Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                 
‘Tatlı çocuklarız’
u Bir dinleyici olsanız İkilem konserine neden
giderdiniz?
Uğur Ateş: 3-4 yıldır sahnedeyiz, öncesi maalesef 
pandemi dönemine denk geldi. Bu kadar kısa sürede 
konserlerimizde eşlik edilecek 4-5 hitimiz oluştu. Sırf bu 
bile gelmek için yeterli olabilir. Coverlarımız da bir o 
kadar güçlü.
Serhat Karan: Bir de sahnede gerçekten çok 
eğleniyoruz. Bu enerji hemen seyirciye geçiyor. Kimseyi 
keyifsiz göndermeyiz, bundan emin olabilirler. Tatlı 
çocuklarız yani. (Gülüyor.)
14 EYLÜL 2025
5
Tiyatro önyargı 
duvarlarını yıkıyor
Oyuncular Sendikası’nın sosyal etki projesi kapsamında 
hayata geçirdiği, dört oyundan oluşan “Kadınlar, 
Gölgeler ve Duvarlar”ın ilk oyunu prömiyerini yaptı
iyatro, tarih 
B=B
boyunca 
insanlar için 
“eğlence”nin 
T yanı sıra 
gerçek anlamda bir 
iyileşme ve sosyal 
uyuma katkı sağlama 
orhun
aracı oldu. Oyuncular 
atmış
Sendikası da sahnenin bu 
gücünden faydalanmak 
amacıyla, belirlenen dört grupta yer 
alan kadınların seslerini, hikâyelerini 
ve mücadelelerini görünür kılmak için 
“Kadınlar, Gölgeler ve Duvarlar” isimli 
projeyi hayata geçirdi. Sivil Toplumu 
Destekleme Vakfı (STDV) ve Turkey 
Mozaik Foundation tarafından verilen 
fonun yanı sıra Oyuncular Sendikası 
ve gönüllü sanatçıların desteğiyle proje 
tamamlandı ve izleyiciyle buluşmaya 
başladı. “Oyuncu kadınlar”, “göçmen 
Serhat karan kadınlar”, “HIV’le yaşayanlar” ve 
Özlem d ilan 
Baturalp 
“dikkat eksikliği ve hiperaktivite 
atakul
uğur ateş ali Yavuz
bozukluğu (DEHB) teşhisi olan 
kadınlar” olmak üzere dört farklı 
kargo 99B
grubun anlatılacağı dört oyun, onar 
kez sadece tiyatro sahnesinde değil, 
oyunun temasına uygun mekânlarda 
sahnelenecek. Bu anlamlı tiyatro 
oyunlarını konuşmak üzere projenin 
yöneticisi İris Bilen ve ikişer oyun 
yöneten Özlem Dilan Atakul ile 
Baturalp Yavuz’la bir araya geldik. 
u Kadınlar, Gölgeler ve Duvarlar’ın 
‘Sahnedeki 
yaratım süreci nasıl 
da kimsenin hakkı 
oldu? Nasıl bugünlere 
geçmeden de süreç 
gelindi? 
ilerleyebiliyormuş. 
İris Bilen: Oyuncular 
Özlem Dilan Atakul: 
Sendikası’nda o dönem 
Ben de oyuncu kadın 
çalışan sevgili Yeşim 
enerjimiz seyirciye 
ile ve HIV ile yaşayan 
(Girgin) ile bir masaya 
kadın oyunlarının 
oturduk ve “Bizim 
yönetmeniyim. Benim 
dertlerimiz neler?”, 
için iki temel duygu 
“Sendikanın dertleri 
var. Bir tanesi evet, bir 
neler?”, “Bizim şahsi 
gerginlik halim var. 
dertlerimiz neler?”, 
Çünkü bu bir sosyal 
iris Bilen
anında geçiyor’ “Ne yapabiliriz?” gibi 
etki projesi ve karşı 
birçok şey konuşuldu. 
tarafa en doğru şekilde 
Sonra bir noktada 
gitmesi gerektiğine 
İkilem, kısa sürede büyük bir dinleyici kitlesine ulaştı. Serhat Karan ve Uğur Ateş, önümüze, STDV’nin 
inanıyorum. Sanat 
Türkiye Mozaik 
üretimden sahneye uzanan hikâyelerini ve müzikteki uyumlarının sırrını anlattı.
yapıyor olmanın bir kaygısı var 
Foundation’la beraber sunduğu Kültür 
ama buradaki kaygı, sosyal etkiyi 
Sanat Fonu çıktı. Bunu görünce 
uygulu, efkârlı sözleri, melodik unutuveriyoruz.
doğru verebiliyor olma hali. Süreç, 
“Tamam” dedik. En göz bebeğimiz 
müzikal altyapısı ve başta 
u İkilem’in coğrafi ya da sosyoekonomik ayrım Baturalp’in söylediği gibi o kadar 
olan bu projeydi: Kadınlar, Gölgeler 
gençler gelse de her kuşaktan 
gözetmeyen bir dinleyici kitlesi var. Bu homojen düzgün ve etik ilerliyor ki “Vay be, 
ve Duvarlar. Burada hem bir sanat 
dinleyicinin diline takılan 
kitleyi nasıl yarattınız?
bu iş böyle de yapılabiliyormuş” gibi 
üretimi olacak projenin sonunda hem 
D şarkıları olan bir topluluk İkilem. 
U. Ateş: Aslında çok plan yapmadık, süreç 
hissettiriyor. 
de ciddi bir araştırmaya dayanıyor ve 
Pandeminin zorlu koşullarında dinleyicilere 
doğal aktı. Ancak dediğiniz doğru. Konserlerde 
u Peki kişisel olarak okuduğunuz 
kadın temsiliyetini ön plana çıkaran bir 
sunmaya başladıkları üretimleri içinden pek 
her yaştan, her kültürden insanı görüyoruz. Bu 
raporlar size neler kattı?
proje. Bunu seçtik ve projeyi yazdım. 
çok hit çıktı: “Bir Sebebi Var”, “Bu Saatten 
gerçekten müthiş bir his.
Ö. D, Atakul: Oyuncu kadınla 
Fonu aldık ve tabii inanılmaz sevindik. 
deniz 
Sonra” ve “Kaybolurum Gülüşünde” gibi 
alakalı, etrafımdaki arkadaşlarımın 
Çok küçük bir fon ama günün sonunda 
u İki kişilik bir topluluk olarak uyumu nasıl 
şarkıları ile dijital platformlarda milyonlarca 
ülkütekin
bazı durumları ne kadar kabullenmiş 
biz kafayı koymuştuk. “Gönüllü 
sağlıyorsunuz? Egoları törpülemek kolay mı?
dinleyiciye ulaşmayı başaran topluluk, son 
ve sindirmiş olduğunu fark ettim. 
çalışacağız gerekirse ama biz bu işi 
S. Karan: Bazen başarabiliyoruz, bazen de 
olarak “Kafam Yerinde Değil” ile adeta 
Metin bana bunun gerçekten mesleki 
yapacağız” diye. O yüzden projeyi 
pek değil. (Gülüyor) Ama stüdyoda demokratik bir 
hepimizin hislerine tercüman oldu. İkilem’in 
bir problem olduğunu ve oyuncunun 
yazan da yönetenler de tamamen 
ortam var. Elbette fikir ayrılıkları oluyor. 
ikilisi Serhat karan ve Uğur Ateş ile 
başarı-başarısızlık algısını bile nasıl 
gönüllü olarak çalıştı. 
Savunduğun fikri iyi temellendirirsen karşı 
şarkılarının nasıl ortaya çıktığını, 
değiştirdiğini gösterdi. HIV ile yaşayan 
Genel bir 
tarafı ikna bile edebiliyorsun. Rahatız bu 
dinleycileriyle kurdukları bağı 
KOleKtiF Bir süre Ç 
kadın konusunda ise hem biyolojik 
konuda.
nasıl geliştirdiklerini ve “Kafam 
mutsuzluk hâkim
u Böylesine etik ve teknik açıdan olarak eksik bilgilerimi tamamladım 
Yerinde Değil” dedirten 
düşlerin ötesinde çok doğru ilerleyen, ince elenip hem de bir konuda bilgilenmeye 
u Sizce ülkenin ruh hali müziğe, 
gündeme karşın sürdürdükleir 
sık dokunan bir çalışma. Böyle başlayan insanın, bilgisi olmayanlara 
üretimlere ve sektöre nasıl yansıyor?
u Başlangıçta hayal ettiklerinizin 
hayallerini konuştuk. 
bir projede yer almak sizi nasıl karşı nasıl bir önyargı geliştirebildiğini 
Serhat Karan: “Kafam Yerinde Değil” 
ne kadarını gerçekleştirdiniz?
u “Kafam Yerinde Değil” hissettirdi? fark ettim. Metnimiz biraz da bunun 
dedik ya, aslında bize nasıl yansıdığı ortada. 
U. Ateş: Bu kadar çok insana 
istikrarlı üretiminizin yeni Genel bir mutsuzluk hâkim, sadece ülkemizde Baturalp Ali Yavuz: Hem çok mizahını yakalamaya çalışıyor.
ulaşmak, açıkçası hayallerimizin 
halkası oldu. Sizden bekleneni değil, dünyada da böyle. Etrafımızda, 
konforlu hem çok gergin. Konforlu B. A, Yavuz: DEHB’de en çok 
ötesinde ama yapmak istediğimiz 
sektörde konuştuğumuz herkesin ruh hali 
fazlasıyla karşılıyor ama aynı 
çünkü neyi nasıl yapman gerektiğini vurgulanan şey, “Bende de var” kısmı 
daha çok şey var. Hep ileri gitmek 
benzer. Dijital bir devrim yaşıyoruz, 
zamanda müzikal anlamda 
biliyorsun. Ama gergin hissettiren oldu. Bu süreci geçirince artık birine 
isteyen bir enerjimiz var. Cover’lar, 
buna uyum sağlıyoruz ama ruhsal 
sürekli geliştiğinizi ve farklı 
şey, bir tarafı yaparken diğer tarafı teşhis konduğunda “Acaba bende de 
düetler, yeni projeler... Bizde planlar 
açıdan bedeli ağır oluyor. Hep 
tınılar ekleyerek yenilikçi bir yön 
aksatmamak. Ben DEHB ve göçmen mi var” diyememeye başladım. Bu 
birlikte toparlanacağımıza ve hayaller hiç bitmez.
ortaya koyduğunuzu görüyoruz. 
kadın oyunlarını yönetiyorum: “Kargo iyi bir şey çünkü bunu demediğin 
inanıyorum.
Son teklinizin üretim süreci bu açıdan 
u “İkilem” ismi gibi karakterleriniz de bir 
99B” ve “Dördüncü Cemre”. Bütün vakit o tanılı bireylere bir alan tanımış 
nasıldı?
zıtlığı yansıtıyor mu?
sürecin etik olarak doğru ilerlemesi oluyorsun. Göçmenlik konusunda 
Serhat Karan: Teşekkürler. Aslında bu 
S. Karan: Kesinlikle. Ben bambaşka 
çok konforlu bir şey. Bu sistematik da sosyal medyanın bizi bazı şeylere 
şarkının üretim süreci diğerlerinden çok farklı 
biriyim, Uğur bambaşka. Ama bu farklılık birleşince 
biçimde de bir işlerin yürüyebildiğini duyarsızlaştırdığını fark ettim. Bu 
değildi ama çıkış noktamız biraz farklıydı. Çünkü 
müziğimizde çok farklı ve pozitif bir enerji ortaya 
deneyimlemek, özellikle sektörde yeni hikâyelerle doğrudan iletişime geçmek, 
gerçekten bu aralar “Kafam yerinde değil”. Şarkı, bu ruh 
çıkıyor.
olan bir insan için çok kıymetli. Demek durumun ne kadar etkileyici ve sert 
halimi doğrudan yansıtan, oldukça kişisel bir parça oldu.
ki herkesin fikrine saygı duyarak olduğunu bir kez daha hissettirdi.
u Son zamanlarda neler dinliyorsunuz?
u İkilem şarkıları genellikle organik bir şekilde yayılıyor. 
S. Karan: Fontaines D.C., Billie Eilish ve Müslüm 
Bazen bir eğlence mekânından geçerken, takside ya da bir 
Gürses. 
AVM’de duyabiliyoruz. Müziğinizin bu noktaya gelmesini 
OYUNLARIN İÇERİĞİ
U. Ateş: Thom Yorke ve Bal Arısı Ahmet.
nasıl değerlendiriyorsunuz?
u Göçmen kadın oyunu: “Kargo 99B”. Ceylan isminde profesyonel bir 
Uğur Ateş: Aslında söylediğiniz cümle bunun yanıtını 
Yazar: Aslı Ceren Bozatlı. Zamansız, oyuncunun kilosu, yaşı gibi sebeplerle 
da veriyor. Eşlik edilmesi kolay, insanı içine çeken 
mekânsız ve milliyetsiz bir göçmen istediği rolleri alamaması ve toplum 
şarkılarımız var. Konserlerde herkesin hep birlikte 
kadının, kayıp bir kargosunun peşine baskısıyla mücadelesini anlatan bir 
söylemesi çok keyifli oluyor. Umarım bu etki artarak 
düşerek gittiği kargo şubesinde neredeyse trajikomedi. (Süpervizör Özlem Zeynep 
devam eder.
tüm göçmenlik anılarıyla yüzleşmesini Dinsel)
anlatıyor. (Süpervizör Gizem Soysaldı) u HIV ile yaşayan kadın oyunu: 
u Birkaç yıl önce, müzik sektöründeki hızlı üretim 
u DEHB teşhisli kadın oyunu: “B=B”. Yazar: Çağla Canbaz. Buse 
beklentisinin sizi zorladığını söylemiştiniz. Ancak son 
“Dördüncü Cemre”. Yazar: Devrim Pınar karakterinin bir düğün telaşı ortasında 
dönemde üretim hızınız oldukça arttı. Bunu kaliteyi 
Gürbüz. DEHB tanılı kadın bireyin, farklı HIV teşhisiyle yüzleşmesi ve sonrasında 
kaybetmeden başarmak nasıl mümkün oldu?
sosyo-kültürel konumlarda hayatın içinde hayatındaki kişilerle verdiği mücadeleyi 
S. Karan: Biz de şeytana uyduk diyelim. (Gülüyor) 
nasıl konumlandığı ve yüzleştiği zorlukları ve kendine bulduğu yolu anlatıyor. 
Şaka bir yana, tamamen keyifle ilgili. Üretmekten ve 
anlatıyor. (Süpervizör Ali Ömür Ulusoy) (Süpervizör Cem Yiğit Üzümoğlu)
bunu sahneye taşımaktan çok büyük zevk alıyoruz. 
u Oyuncu kadın oyunu: “Yüzüm Oyunlar yaklaşık 50 dakika ile 1 saat 15 
Yorucu oluyor elbette ama bir yorgunluk çayıyla her şeyi 
Güzel Aslında”. Yazar: Eren Azak. dakika arasında.
            
    
