Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
el Öz Cumhuriyet Ankara 297/12 Mart 2010 Çocukların‘100’Dili... İmkânsız.. 100 İşte orada! Bir çocuk “100”den ibarettir Bir çocuğun 100 lisanı 100 eli 100 fikri 100 düşünme şekli Oynama şekli ve konuşma şekli vardır 100 her zaman 100 Dinleme şekli Sevme şeklidir, Şarkı söylemek ve anlamak için Keşfetmek için 100 zevk 100 dünya İcat etmek için Hayali kurulacak 100 dünya Bir çocuğun 100 lisanı vardır… (ve yüzlerce yüzlerce dahası) Ama 99’unu çalıyorlar. Okul ve bu kültür, kafayla vücudu ayırıyor. Onlar çocuğa; Elleri olmadan düşünmesini, Kafası olmadan yapmasını, Zevk almadan anlamasını, sadece yılbaşlarında ve bayramlarda sevip şükretmesini söylüyorlar onlar çocuğa; iş ve oyunun gerçek ve fantezinin bilim ve hayal etmenin yerin ve göğün sebep ve rüyanın birbirine ait olmadığını söylüyorlar Ve onlar çocuğa “100”ün orada olmadığını söylüyorlar Çocuk onlara; İmkânsız... 100 işte orada! diyor... potansiyel merak, ilgi ve hazırlığa sahiptirler. Öğrenme sürecinde çocuklar aileler ve öğretmenler en önemli üç öğedir. Çekirdek Yuva’da bir proje hazırlanırken öğretmen neyi öğreteceğini düşünmekten önce çocukların “ne”yi merak ettiğini ve o konuda çocuğun ne bildiğini gözler... Çünkü merak ve ilgi öğrenmenin tartışmasız ön koşuludur. Çocuklar potansiyel yaratıcılar oldukları için kimi zaman eğiticiler çocukların merakını ve araştırıcılığının doğallığını bozmadan birçok şey öğrenir ve kendilerini geliştirirler. Öğretmenler çocukların düşüncelerini varsayımlarını, teorilerini keşfetmek, öğrenme ve keşif için fırsat tanımak amacıyla sorular sormalıdırlar. Çocuğun kendisini ifade edebilmesi Reggio yaklaşımının merkez kavramı çocuğun imajıdır. Çocuklar olasılıklar ve güçlerle (potansiyel) doludur. Yaratıcı ve yapabilirdirler. Çocuklar dünyaya sosyal varlıklar olarak gelirler. Sadece diğer insanlar ve çevrelerindeki dünyayla iletişime bağımlı değildirler. Çocuklar çok fazla ve aktif olarak iletişim ararlar. Diğer insanlar, kendileri ve dünya hakkında deneyim ve araştırma ortaya koyarlar. Çocuklar denemek ve bir şeyler bulmak isterler, öğrenmek ve gelişmek isterler. Yetişkinlerin onlara verdiği bilginin alıcısı olmaktan ziyade bilginin yapıcısıdırlar. Çocuklar bilir, hisseder, isterler ve yetişkinler olarak onlardan beklentilerimizin daha fazlasını yapabilirler. Kendi Loris Malaguzzi Bu sistemde çocuklar kendilerini ifade etmek için sadece bir tek dili kullanmıyorlar. 1998’den beri farklı tarzı ve “çocuk merkezli” yaklaşımı ile dikkat çeken Çekirdek Yuva ve Aile Danışmanlığı Merkezi’ ne “Reggio Emilia” sistemi yön veriyor. Reggio Emilia Yaklaşımının Temelleri Çocuklar güçlü, verimli ve yeteneklidirler. Bütün çocuklar öğrenmek ve çevrelerinin kendilerine sağladığı olanakları kullanmak için lerine ait düşünceleri, fikirleri, teori ve duyguları vardır. Bu yaklaşım çocuğun zihinsel gelişiminin kelimeler, hareketler, çizim, boyama, heykel, kolaj, drama ve müzik gibi sembolik ifadelerle teşvik edebildiğini, bunun da çocukların kendilerini ifade edebilme, beceri ve yaratıcılıklarının gelişmesinde inanılmaz düzeyde ilerleme kaydedebileceklerini gösterir. Çocuklar, değişik materyaller kullanarak, merak ettiklerini keşfetme ve ifade etme hakkına sahiptirler. Bu yolla neler düşündüklerini “diller” kullanarak görünür hale getirmektedirler. Çocuklar büyük ölçüde öğrenmeye düşkün ve bütün varlıklarını ortaya koyarak keşfedebilecekleri çok şeyin bulunduğu bir dünya hakkında yeni bilgi edinmek isterler. Çocuklar her bakımdan yetişkinlere kıyasla daha çok öğrenme dürtüsüne ve başkalarından öğrenme isteğine sahiptirler. Çocuklara erken eğitim deneyimleri edinmelerine olanak sağlamak, sorumluluk taşıyan pedagojinin temel öğesidir. Malaguzzi’nin dediği gibi; “Doldurulmaya ihtiyaç duydukları boş bir beyinleri yoktur, çocukların aklının şekillendirilmeye ihtiyacı vardır.” Çekirdek Yuva’da günlük yaşam her çocuğa bir şeyler keşfetmesi, deneyler edinip sınaması için olanaklar sunar. Yuva, çocukların hiçbir baskıya veya zorlanmaya maruz kalmadan bir şeyler yaşama olanaklarına sahip oldukları yerdir. Öğretmen dikkatli bir gözlemci, dinleyici, rehber, çocukların hafızası ve çalışma arkadaşıdır. Mekânı ve haftalık çalışma programını hazırlar, gerekli olan malzemeleri temin eder. Çocukları iyi gözler, programı ona göre geliştirir, bireysel takviyeleri yerleştirir. Müdahaleye gerek duyduğu zaman çocukların kendi çözümlerini bulmalarına özen gösterir. Çekirdek Yuva’da çocuklara, kendi istedikleri biçimde ve yetenekleri doğrultusunda, kendi tempolarında gelişebilecekleri bir ortam sunulmaktadır. Eğitimcilerimiz bu prensipler doğrultusunda, çocuklara çeşitli durum ve olanaklarda refakat eder ve destek verirler. Görsel sanatlar alanında eğitilmiş olan atölye öğretmeni, çocuklar ve öğretmenlerle yakın bir çalışmayla, çocukların değişik materyaller keşfetmesini ve birçok “yeni diller” kullanarak görünür hale gelmesini sağlar. Reggio Emilia sisteminde öğretmenler ikili olarak çalışmalı ve bütün çalışanlarla güçlü ilişkiler kurmalıdırlar. Kendi çalışmaları ve çocukların çalışmalarıyla ilgili devamlı olarak tartışmalar, görüşmeler düzenlenmelidir. Çekirdek Yuva’da öğrenme sürecinde ne öğrenileceğini öğretmen değil, çocuğun ilgi ve merakı belirler, bu da eğitimcinin tekdüzeliğini ortadan kaldırır, heyecanını canlı tutar. Arkadaş, yetiştiriciuzman araştırmacı olarak öğretmen PartnerOlarakAileler Ailelerinkatılımıçokönemlidirvebununbirçokfarklışekillerimevcuttur.Ailelerçocuklarınöğrenmesüreçlerindeaktifrolüstlenirler;okullapaylaştıklarıbecerivedüşüncelerailelerveöğretmenlerarasındabilgialışverişi vefarklıbakışaçılarınınbirleşimiolarakalgılanmalıdır. Bu sayfadaki yazılar Çekirdek Yuva Kurucusu, psikolog neslihan Başaran tarafından hazırlanmıştır. Soru ve önerileriniz için tel: 441 08 81, eposta: cekirdekyuva@cekirdekyuva.com, web: www.cekirdekyuva.com 9