Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ekvator’dan mektup var ? Ayşe ÇIKLAYEDEKÇİ idagood@yahoo.com Bir yere ait olmamak ne güzel... Aylardır ne bir evim var yerleşik, ne ödenecek faturalarım, yarın için bir planım bile yok, hele bir yarın olsun bakalım. Hiçbir yere ve hiçbir şeye ait olmamak ne güzel. Ne zaman kazandık hep bir yerlere ve bir şeylere ait olma alışkanlığımızı? Ne zaman o güvenli ve rahat hissettiğimizi sandığımız çemberler oluşturup, bu çemberlere hapsettik kendimizi? Sonra hiç çıkmak istemedik bu çemberimizden... Varlığımıza ait olmayan birçok şey ekledik sonradan ve bu sonradan eklenenleri bizden sandık. Şimdi öyle bir ben var ki, geçmişten ve her şeyden uzak, yeni ve bilinmeyen, eskiye ait yanımda taşıdığım sadece bir kendim var yanımda... Kendimi tanımaya yeniden başlıyorum. Meğer ne çok ben varmış içimde hiç tanışmadığım ve ne çok ben varmış hiç hoşnut olmadığım... (Ayşe Çıklayedekçi. ODTU Kimya Bölümü 2000 mezunu. İstanbul’da çeşitli şirketlerde çalıştıktan sonra, Ekvator’da Tisaleo’da, “Fundacion Manos Unidas” kapsamında özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara gönüllü destek vermeye karar verdi ve geçen yıl Ekvator’a gitti. Sağ kolundaki bir sağlık problemi nedeni ile ortapedik engelli, ama “Engeliniz nedir” sorusunu “Sadece kendim!” diyerek yanıtlıyor.) Ne zaman kaybettik çocukluk mutluluklarımızı, ne zaman büyüdük biz? Şu kısacık hayatımızda ne zaman başladık bir şeylerimiz olsun istemeye? Evimiz, arabamız yetmedi daha birçok şey... Az ile yetinmeyi, basit ama mutlu olmayı unuttuk. Hep isteklerimiz, planlarımız oldu geleceğe dair, hiç bitmedi gittikçe daha da arttı. Gelecekteki daha iyi şartlardaki hayatlarımız için durmak bilmeden çalışırken bugünü kaçırdık hep. Hiç acelemiz yok... Şimdi tüm gün çocuklarla oynuyorum, onlarla vakit geçiriyorum. Kimi zihinsel engelli, kimi ise hem fiziksel hem de zihinsel engele sahip. Öyle her şeyi iyi yapmak, bir şeyler başarmak için değil, sadece hayata biraz daha uyum sağlayabilmek, biraz daha günlük yaşamlarımızı kolaylaştırmak için çabalıyoruz. Hiçbir acelemiz yok, öğrendiklerimizin çoğunu da unutuyoruz bir sonraki gün. Varsın olsun, biz yapamadıklarımızla da, farklı biçimde yaptıklarımızla da gülümsüyoruz her gün... Çocuksu haşarılıklarımız, özgürlüklerimiz, kimseyi takmayışımız aynı ama diğer tüm çocuklar gibi. Şimdi bir gösteri için çalışıyoruz, üç tane öğrenmemiz gereken dans var. Dans ederken her birimiz farklıyız; kimimiz daha hızlı, kimimiz yavaş, kimimiz daha estetik, kimimiz sadece dengesini sağlamaya çalışıyor. Biz farklılıkların güzelliğini ve uyumunu dansımızda birleştiriyoruz ve yansıtıyoruz aslında. Bir de hava çok soğuk olmasa. Dağlık ve kırsal bir alandayız, hava o kadar soğuk, rüzgâr o kadar keskin ki, ellerimizi tu tarken birbirimizin sıcaklığını değil, diğer arkadaşımızın buz gibi elini hissediyoruz. Birazdan yemek vakti, önce ellerimizi yıkamalıyız. Su buz gibi, soğuktan çatlamış ellerimiz şimdi su değdikçe daha bir sızlıyor. Ama biz çocuğuz; her şartta ve her zaman mutlu olmayı, gülücükler dağıtmayı, birbirimize yardımcı olmayı ve paylaşmayı biliyoruz. Biz aslında büyüklerimiz gibi çemberlerimizi daha yaratmadığımız için her şeyle ve herkesle bütün olmayı ve tüm masumiyetimizle sadece özgürce var olmayı biliyoruz. Çok mutluyum Soğuk ve bana ait olmadığını bildiğim, bir yatak, üç sandelyeli bir oda, basit ve az ama leziz iki öğün verilmekte olan yemeğim, sonsuz sevgi ve masumiyet dolu çocuklar... Meğer hayatımız esas fazla şeylere sahip oldukça karmaşıklaşıyormuş. Şimdi hiç olmadığım kadar az şeye sahip ama bir o kadar da çok mutluyum. Ekvator’dan sevgiler… B u s a y f a A n k a r a Fo t o ğ r a f S a n a t ç ı l a r ı D e r n e ğ i ( A F S A D ) t a r a f ı n d a n h a z ı r l a n m a k t a d ı r. 13