24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 EYLÜL 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 GölDer Başkanı Ömercan, Mogan için uyarıların kısa süreli etkisi olduğunu söyledi Etimesgut’ta Anadolu Festivali başlıyor timesgut Belediyesi tarafından organize edilen, E Türk Dünyası’nı ve Anadolu illerini başkentte buluşturan Uluslararası Anadolu Günleri Kültür ve Sanat Festivali 14 Eylül Cuma günü başlıyor. Her yıl gelişerek büyüyen festivalde bu yıl, Anadolu’da yaşayan ve yaşatılan Türk kültürünün yanı sıra, dünyanın her köşesindeki Türk devlet ve toplulukları da eksiksiz olarak yer alacak. Geleneksel festival yürüyüşü ve ardından yapılacak yeni festival alanının açılışı ile başlayacak festivalin birinci gününde; Kırım Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin etkinlikleri ile Muazzez Ersoy konseri gerçekleştirilecek. Festivalin ikinci gününde Azerbaycan Büyükelçiliği, Erzurum Dernekleri Federasyonu ve Çankırılılar Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin etkinlikleri ile Mustafa Yıldızdoğan konseri yer alacak. Festivalin 3. günü olan Pazar günü ise Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği, Yozgatlılar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kültür Derneği ile Kırıkkale İli ve İlçeleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin etkinlikleri ve Ebru Gündeş konseri yer alacak. Sonraki günlerde de etkinlik ve konserlere devam edilecek olan festivalde, birçok ünlü sanatçıya ev sahipliği yapacak. ‘Kalıcı çözüm şart’ İKLİM ÖNGEL Taş ocaklarının atıkları nedeniyle gün geçtikçe kirlenen Ankara’nın denizi Mogan Gölü, temizlenmeyi bekliyor. GölDer Başkanı İsa Ömercan, bir an önce önlem alınmazsa gölün vaktinin sınırlı olduğu konusunda uyardı. Çevrede arıtması olmayan fabrikaların bulunduğunu vurgulayan Ömercan, “Biz uyarılarımızı sıklıkla yapıyoruz, ancak etkisi kısa sürüyor, kalıcı çözüm bulunamıyor” derken, Gölbaşı Belediyesi’nden bir yetkili ise, “Ferdi arıtma sistemleri yerine genel bir çökertme kuyusu yapılmalı. Bunun için Anakent Belediyesi’nin meclis kararı gerekiyor. Biz Mogan için her şeyi yapmaya hazırız” dedi. Başkentin 25 kilometre güneyindeki Gölbaşı ilçesinde bulunan, 11 dereyle beslenen, 226 kuş türünün konakladığı Mogan Gölü yıllar geçtikçe daha da çok kirleniyor. Hem kendini besleyen derelerle, hem de insan eliyle yavaş yavaş kirlilik oranı yükselen göl, yetkililerin çözüm üretmesini bekliyor. GölDer Başkanı İsa Ömercan, kendilerinin Mogan’a ilişkin sıklıkla uyarılarda bulunduklarını kaydetti. Uyarılardan sonra yetkililerin önlem aldığını, ancak bir süre sonra sorunların tekrar başladığını dile getiren Ömercan, “Yakın ge lecekte yok olma durumu yok ancak kalıcı çözüm bulunmazsa ve yeterli özen gösterilmezse gölün vaktinin sınırlı olacağı bir gerçek” diye konuştu. Mogan’ı besleyen derelerden biri olan Sukesen Deresi’ne taş ocaklarının pisliğinin atıldığına dikkat çeken Ömercan, “Arıtması olmayan fabrikalar var, bunların pisliği de direk Mogan’a geliyor. Hemen tedbir alınmalı, bu dere aynı zamanda yerleşim bölgelerinin de yanından geçiyor, dolayısıyla insan eliyle kirlenme de söz konusu” diye konuştu. Mogan’ın kirlenmesinin başkentin diğer bir gölü olan Eymir’i de etkileyebileceği uyarısında bulunan Ömercan, “Kalıcı çözüm şart” dedi. Gölbaşı Belediyesi’nden bir yetkili ise fabrikaların bir iki tanesinin dışında hepsinin arıtma tesisinin olduğunu söyledi. En büyük sıkıntının fabrika atıkları için belli bir döküm alanı belirlenmemesi olduğunu dikkat çeken yetkili, “Arıtmadan ziyade çökertme kuyusu yapılmalı. Bununla çok daha büyük verim alınacaktır” dedi. Ferdi olarak yapılacak arıtmada 70 bin TL maliyet olduğunu ancak genel, büyük ve müşterek bir çökertme kuyusu yapıldığında maliyetin de düşeceğini dile getiren yetkili, “Kuyu, Anakent Belediye Meclisi’nin kararıyla yapılabilir. Biz her türlü desteği vermeye hazırız” diye konuştu. Hacettepe’nin bizim dediği arazi için MSB çalışma başlattı Son söz İsmet Yılmaz’da MERT TAŞÇILAR Hacettepe Üniversitesi ile Genelkurmay Başkanlığı arasında tartışmaya neden olan 400 dönümlük arazi konusunda, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı çalışma başlattı. Sözkonusu arazinin ne zaman, hangi koşullarda Türk Silahlı Kuvvetleri’ne geçtiği araştırılıyor. Arazi ile ilgili son sözü Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz söyleyecek. Geçtiğimiz günlerde Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer’in Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 30 yıllığına kiralanan ancak kira süresi biten ve Bilkent’teki İhsan Doğramacı Cami arkasında bulunan 400 dönümlük arazi hakkında söylediği, “Ordudan geri almaya çalışıyoruz. 30 yıldır bomboş duran bir alan. Zaten üniversitenin malı. Konuyu sayın Cumhurbaşkanımız’a da sayı Başbakan’a da açtık. Her ikisi de üniversiteye iadesine destek verdi. Buna karşın altı aydır bir türlü çözülemeyen bir mülkiyet problemi yaşıyoruz” sözleri üzerine İsmet Yılmaz Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı çalışma başlattı. Milli Savunma Bakanlığı İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı’nda yapılan çalışmalarda, arazinin ne zaman ve ne şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımına geçtiğinin detayları araştırılıyor. 400 dönümlü arazinin verilip verilmeyeceği konusundaki son kararı ise Bakan Yılmaz verecek. Güleken’denSuriyebenzetmesi Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in iki aydır ısrar ettiği bölge parkları konusunda önceki gün belediye meclisinde karar alındı. CHP ve MHP’li belediyelerin sınırları içindeki 26 bölge parkı konusunun görüşülmesi sırasında muhalefet partili üyelerin tepkisine karşın Gökçek’in istediği oldu. Suriye benzetmesi Bölge parklarına ilişkin Bayındırlık ve İmar Komisyon raporunun görüşülmesi sırasında söze alan CHP Grup Başkanvekili Fazıl Güleken, bütün bölge parklarının CHP ve MHP’li belediyelerin bulunduğu ilçelerde olduğuna dikkat çekti. Keçiören’de, Altındağ’da, Sincan’da daha geniş alanlar olduğunu belirten Güleken, “Niye buralarda bölge parkı yapılımıyor? Geceyarısı park basmak, hücum etmek, zorba bir tavır içinde park yıkmak Büyükşehir Belediyesi’ne ve kamu sorumluluğuna yakışmıyor. Adeta Suriye’ye hücum eder gibi Çankaya Belediyesi’nin parklarına hücum ediyorlar. Parkı yasal yollarla istese devredilir. Ama böyle husumet içinde, savaşa gider gibi gitmesini yakıştıramıyoruz. Yargı kararı olsa ona da karşı çıkmayız” diye konuştu. ‘Parka inşaat yapılamaz’ MHP’li Meclis Üyesi İbrahim Uyar ise toplam 26 4 milyon metrekarelik alanın bölge parkı ilan edildiğini söyledi. Parkların tamamının muhalefet belediyelerinin böglesinde olduğunu anlatan Uyar, “Ankara’da insan başına 18 metrekare yeşil alan düşüyor. Bu oran Keçiören’de çok düşük. Ancak burada hiç bölge parkı yapılmıyor. Diğer ilçelerin bölge parkı ihtiyacı yok mu? Bölge parkı bir bütün olursa anlaşılır. Ancak bunlar parça parça. 1314 tanesi parçalar birleştiriliyor. Gölbaşı’nda 14 parça birleştiriliyor, Etimesgut’ta 13, Yenimahalle’de 2025 parça birleştirilerek park yapılıyor” diye konuştu. Parklara 0.10 inşaat emsali verildiğini, buna kaşı çıktıklarını anlatan Uyar, “Hiçbir parka bu ölçüde inşaat izni verilmez. Bu alanlar mülkiyete esas olamaz. O bölgede bir vatandaş mahkemeye gitse, bu karar bozulur. İnşaat izni vermek iptal için gerekçedir” dedi. Belediye Meclisi’nde görüşülen bir başka Bayındırlık ve İmar Komisyonu Raporu ile de KızılayDikmen hattına teleferik yapılması kararlaştırıldı. Karara CHP ve MHP grupları olumsuz oy verdi. Grup Başkanvekili Güleken, hattın Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay bölgesinden geçmesi nedeniyle çeşitli güvenlik riskleri taşıyacağı, ulaşım sorununu çözmeyeceğini dile getirdi. Melih Gökçek camide ısrarcı nakent Belediyesi, KarakusunlarÇukurambar çevre A yolu üzerinde bulunan yeşil alana, değişik mahkemeler tarafından 7 kez projenin iptali yönünde karar verilmesine karşın, camii inşa etmeye başladı. Kızılırmak Mahallesi 1427. Cadde üzerinde bulunan Köşem Apartmanı’nın yanındaki park alanında yapılmaya başlayan çalışma üzerine, Anakent Belediyesi’yle görüşen apartman sakinleri, “Alanın mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait olup, arazi üzerine cami inşa edilmektedir” yanıtını aldılar. Yeşil alan üzerine cami yapılmasını istemeyen apartman sakinleri ise, yapılan caminin kamu yararına ve planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, projeyi mahkemeye taşıdılar. Apartman sakinlerinin açtıkları dava sırasında, Anakent Belediyesi’nin aynı alanda, farklı isimlerle kentsel dönüşüm projelerini onayladığı, bu projelerin hepsinin Ankara 2. ,7. ve 16. İdare mahkemeleri tarafından 7 kez iptal edildiği belirtildi. En son 2006 yılında Anakent Belediyesi’nin aynı bölge için yürürlüğe koyduğu, ‘Tanyeli Kavşağı Kentsel Dönüşümü Projesi’nin Çankaya Belediyesi tarafından açılan dava sonucu, “planlama ilkelerine ve tekniklerine aykırılık taşıdığı” gerekçesiyle Ankara 15. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiğini belirten apartman sakinlerinin avukatı Murat Mecit, mahkemeye sunduğu dilekçede yapılacak caminin mevcut kanunlara göre, açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek, Anakent Belediyesi’nin değişik mahkemelerce defalarca iptal kararı verilmesine karşın elindeki kamu gücünü kullanarak projeyi farklı isimlerle hayata geçirmek istediğini, bu durumun projeyi istemeyenleri yıldırarak üstün gelme amacı taşıdığını vurguladı. Anakent Belediyesi’nin cami inşaası için gereken yasal yükümlülükleri de yerine getirmediğini vurgulayan Mecit, şunları söyledi: “Çalışma başlatılan alan çok büyük bir park ve sit alanı. Yapılmak istenen dini tesisin yola yakın tarafa yapılması gerektiğini belirttik ama Anakent Belediyesi tüm alanı kullanmak istiyor. Bu kadar büyük bir alanda yapılmak istenenin sadece bir cami değil, daha büyük bir proje, bir külliye olduğunu ve yapının sadece ibadethane için değil, gelir getirici faaliyetler için de kullanılmak istendiğini düşünüyorum. Eğer cami inşaatı gerçekleşirse sadece apartman sakinleri değil, oradan geçen herkes mağdur olacak çünkü trafik kilitlenecek. Bu yapılan olay, mahkemenin gerekçelerine aykırı. Çankaya Belediyesi daha önce açtığı tüm davaları kazandı ama Anakent Belediyesi kararında ısrarcı.” İnşaatın hemen evlerinin yanında başladığını söyleyen Köşem Apartmanı sakinleri ise, park yapılacağı söylenen alanın projesinin camiye dönüştürülmesinden dolayı mağdur olduklarını, cami yapılacak bölgeye yürüme mesafesinde 5 ayrı cami bulunduğunu kaydettiler. Mahalle sakinleri, cami inşaatına karşı açtıkları davanın sonuçlanmasını ve projenin yürütmesinin durdurulacağı günü bekliyorlar. Doğalgaz kazası sözde kaza ama... MERT TAŞÇILAR Anakent Belediyesi uyarılmış! doğalgaz geçtiğini de bilmiyor. Burada insanları tehlikeye atma durumu var. Ancak öyle bir cesaret var ki inşaata, ‘yap bir şey olmaz’ mantığıyla yaklaşıyorlar. Bu Ankara’nın ne kadar başıboş olduğunu gösteriyor. Yapılan inşaat konusunda Etimesgut Belediyesi ile Anakent Belediyesi’nin bilgisi olduğunu düşünüyorum. Ankara’nın gözönünde olan bölgesinde hiçbir inşaat izinsiz yapılmaz” dedi. Olması gereken ne? Genel sekreter Çankaya, ana dağıtım istasyonun alışveriş merkezlerinin ve yerleşim yerlerinin çok yakınında olduğunu anımsatarak, doğalgaz istasyonun hemen insan ulaşımına kapalı olan bir bölgeye taşınması gerektiğini belirtti. Çankaya, “Bununla ilgili BOTAŞ’ın da bir açıklama yapması gerekir ancak kulaklarının üzerine yatıp bekliyorlar. Burada güvenlik meselesi var. Zaten Avrupa’daki şehirlerde bu tür tehlikeli dağıtımlar şehirin bu kadar içerisinde geçmiyor. Doğalgaz hattının geçtiğini yerlerin üstü yapılaşma ve insan ulaşımına kapalı olmalı. İnsanların ve taşıtların boru hattı güzergâhlarından ayrıştırılması gerekir” dedi. Önceki hafta Ankara Eskişehir yolu Mesa kavşağında doğalgaz ana borusunun patladığı bölge ile ilgili kritik bilirkişi raporu ortaya çıktı. 27 Mart tarihli raporda, bölgenin yapılaşmaya açılmaması gerektiğinin altı çiziliyor. Bilirkişi heyeti kazanın yaşandığı alan için, “Bölgedeki inşaat çalışmalarının, imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına ‘aykırı’ olduğu görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür” tespitinde bulunmuş. Anakent Belediyesi ise alınan mahkeme kararından önce yapılaşma iznini genişleterek kaza bölgesindeki inşaata izin vermiş. Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi’nin, (ŞPO) Ankara Anakent Belediyesi’ne açtığı dava sonucunda ise mahkeme heyeti, kazanın olduğu arazideki inşaat çalışmasının durdurulmasını istemişti. ŞPO Genel Sekreter Hüseyin Çankaya, bilirkişi raporuyla ilgili olarak, “27 Mart 2012’de mahkeme kararıyla tam da kazanın olduğu bölgedeki inşaatın durdurulması kararını verdirdik. Mahkeme kararına karşın kim oradaki kepçe ope ratörünün çalışmasına izin veriyor” diyerek tepki gösterdi. ‘Bir şey olmaz mantığı’ Çankaya, yaptığı değerlendirmelerde Anakent Belediyesi’nin denetimsizliğinden ve inşaat planlarınının vurdumduymazlığından da yakındı. Çankaya, “Bizim bu tür şeyleri öğrenmemiz için maalesef buralarda insan larımızın ölmesi gerekiyor. Borudan sızan gaz patlasaydı, facia olurdu. Şöyle söyleyeyim, oradaki alışveriş merkezinin yoğun olduğu saatlerde ve merkezin hemen yanında patlamış olsaydı yüzlerce insan yaşamını kaybedebilirdi. Bu anlamda tesadüfen yaşıyoruz. Sonuçta burasının neden başı boş bir şekilde bırakıldığının sorgulanması lazım. Ayrıca alışveriş merkezinde dolaşan insanlar, yapının altından C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle