Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 TEMMUZ 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 Anakent, Akpınar’ı devralıyor SERTAÇ EŞ Dikmen Akpınar Mahallesi’ndeki heyelan bölgesi nedeniyle Anakent Belediyesi ile Çankaya Belediyesi arasındaki tartışma yeni bir aşamaya geldi. Anakent Belediyesi, son çıkan “afet riski taşıyan bölgeler”le ilgili yasa kapsamında Akpınar’daki uygulamayı üstlendi. Bayındırlık ve İmar Komisyonu’ndan geçen rapora göre, heyelanzede hak sahipleri artık Anakent Belediyesi ile muhatap olacak. Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, geçtiğimiz 2 ay içinde iki kere Çankaya Belediyesi’ni hedef alarak, “Akpınar’la ilgili sorunu ya siz çözersiniz ya da Çankaya Belediyesi’nin 50 dönümlük arsasını düşük bedelle kamulaştırır, bölgeyi kentsel dönüşüm ilan eder, vatandaşların evini biz yaparız” değerlendirmesinde bulunmuştu. Çankaya Belediyesi, Anakent Belediye Başkanlığı’na yazdığı yazıda, yaptığı çalışmaların ve daha önce Akpınar’la ilgili kabul edilen planın notuna yaptığı itirazı gündeme getirdi. Çankaya Belediyesi’nin yazısı ve itirazı, Anakent Belediyesi Bayındırlık ve İmar Komisyonu’nda görüşülmesine karşın kabul görmedi. Komisyon raporunda, Anakent Belediyesi’ne Akpınar’daki durumun “afet riski taşıyan bölgeler” kapsamında değerlendirilmesi önerildi. Bu kapsamda Çankaya Belediyesi’nin toplam 13 parçadan oluşan 35 bin 255 metrekarelik arsasının rezerv alan olarak kullanılması kararlaştırıldı. Alınan karara göre Akpınar’daki heyelanzedelerle bu aşamadan sonra Anakent Belediyesi muhatap olacak. Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in daha önce belirttiği gibi hak sahipleri kentsel dönüşüm projesi kapsamında değil, rezerv alanlarda yapılacak kat karşılığı projeleriyle Akpınar’daki taşınmazlarının karşılığını alacaklar. Bu durumda Çankaya Belediyesi tamamen sürecin dışında kalmış oluyor. Yapılacak projenin uygulama safhası ise henüz netlik kazanmadı. Karar, MHP’li ve CHP’li üyelerin muhalefetine karşın, komisyonda kabul edildi. Bülent Tanık bombaladı: ‘Derebeyi’ Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu haftalık basın toplantısında Melih Gökçek’e yüklendi. Akpınar Mahallesi’nde gerçekleşen heyelan sonucunda yurttaşların mağdur olmasını değerlendiren Tanık, Anakent Belediyesi’nin hukuki sorumluluklarını yerine getirmediğini vurgulayarak Gökçek’in, suçu, Çankaya Belediyesi’ne attığını belirtti. Tanık, konuyla ilgili olarak “Ben mütevazı bir ilçe belediye başkanı olarak bu sorumluluktan kaçamayacağımı biliyorum” dedi ve bu konuyla ilgili çalışma yapan tek kurumun Çankaya Belediyesi olduğunu belirtti. Toplantıda keyifli olduğu görülen Tanık’a CHP Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin ve belediye meclisi üyelerinden CHP grupbaşkanvekili Fazıl Güleken eşlik etti. Tanık sözlerine, gülerek, “hem suçlu hem cazgır, siz kim olduğunu biliyorsunuz” diyerek başlarken, Akpınar ile ilgili açıklamalarının devamında şunları kaydetti: “Bizim belediye başkanımızın dilinin kemiği olmadığı için zaman zaman ‘ben bu kanunu çıkarttıracağım’ gibi laflar söylüyor. Altyapıyla ilgili düzenleme yapmada bütün yetkinin kendisinde olduğu konuları bir kenara bırakıp ‘ilçe belediyeleri şundan sorumludur yapsınlar yapamazlarsa mülklerine el koyarım’ diyor. Böyle bir anlayışın ne nezaketle alâkası vardır ne hukukla. Böyle bir ruh hali ancak derebeylerinde görülür.” Ayrıca Akpınar’da gelinen nokta hakkında bilgi veren Tanık, “Çankaya Belediyesi olarak biz jeolojik etüdü bitirmek üzereyiz. Şunu söyleyelim oradaki uygulamaların kanunen sorumulusu olmayan Çankaya Belediyesi, Akpınarlı yurttaşların yanında olmaya devam edecek” dedi. Pazarı burdan yapın SERTAÇ EŞ Harem selamlık uygulaması: İlyakut, Mülk, İncirlik ve Fethiye köylerine ulaşımı sağlayan Ayaş Yolu’ndaki kavşağın, araç sürücülerini 50 metre ters yöne zorunlu olarak soktuğunu haber yapmak için bölgeye gittiğimizde, köylerin üretim zenginliğini de yerinde görme fırsatı bulduk. Ancak garip bir durum vardı. Nefis meyve ve sebzeler bölgede toprağa düşüyor, Ankaralı pazardan “içi kireçleşmiş” domates almak zorunda kalıyordu. Mülk’ün kirazı Önce kirazdan başlayalım... Mülk Köyü’nde meşhur kiraz yetişiyor. Ceviz büyüklüğünde simsiyah kirazları toplayan da alan da yok, bir kısmı ağaçta kurumuş. Çiftçi Mehmet Atılgan, “Kirazı toplarsak fiyatı fazla geliyor, pazarcı almıyor, ağaçta pazarcıya satıyoruz, gelip zamanında toplamıyor. Bir ağacın kirazını pazarcıya 100 TL’ye sattım, bir hafta oldu gelip toplayacak” diye dert yanıyor. Bir ay sonra kavun çıkıyor. Mülk’de yetişen “Kıraç kavunu”ymuş... Yetiştiği toprak kupkuru. Küçük oluyormuş ama tadı nefis... Mehmet Amca, “Başka yer lerde suyu basarlar, kavun şişer ama ot gibi olur” diyor. Vişne’nin tam zamanı. Geçen hafta gittiğimizde “alacalı kırmızı” olmuştu rengi, şimdi tam olgunlaşmıştır. Kayısı, erik, her yerde var. Olgunlaşanlar ağaç dibine düşmüş, dönüp bakan yok. Biber çıktı çıkacak İbrahim Demir emekli. Eşiyle birlikte Yenikent’te oturuyor, Ayaş yolu kenarındaki tarlasında sebze yetiştiriyor. Henüz salatalıklar çıkmış. İlk tadına bakan fotomuhabirimiz Necati Savaş, “Ağabey bu harika” diyor. Evet mis gibi kokuyor, tadı da harika... Teyzeye soruyoruz, başka ne yetiştiriyorsunuz diye, yanıtlıyor: “Patlıcan var, biber bir haftaya çıkar, bir aya domates çıkar...” İbrahim amca ekliyor: “Turşuluk salatalıkları da daha yeni ektik, sonbaharda hazır.” Ayaküstü sebze ve meyvelerin tadına baktıktan sonra, “Bir sorununuz var mı?” diye sorunca başladılar sıralamaya... Mülk Köyü’nden Meh met Amca, şöyle giriyor söze: “Çiftçi pazara giremiyor. Ürettiğimiz ya elimizde kalıyor ya da hiç fiyatına alıyorlar. Bizim neyimiz eksik, vergimizi veriyoruz, pazara giremiyoruz, siz pahalıya kötü sebze meyve yiyorsunuz. Yalnızca köylü pazarına alıyorlar bizi. Orada da köylüler var. Köylü köylüye ne satacak ki... Biz bir traktör kavunu 400 TL’ye verecek adam bulamıyoruz. Ankara’nın merkezinde de ucuza kıraç kavun bulunmuyor.” Biz konuşurken, Mehmet Amca’nın kızı balkondan, “Mahalle olduk otobüsümüz yok, Ankara’nın merkezinde otobüs geçmeyen mahalle var mı?” diye soruyor. İçimizden, “Var da, durakta bir saat onu bekliyoruz” diye geçiriyoruz. Etrafa bakıyoruz, köy, köy gibi duruyor. “Mahalle” olduğuna yönelik tek işaret, Sincan Belediyesi’nin “çöp” bidonları... Ortak sorun tapu Çevredeki “köylerin” ortak sorunu ise tapu. İbrahim Amca, “Yüz yıllık evimizin üstünde bulunduğu yerin tapusu yok. Mahalle olunca herkesin aklına bu geldi. Yüz yıllık evimizin arsası hazine arazisi olacak. ‘Cinsiyet ayrımcılığı tetikleniyor’ İKLİM ÖNGEL Bize bir düzenleme yapılsın, düşük bir miktara evlerimizin tapusu verilsin” diyor. Mehmet Amca ise “50 sene önce tapu kadastro geçmiş. Haberi olan yazdırabildiğini yazdırmış, işinde gücünde olanın haberi yok. Yarın buraya da apartmanlar dikerlerse bu sorunu çözmeleri lazım” yorumunu yapıyor. “Çiftçiler”, her şeye karşın şimdilik mutlu. Mehmet Amca’nın annesinin dediği gibi: “Biz buraya alışkınız, köy bize yaz da iyi kış da iyi...” Dalından sebze meyva almak isterseniz tarlalar ve bahçeler Ankara’ya yarım saatlik mesafede... Fotoğraflar: Necati SAVAŞ Yaz aylarının gelmesiyle birlikte denize ve güneşe hasret kalan ve tatile gidemeyen başkentliler havuzlara akın etmeye başladı. Özellikle haftasonları havuzlara talep artarken, Gölbaşı’nda, “Club Watercity” adlı aquaparkı bulnan havuzu salı günleri yalnız kadınlar kullanabiliyor. İşletmenin internet sitesinin “Kurallarımız” bölümünde, “Salı günleri hariç tesettür mayo (haşema) ile havuza girilmez” ve “Salı günleri 7 yaşından büyük erkek çocuklar tesisimizden yararlanamaz” ifadeleri yer alıyor. Ücretleri hafta içi 32 TL, hafta sonu ise 37 TL olan havuza kadınlar en çok iki erkek sokabiliyor, biriysel erkek girişi yapılamıyor. Artan haremlik selamlık uygulamaları değerlendiren Sosyoloji Derneği eski başkanı, Sosyolog Prof. Dr. Birsen Gökçe, son yıllarda cinsiyet ayrımcılığının tehlikeli boyutlara ulaştığını kaydetti. Bu tarz uygulamalarla yeni kuşaklara kadın ve erkeğin ayrı hareket etmesi gerektiğinin öğretildiğini belirten Gökçe, “Çocuklar şartlandırılıyor ve onların zamanla bunu yaşamın normal bir parçasıymış gibi algılaması isteniyor. Bu doğ rudan doğruya siyasi iradenin arzu ettiği hedefleri gerçekleştirmeye yönelik uygulamalardır” dedi. 50 yıl önce harem selamlığın olmadığını söyleyen Gökçe, “Kadın erkek hep biraradaydı. Çağdaş yaşamda kadın erkek farkı yoktur. İnsan hedef alınır” dedi. Türk toplumunun yüzde 60’ına yakınının 5 yıllık ilkokul mezunu olduğunu belirten Gökçe, şunları kaydetti: “Eğitim alamamış, yalan yanlış haberlerle, TV dizileriyle, ayrımcılığı pekiştiren programlarla çağdaş yaşamdan kopuk bireyler hazırlanıyor. Bu ideal yaşam biçimiymiş gibi gösteriliyor ve insanlar özendiriliyor.” 8 yaş tehdit mi? Tesisin santralindeki personel, “Çocuğum 8 yaşında bir erkek, 7 ile 8 arasında fark yok, girebilir mi?” şeklindeki ısrara ise yetkililere danıştıktan sonra, “Girsin, ancak kadınlar şikâyet ederse gelip ofiste oturur, siz havuz keyfinizi yaparsınız” yanıtını veriyor. Havuzun 11 yıldır hizmet verdiğini söylenyen personel, bu uygulamanın 23 yıldır yapılıdğını ve kadın gününe yoğun ilgi olduğunu kaydetti. C M Y B C M Y B