Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 2012 SALI A2 ANKARA Kültür SanatKent YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN se k@kahramankaptan.com Ankara’nın insanı, tarihi, izleri her şey bu filmde: ‘Melek Yoksa Şeytan mı?’ SELDA GÜNEYSU Akses’in ruhu Sinasos’da Şâd Oldu... zan, klasik müzik, Ramazan, Türk, Rum, E Müslüman, Hıristiyan, hepsi kardeşçe bir arada olabilir mi? Örnek, Kapadokya’da Klasik Keyifler’de yaşanıyor. Konserler 21. 30’da, daha doğrusu yatsı ezanı okunduktan sonra başlıyor. Ne hoparlörlerden yükselen ezan müziği kesiyor, ne de müzik ezanın üzerine biniyor. Dolayısıyla, kimse rahatsız değil, çakışma dedikodusu yapılmıyor. Mustafapaşa’da (Sinasos), restorasyonu tamamlanmış kaya kilisesi Aya Nikola’nın açık dış avlusunda, doğal ve iyi bir akustik ortamda, Orhan Ahıskal, Ellen Jewett (keman), Çetin Aydar (viyola) ve Sinan Dizmen’den (viyolonsel) oluşan Ankara Üniversitesi solistlerinden, ilk kuşak öncü bestecilerimizden Necil Kazım Akses’in (19081999) 1. Yaylı Çalgılar Dördülü’nü dinledik. Bestecinin makamsal etkileşim içinde yazdığı ama kendi özgün tema ve yaklaşımını notaya döktüğü bu yapıtı, AÜS geçtiğimiz ilkbahar Amerika’ya yaptıkları akademik turnede de seslendirmişler, ardından Ankara’da Alman Büyükelçiliği’nde de çalmışlardı. Bu dinletilerde yapıtın gördüğü ilgi, yapay ya da nezaketen değil, içtenlikliydi. Çünkü Akses, 1946’da yazdığı eserde, çok sevdiği yoğun yapıyı ustalıkla sağlamış, dinleyiciyi bağlamayı bilmişti. Akses, öteki dörtlülerini sırasıyla 25, 8 ve 11 yıl arayla yazmıştır. Bu eserlerin incelenmesi, bestecinin kendi içindeki gelişimini anlayabilmek açısından önemlidir. Birinci ve dördüncüsünü, Yücelen Dörtlüsü kayda almıştı. Ama, Macar Hungraton firmasınca çıkarılan bu CD’ler piyasada bulunmuyor. AÜS, bu dörtlülerin tamamını hazırlayıp seslendirecek. Umuyorum kayıt altına da alınıp yayımlanacaktır. Hem akademik, hem de arşiv açısından önemli bir katkı olacak bu. “49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali”nde bu yıl bir Ankaralı film de yarışacak. Ama bu film her yönüyle, oyuncularıyla, mekânlarıyla, set arkası çalışanlarıyla yani tamamıyla Ankaralı... Film ekibi de en çok bu unsur üzerinde duruyor; “Ankara’nın sinema sektöründe yeri yok” görüşünü kırmak hedefindeler. Yapımcılığını Erdal Bayraktar ile Zaim Güvenç’in üstlendiği filmin yönetmenliğini de Zaim Güvenç ve Hakan Baykal yaptı. Filmin yönetmen yardımcısı ise henüz iletişim fakültesi öğrencisi olan Erdi Özdemir. Senaryosu yine Zaim Güvenç ve Şule Ataman’a ait olan filmde, Merve Aslan başrolde. Set arkasında da Şule Gülsoy var. Gülsoy, Film Tayfası ekibince “filmin her şeyi...” Bazen çaycısı, bazen oyuncusu, bazen teknik ekibi... Filmi, “bir ihtiyaç üzerine” çektiklerini belirtiyor Film Tayfası ekibi. Toplumu çok iyi gözlediklerini ve bugün toplumdaki en büyük sorunun “masumiyet” olduğuna inandıklarını kaydediyorlar. Ve bu “masumiyet” duygusunu filmle insanlara aşılamak istediklerini... Film, bu yıl festivalde yarışacak diğer filmlerden de farklı Film Tayfası’na göre. Çünkü bu filmde, Ankara’ya dair her ize rastlamak mümkün. Bu bazen Büyülü Fener Sineması, bazen Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), bazen restoran ve kafeler, bazen de Altındağ, Ümitköy, Yüzüncü Yıl, Çayyolu, Çinçin... Ankara’da bir film çekilirse nasıl çekilebilir? İstanbul’la yarışabilir mi? Ne kadarlık bir bütçe gerekir? Kısacası Ankara bir filmle nasıl anlatılır? Film Tayfası ekibi, bu sorulara şöyle yanıt veriyor: ‘Önyargıları kırmak istedik’ Merve Aslan: Filmde Nil karakterini canlandırıyorum. Nil aslında bir seks işçisi... Filmin iki ana karakterinden biri... Benim bu filmden önce bir oyunculuk geçmişim yok. Her şey tamamen tesadüf benim için. Tesadüfen Zaim Bey’le karşılaştık, film için oyuncu seçmelerine katıldım ve başrolde yer verdiler bana. Ancak oyunculuğu çok sevdim. Filmden sonra da Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde 8 aylık bir eğitim aldım. Bundan sonra da yoluma oyuncu olarak devam etmek istiyorum. Bence bu film önyargıları kıracak. uzun metrajlı film çekebileceğini görmüş oldu. Ankara’nın bir sinema filmi çekmek için yeterli mekâna sahip olmadığı söylenir hep. Bize göre kesinlikle kentte mekân sıkıntısı yok. Hatta tam aksine mekân bolluğu var. Ben her zaman Ankara’nın çok iyi bir sinema platformu olduğuna inanıyorum. Biz de filmimiz için 35 ayrı mekân kullandık. Filmimize çok güveniyoruz. Altın Portakal Film Festivali’nde ön elemeyi geçeceğine inanıyoruz. Hatta biz Altın Portakal’ı hayal ediyoruz. ‘Film, 45 bin TL’ye mal oldu’ Erdal Bayraktar: Sektör çok pahalı. Şu ana kadar bu film için 45 bin TL para harcadık. Oyuncu arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz, çünkü bizden herhangi bir ücret istemediler. Biz onlarla sözleşme imzaladık; “Eğer, film gişeye giderse, elde edilen gelirden size de ücret ödenecek” dedik. Şu anda da çok borçluyuz aslında. Filmi Altın Portakal Film Festivali’ne teslim etmeye gittik lakin borçla döndük. ‘Bu film iletişim fakültelerinedestek’ Erdi Özdemir: Ben henüz Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğrenciyim. Zaim Bey, bir gün fakültemize konuk olmuştu bir söyleşi için. Bize Ankara’da çektiği filmlerden söz etmişti. Biz de “Bizi de bu filmlerinizde kullanır mısınız” diye sorduk, seve seve kabul etti. Şimdi filmin yönetmen yardımcılığını yapıyorum. İletişim fakülteleri için bir fırsat bu durum. İnşallah “Melek Yoksa Şeytan mı?” da hak ettiği başarıya sahip olacak. Sinemanın kalbi Ankara’da da atacak. lenmiş bir film. Hayatın çok içinden... O nedenle bu filmi izleyenler asla filmi abartılı bulmayacaklar. Tabii filmi sonuna dek izlemek gerekir, sonu büyük bir sürpriz. ‘Behzat Ç.’nin Ankara’ya katkısı büyük’ Zaim Güvenç: Erdal Beşikçioğlu’nun başrolde yer aldığı “Bir Ankara Polisiyesi: Behzat Ç.” adlı dizi filmin bence Ankara’nın tanıtımı açısından katkısı büyük. Ancak unutmamak gerekir ki, Ankara’da içten içe kaynayan bir sinema platformu da vardı. Kısa filmler çeken ve bu filmleri çeşitli festivallere gönderen, hatta pek çoğunun ödül aldığı gruplar mevcuttu. “Behzat Ç.”den sonra da bence diğer ekipler Ankara’da ‘Hayatın çok içinden bir film’ Suna Gülsoy: Filmde ufak bir rolüm var ancak ben daha çok set arkasında çalıştım. Arkadaşlarıma yardımcı oldum. Benim sahneye çıkmam da tamamen tesadüf. Zaim Bey, çalışmaları izlerken bir gün bana “Sizi şöyle kamera karşısına alabilir miyim?” dedi. Sonra filme ben de dahil oldum. İyi bir oyuncu muyum bilmem ama iyi bir gözlemciyim. Bu film bana göre ilmek ilmek iş Hem Ankaralı, hem Avrupalılar... Ankara’da, 1992 yılının Haziran ayında kurulan bir müzik grubu Metropolis. Bugüne değin kentin birçok noktasında, eğlence mekânlarında, Ankaralı müzikseverlerle buluştu. 1995 yılında Avrupa’ya açıldı; gruptakiler Avusturya’da 4.5 yıl yaşadı. Metropolis, kuruluşunun 20. yılını yine Ankaralı dinleyicileriyle kutlayacak. If Performance Hall’de, 9 Ağustos Perşembe günü, yine Ankaralılar için şarkılarını seslendirecekler. Metropolis, Avrupa’da bulunduğu süre içinde başta Almanya ve İtalya’da olmak üzere 150’ye yakın bar, festival ve snowboard organizasyonlarında, 900’den fazla konser verdi. İlk albümleri “Makine”yi de Viyana yakınlarındaki Wr. Neustadt’ta 1998 Kasım1999 Nisan arasında kaydetmişti. 11 beste ve Orhan Gencebay’ın “Hatasız Kul Olmaz” şarkısının değişik bir yorumu ile Türkiye’ye dönen grup, 17 Ağustos depremi sonrası oluşan müzik piyasasının durağan zamanına denk geldi. Bu nedenle büyük firmalarla anlaşma sağlayamadığı gibi, “Hatasız Kul Olmaz”ı da albüme koyamadı. “Makine” albümünü ancak 2002 yılında Ada Müzik etiketiyle, hemen hiç promosyonsuz piyasaya çıkaran grup, bir süre konserler verdiyse de, gerek yurtdışında yaşamanın getirdiği yorgunluk, gerekse tüm maliyetleri karşılamanın bıraktığı ekonomik zorluk nedeniyle albümden hemen sonra dağıldı. 2006 yılından itibaren tekrar toparlanmaya çalışan grup, altyapısını koruyarak yoluna devam etmeye karar verdi. Kurucu elemanlardan Egemen Ünal (davul) ve Orkun Aldemir (bas gitar) öncelikli olarak, yeni vokal Volkan Akgün’ü gruba dahil ederek, çalışmalara başladı. Birkaç üniversite konseri ve bar programı yapan grup, bestelelerini de toparlamaya başladı. 2008 yılının yaz aylarında da gitarda Özgür Arıkan’ı ve klavyede Ferhat Şahin’i alarak, şu anki formatını oluşturmuş oldu. Grup, bir kez daha Ankaralı dinleyicileriyle bir araya gelecek. If Performance Hall’de, 9 Ağustos Perşembe günü, kuruluş yıldönümlerini kutlayacak. Dinletinin adı “özbiçim ilişkisi” gözetilerek “Prag’dan Yolculuklar” konulmuştu. Akses’in Viyana ve Prag Akademileri’nin diplomasına sahip olması, Prag’da ikinci eserin bestecisi Antonin Dvorak’ın damadı Joseph Suk’la çalışmasına bir göndermeydi bu başlık. Dvorak’ın Yaylı Beşlisi’nde de konuk sanatçı olarak üstad viyolacımız Ruşen Güneş katıldı AÜS’ye... Mehtaplı bir geceydi. Hayâl bu ya, topluluğun eserleri sindirmiş mükemmel icrasını sanki Akses de avlunun girişinde dinlese, sonrasında Eleni Kahve’de herkesle birlikte bir şeyler atıştırıp sohbete katılsa ne güzel olurdu diye geçirdim içimden! Ama ruhunun şâd olduğu muhakkak... Bakalım, Itrî’nin ölümünün 300. yılında, Akses’in 1970’de büyük orkestra için yazdığı “Itrî’nin Nevakârı Üzerine Scherzo”yu hangi orkestralar izlencesine alacak? Resim sergisinde ‘Suriye’ mesajı CHP Parti Meclisi üyesi ve sanatçı Faruk Demir, ressam Betül Öztürk’ün resim sergisinin açılışını yaptı. Demir, sergi açılışında, Irak, Suriye, Mısır, Afkanistan, Ürdün gibi İslam ülkelerinde yaşanan kültürel mirasın yok edildiğine dikkat çekti. “Bulunduğumuz coğrafyada maalesef Büyük Ortadoğu Projesi adı verilen işgal organizasyonu, ülkelerin ve milletlerin şekillendirilmesinin dışında, o ülkelere ve halklarına ait kültür ve sanat eserlerini, o eserlerin korunduğu müzeleri talan ediyor; geçmişlerine dair izlerini yok ediyor” diyen Demir, Cumhuriyet öncesi Türkiye’nin tarihi eserlerinin de yurtdışına kaçırıldığına dikkat çekti. Demir, “Atatürk ve devrimleri sayesinde hem özgür sanatımız gelişmekte, çağdaş dünya ile yarışmakta, hem de geçmişimizden miras aldığımız kültürümüzü tüm olumsuzluklara karşın koruyarak, gelecek nesillere taşıyabilmekteyiz. Onun içindir ki Atatürk ilke ve devrimlerini bu coğrafyada var olabilmemiz için ayakta tutmak zorundayız” diye konuştu. : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 7 Ağustos 2012 Salı DERS VERENLER BEN MAHİR AYDINER. Uzun yıllar saksafon çaldım. Şimdi bu yılların birikimini siz saksafon öğrenmek isteyenlerle paylaşmak istiyorum. 0542 657 36 85 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM Türkiye Mehmetçiğe Mehmetçik Türk Milletine Emanettir. TSK MEHMETÇİK VAKFI Tel: 284 19 7071 Faks: 284 19 73 www.mehmetcik.org.tr Sahibi Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan Basıldığı Yer Dağıtım : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ : DPC Doğan Medya Tesisleri : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B