01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 8 MART 2012 PERŞEMBE A2 ANKARA Kültür Sanat izlence Şefik KAHRAMANKAPTAN [email protected] Kadın rejisör gözüyle ‘Evlilik Senedi’ PINAR AYDIN O’DWYER ŞAiRin ÇIKInI Orhan TÜLEYL OĞLU [email protected] Kadınlar Günü’nde Durum! nce “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlu, tüm kadın müzikçilere selam olsun. Ama durum pek parlak değil! Pek çok kadın müzisyenin üye olarak yer aldığı Çukurova, Antalya DSO’lar ve bizim CSO’da şef kürsüsünde ve solist olarak sadece “erkekler” var. Demek ki akıl edememişler! Neyse ki İzmir DSO solist olarak Gülsin Onay’ı davet ederek bugünü görmüş. Ama işin hakkını verenler Bursa ile Bilkent... Bursa BDSO’nun ve Türkiye’nin ilk kadın şefi İnci Özdil (d.1960), genç besteci, BESOM üyesi Onur Özmen’in “Sümerlerin Son Kraliçesi: Muazzez İlmiye Çığ” adlı eserinin dünya prömiyerini yapacak. Solistler soprano Aytül Büyüksaraç ile Pervin Çakar. Ayrıca bir vokalist ile anlatıcı da kadın. Özdil yönetiminde Bursa BBDSO genç besteci Sabri Tuluğ Tırpan’ın, “Kahraman Türk Kadınları” oratoryosu da seslendirilecek. Bilkent’te ise sanat yönetmeni Işın Metin, “özel” bir izlence hazırlamış. Estonyalı kadın şef Anu Tali’yi (d.1972) üçüncü kez Ankara’da göreceğiz. Halen Amerika’da öğreticilik yapan Bilkentli Füsun Köksal’ın (d.1973) iki piyano ve topluluk için “Moire” adlı yapıtının Türkiye’de ilk seslendirmesini dinleyeceğiz. Poulnec’in iki piyano için konçertosuyla, Prokofyef’in Romeo Jüliet süiti de izlencede yer alıyor. Piyano ikilisi ise, çalışmalarını Viyana merkezli olarak sürdüren ikiz piyanistler FerhanFerzan Önder (d.1965)... 10 Mart Cumartesi akşamı Bilkent’teki “Kadınlar Günü Konseri”, “özbiçim ilişkisi”ni gayet güzel yansıtacak. Hepsine öncelikle düşünceleri açısından bravo... Umarız gelecek yıla öteki orkestralar da, önceden takvime bakarlar! Ö Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), ilk gösterimi 1810’da yapılan Gioacchino Rossini’nin “Evlilik Senedi” adlı tek perdelik komik operasını, Operet Sahnesi’nde sahnelemeye başladı. Sözlerini Gaetano Rossi’nin yazdığı eserin konusu, babası tarafından “başlık parası” karşılığı Slook adlı zengin bir Amerikalı ile evlendirilmeye çalışılan Fanny adlı bir kızın öyküsü. Olay İngiltere’de geçiyor, İngiltere ile sömürgesi yeni kıta arasındaki kültür farklılıkları komik bir şekilde anlatılıyor. Altı solistin yer aldığı eser mutlu sonla bitiyor. Eseri sahneleyen genç kadın rejisör Figen Ayhan Kocakaya ADOB Müdürü Erdoğan Davran’ın genç rejisörlerin yetişmesi amacıyla başlattığı girişim çerçevesinde ilk rejisini yapıyor. Kocakaya, Bilkent Üniversitesi’nde rejisörlük eğitimi aldığını ve sahne performansının onu çok heyecanlandırdığını belirterek operaya olan ilgisinin, küçüklüğünde Hikmet Şimşek’in TRT1’de hazırladığı programları izleyerek başladığını, sonra da 1997 yılında Necdet Aydın’ın sahnelediği “Aşk İksiri” operasını seyrettiğinde netleştiğini anlatıyor. Kocakaya, “Bir eser sahnelenirken oyuncular kuklalaştırılmamalı, rejisör esası belirlemeli, sanatçılar bunu anladıktan sonra oyuna yorumlarını katmalı” diyor. Rejiye başlarken önce müziğe yoğunlaştığını, ardından dekor ve mizansenleri planladığını, dekor Fotoğraf: Aydın Buğra GÜVEN Zulmet Sevinci Mart dönemi, sol sözcüğüne yakın her insanın, baskının ve zor12 balığın öznesi kılındığı bir dönemdi. Türk düşünce ve sanat hayatı, tarihinde görülmemiş biçimde saldırıya uğramıştı. İlerici aydınlar, yazarlar, öğrenciler, işçiler, öğretmenler gözaltına alınmış; yargılanmıştı. 12 Mart, Sevgi Soysal’ın hayatı ve yazarlığı üzerinde de derin izler bırakacaktı. Önce “Yürümek” adlı romanı, müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı, ardından siyasal nedenlerle tutuklandı ve sekiz ay Ankara Yıldırım Bölge’de, iki buçuk ay da sürgüne gönderildiği Adana’da kaldı. Ancak 12 Mart, yazarın öykülerini tutuklayamayacaktı. Sevgi Soysal, tutukevinden, “Yenişehir’de Bir Öğle Vakti” ve “Şafak” romanlarıyla, “Barış Adlı Çocuk” öykü kitabı ve anılarıyla çıktı. Ankara’nın değişimini, kaybolan kimliğini, oluşmaya başlayan kent burjuvazisini, devrimci mücadelesini yapıtlarına taşıyan yazar, “Zulmet Sevinci” öyküsünde kırk kadar kızkadın siyasi tutuklunun bulunduğu koğuşta bir tutuklunun karar için mahkemeye götürülüşünü anlatır. Cezaevi koşulları kötüdür; koğuş, yazarın değimiyle ahırdan bozma bir koğuştur. Ama ona göre, nice baskının, zorluğun yaşandığı bu cezaevi, hayatın o insanı kıl testeresiyle ince ince eskiten zorluğundan daha iyidir. Mahkemenin sonucunun hayatını bir anda değiştirebileceğini düşünür. Ama o, mahkemenin vereceği kararla değil, sadece birkaç saatliğine de olsa dışarıya çıkmakla ilgilidir. Bir cipe bindirilir. Ankara, akıl almaz güzellikte bir bahar gününü yaşamaktadır. Cipin ufak penceresinden dışarıya, her zaman gördüğü şeylere büyük değişiklikler, büyüler, başkalıklar, yeni güzellikler, anlamlar katarak bakar: “Sanki değişen sadece hava, gelen sadece bahar. Kentin bir yerlerinde tutukevleri, demir sürgüler, tomsonlar, dikenli teller, gözcü kuleleri, işkence evleri yokmuş ya da bütün bunlar hep varmış gibi. Öylesine gündelik, öylesine sıradan her şey… Bu cipin içinde kelepçeli bir kadın olduğunu bilseler bile onlar için ne fark eder? Nedir hürriyet? Hele bu kalabalık için.” Bir süre sonra yargıcın karşısına çıkar. Ve sonunda karar açıklanır: “Tutukluluğunun sürmesine…” Sevgi Soysal’ın bir tutuklunun dünyasını, iç hesaplaşmasını büyük bir ustalıkla anlattığı öyküsü şöyle sona erer: “Bir an önce olsun, bir an önce bitsin mahkeme. Bir an önce koğuşuma, kızların yanına döneyim. Günümüzü, kalın demir kapıyı, dikenli telleri, tomsonlu erleri, polis Zafer’in haykırışını, ranzalarımızı, elden ele eskittiğimiz kitaplarımızı, karavanamızı paylaşmak için. Zulmeti paylaşmak, bulaşa bulaşa direnmek için. Sonra, öğleden sonra voltasında dikenli telin dibinde bitivermiş çiçeğe sevineceğiz. Koğuş arkadaşlarım bekler şimdi beni. Şimdi yalnız onları sevip özleyebilirim. Ortak zulmeti; telin dibinde açan çiçeği, zulmet sevincini.” Sevgi Soysal Ankara’da yaşadı, Ankara’yı yazdı; okundu, eleştirildi ve ödüllendirildi. 40 yaşında yaşama veda eden yazar, ardında derin bir iz bıraktı… İnci Özdil Pınar Aydın, “Evlilik Senedi” Operası’nın rejisörü Figen Kocakaya ile... kostüm ve aksesuarların uygun şekilde tasarlandığını ekliyor. Bunu sanatçıların ses ve sahne çalışmaları izliyor. Gerçekten de opera, hem ses hem sahne becerisi gerektirdiği için hem reji, hem de oyun açısından karmaşık ve güç bir sanat. Eserin konusu, güncel olması nedeniyle Kocakaya’ya ilginç gelmiş. Yüzyıllardan beri kadınlar para kazanılacak bir meta olarak görülmekte. Günümüzde de bu konuda hiçbir değişiklik olmaması, eserin seçiminde isabetli davranıldığını gösteriyor. Eserde Fanny’nin Eduardo’yu sevdiğini öğrenip onunla evlenmekten vazgeçen ve gençlerin evlenmesine yardım eden Slook karakterinin “dünyanın yardımına koşmakla görevli” Amerikalı oluşu ilginç. Eseri bestelediğinde 18 yaşında olan Rossini 1800’lerin başında Amerika’ya özgürlük ülkesi, kurtarıcı diye bakıyor olmalı. Avrupa kaynaklı bir sanat olan opera literatürününde Türkleri konu alan çok sayıda eser varken Amerikalıları konu alan az sayıdaki eserden biri, “Evlilik Senedi”. Rossini’nin “İl Turco in İtalia/İtalya’da Bir Türk” adlı bir operasının da oluşu onun dünyayla ne kadar ilgili bir sanatçı olduğunu gösteriyor. Bir eser sahneye koymanın, yıllar önce tohumu atılan ve gelişmesi için emek sarf edilen bir ağacın meyva vermesi gibi olduğunu anlatıyor Kocakaya ve eserin ilk temsilinden sonra onun ana kucağından ayrılan bir çocuk gibi olduğunu belirtiyor. Kocakaya, “Bu operanın kısa, komik ve Türkçe söyleniyor oluşu ile konusu nedeniyle özellikle gençler ve operaya yeni başlayanlar için çok uygun olduğunu” söylüyor, “seyircilere sadece gelip keyfini çıkarsın” diyor. Anu Tali FerhanFerzan Öndera NEREDE NE VAR? SERGİ ¦ Peruze Yiğit resim 14 Mart’a dek Galeri Soyut’ta. (438 86 70) ¦ Zeki Fındıkoğlu resim 18 Mart’a dek Türk Amerikan Derneği Sanat Galerisi’nde. (426 26 44) ¦ Daver Darende resim 21 Mart’a dek Medya Sanat Galerisi’nde. (428 39 55) ¦ Ayşe Arkün resim 25 Mart’a dek Fırça Sanat Galerisi’nde. (438 60 08) ¦ Valerio Adami resim 31 Mart’a dek Galeri Nev’de. (437 93 90) ¦ Zahit Büyükişliyen resim 31 Mart’a dek Helikon Sanat Galerisi’nde. (441 78 01) ¦ Gürbüz Doğan Ekşioğlu resim 31 Mart’a dek Nurol Sanat Galerisi’nde. (468 86 70) cek. Oda Tiyatrosu’nda ise “Kontrabas” adlı oyun saat 18.30’da izleyicilerin beğenisine sunulacak. (310 19 45) ¦ Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, Argos Sanat Tiyatrosu, bugün saat 20.00’de, “Cesur Kadınlar” adlı oyunu sahneleyecek. (417 76 76) ¦ Ertan Gösteri Merkezi, “Şeker Portakalı” adlı müzikli, danslı çocuk oyunu bugün saat 10.30 ve 14.00’te. (212 32 31) ¦ Cumhuriyet Kültür Merkezi, Çağdaş Drama Derneği’nce hazırlanan “Kadınlık Halleri” konulu yaratıcı drama performansı bugün 17.0018.00 saatleri arasında. (442 30 50) Operet Sahnesi’nde yoğun mesai ELİF KOÇAK (A.A) TİYATRO ¦ Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, Akün Sahnesi’nde “Barış”, Altındağ Tiyatrosu’nda “Kafes Arkasında”, Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde “Kerbela”, Küçük Tiyatro’da “Açık Aile”, İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nde “Orkestra”, Şinasi Sahnesi’nde “Elma Hırsızları” saat 20.00’de sahnelene BALE ¦ Opera Sahnesi’nde, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nce hazırlanan “Zorba” adlı bale, bugün saat 20.00’de sahnelenecek. (324 68 01) KONSER ¦ If Performance Hall’de, Coldplace’ın vereceği brit/rock konseri bugün saat 20.00’de. (418 95 06) Operet Sahnesi’nde mart ayında sahnelenecek 5 konser şunlar: 6 Mart’ta klarnet sanatçısı Ongun Onaran ve piyanist Sibel Özgün’ün Schumann, Saint, Debussy, Poulenc gibi bestecilerin eserlerinden oluşan resitali ilgiyle izlendi. Kanun sanatçısı Tahir Aydoğdu, viyolonsel sanatçısı Demet Kıyıcı, keman sanatçısı Aslı Özsoy Körner ve Ceren Türkmenoğlu, viyola sanatçısı Ercan Gören bestecinin kanun ve yaylı sazlar için yazılmış konçertosunu seslendireceği “Ferit Alnar’ı Anma Konseri” 11 Mart Pazar günü saat 20.00’de düzenlenecek. Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü 18 Mart’ta düzenlenecek anma konserinde soprano Gül Seçkin, tenor Cumhur Böler, tenor Haser Tek, bariton Umut Kosman, piyanoda Çiçek Cihan Tek’in eşliğinde günün anlamına ilişkin türküler seslendirilecek. 25 Mart’ta Mozart, Rossini, Schubert, Strauss’un seçkin eserlerinden oluşan bir repertuvarla soprano Gölge Şekeramber ve Esra Akcan’ın piyanist Aylin Özuğur eşliğinde gerçekleştireceği “ŞanPiyano resitali” sahne alacak. Ankara Gençlik Oda Orkestrası’nın trombon ve tronpete uyarlanmış aryaları orkestra eşliğinde seslendireceği Alessandro Cedrone’nin orkestrayı yönettiği “Operada Bir Gece TrombonTrompet Resitali”nde trombon sanatçısı Peter Körner, trompet sanatçısı Julian Lupu, 27 Mart’ta müzikseverlerle buluşacak. Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 8 Mart 2012 Perşembe Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Sevgi Soysal
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle