri de izlenebilecek. Serginin bilimsel ve görsel danışmanlığı, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden eski Boğazköy Kazı Başkanı Jurgen Seeher ile Ayşe Baykal Seeher ve Hattuşa’nın şimdiki kazı başkanı Andreas Schachner tarafından yapıldı. Yaklaşık bir yıl önce tüm dünyadaki arşiv taramasıyla başlayan sergi, 1906’dan 2012 yılına kadar Hititler’in başkenti Hattuşa’da yapılan arkeolojik kazıların dönemlerine göre adeta tarihsel, etnografik ve sosyolojik bir fotoromanını ortaya koyuyor. Pembe Kurbağa minikleri ağırlayacak SELDA GÜNEYSU Ankara’da, 1990’lı yıllardan bu yana çocuk oyunlarını sahneleyen Tiyatro Pembe Kurbağa, yarı yıl tatili boyunca minikler için 7 farklı oyun sahneleyecek. Tiyatronun kurucusu Ali Nihat Yavşan, Cumhuriyet Ankara’ya yaptığı açıklamada, yarı yıl tatili boyunca tiyatronun “Ormanın Kralı”, “Sihirbazın Tavşanı”, “Hiçyemez Prenses”, “Şeker Çocukların Düşleri”, gölge oyunu “Karagöz Düş Gezgini” ile 03 yaş Bebek Tiyatrosu’nda da “Evden Kaçan Soba”, “Acaba Kutuda Ne Var?” adlı oyunları minik seyirciyle buluşturduklarını kaydetti. “Ormanın Kralı” adlı oyunda ormandaki krallık seçimini, yönetimi sorgulayan hayvanların “En doğrusu demokrasi” diyerek oyuna son verdiklerini belirten Yavşan, minik izleyicilerin bu oyunu 2 Şubat Cumartesi günü izleyebileceklerini kaydetti. “Sihirbazın Tavşanı” adlı tek kişilik gösteride minik izleyicilerin tavşanın bir günlük yaşamına konuk olacaklarını dile getiren Yavşan, oyunun 9 Şubat’ta sahneleneceğini belirterek, miniklere şöyle seslendi: “Kim rahatsız değil ki yemek seçen çocuktan, dengesiz beslenmeden. Kral da olsanız, kraliçe de olsanız rahatsızlık bambaşka kişiliklerde. Düşlerimizi gerçeğe çeviren perimizle karşılaşan bu kahramanlar mutluluk ve neşe saçıyor sahneye.” ‘Oyunlarımızı CKM’ye de taşıyacağız’ Tiyatro Pembe Kurbağa’da 0 3 yaş Bebek Tiyatrosu olduğunu ve bu tiyatronun her pazar miniminicik izleyiciler ile buluşturduklarını söyleyen Yavşan, “Evden Kaçan Soba oyununda zıtlıklarbenzerlikler gibi kavramların yanı sıra, şekiller, sesler de miniminnacıkların ilgi odağı olacak. Arkadaşlık oyunun ana konusu. Sıcağa dokunursak elimiz yanar ama arkadaşımızın elini tutarsak içimiz ısınır ya, işte küçük seyirciler de bunu yaşıyor oyunda. Belki de bu nedenle oyunun sonunda yanındaki arkadaşından ayrılmak istemiyor, salondan çıkmayı reddediyorlar” dedi. Yavşan ayrıca tiyatronun oyunlarını Ankara Temsilciliğimizde yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) de miniklerle buluşturacaklarını, “Karagöz Düş Gezgini” adlı oyunun 2 ve 16 Şubat’ta sahneleneceğini duyurdu. Yavşan bu oyunda minik izleyicilerin gölge oyunu ile tanışacaklarını sözlerine ekledi. duyarsınız yemek yemeyen çocuğunuzun durumundan. Tiyatro Pembe Kurbağa da bu durumu sahnelerine taşıdı ve ‘Hiçyemez Prenses’i minik seyircileriyle buluşturdu. Oyunun sonunda ne mi oluyor? Tabii ki Prenses hasta olmamak için sağlıklı beslenmeyi seçiyor. 16 Şubat’ta bu oyun son kez minik izleyici ile buluşacak. Tiyatromuz minikleri ‘Şeker Çocukların Düşleri’ne doğru da yola çıkaracak. 23 Şubat’ta seyircisiyle buluşmaya başlayacak olan bu oyun, sezon sonuna kadar izlenebilecek. O çok sevdiğiniz masalların kahramanlarını bir de başka açıdan görmenizi sağlayacak olan oyunda saf bir kurt, yaramaz mı yaramaz kırmızı şapkalı kız, ezilen kötü kraliçe ve tanıdığımızı sandığımız Sindirella, Pamuk Prenses ve prensler karşımıza çıkıyor KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 31 Ocak 2013 Perşembe Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] C MY B