22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2012 CUMARTESİ A2 ANKARA Kültür SanatSpor Down sendromlu Caner Ekin: ‘Tarihe geçmek istiyorum’ Caner Ekin, Türkiye’deki sayısı on milyonu aşan engelliden sadece bir tanesi. Onu diğer engellilerden ayıran en önemli özelliği ise gülen yüzü ile sporda gösterdiği başarılar. Olimpiyat Oyunları ve Türkiye şampiyonluklarının sahibi de olan down sendromlu Caner, şu günlerde Boğaziçi Kıtalararası Yarışları’na hazırlanıyor. Babası Savaş Ekin ve beden eğitimi ve spor öğretmeni Osman Akdemir’in katkısıyla ikinci kez Boğaziçi Kıtalararası Yarışları’na katılacak olan Caner’le, eğitim gördüğü Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nda bir araya geldik. Masa tenisinden futbola, basketboldan halk oyunlarına kadar birçok aktiviteyle de ilgilenen Caner’i 12 yıllık öğretmeni Akdemir anlattı: ¦ Caner bir gününü nasıl geçiriyor? ailesiyle birlikte olmayı da çok seven bir çocuk. ¦ Caner’in anne ve babasına karşı olan tutumu nasıl? Caner, ılımlı bir çocuktur. Küçük yaşlarda özel eğitim almaya başladığı için arkadaşlarına vurma ya da zarar verme gibi davranışları yoktur. Ailesi ve çevresindekilerle de problemi yok. Ailesine karşı da uyumlu. ¦ Caner gibi down sendromlu çocukların Caner okulumuz öğrencisi. Saat 9.00’da gelir, 16.00’da servisle evine gider. Haftalık antrenmanlarını ise babası ya da bizlerin aracılığıyla yapıyor. Ayrıca Caner, bu okulun 25 yıllık öğrencisi. Caner yüzmeye başladığı ilk zamanlarda 25 metre ilerleyebilirken, şu an Boğazı geçen bir sporcu oldu. Çalışmalarımız sırasında ise sprint antrenmanlarında uzun mesafeye yöneldik. Spor ve okul yaşamının yanında ortak özellikleri nelerdir? Downlular yemek yemeyi sever. Onlar için yaşam yemek yemekten ibarettir. 1 milyon TL ile açık büfeyi yanyana koyun bakalım ne oluyor. Downlu direk açık büfeye yönelir. Hemen hemen hepsi uyumludur. Tabii burada aldıkları eğitime de dikkat çekmek gerekir. Ama Caner’le ilgili konuşacak olursak, o Türkiye’nin değil dünyanın en özel zihinsel engelli çocuğu. gerekiyor. Bunu bir örnekle açıklayalım. Ankara’ya ilk kez geldiniz, Kızılay’dasınız ve Ulus’a gitmek istiyorsunuz. Ama sorduğunuz hiç kimse Ulus’u bilmiyor. Siz sağınızı solunuzu bilmezken bir semte ulaşmanız gerek... İşte biz Ulus’u bulmayı öğretiyoruz. Zihinsel engelli çocuğa bir tekniği öğretmek sadece sporla ilgili bir şey değildir. Bir kere arkadaş olmanız lazım ama sizi sevmiyorsa işiniz zordur. Örneğin biz Caner’le sürekli göz temasındayız. Koptuğu an ise her şey bitiyor. Asla havuza girmez. Normal bir çocuğa küçücük bir tekniği bir saatte öğretirken, down sendromluya altı ayda öğretiyorsunuz. ¦ Peki Caner yakaladığı başarıların farkında mı? Evet. Hepsinin bilincinde. Yaptığı işin farkında olduğu gibi çevresindeki ilginin de bilincinde. Caner 12 yılda benim oğlum gibi oldu. ¦ Caner yakaladığı başarıyı nasıl karşılıyor. Davranışları değişiyor mu? Değişiyor. Öncelikle kendine olan güveni arttı. Sporcu olmaya başlayıp, belirlediğimiz disiplini almaya başladığında değişmeye de başladı. Küçük bir hikâye anlatayım. Bir yarış ‘Teknik bilmezseniz zor’ ¦ Engellilerle ilgilenmek elbette zor. Siz bu zorluğu nasıl aşıyorsunuz? Oturup kalkmasından tutun da antrenman sürecine kadar birçok farklı teknik bilmeniz sırasında Caner’in rakipleri yarışa atlayarak başladı. Böyle olunca Caner 2.5 metre geride kaldı. Ama benim bunu bir şekilde çözmem gerekiyordu. Çünkü down sendromlular yükseklik korkusu vardır, atlayamazlar... En sonunda bir çözüm buldum. Caner’e havuzun içindeyken demiri sıkı sıkı tutup, ayaklarının da yardımıyla kendisini geriye itmesini istedim. Caner bunu iki ayda öğrendi ve başardık. ¦ Boğaziçi Kıtalararası Yarışları’na gelelim. Yarın Caner yüzecek... Bu yarışlara engelli kategorisinde ilk kez Caner katıldı. Yarış hazırlıklarımızı tamamladık. Geçen yıl 300 normal sporcuyu geride bırakan Caner, bu kez daha da başarılı olmak için kulaç atacak. Geçen yıl ciddi bir stres vardı. Çünkü insanlar bizim böylesi bir şey yapacağımıza inanmadı. Bu yıl daha da iyi olacak. Sorulara yavaş yavaş yanıt veren Caner Ekin’e, “Boğaziçi Kıtalararası Yarışları’nda madalya alacak mısın?” dedik. Bize işaret parmağını göstererek, “Tarihe geçeceğim” yanıtını verdi. Baba Ekin: Bize karşılıksız sevgiyi öğretti ¦ Annebabanın sorumluluğu ve yaşadıkları çok merak edilir. Günlük yaşantısında sizinle olan ilişkisini anlatır mısınız? Caner her gün okula gittiği için zamanının büyük bölümü burada geçiriyor. Hafta sonlarında ise Caner’i yüzme antrenmanlarına götürüyoruz. Caner kendisiyle barışık ve okulda aktif olan bir çocuk. Aynı zamanda fotoğraf çeker. Çektiği fotoğrafların sergisini de açtık. Evde ise genelde televizyon izleriz ve mutlaka eklemem gerekir ki Ankara havalarını çok sever. Okulda, evde sürekli Ankara havalarını oynar. ¦ Caner’in başarısı size neler hissetiriyor? Bu başarı Caner’in başarısı. Toplumun ona saygı göstermesi tabii ki bizi çok mutlu ediyor. Benim adım pek fazla bilinmez ama “Caner’in babası” denildiğinde herkes beni tanır. Toplumda bu tür çocukların başarısı diğerlerine de örnek oluyor. Başka aileler de çocuklarının eğitimi için kolları sıvadı. Oğlum bana iki şey öğretti: Biri karşılıksız sevgi diğeri sabır. Eşim ve ben Caner gibi bir oğlumuz olduğu için çok mutluyuz. Ankara DT’de rekor ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’nde Beşikçioğlu tiyatroda da ‘solladı’ SELDA GÜNEYSU Ankara Devlet Tiyatrosu (DT) sahnelerinde 20112012 sanat döneminde en fazla ilgiyi “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı oyun gördü. Sanat sezonu boyunca en çok izlenen oyun olan “Bir Delinin Hatıra Defteri”, “bütün sezon bilet kuyruğu en uzun oyun” unvanına da sahip. Ankara DT yönetiminden edinilen bilgiye göre, geçen sezon Ankaralı tiyatroseverlerin en rağbet gösterdiği oyun “Bir Ankara Polisiyesi: Behzat Ç.” adlı dizinin de başrol oyuncusu olan Erdal Beşikçioğlu’nun rol aldığı “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı oyun oldu. İlk kez sahnelendiği 2008 yılından bu yana oyunu binlerce Ankaralı izledi. Cem Emüler’in yönettiği oyun, “bir delinin değil, adım adım deliliğe giden bir adamın günlüklerinden” oluşuyor. Ankaralı izleyicilerin bu yıl en fazla izlediği oyunlar arasında “Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan On Bir Tablo” da yer alıyor. Dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oyunlaştırılan oyun, “Hatice, Pirâye Pirâyende. Doğum yeri neresi, kaç ya şında, sormadım, düşünmedim, bilmiyorum. Dünyanın en iyi kadını, dünyanın en güzel kadını. Benim karım. Bu bahiste realite umrumda değil… 939’da İstanbul’da tevkifanede başlanıp ……. biten bu kitap ona ithaf edilmiştir” sözleriyle izleyicilerin beğenisine sunulmuştu. Nihat Asyalı’nın düzenlediği, Cem İdiz’in müziklerini bestelediği oyunda, Rüstü Asyalı rol alıyordu. Ankaralı ‘Barış’a koştu Ankaralıların geçen sezon en çok izlediği oyunlardan biri de “Barış” oldu. Sahnelendiği ilk günden bu yana tam doluluk oranıyla sahnelenen oyun, 2400 küsur yıl öncesinden kalma bir komedyaydı. Aristophanes’in yazdığı Yücel Erten’in yönettiği oyun, “yeryüzündeki tüm savaşlara hayır” mesajı veriliyordu. Geçen sezonun tam doluluk oranıyla sahnelenen bir diğer oyunu ise geçen yıllarda da olduğu gibi “Fosforlu Cevriye.” Sahneye konulduğu ilk günden beri biletleri yok satan oyunu Gülriz Sururi yönetmişti. Ankara DT yönetimi, “Fosforlu Cevriye”ye gelen izleyici kitlesinin “oyunda kendisinden bir şey bulduğu”nu düşünüyor. Oyunun iz lenmesinin bir başka etkeni de Ankara DT’ye göre oyunun geçmiş yıllarda da Yeşilçam’da filminin çekilmiş olması. Geçen sezonun en çok izleyici toplayan bir diğer oyunu da “Yastık Adam.” Farklı rejisiyle de sezon boyunca dikkatleri çeken oyun, tiyatroda “sıradışı bir yazar” olarak da tanınan Martin Mcdonagh’a ait. İlham Yazar’ın yönettiği oyuna 13 yaş sınırı da getirilmişti. Ankaralılar tarafından geçen sezon en fazla izlenen bu yapımların, “eğer tiyatronun yasasında bir değişiklik olmazsa” gelecek sezonda da sahneye konulacağı belirtiliyor. Galeri Polart’ın koleksiyonundan karma sergi 22 sanatçının eserleri sergileniyor Galeri Polart, yaz sezonunda başkentlileri karma resim sergisine davet ediyor. Galerinin “Koleksiyon’dan” adını verdiği sergide, Eşref Üren’den Fikret Otyam’a; Mustafa Ayaz’dan Sobutay Özer’e değin 22 ressamın eserleri yer alıyor. Galeri Polart, Türkiye’nin önde gelen ressamlarının eserlerini Ankaralılarla buluşturuyor. Galerinin 1. ve 2. salonlarında sergilenen eserler, 22 ressamın en seçkin örneklerinden. 2 Temmuz’da açılan sergi, 31 Ağustos’a değin sürecek. Sergide, Osman Akbay, Nevzat Akoral, Mustafa Ayaz, Habib Aydoğdu, Tuncay Betil, Adil Doğançay, Grup 312K, Bayram Gümüş, İsmail Gümüş, Duran Karaca, Kayıhan Keskinok, Fikret Otyam, Münip Özben, Sobutay Özer, Muharrem Pire, Abdullah Taktak, Mustafa Turgut Tokat, Adnan Turani, Ayhan Türker, Burhan Uygur, Eşref Üren ve Hüseyin Yüce’nin eserleri yer alıyor. Galeri, yaz sezonu nedeniyle cuma, cumartesi ve pazar günleri haricinde her gün 10.0018.00 saatleri arasında gezilebilir. EŞYA ARAYANLAR 2. EL kitaplarınız 0535 253 81 05 alınır. SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 14 Temmuz 2012 Cumartesi Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle