Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 Ocak 2013 Perşembe Sayfa kent a3 BAŞKA KENT YAZILARI Feridun Büyükyıldız Bulvarda tra k keşmekeşi, çift sıra park sorunu ve esnafın şikâyetleri devam ediyor Turan Güneş’e acil çözüm İKLİM ÖNGEL nartan99@gmail.com Ankara’nın en işlek caddelerinden Turan Güneş Bulvarı’nda, çift sıra park trafiği felç ediyor. Özellikle işe gidiş ve dönüş saatlerinde yoğunlaşan trafik, park durumundaki araçlar nedeniyle kilitleniyor. Belediye otobüsleri, durağa yanaşamadığı için yolcuları yol ortasında alıyor. Caddenin trafik ve park sorunu, cadde üzerindeki esnafı da olumsuz etkiliyor. Esnaf Gülgün Aygin, “Ceza yiyen müşteri bir daha gelmiyor” derken esnaf Abdullah Çapan, “Bir an önce bir alternatif bulunması gerek. Sürekli müşteri kaybı yaşıyoruz” diyor. Başkentin en yoğun caddelerinden biri olan Turan Güneş’in trafiğine halen bir çözüm bulunabilmiş değil. Turan Güneş Bulvarı’ndaki çift sıra park, uygulanan cezalara karşın devam ediyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde yolun tek şeride düşmesi nedeniyle trafikte ilerlemek imkânsız hale geliyor. Otobüsler ise cadde ortasından yolcu almak durumunda kalıyor. Bulvarda ikinci sıraya park eden araçlara ceza kesilirken, otobüs durağının 15 metre gerisinde ve ilerisinde tek sıra park yapılması yasak. Yıllardır süren çift sıra park sorununa bulunan “ceza” yöntemi ise bu kez de esnafın müşteri kaybetmesine yol açıyor. Esnaf belediyeden hem trafiği hem de kendilerini rahatlatacak kalıcı bir çözüm bulmasını istiyor. Cadde esnafından Abdullah Çapan, müşterilerin park edince ceza yediklerini belirterek, “Bu uygulamalar nedeniyle müşteri kaybımız oluyor. Caddeye park olunca yol daralıyor, trafik aksıyor. Arka sokaklar zaten dolu, park edecek yer yok. Öyle olunca insanlar caddeye park ediyor ve ceza yazılıyor. Bir an önce trafiği de esnafı da rahatlacak bir alternatif bulunmalı. Yol genişletilebilir, kaldırım daraltılabilir ya da belediye yakında otopark yapabilir” dedi. Esnaf Gülgün Aydin ise otobüs durağının önlerinde olduğunu belirterek, “Müşteri park ediyor. 2 dakika sonra da ceza yiyor ya da aracı çekilmek isteniyor. Böyle olunca da insanlar bir daha gelmiyor. Trafik bu çabalara karşın rahatlamazken bizler de müşteri kaybediyoruz. Kalıcı bir çözüm bulunmasını istiyoruz” diye konuştu. Kent Müzesi Olmayan Başkent oogle’da Kent Müzesi kelimeleri ile arama G yaptınız zaman karşınıza 440.000 sonuç çıkıyor. Durum onu gösteriyor ki “Kent Müzesi” kavramı ülkemize yabancı değil ancak Ankara’yı yönetenler için çok yabancı bir kavram. Elazığ Kent Müzesi, Mardin Kent Müzesi, Bursa’nın İnegöl ilçesinin Kent Müzesi ve hatta Gaziantep Mutfak Müzesi kent hayatında çoktan yerini almış durumda. Ankara da ise fıskiyeler, şelaleler, hatta atnalı üst geçitler, balkonumuzdan içeri girecek kadar hayatımızın içinde iken, “Kent Müzesi” kavramı hayatın dışındadır. “Kent Müzesi Yönergesi” vardır, kendisi yoktur. Yönerge: “ Kent müzeleri, binlerce yıllık geçmişleri ve üzerinde yaşadığımız toprakların ev sahipliği yapmış olduğu uygarlıkların yaratmış olduğu kültürel birikimin taşıyıcısı olan kentlerimizin, bu uygarlıklardan kendi payına düşen mirası, modern müzecilik anlayışları doğrultusunda, bugünkü kuşaklara taşıyabilmektir.” Der demesine ancak, Ankara’nın geleceğe taşıyacağı miras yokmuş gibi davranılır. Ankara Kalkınma Ajansı “Çubuk Kent Müzesi”nin açılması için 1 milyon 300 bin TL ödenek ayırırken başkentin kent müzesi ise Ankara Valiliği tarafından 2009 yılından bu yana bir “komisyona havale” vaziyetinde beklemektedir. Komisyonun üyeleri bellidir, yeri bellidir, yurdu bellidir ancak aradan yıllar geçmesine rağmen Ankara Kent Müzesi ortada yoktur. Bu kentin anıları ortalığa saçılmış durumdadır. Antika pazarlarında, tezgâhta satılan siyah beyaz resimlerin peşine düşmezseniz o anıları bulamazsınız. Akla gelmeyecek kurumların arşivlerine, tozlu raflarına girmezseniz gün yüzüne çıkaramazsınız. Şehrin orta yerindeki koskoca kayıp antika havuzu yıllarca aradık da, EGO’nun hurdalığında bulmadık mı? Arada bir siyah beyaz Ankara resimlerini alışveriş merkezlerinin orta yerinde görür geçeriz. Bu şehrin anıları, geçmişi, birkaç siyah beyaz fotoğraftan ibaret değildir. Ankara kartpostalları, Ankara pullarını, Ankara takvimleri, hatta Ankara belediye otobüsü biletlerini en son nerede toplu halde görebildiniz, keyifle gözden geçirdiniz? Adı Ankara olan makarnalardan, viskilere kadar değişik ürünleri yan yana görmek bir kentin hafızasını canlı tutmak değil midir? Bursa’nın ana caddelerinde “Kent Müzesine gider” tabelalar dururken, Ankaralının gezeceği, gezerken anılarını bulabileceği bir kent müzesi maalesef yoktur. Komisyona havale edilmiş vaziyette beklemektedir. ODTÜ, Mimarlık Fakültesi 50 yıllık birikiminin değerlendirilmesi için kendi imkânları ile “Ankara Araştırma Birimi” kurdu. “Kent Tarihi Sergisi” gibi sergiler, “Ankara Kenti Rehberi” gibi kitaplar yayınladı. Ankara Kent Müzesi için alt yapı oluşturma çabasında. Başka bir Üniversite, Atılım Üniversitesi ise kent arşivinin eksikliğini görerek, “Ankara Dijital Arşivi” oluşturmak için imkânlarını seferber etti. “Tarım Müzesi”ni kuran, Bartın’da “Kemal Samancıoğlı Etnografya Müzesi”ni kuran, “Demir Yolları Müzesi”ne yıllarını veren, en son “Süzgeç Su Müzesi” kurmak için uğraşan Müzeci Servet Sarıaslan Ankara’da yaşıyor. Ankara’nın “Kent Müzesi” kuracak değerleri de, üniversiteleri de, isteği de vardır. Bir kentin hafızasını canlı tutmak o kentin geçmişine olan saygı kadar kendimize olan saygımız ile de ilişkilidir. Şehirle bütünleşmiş, geçmiş tüm anıları üzerinde barındıran her türlü objenin sergileneceği bir Kent Müzesi”nde gezmek, Ankara’da yaşayan herkesi heyecanlandıracaktır. Başkentin anılarının yok olması demek, giderek kimliksiz bir hâl alması anlamına gelir. Anıları işporta tezgâhlarına düşmüş bir kent yerine, değerlerini korumasını bilen bir başkentte yaşamak hepimizin hakkıdır. Risk üstüne 30 kat SERTAÇ EŞ Tanık’tan işbirliği çağrısı Anakent Belediye Meclisi’nin, hiçbir zemin etüdü yapılmadan, gecekonduların yıkımını kolaylaştırmak amacıyla Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Alanı’nı “riskli alan” ilan eden kararı yargıya taşındı. Bölge sakinlerinden Hasan Irmak’ın avukatı Ender Büyükçulha, riskli alan olduğu iddia edilen bölgede tek katlı yapıların yıkılarak yerlerine 2030 katlı apartmanların yapıldığını vurguladı. Dava dilekçesinde, riskli alan kararının yasa ve uygulama yönetmeliğine aykırı olduğuna dikkat çekildi. Dikmen Vadisi’nin riskli alan olmasını öngören belediye meclisi kararının iptali için açılan davanın dilekçesinde, çarpıcı gerekçelere yer verildi. Buna göre riskli alan kararı alınabilmesi için bir bölgenin “zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıması” gerekiyor. Dava dilekçesinde belediye meclisi kararının bu “maddi unsur”a dayanmadığına, alınan karar için “Afet ve Acil DurumYönetimi Başkanlığı”ndan görüş alınmadığına dikkat çekiliyor. Karar çelişkili Dava dilekçesinde, zemin yapısı nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı gerekçesinin bizzat idarenin uygulamasıyla çeliştiği dile getirildi. Dilekçede, söz konusu can ve mal kaybı riskinin yıkılmak istenen gecekondular için olduğu kadar yerlerine yapılan 2030 katlı apartmanlar için de söz konusu olduğu vurgulandı. Dilekçede, zemin yapısına ilişkin bir değerlendirme yapılabilmesi için jeolojik ve jeoteknik incelemelerin, yapı durumuna dair mimari, yapısal ve statik tespitlerin yapılması gerektiği, bu işlemlerin yapılmadığı kaydedildi. 10 günde risk oluştu Dilekçede, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası”nın ardından bir uygulama yönetmeliği yayımlandığı, Dikmen Vadisi’ne ilişkin alınan kararın bu yönetmeliğin 4. maddesine göre toplam 10 noktada aykırılık içerdiği belirtildi. Dilekçede ayrıca, yasanın ardından uygulama yönetmeliğinin 4 Ağustos 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlandığı, vadiye ilişkin Belediye Meclisi İmar ve Bayındırlık Komisyon kararının da 14 Ağustos 2012’de alındığına dikkat çekildi. Dikmen Vadisi’nin riskli alan olduğunu gösteren teknik etüd ve idari işlemlerin yalnızca 10 günde tamamlandığı gibi bir gerçeğin ortaya çıktığı vurgulanan dilekçede, bölgede gecekondu yıkımlarının hızlanması için söz konusu yasadan yararlanılmak istendiği savunuldu. Dilekçede, alınan kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi. Yaşar, geleceğin başkanına tüyo verdi Lösemi hastalığını yenen ve hastalıkla mücadele eden çocukların eğitim gördüğü LÖSEV Vakfı İlköğretim Okulu öğrencileri, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ı ziyaret etti. Okulun sürdürdüğü “Meslekleri Tanıyalım” projesi kapsamında gerçekleştirilen ziyarette, Melike isimli öğrencinin soruları dikkat çekti. Melike, Yaşar’a, “Belediye başkanları ne iş yapar, kimler belediye başkanı olabilir, belediye başkanı olunca çocuklar için ne yapılabilir?” seklinde sorular yöneltti. Büyüdüğünde belediye başkanı olmak istediğini söyleyen Melike’ye “Bu soruları neden sorduğun şimdi anlaşıldı” diyerek yanıt veren Yaşar, tecrübelerini anlattı. Çocuklara satranç takımı ve yapboz hediye ederen Yaşar, gelişmiş ülkelerde vakıf ve demokratik kitle örgütlerinin sorunların çözümünde aktif olarak görev yaptığına dikkat çekti. Yaşar, çocuklara, “Dünyayı tanımak ve yeni bilgiler öğrenmedeki hırsınız hiç bitmesin. Meraklı olun ve derslerinize önem verin. Biz her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz.” diyerek moral verdi. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, başkentte sokak hayvanları sorununun büyük bölümünü tek başına göğüslemek zorunda kaldıklarını kaydetti. Tanık, “Çankaya Belediyesi, Ankara’da sokak hayvanları sorununu neredeyse tek başına sırtlamış durumda” diyerek ilgili kurumları göreve çağırdı. Çankaya Belediyesi’nin Türkiye’nin en modern hayvan barınaklarından birine sahip olduğu ve şu an barınakta değişik türlerden 2 bin civarında sokak hayvanının barındığını söyleyen Tanık, “Her yıl ortalama sokaklardan 3 bin 500 hayvan topluyoruz. Bin 500 hayvanın kısırlaştırma işlemini gerçekleştiriyoruz. 4 bin 500 hayvanı aşılıyor ve 2 bin 500 hayvanın da çeşitli hastalıklarla ilgili tedavisini gerçekleştiriyoruz” dedi. ‘Ortak çalışılmalı’ Tüm sorumluluğu ağırlıkla Çankaya Belediyesi’nin üstlendiğine dikkat çeken Tanık, “Oysa bu işin sağlıklı çözümü için başta Anakent Belediyesi olmak üzere merkezi ve yerel idarelerin ortak çabası zorunlu görünmektedir. Anakent Belediyesi yasal görevi olduğu halde bu işi üstlenmekten çekinmektedir. Biz kendilerine her türlü desteği sunmaya hazırız. Yeter ki bakanlık ve belediye başta olmak üzere tüm kurumlar yasalarla tanımlı açık sorumluluklarını yerine getirsin” diye konuştu. Mamak Belediyesi’nin yıldızları parlıyor Mamak Belediyesi Spor Kulübü, 75. Yıl Amfi Tiyatro Spor Salonu’nda Türk sporuna yıldız sporcular yetiştirmeye devam ediyor. Kulüp, atletizm, boks, badminton, halter, hentbol, güreş, tekvando, judo ve voleybol olmak üzere toplam 10 branşta, 616 yaş grubu çocukları sporla tanıştırıyor. Mamak Belediyesi Spor Kulübü’nün başarı çıtasını her geçen gün yükselttiğini belirten Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Gençlerin boş vakitlerinde spor yapmaları için belediye olarak dev spor yatırımlarına imza attık. Spora ve sporcuya olan desteğimiz ve yatırımlarımız devam edecek” dedi. Mamak Belediyesi Spor Kulübü’nde 92 stepaerobik, 25 boks, 12 güreş, 40 hentbol, 20 atletizm, 20 halter, 65 tekvando ve 40 voleybolcu olmak üzere toplam 314 sporcu yer alıyor. Kulüp çeşitli müsabakalarda Türkiye, Avrupa ve bireysel dereceler alırken, atletizmde 2012 yılına kadar 16 birincilik, 15 ikincilik ve 22 de üçüncülük elde etti. Kulübün boks takımı 96 birincilik, 83 ikincilik ve 91 üçüncülükle ringlerde yumruklarını konuşturdu. Kulübün halter takımı ise 14 birincilik, 12 ikincilik ve 14 üçüncülük kupasını evine götürdü. Şehir terası sizi bekliyor Anakent Belediyesi’nin yaptığı çevre düzenlemesi ve restorasyon çalışmaları sonrasında “Başkent’in Şehir Terası” durumuna gelen 50. Yıl Parkı, manzarasıyla sizi bekliyor. Bölge halkının ve başkentlilerin “Çamlık” adıyla da bildiği park, ailelerin rahatlıkla gidip piknik yapabiliceği bir mekân durumuna geldi. 130 bin metrekarelik geniş bir alanda yer alan 50. Yıl Parkı’nda, 3 bin 500 metrekarelik ve bin 300 metrekarelik iki ayrı gölet ve dereler bulunuyor. 210 adet kamelya ile banklar konulan parkta; çeşmeler, bin 100 metrekarelik 4 çocuk oyunu alanı ile 1 adet buz pateni pisti ve çocuklar için tasarlanmış yaklaşık 10 bin 500 metrekarelik mini lunapark yer alıyor. Parkı 4 ayrı noktasında ise seyir dürbünleriyle şehrin manzarası seyredilebiliyor. Gençlerin faydalanabileceği 2 adet halı saha ve yaya yolları ile 13 kondisyon aleti bulunan fitness center de başkentliler yaz kış spor yapabiliyor. TİYATRO PEMBE KURBAĞA SÖYLEŞİ TURGUT CANDAN (DANIŞTAY ONURSAL BAŞSAVCISI) “HUKUK DEVLETİNDE VE DEMOKRASİLERDE İDARE ANLAYIŞI VE DENETİM” DÜZENLEYEN CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ 2 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 10.30 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 2 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 C MY B