01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE A2 İzlence Şefik KAHRAMANKAPTAN se [email protected] ANKARA Kültür Sanat RüzgâR İstasyonu A. Adnan AZAR [email protected] Notalar Gibi Özgür ve Mutlu Olabilecek miyiz? izim meslekte eski deyimle “fikri takip” diye bir ilke vardır. Ortaya attığın bir düşünceyi, duyurduğun bir gelişmeyi izleyeceksin, ne yönde gittiğini veya nasıl sonuçlandığına bakacak ve tekrar okuyucunla paylaşacaksın. Bir ay kadar önce genç piyanistimiz AyşeDeniz Gökcin’in, Fazıl Say’a uluslararası alanda destek amacıyla Londra Kent Festivali’nde 30 piyanoyu dolaşarak Say’ın “Alla Turca Jazz Çeşitlemeleri”ni çalacağını duyurmuştum. Peki bu etkinlik gerçekleşti mi? Sorunun yanıtı “Evet, hem de başarıyla” biçiminde. Okurlarımdan internetle haşır neşir olanlar, büyük emekle “ailecek” hazırlanan kısa filmi http://aysedeniz.posterous.com/streetpianosandfazilsayengtr adresini tıklayarak izleyebilirler. Ama bir kısım okurumun internet tarağında bezi bulunmadığı biliyorum. Hemen “fikri takip” ilkesi devreye giriyor. Kriz Ankaralı tiyatroların peşini bırakmıyor Bakanlık, Türkiye geneli için özel tiyatroların yardımlarına bütçeden 3 milyon 500 TL ayırıyor ama bu yardımların çoğu İstanbul’a gidiyor... ? SELDA GÜNEYSU Başkent Ankara’da çok değil, çocuk tiyatrolarını da sayarsak, 6 özel tiyatro var. Bu tiyatroların çoğu da ekonomik anlamda, 2009 yılından bu yana krizin eşiğinden kendilerini kurtaramıyor. Oysa Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, her katıldığı toplantıda, özel tiyatrolara verilen yardımların miktarının artırıldığını, en son 3.5 milyon TL yardım yapıldığını açıklıyor. Ancak bu yardımların çoğu başkentli tiyatrolara değil, İstanbul’daki tiyatrolara gidiyor. Özel tiyatrolara yönelik kriz haberleri ilk olarak 2009 yılında, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun (AST) 450 bin TL’lere varan borcuyla gündeme gelmişti. AST o dönem borçlarını ödeyemediği gerekçesiyle perdelerini kapatmak üzereydi. Tiyatronun yıllarca genel sanat yönetmenliğini yapan Rutkay Aziz ile Altan Erkekli gibi sanatçılar da krizin sonrasında hisselelerini devretmişlerdi. Hatta o dönem Rutkay Aziz, tiyatronun borçlarını kapatmak amacıyla bağımsız olarak kendi cebinden AST’a yardımda bulunmuştu. AST’a destek olmak için o dönem Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık devreye girmiş, 40 kusur yıllık geçmişe sahip tiyatronun perdelerinin kapatılmasına izin vermeyeceklerini açıklamışlardı. Nitekim Kültür ve Turizm Bakanlığı, o yıl AST’ın sahnelediği “Kod Adı Keklik” adlı oyuna 72 bin TL’lik yardım yapmıştı. Diğer sezonlarda da AST’ın oyunlarına bakanlık tarafından 85 bin TL’lik yardımlar yapıldı. Ya el değiştirdiler, ya kapandılar AST’taki bu durumlar tartışılırken, başkentte faaliyet gösteren diğer özel tiyatroların da Mavi Sahne, Ankara Ekin Tiyatrosu ve Öteki Tiyatro gibi, artan vergi borçlarını ödeyemedikleri ve zor durumda oldukları ortaya çıkmıştı. Öyle ki daha sonraki yıllarda Ankara Ekin Tiyatrosu perdelerini kapattı; B ‘Toplum’u Remzi İnanç’ın 973 olmalı. Annemi ‘cebren ve hileyle’ Zafer 1 Çarşısı’na sürükleyerek, oradan, ama mutlaka Toplum Kitabevi’nden toplumsal hayat için geç, yaşım için oldukça erken bir dolu teorik kitap aldırtmaya başladığım yıl. Neden Toplum Kitabevi? Adından mı? Küçük ve sıcak bir mekân oluşunu görüp hissettiğimden mi? Yoksa kitapların arkasından hep gülümseyen, sevecen, anlayan bir yüzün varlığı için mi? Çok değil, üç yıl sonra, üstelik şiirleri yayımlanan genç bir şair olarak ‘Toplum’a uğramaya başladığımda, Remzi İnanç’ın, pek gönüllü olarak yapmadığı kitapçılığın arkasında; genç ömrüne, direnç, dönüşüm ve aydınlık bir okur/yazarlık sığdırdığını çoktan öğrenmiş oluyorum. Remzi İnanç’ın ve kuşağımın şair ve yazarlarının dışında, dostlukları bütün hayatıma yayılan ustalarla orada tanışıyorum: Ahmet Telli, Mehmet Taner, Ahmet Say, C.A.Kansu, M.Buyrukçu, Enver Gökçe, Veysel Öngören, Ali Yüce... Ali Özgentürk ve Tarık Akan da orada tanıdıklarımdan. Metin Altıok ve Enis Batur ilk kitaplarını orada imzalıyor bana. ‘Toplum’ ya da çarşının çay ocağı uğrak noktalarımız. Bizi bir araya getiren ‘Toplum’u işte Remzi İnanç’ın. 2003 yılı sonunda, evine, çalışma masasının başına kavuşana kadar... Onu bekleyen binlerce boş sayfa var şimdi. Bugün, Ankara’nın ve edebiyatın ortasında, değerli dost anılarla, dostlarıyla birlikte yine. 1935’te Diyarbakır’da doğdu. Ziya Gökalp Lisesi’nde Cavit Orhan Tütengil, ressam Turan Erol, felsefeci Fatma Başaran ve Sedat Günay unutamadığı öğretmenleri. İlk imzasını Halkın Dili gazetesinde, “Affedilmiş Bir Mahkumla Röportaj” (1950) adlı kurmaca bir yazının altına attı. İlk öyküsü, öğretmenlerinin katkısıyla çıkan Çizgi’de, Nisan 1953’te yayımlandı. Diyarbakır’da çıkan Demokrasiye Güven gazetesinde yazarken on beş yaşındaydı. Bunu birçok dergi ve gazete izledi. Yalnızlık öyküsü, Haziran 1956’da Hisar dergisi sayfalarındaydı. Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken Çocuk Esirgeme Kurumu’nda çalıştı. O dönemdeki adı Avcılar olan Göreme’deki askerliğinin ardından, kısa sürelerle Türk Kültür Dernekleri, Türk Dil Kurumu ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nde görev yaptı. 1963’ün son ayında Toplum, 67’de Memleket Yayınevi’ni kurdu. Toplum Yayınevi, kısa sürede Abidin Dino, Hikmet Kıvılcımlı, Aziz Nesin gibi aydınların uğrak yeriydi artık. Yayımladığı ilk kitap olan Orhan Asena’nın Gecenin Sonu’nu yüzden çok kitap izledi. ‘Ödül’(!) olarak 1969 yılında Ho Şi Min’in Milli Kurtuluş Savaşımız nedeniyle on sekiz ay ağır hapis ve altı ay sürgün cezasına çarptılırdı. 1972’de, bu kez Toplum Kitabevi’nin başındaydı. Sattığı ilk kitap kendi yayını: Ernst Glaeser’den Öner Ünalan’ın çevirdiği 1902 Doğumlular romanı. İyi bir yazar Remzi İnanç: Öğretmeni Sedat Günay’a adadığı Adle ilk öykü kitabı 1965, Şey ise yirmi yıl aradan sonra 1985’te yayımlandı. Anılarını ve portre denemelerini Gün Gördüm Yüzler Gördüm ve Kar Altında Güller Var adlı kitaplarında topladı. Behrengi’nin Üç Masalı bir diğer ortak çalışması. Bazı öyküleri Kürtçe, Korece, Almanca ve Macarca’ya çevrildi. Yedeksubay öğretmenlik yaparken birer perdelik iki oyun kaleme aldı. Hayat, yazı ve edebiyat hep iç içe oldu onda. Yazmak için baktı hep; kitaplar arasından dünyaya. Remzi İnanç’ın ardında aydınlık dost yüzler, sayısız güzellikte pek çok sayfa var; yanında ve önünde de. Giderek anılmayan, adları bile anımsanmayan, emeklerine set çekilen; ömürleri nice kahır ve acıyla tüketilmiş kimi aydın ve yazar dostlarının izini sürerek onları anlatıyor şimdilerde; gülümsüyor yine de “her şeye rağmen”. Öteki Tiyatro da binasını Tiyatro Tempo’ya devretti. Mavi Sahne de Tunalı Hilmi Caddesi’ndeki yerinden taşınmak zorunda kaldı. Mavi Sahne bu yıl başından itibaren Çayyolu’nda faaliyet gösteriyor ancak o da vergi borçlarını ödemekte sıkıntı yaşıyor. AST ‘Zübük’le belini doğrulttu Geçen sezonun başında AST, Aziz Nesin’in ünlü eseri “Zübük”ü Ankaralı izleyici ile buluşturdu. “Kod Adı Keklik” adlı oyun Ankara’da istenilen başarıyı yakalayamamıştı ancak “Zübük”le birlikte AST, başkentlilerden yoğun ilgi görmeye başladı. AST, bu oyunla yurtiçine ve yurtdışına pek çok turneye de gitti. AST, tam anlamıyla olmasa da “Zübük”le krizden kurtuldu. Ancak kentteki diğer tiyatroların “ekonomik krizle mücadelesi devam ediyor.” Öteki Tiyatro’dan binayı devralan, çocuk ve gençlik oyunları sahneleyen Tiyatro Tempo, başkentte henüz faaliyet gösteren Ertan Gösteri Merkezi, geçen yıl açılan Ankara Meydan Sahnesi, Mavi Sahne, Tiyatro Pembe Kurbağa gibi tiyatrolar kendi yağlarıyla kavrulmaya çalışıyor. Tiyatroların perde açması na yaklaşık 2 ay kadar bir süre kaldı ancak vergi borçlarını nasıl ödeyecekleri tartışması son bulmadı. Özel tiyatrolar yeni sezona borçsuz girmeyi hayal ediyor. Yardımların çoğu İstanbul’a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tiyatroları özelleştirmeye yönelik sözlerinin tartışıldığı bu dönemde de özel tiyatroların durumu göze çarpıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yıl içinde bir kereye mahsus olmak koşuluyla özel tiyatrolara destek veriyor. Bakanlığın özel tiyatrolara yaptığı yardım bugün 3.5 milyon TL. Bu yardımlarda bir tiyatroya ise en fazla 85 bin TL yardım yapılıyor. Bu yardımların çoğunu da İstanbul’daki özel tiyatrolar alıyor. Başkentli tiyatroların çoğuna, AST hariç, 25 bin 7 bin TL arasında değişen yardımlar yapılıyor. Hatta bazı başkentli tiyatrolar hiç yardım almadan oyunlarını sahnelemek zorunda kalıyor. Başkentteki özel tiyatroların çoğunun yönetimi, söz konusu durum karşısında çaresiz olduklarını dile getiriyorlar. 25 bin ila 7 bin TL civarında yapılan yardımlar, pek çok tiyatronun kira bedellerini dahi karşılamıyor. Önce bir yazım biçimine değinmek istiyorum. Piyanistimizin adı, nüfus kayıtlarında birleşik, yani “Ayşedeniz” diye yazılı ancak kendisi adını “AyşeDeniz” diye yazarak bir marka yaratmak istiyor. Ben de buna saygı duyarak öyle yazıyorum. Yâni okurların ve düzeltmen arkadaşların bunu yazım hatası gibi algılamamaları gerekiyor! Akla gelebilecek bir başka konuyu da aydınlatayım. Fazıl’la AyşeDeniz’in bir arkadaşlığı söz konusu değil, yıllar önce Verbier Festivali’nde karşılaşıp ayaküstü tanışmışlar ve bir fotoğraf çektirmişler, o kadar. Buradaki dayanışma “kavramsal” ve “mesleki”... Lisans eğitimini ABD’de Eastman School’da tamamlayıp, master derecesini İngiltere’de Londra Kraliyet Akademisi’nden alan, şimdi yeniden ABD’de de doktora çalışmasına hazırlanan AyşeDeniz, metro kullanarak 30 değil tam 50 piyanonun bulunduğu değişik noktalara koşturdu ve Fazıl’ın Türk marşı çeşitlemesine kendi yaptığı düzenlemeyi seslendirdi. Filmi izlemenizi öneririm. 24 yaşındaki genç ve aydınlık piyanistimiz, yaptığı işin anlamıyla ilgili İngilizce ve Türkçe hazırladığı metni de sanal ortamda paylaştı. Bakın ne dedi: “Müzik hep özgürdür… Hava gibi, su gibi her yerdedir ve evren var olduğu sürece yok edilemez. İster sevin, ister sevmeyin, müziği hapsedemezsiniz, çünkü notaların gücü her şeyden daha üstündür. Keşke sanatçılarımız, yazarlarımız ve düşünürlerimiz de notalar gibi hür olabilseler… Londra Şehir Festivali çercevesinde sokaklara konulan 50 piyanoda Fazıl Say tarafından düzenlenmiş Mozart’ın Türk Marşı’nı hoşgörü, demokrasi ve düşünce özgürlüğü için tekrar yorumladım. Daha iyi bir gelecek için ancak el ele verip birbirimizi desteklersek bu notalar gibi hür ve mutlu olabiliriz. Hep birlikte daha olumlu günlere...” Fazıl’ın İstanbul’da duruşma günü 18 Ekim. Hep birlikte merakla bekliyoruz. MBKT ‘Ayyar Hamza’ için gün sayıyor Mamak Belediyesi Kent Tiyatrosu (MBKT), geleneksel Türk tiyatrosunun örneklerinden biri kabul edilen “Ayyar Hamza” adlı oyunu, başkentli yurttaşlarla buluşturmaya hazırlanıyor. Oyun, her cumartesi saat 21.30’da tiyatroseverlerle buluşacak. Mamaklıları çok çeşitli tiyatro oyunlarıyla buluşturan Mamak Kent Tiyatrosu, yeni bir oyunu Ramazan’da sahnelemek için tüm hazırlıklarını tamamladı. Kent Tiyatrosu, geleneksel Türk tiyatrosunun temel taşlarından olan Ortaoyunu’nun en güzel örnekleri arasında gösterilen “Ayyar Hamza”yı tiyatroseverlerle buluşturacak. Osmanlı’da, Tanzimat döneminde yaşamış oyun yazarlarından Mehmet Ali Bey’in tiyatro eseri olan “Ayyar Hamza”yı 12 kişilik bir ekip sahneleyecek. Babasının izni olmadan evlenme“Eğitimkültür alanında her yönüyle önemli çalışmaların altına imza atıyoruz. Yıl boyuca Mamak Kültür Merkezi çatısı altında pek çok kurs düzenliyoruz. Bu kurslarımızdan bir tanesi de tiyatro kursu. Kurslarımızda teorik eğitimler alan kursiyerlerimiz sahneledikleri oyunlarla da ciddi deneyimler kazanıyor. Ayrıca Kent Tiyatrosu, Türk tiyatrosunun önde gelen en güzel oyunlarını sahneliyor. Kent Tiyatrosu oyuncuları, bir oyunu sahnelemeden önce, günlerce, ciddi bir çalışma programı uyguluyor. Bu kadar yoğun çalışmaların neticesinde ortaya çok başarılı oyunlar çıkıyor. Çeşitli kurumlardan gelen talepleri değerlendirilerek, tiyatro ekiplerimizi oyun sahnelemek üzere görevlendiriyoruz.” ye kalkan iki gencin başından geçen komik olayları konu alan “Ayyar Hamza” her hafta cumartesi günü, saat 21.30 da, Mamak Belediyesi Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde ücretsiz olarak izlenebilecek. Oyunun yönetmenliğini de Mamak Belediyesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü Başkanı Kenan Olpak yapıyor. Ayrıca oyun, da ha sahnelenmeden çeşitli kurumlardan ve çevre belediyelerden talep almaya da başladı. “Ayyar Hamza”, Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında da sahnelenecek. Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül de belediye olarak Ankara’nın kültür yaşamına renk katmak istediklerini belirterek, şu sözleri dile getirdi: Karma resim sergisi ‘Koleksiyondan’ Galeri Polart, Türkiye’nin önde gelen ressamlarının eserlerini Ankaralı sanatseverlerin beğenisine sunuyor. 22 ressamın eserlerinin yer aldığı sergi, 31 Ağustos’a kadar gezilebilir. Galeri Polart’ta, 2 Temmuz’da başlayan karma sergi “Koleksiyondan”da, 22 ressamın eseri bulunuyor. Dünyada ilk defa kullanılan 312K tekniğiyle hazırlanan eserlerin de yer aldığı sergide, lazer kesim cihazları kullanılarak, bilgisayar üzerinde yapılan tasarımlar ve pleksi üzerine geçirilerek elde ediliyor. Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nden mezun ve 312K tekniğini geliştiren üç sanatçıdan biri olan Aydan Polat, tekniği şöyle anlattı: “312K tekniğini iki maskülen ve bir feminen ahlâkla bir şeyleri oluşturmaya çalıştık. Türkiye’de kesinlikle ilk kez uygulanan bir teknik, dünyada da lazer kesim cihazlarının çok farklı kullanım alanları var ama bu tarz bir tekniğe hiç rastlamadık. Hollanda’dan da eleştirmenler böyle bir tekniği ilk defa gördüklerini söylediler. Bu yorumlara ve yaptığımız araştırmalara dayanarak bu tekniğin ilk defa uygulandığını söyleyebiliriz.” Karma sergide, Osman Akbay, Nevzat Akoral, Mustafa Ayaz, Habib Aydoğdu, Tuncay Betil, Adil Doğançay, Grup 312K, Bayram Gümüş, İsmail Gümüş, Duran Karaca, Kayıhan Keskinok, Fikret Otyam, Münip Özben, Sobutay Özer, Muharrem Pire, Abdullah Taktak, Mustafa Turgut Tokat, Adnan Turani, Ayhan Türker, Burhan Uygur, Eşref Üren ve Hüseyin Yüce’nin eserleri yer alıyor. Galeri yaz sezonu nedeniyle cumartesi pazar haricindeki diğer günlerde 10.0018.00 saatleri arasında gezilebilir. CAFE RESTORAN İNCEK’TEKİ RESTAURANTIMIZ’DA Açacağımız Şarap Evine Bayan Ortaklar KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM KAHVALTI GÖZLEME, Ev Yemekleri Bölümüne Bay Bayan Ortaklar NARGİLE SEMAVER ve Alabalık İşine Ortaklar 0536.991 18 20 SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 26 Temmuz 2012 Perşembe Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] Yayımlayan Basıldığı Yer Dağıtım : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ : DPC Doğan Medya Tesisleri : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle