28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 277/23 Ekim 2009 Telekomünikasyon Hizmetlerinde Tarife Karışıklığı ve Mesaj Dolandırıcılığı ? Turhan ÇAKAR Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı SM şirketlerinin reklamlarında örneğin, evden eve ya da uluslararası görüşmelerde şu kadar kuruş şeklinde spot cümleler kullanılıyor. Ancak, bu tür fiyatların en alt dilim olduğu, üst dilim fiyatlarının ve bu fiyattan çok daha yüksek olduğuna ilişkin Tüketici Hakları Derneği’ne yazılı ya da sözlü birçok şikâyet gelmektedir. Bu tür reklamlarda KDV dahil deniliyor, ancak, daha sonra faturalara ÖTV ve abonelik vs.. gibi ücretler ekleniyor. Örneğin, dakikası en fazla 9 kuruş deniliyor. Her şey dahil 10.6 kuruşa çıkıyor. Faturalarda hizmetin süresi ve süreye göre hesaplanan bedel açıkça belirtilmek zorundadır. Vergi Usul Kanunu, madde 230. Tüketici, ayrıntısı belirtilmeyen toplam sürelerden yola çıkılarak düzenlenen faturalara güvenmek zorunda değildir. Zaten bir güven eksikliği olduğu Tüketici Hakları Derneği’ne gelen şikâyetlerden de açıkça anlaşılmaktadır. Tüketici, faturalarda görüşmenin başlama ve bitiş zamanları ile karşılığında tahakkuk eden ücreti açıkça görülebilmelidir. Tüketicinin, faturadaki ücretin doğruluğunu kontrol edip anlayabilmesi için faturanın eksiksiz ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Sabit hatlarda görüşmelerin yüzde 80’i şehir içi olmasına karşın, abone bu görüşmeleri faturada görüp kontrol edememektedir. Özellikle, GSM işletmelerinin tarifeleri tüketiciler tarafından kıyaslanamaz bir hale getirilmiştir. Bu şirketlerin çeşitli tarife paketleri ve kampanyalarıyla birlikte fiyat listeleri de son derece değişik ve karmaşık hale getirilmiştir. Tüketicilerin “hangi tarife paketi, hangi kampanya daha ekonomiktir” diye bir karşılaştırma yaparak kendisine uygun olanını seçmesi olanaklı değildir. İşletmelerin gelirlerinin önemli bölümü hatalı tarife paketi seçimlerinden kaynaklanıyor. Bu tarife paketleri de şirketlerin keyfince sık sık tüketiciler aleyhine değiştirilmektedir. G GSM şirketlerinin paketlerindeki kontör karmaşasına örnek verelim: Kuruş/dakika, TL./dakika, 10kuruş/4 dakika, 5 kontör/dakika, 10kontör/5dakika bu bilmeceyi ve karmaşayı hangi tüketici çözebilir? Hangi paketin daha ekonomik olduğunu anlayabilir? Telefonla konuşurken tüketicilerin en çok aldatıldığı konulardan birisi kontör atım süreleridir. Varsayalım ki, dakikası 1 kontör tarifesinden ücretlendiriliyorsunuz. Görüşmeye başladığımız anda 1 kontör parası cebinizden çıkmıştır. Diyelim ki, 61 saniyede görüşmeyi sonlandırdınız. 2 kontörü de yemiş oluyorsunuz. Oysa ki, ödediğiniz ücretle 59 saniye görüşme hakkınız olması gerekirdi. İşletmeler, bu alacağınızı vermeye hiçbir zaman yanaşmamaktadırlar. Tarife karmaşasına çözüm Tarife karmaşasına çözüm için yapılması gereken şudur: Derhal saniye uygulamasına geçilmeli, kim kaç saniye görüşüyorsa, birim ücretle çarpılarak görüşme tutarı belirlenmelidir. Bu yöntemle tüketiciler, yaptıkları görüşmelere ne kadar para ödeyeceklerini, düzenlenen faturaların ise doğru mu, yanlış mı düzenlediğini kolaylıkla anlayabilirler. Şimdiki durumda, ayrıntılı faturalar bile kontör karmaşası bilmecesi nedeniyle tüketiciler tarafından doğru şekilde anlaşılamamaktadır. İşletmecilerin istediği de zaten budur. Eğer, görüşmeler saniye bazında olsaydı, o zaman gerçek fiyatlar ortaya çıkardı. Fakat, ne yazık ki, gelen şikâyetlere bakıldığında, tüketicilerin çoğunun bu konunun farkında bile olmadıklarını ortaya koymaktadır. Konuya Bilgi Teknoloji ve İletişim Kurumu bir yönetmelik çıkararak ya da Telekomünikasyon Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne bu konuda hükümler koyarak çözüm getirebillir. Cep telefonlarıyla mesaj dolandırıcılığı Özellikle de GSM şirketleriyle anlaşan aracı firmalar tarafından çeşitli konulardaki ticari amaçlı üyelikler için tüketicilere, “….. konusunda üyeliği kabul etmiyorsanız, hayır yazıp ……. numaraya gönderin” şeklinde bir mesaj gönderilip tüketiciler tuzağa düşürülmektedir. Şöyle ki; tüketici, eğer, mesajda belirtildiği gibi hayır yazıp belirtilen numaraya cevap vermiyorsa, tüketici üye olarak kabul edilip, üyelik koşullarına göre borçlandırılmaktadır. Ancak, tüketiciler gönderilen bu mesajlarda, uyarılmamakta ve bilgilendirilmemektedirler. Tüketicilere her ay fatura gönderilerek üyelik aidatı kesilmesi yoluna gidilmektedir. Tabii ki GSM şirketleri de belli bir pay almaktadır. Karışıklığın baş nedeni: Kontör karmaşası Öncelikle kontör nedir, biliyor muyuz? Her GSM şirketinin kontörlü paketlerinde ve kampanyalarında farklı farklı kontör uygulamaları vardır. Yani, kontörün standart bir tanımı ve açıklaması yoktur. Eski telefon santrallarında görüşme süresine göre, her periyotta bir numara atarmış, buna da kontör demişler. Sonra gelişmiş santrallarda 12 khz bir ücretlendirme sinyali geldikçe bir birim ücretle çarpılarak faturalandırma yapılır hale geldi. Görüşmenin uzaklığı arttıkça gelen sinyalin sıklığı da artardı. Oysa şimdiki, GSM şirketlerinin uygulamalarında görüşme başladığı anda bir kontörünüz gidiyor. Ama, cebinizden kaç para çıkıyor, belli değil. Çünkü, kontörün belirlenmiş açık ve net bir fiyatı yok. Aranılan yöne, konuşma süresine ve alınan paketlere göre sürekli değişkenlik gösteriyor. Bu nedenle tüketiciler, reklamlarda çok kolay yanılabiliyorlar. Eğer, bir kontörün süresi ve bu sürenin kaç kuruş olduğu açıkça belirtilmiş olsaydı, tüketiciler kaç kontör harcadıklarını ve yaptıkları görüşmelerin karşılığı ile faturanın toplam bedelinin ne kadar TL olduğunu kolayca anlayabilir ve hesabını yanılmadan doğru bir şekilde yapabilirlerdi. Çözüm: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu görev ve sorumluluklarını yerine getirmeli GEREK tarife karışıklığı gerekse de cep telefonlarıyla mesaj göndererek tüketicilerin istekleri dışında abone olmalarını engelleyebilmek için başta yasal boşlukların giderilmesi ve var olan yasal hükümlerin etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu konuda, yasal ve idari sorumluluk Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nundur. Görülüyor ki, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gerekli ve yeterli yasal önlemleri yeterince almamıştır. GSM şirketleriyle GSM şirketlerinin işbirliği yaptığı aracı şirketlerin Telekomünikasyon Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne uygun davranışta bulunmalarını sağlama ve yönetmeliğe uymayan firmalar hakkında gerekli soruşturma ve idari önlemleri alma konusunda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun görevini yapmadığı ortadadır. Görülüyor ki, yasal eksiklik olmakla birlikte, asıl sorun idaridir. İdarenin gerekli, yeterli ve etkin önlem almamasıdır. Bu nedenle Tüketici Hakları Derneği olarak tüketiciler adına Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na çağrıda bulunuyoruz: Görevinizi ve sorumluluğunuzu tam olarak yerine getiriniz. Gerekli idari önlemleri uygulayınız. Tüketicilerin aldatılmasına, yanıltılmasına göz yummayınız. Bu yazının hazırlanmasında en büyük emeği geçen Tüketici Hakları Derneği Yenimahalle Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Yenimahalle Tüketici Sorunları Hakem Heyeti temsilcisi, bilişim teknolojileri uzmanı Ahmet Yurtseven’e çok teşekkür ederim. Tü k e t ic i Ha k la r ı De r n e ğ i / TEL : 425 15 29 417 93 34 41 9 37 74 / th d @ tu k e ti c ih a k la r i .or g .t r ww w.t u k e tic i h a k la r i. or g .tr 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle