01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

31 AĞUSTOS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 150 bin liralık hasar oldu Çankaya Belediyesi tarafından Çukurambar’da yapılan Çim Amfi park inşaatına düzenlenen ikinci saldırının ardından Çankaya Belediyesi açıklama yaptı. Saldırı sonucunda parkta, 150 bin liralık hasar olduğu belirtilen açıklamada, Anakent Belediyesi’nin verilen hizmeti engellediği vurgulandı. Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Anakent Belediyesi’nin bölgedeki parkları ‘bölge parkı’ ilan etme yönündeki kararından 2 ay kadar önce inşaatı başlayan ve plandaki park amacına uygun bir inşaatın hiçbir hukuki bildirim olmadan, geceyarısı operasyonu ile polisten ve vatandaşlardan da kaçmak suretiyle ikinci kez yıkılmaya çalışılması aymazlıktır. Bu yıkımlar ile park yapmaya çalışan bir belediye ve kamu malına ikinci kez 150 bin TL’yi aşan bir zarar verilip, emek ve zaman kaybettirilmesi de hukuk kuralları nezdinde hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Bütün bunları hukuk devletinde hukuk kurallarını en titiz uygulaması gereken bir ka Dikmen Vadisi sakinlerini yıldırmanın yeni yöntemi... ‘Biziburayagömüyorlar’ SERTAÇ EŞ Şeker Bayramı’nın ardından Dikmen Vadisi sakinleri Anakent Belediyesi’nin yıkım ekiplerini bekliyor. Ancak, vadi sakinlerini “yıldırmak” için başka yöntemler de kullanılıyor. Nadir Tokatlı’nın iki çocuğu ve eşiyle birlikte yaşadığı gecekondunun çevresi hafriyat dağıyla çevrilmiş durumda. Tokatlı, “Bizi evimizle birlikte diri diri gömüyorlar” diyor. Dikmen Vadisi’nin en üst noktalarından birinde, bir inşaat firması faaliyet yürütüyor. Çıkan hafriyatı da anlaştığı bir firmaya taşıttırıyor. Hafriyat taşıma firması, yasak olmasına karşın toprak ve taşı yine Dikmen Vadisi’ne döküyor. Dökülen yer ise Anakent Belediyesi’nin 7 yıldır yıkmaya çalıştığı evlerden birinin çevresi. Adeta hafriyattan bir dağ oluşturulmuş durumda. Nadir Tokatlı’nın ailesiyle birlikte yaşadığı gecekondunun çevresine kamyonlarca hafriyat dökülünce ev çukurda kalmış. Tokatlı, Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “hak sahibi olmayanlar” diye nitelendirdiklerinden. Uzun süredir oturduğu evin arsası kendisine ait değil. Oturduğundan bu yana elektrik, su parası, vergi verdiğini belirten Tokatlı, tapu ya da tapu tahsis belgesi olmadığını söylüyor. ‘Kasıtlı yapıyorlar’ Evinin çevresinin hafriyatla kapatılmadan önce Ankara’nın her tarafına hâkim olduğunu belirten Tokatlı, “Bağlum sırtlarını bile görüyorduk. Şimdi bizi buraya evimizle birlikte diri diri gömüyorlar. Kentsel dönüşümün amaçlarından biri yerinde ıslah. Herhalde bizi de bunun için gömüyorlar” diye konuşuyor. İnsanların “aklına estiği” her yere hafriyat dökmesinin mümkün olmadığını, kendilerini yıldırmak için bunun yapıldığını savunan Tokatlı, “Evimizden çıkmamız için bunu yapıyorlar. Ama çıkmayacağız. Gidecek yerimiz yok. Her şeyimiz toz içinde, yiyeceğimiz, eşyalarımız her şey toz. Bu nasıl Müslümanlık? Müslüman bunu yapar mı?” diye konuşuyor. Daha önce kendilerinin Dikmen Vadisi’nde çocuklara park yaptıkları sırada yasadışı hafriyat dö küldüğü gerekçesiyle dava açldığını anlatan Tokatlı, “Şimdi buraya dökülmesine ses çıkaran yok. Buraya dökülen hafriyatla iki iş yapılıyor. Çünkü buradaki toprak ve taş böyle kalmayacak mecburen yeniden taşınacak. O zaman da belediye halkın parasını ödeyecek” diyor. Evinin çukurda kaldığını, yağmur yağması durumunda su altında kalma riski oluştuğunu savunan Tokatlı, şöyle konuşuyor: “Bizi kurtarmaya itfaiye bile gelemez çünkü yol yok. Buraya hafriyat getiren kamyonların şoförleriyle konuştuk. ‘Buraya hafriyat dökmek yasak değil mi?’ diye sorduk. Bize, ‘Emir yukardan, belediyeden bu evin etrafını çevirin dediler, onun için döküyoruz’ dediler.” mu kurumunun geceyarısı operasyonları ile, zorbalık ve derebeylik düzenini anımsatan biçimde yapıyor olması ise açıklanabilir ve anlaşılabilir değildir. Bu geceyarısı operasyonları ile; Ankara Anakent Belediyesi Çankayalının ve Çukurambar halkının hizmet almasını bir kez daha engellemiştir. Anakent Belediyesi’nin hizmet üretmek yerine hizmet üreten Çankaya Belediyesi’nin projelerini ve çalışmalarını engellemeye dönük gayret ve art niyeti böylece bir kez daha su yüzüne çıkmıştır. Çan kaya Belediyesi her türlü engellemeye, geceyarısı operasyonu ve hukuksuzluğa boyun eğmeden projelerine devam edecektir. Çim Amfi Seğmen Parkı tamamlandığında, Çukurambar bölgesi sanatsal etkinliklerin de yapılacağı yeşil ve sosyal bir merkeze dönüşecek ve Ankaralılar için şehrin merkez bölgesinde rahat nefes alabilecekleri ortam oluşturacaktır. Belediyemiz halkın park ve açık alan ihtiyacını karşılamaya yönelik kararlı hizmet adımından asla vazgeçmeyecektir.” Lambalı Radyolar Radyolu Yıllar tamamlanan yeni stüdyolarından 1648 metre (megahertz) ve 182 kilosikl üzerinden sürdüren Uzun Dalga Ankara Lambalı radyonun geçmişi Guglielmo Radyosu, 1940’lardan başlayarak Marconi’nin 1901’de telsizi icadına Ankaralıların günlük yaşamlarında çok kadar gider. Telsiz sinyallerinin radyo önemli bir yer edinmiştir. Her ne kadar verici istasyonlarından çıkarak evlerdeki Ankara Radyosu’nun kısa alıcılara ulaşmaları 1920’lerde John dalga 19.74 ve 31.7 Ambrose Fleming’in radyo lambasını metrelerde iki istasyonu buluşuyla hız daha olmuşsa kazanır ve o yıl da, yayın ilk ticari radyo sürelerinin istasyonu kısalığı ve ABD’de yayın “özel” hayatına girer. Savaş SÖNMEZ oluşlarının yanı 19301960 yılları [email protected] sıra sık sık arasında çeşitli “parazitlerle” markalar altında ya da “istasyon yüzlerce model olarak üretilen 345 kaymalarıyla” kesintiye uğramaları lambalı radyoların, ceviz ya da maun nedeniyle tercih her zaman “uzun kaplama üzerine gomalak cilalı olanları dalga”dan yana olmuştur. ve özenli dizayn edilenleri makbuldür. Başvekalet Matbuat Umum Bu radyoların düğmesi açıldığında önce Müdürlüğü’nce çıkarılan “Radyo” göz lambaları yanar, 2025 saniye dergisinin 15.7.1943 günlü 20’nci geçtikten ve ancak tüm lambaları sayısında yer alan, ısındıktan sonra ses verir. Ankara Radyosu’nun Gramofon ve taş plakla “bir haftalık yayın savaşımından galip programı kalıbı”nın ayrılan lambalı radyo, çok benzeri, bizim de daha sonra gelen “tel tanık olduğumuz makaralı teypler 33 1950’lerde de geçerli. 1/3’lük(LP) ve 45’lik “Memleket Saat plaklar ile bunları Ayarı”nı izleyen, o çalan pikaplar zamanki adıyla “Ajans transistörlü radyolarHaberleri” nin özellikle kasetler ve hane halkının tümünün kasetçalarlar” ile baş evde olduğu 19.30’da edemez ve gözden düşer. olanı (7.3013.00 ve Kimi yıllık kullanım 22.35’de de var), bütün vergisinden kurtulma evlerde henüz radyosu uğruna mühürlenip olmayan komşuların da katılımıyla pür bohçalanarak gömme dolapların en dikkat dinleniyor. İstanbul gazetelerinin üstteki raflarına kaldırılır, kimi bu kısa Ankara’ya bir gün gecikmeli olarak sayılabilecek tarihi misyonunu ulaşabildiği dikkate alındığında, “ajans” tamamladığından elden çıkarılır, kimi de dünya ile iletişimin tek kaynağı. “sadık dostları koleksiyonerler Haberleri yine merakla kulak verilen antikacılar” tarafından alıkonularak “Devlet Meteoroloji İşleri Umum bugünlere getirilir. Müdürlüğü” 1.4.1954 günlü ve ile “Deniz 966419 no.lu Kuvvetleri “Ruhsatname”sinden Seyir 411 GW modeli ve 5 Hidrografi ve lambalı olduğu Oşinografi anlaşılan, yıllık 10 TL. Dairesi” kullanım ücreti Başkanlığı’nın ödemeli, 1938 havaya ilişkin doğumlu radyomuz da duyuruları bugünlere erişebilen şanslı takip ediyor. 20.15’te başlayan ve cihazlardandır. 1993’te İstanbul Nurettin Artam’ın sunduğu “Radyo Balat’daki Radyo Hastanesi’nde Nusret Gazetesi” ni dinlemeye ailenin büyükleri Berişa’nın elleriyle sağaltılmış, 2004’de bu kez kişisel yorumları ile eşlik ise Ankaralı radyo koleksiyoncusu ediyorlar. Her akşam 22.35 Süleyman Durdağ’ın rahlesinden haberlerinden önce Feridun Fazıl geçerek, çalışırlığı ve ömrü daha da Tülbentçi tarafından hazırlanıp Adil uzatılmıştır. Kürşat’ın etkileyici sesiyle sunumu 5 dakika süren Geçmişte Bugün Ankara Radyosu’nun İlk Yılları sadece (sonraki yıllarda Tarihten Bir Yaprak 1927’lerde başlayan serüvenini adını alacak) en çok ilgi uyandıran 28.10.1938’den itibaren o yıl inşası programlardan. Lambalı Radyolar Radyo Çocuk Kulübü ve Radyoda Tiyatro 14 Şubat 1941’den itibaren Neriman Hızıroğlu’nun (Ayşe Abla) girişimiyle ve “Radyo Çocuk Kulübü” adıyla çarşamba akşamları Ankara Radyosu’nda 18.45’te başlayan çocuk yayınları zamanla cumartesileri 18.00’e kaydırılmış ve adı Radyo Çocuk Saati’ne dönüşmüştür. Erdoğan Çaplı’nın piyanosu eşliğinde “Koşun koşun radyo başına / Her cumartesi geçiyor işbaşına” anons müziğiyle başlayıp çocuk temsili, şarkı, şiir ve eğitici bilgilerle, hiç bitmesini istemediğimiz ama sadece 45 dakika süren bu eğiticieğlendiricisürükleyici programın, bizim ve bize yakın kuşakların gelişiminde derin izleri vardır. O yıllarda dinlediğimiz “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” masalının etkisiyle olmalı, kimilerimiz bu oyunları radyonun içindeki minik insanların oynadıklarını bile sanmışlardır. Konservatuvarın ilk mezunlarını vermesi ve buna koşut olarak 1 Ekim 1949’da Büyük ve Küçük Tiyatro’ların birlikte açılmasıyla tiyatro, radyo yayınları içine de girmeye başlamıştır. 1950’lerin başlarında haftada bir gece önce “Radyofonik Temsil” olarak başlayan “Mikrofonda Tiyatro” programları, izleyen yıllarda “Radyo Tiyatrosu” ve “Arkası Yarın”larla sürmüş, Suat Taşer’in o teatral sunumuyla “Binbir Gece”lerde doruğuna ulaşmıştır. İlk efektör Tahsin Temrem’in yarattığı “fırtınadalgagökgürültüsükapı gıcırtısı” gibi son derece inandırıcı efektler sayesinde tiyatro, neredeyse odalarımıza kadar gelmiştir 1950’lerin sonlarına doğru o zamanki adıyla Ankara İl Radyosu’na meyletmiş olan kuşağımızın radyo tercihinin, eskisi denli yoğun olmasa da halen oralarda bir yerlerde olduğunu sanıyorum. DİPNOT : Bu yazının hazırlanmasında kaynak olarak Teoman Yazgan’ın “Önce Radyo Vardı” ve Süleyman Durdağ’ın “Fonograftan Radyo’ya” adlı kitaplarından yararlanılmıştır. DÜŞ YOLCUSU Çalışmalardan ekonomik anlamda en çok etkilenen ise cadde üzerindeki esnaf oldu. Pek çok mağaza, restoran ve alışveriş merkezinin önü kaldırım yenileme çalışması nedeniyle kazıldı. Dükkân sahipleri, müşterilerinin rahat geçişi için dükkânlarının önüne kendi imkânlarıyla tahta kalıp koydular. Hoşdere’deilerleyemeyenaraçlarveyürüyemeyenyayalarvar Bitsin bu işkence İKLİM ÖNGEL Hoşdere Caddesi’nde yol çalışmaları yüzünden bir türlü ilerleyemeyen araçlara son günlerde yürüyemeyen yayalar da eklendi. Anakent Belediyesi’nin yaptığı kaldırım yenileme çalışmaları nedeniyle yayalara ne yürüyecek alan, ne de güvenli bir şekilde otobüs bekleyecekleri bir durak kaldı. Yolu henüz tamamlanmamış cadde başlatılan kaldırım çalışmaları, yurttaşların can güvenliğini tehdit ediyor. Anakent Belediyesi’nin Hoşdere Caddesi’nde geleneksel hale getirdiği yol çalışmaları uzun süre trafiği felç etmişti. Belediyenin altyapı çalışmalarını tamamlamasının ardından gelişigüzel atılan asfalt ve yaklaşık 10 santimetre yukarda bırakılan logar kapakları, sıkışık trafikte araçların slalom yaparak ilerlemesine neden olurken, tüm bu olumsuzlukların üzerine kaldırım yenileme çalışması eklendi. Anakent Belediyesi Fen İşleri’nin yaptığı kaldırım yenileme çalışmaları kötü asfalt lanmış yolun daha da daralmasına neden oldu. Büyük iş makineleriyle paramparça edilen kaldırımlarda yürüyemeyen yayalar, yıkılacak duruma gelen otobüs duraklarında da güvenle bekleyemiyor. Yolu tamamlanmamış sıkışık duramdaki caddede başlatılan kaldırım çalışmaları, cadde kenarında yürümek zorunda kalan yurttaşlar, otobüs ve dolmuşlara da cadde üzerinden biniyor. DÜZELTME Dünkü, Deniz Gezmiş haberimizle ilgili olarak “Mamak Cezaevi’nde idam edildiği” şeklinde yanlış bir bilgi yer almıştır. Doğrusu, Deniz Gezmiş 5 Mayıs tarihine kadar Mamak Cezaevi’nde kalmış ve 6 Mayıs sabaha karşı Ulucanlar Cezaevi’nde idam edilmiştir. Düzeltir. Özür dileriz. C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle