28 Ağustos 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 AĞUSTOS 2025 5 aY’a SEYaHaT ‘Filmimi bana Başak Bıçak kadınlar getirdi’ basakbicak @gmail.com “April”, doğumdan kürtaja kadın bedeninin tüm hallerine dürüst ve rahatsız edici bir bakış sunuyor. Yönetmen Dea Kulumbegashvili, bu filmde köylerde tanıdığı kadınların hikâyelerinden esin alıyor. ürcü yönetmen Dea anlama geliyor diye düşündüm. bu sahnelerle ilişkisini nasıl Kulumbegashvili, MUBI Bir ay önce, anne olmadan tasarladınız? Türkiye’de gösterime giren Doğum sahnesi bence bir önce önemliydi, şimdi ikinci uzun metraj filmi “April” şekilde en kolay karardı. ise değil mi? Çünkü G ile yeniden bildiği ve büyüdüğü Çünkü ilk kez bir doğumu gerçekten erkek egemen topraklara, Gürcistan’ın köylerindeki kadın izlemeye gittiğimde toplumlarda kadına hikâyelerine götürüyor bizi. Ana karakteri kamera için yalnızca tek duyulan saygı da sizi Nina’nın (Ia Sukhitashvili) bu köylerde ezen bir şey. Yani bir yer olduğunu anladım. gizlice kadınlara yardım için kürtaj yaptığı Bu, benim hiçbir şey aslında kadına duyulan bir öyküden çıkışla kadın bedeninin doğasına, yapamayacağım ve saygı, kadının içinde toplumdaki yerine, anneliğin kutsallığına yapmamam gereken var olmak zorunda yönelik kadim arketiplerin izini sürüyor. bir şeydi, sizi yönetmen kaldığı bir tür kafes Dahası kürtaj meselesini, gerçek anlamda olarak önemsiz kılan bir aslında. Çocukluğumdan “yemek masasına” yatırıyor. Yönetmenin, şey. Dolayısıyla kamerayı bu yana Gürcistan’da izleyiciyi zorlayan fakat kadın olmaya ilişkin büyük ölçüde görünmez kıldık bu bakımdan pek bir şey her şeyi “çıplaklığıyla” sunan filmi üzerine ve tıbbi personelin yolundan değişmedi. Deforme beden konuştuk. çekildik. Sezaryen çok ilginçti meselesi ise New York’tan çünkü bir şekilde karşılaştığınız kutsal eğitimden dönüp bu köye geri u Filminizin araştırma süreci nasıl ilerledi? bir ritüel gibi. Doktorların söylediğine göre geldiğimde dışarıdan gelen kişi olduğumu Fikri nasıl edindiniz? kolay bir ameliyattır ama sonra Paris’te, gördüğüm için ortaya çıktı. Açıkçası, kimse Bu film, benim geldiğim yerde, Doğu İlkel Sanatlar Müzesi’ne gittim ve annenin benimle evlenmek istemezdi veya ailelerinde Gürcistan’da çekildi. İlk uzun metrajımı bedeninden çocuğun çıkarılması sürecinin benim gibi bir kadını istemezlerdi çünkü çekerken de oradaydım. Ve köylerdeki neredeyse şiddet içeren bir yolla, ilahi bir bir şekilde “defolu” hale gelmiştim ama kadınların çoğunu zaten tanıyordum, bana temsile büründüğünü gördüm. Bu, baktığınızda yine de çok sıcak karşılandım çünkü hâlâ yaşamlarının nelerden ibaret olduğunu hem çocuk hem anne için çok şiddetlidir. oradan biriydim. Aynı zamanda, eskisi kadar anlatırlardı. Benim yaşımdalardı, bazılarının Sonra kürtaj sahnesini filmdeki şekliyle uzun süre kalamıyordum. Sanırım bunun sekiz çocuğu vardı ancak çocuk sahibi olmak yazmıştım çünkü gerçek zamanın devreye isteyip istemediklerine yönelik karar alma sayesinde ailelerin içine girebildim ve bir sürü girmesini istiyordum. Elbette yapımcılar, güçleri pek yoktu. Sanırım o zaman ana tema korkunç şey ve çok fazla acı gördüm. Bazen “Peki ne göstereceksin” diye sordular. hakkında düşünmeye başladım. Hep derim ki bu benim için çok bunaltıcıydı ve zihnimde Ancak kürtaj her şeyden önce asla filmi bana onlar getirdiler. bir şekilde bu yaratık var olmaya başladı. görmediğiniz bir şeydir. Doğumdan Neredeyse kaçmaya veya uzaklaşmaya dönük u Filminiz, kadın bedeninin, doğum ve çok daha gizlidir. En azından bir girişimin mekânı gibi ama aynı zamanda anneliğe ilişkin yerleşik normları ve toplum pek çok kişi kendi çocuklarının uzaklaşmanın imkânsızlığı gibi de... Sanırım içinde kadının yerine ilişkin bakış açılarının doğumunu izler ama kimse kürtajı geldiğimiz yeri asla tam anlamıyla terk izini sürüyor. Filmin ana karakteri olan Nina, izlemeye gitmez. Bu sadece edemiyoruz. deforme olmuş bir yaratığın bedeniyle tasvir doktorla kadın arasında olur. Ve ediliyor. Bu, baskıcı toplumlarda kadınlar ve ‘KAMERAyI GöRüNMEZ KILDIK’ film zaten gizli, illegal kürtaj bedenleri üzerinde bir kontrol mekanizması konusunu ele aldığı için ona olarak araçsallaştırılan kutsallaştırma kavramına u Filminizde üç kritik tıbbi an var. Doğum gerçekten bakmak istedim. bir tepki mi? Yoksa bu seçimle iletmek istediğiniz sahnesi, başından sonuna dek aydınlık bir Geniş bir lensle gösterseydim, başka fikirler de var mı? biçimde gösteriliyor. Kürtaj sahnesinde belki de olup biteni ve Evet, elbette! Bu gerçekten ilginç. bedenin yalnızca bir kısmı var ama hâlâ neden böyle olduğunu kendi Çünkü doğum yapıp işe geri döndüğümde parlak bir ışıkta ve sezaryen sahnesi, neredeyse artık kendim de bir anneydim ve bir anda kavrayışımız için daha az karanlıkta geçiyor ve kamera ile ışık yalnızca şu cümlelere tanıklık ettim: “Filmin hiç alan bırakacaktı. İnsan bunu ameliyata odaklanıyor. Bu farklı kadraj ve ışık gerçekleşmese de o kadar önemli değil tercihlerinde, neyi gösterip neyi sakladığınıza düşünmese bile psikolojik olarak çünkü artık sen de bir annesin.” Bu ne dair ölçütlerinize ne yön verdi? Ve izleyicinin onda yankılanır. 106 yıl önce 3 Ağustos ugünlerde “yeni” ya, o nasıl olacaktır? O gün yanıt sözcüğü moda ş veren Yunan amiralidir. İngiliz oldu. Yeni Türkiye, Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe yeni anayasa, yeni ve Venizelos ile paylaşmıştır B millet... Hiç lafı düşüncesini. Türkleri (Türkiyelileri dolandırmayalım, emperyalizmin değil) bastırmak için 100 bin kişilik yüzlerce yıllık hayalidir bu bir ordu gerekliymiş. Müttefikler “yeni”ler. Trandafir G. Djuvara’nın bunu sağlayamazmış. Bu güç ş ad uman Halıcı “Türk İmparatorluğunun Rum ve Ermeniler arasından sadumankaragozhalici@gmail.com Paylaşılması Hakkında Yüz oluşturulup İngiliz subaylarınca Proje” eserine göz atsak yeter. yönetilmeliymiş. Vatandaş Rum Eserde paylaşım projeleri 1913’e kadar gelir. ve çoğu vatandaş Ermeni böyle devşirilir. Sonra Sykes-Picot’nun da içinde olduğu emperyalist Ermeni kaçar, Rum kaçar, kaçamayan Rum, gelen paylaşımlar Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılır, Müslümanlarla değiştirilir. Yunan benimsemez Lozan Konferansı’nda da sürer mücadele. Örneğin Rumu, “Türk tohumu” diye aşağılar. azınlık tanımı tartışılırken Türkiye yutulabilir İçişleri Bakanı Adil’in bir gün önce verdiği Hacim muhittin (ç arıklı) Bey göndermiştir parçalara ayrılmak istenir. Osmanlı’daki demeç de gazetelerde yayımlanır. İçeriğini daha onu. Denizli’deki millicilerle gayrimüslim tanımı beğenilmez. “Dil, dil, soy” Kemal Paşa’ya. Aslında Mustafa Kemal’in önce Doğu illerindeki valilere çoktan göndermiştir. konuşur “Padişah efendimiz hazretlerinin sizlere azınlığı önerilir. Kürt’ü, Lazı, Çerkesi, Alevisi 1 Ağustos tarihli telgrafına yanıttır. Mustafa “Mustafa Kemal ve Rauf Bey... Tutuklanmaları selamı vardır. Rica ederim, Yunan’la silahlı azınlık yapılmak istenir. Demokrat oldukları Kemal ona sormuştur, Amerikan mandasını için her vasıtaya başvuracağız.” (Vakit, 3 çatışmadan vazgeçiniz. Zira bu girişiminiz için mi? Hayır, ne kadar çok azınlık o kadar çok kabul etmek istiyorsunuz ama bu kabule karşılık Ağustos 1919) Erzurum Vali Vekili Kadı Hurşit boşunadır.” Yanıtı millicilerden Yusuf Bey Türkiye’nin içişlerine karışma aracı... Ve yine ne kazanacaksınız? Bekir Sami yanıt verir: Efendi’nin yanıtı da aynı gündür. Bakan beyi verir: “Vatan ve memleketimizi ve onurumuzu hayır, ben bugün “Türkiye nasıl dilimlere ayrılıp Amerikalılarla konuşmaları özelmiş, bu konu gerçekle yüzleştirir: “Mustafa Kemal ve Rauf korumak için silaha sarıldık. Bizi bu azmimizden yutulmak istenmiş” sorusunu yanıtlamayacağım. üzerinde durulmamış. Sivas Kongresi bir an önce Bey, yüce isteklere aykırı bir şey yapmıyorlar. döndürecek hiçbir güç ve fert tanımıyoruz.” Geçmişini biraz bilen yurttaş bugün yapbozun toplanmalıymış...” (Sarıhan II, 22) Bugüne ne İstanbul’a gelirlerse Ali İhsan (Sabis) Paşa gibi (Sarıhan II, 23) Tam bir ay önce Mustafa Kemal parçalarını tamamlayabiliyor. Türkiye kolay uyarlanan bir cümle değil mi? O gün Sait tutuklanacakları endişesi var. Tutuklarsak halk Paşa’nın söylediği gibi... İzmir’in işgalinin Cumhuriyeti’nin temeli olan ve dört yılı aşkın Molla’nın Türkçe İstanbul gazetesi de “Amerikan ayaklanır. Gönderilmeleri mümkün değil.” İki gün ardından yurt çapında düzenlenen mitinglere işaret süren Milli Mücadele’mizi örnekleyecek tek bir mandasını reddediyoruz” manşetiyle çıkar. önce de Kazım Karabekir paşa savaş bakanına aynı eden paşa ne demişti: “Milletin heyecanını ve günü ele almak istiyorum. 106 yıl önce 3 Ağustos İsteği İngiliz mandasıdır çünkü. Mustafa Kemal yanıtı vermiştir (Sarıhan II: 17, 22). milli gösterileri yasaklamak ve durdurmak için hiç gününü. ve arkadaşları mandaların yayıldığı bataklıktan Yurtsever kıyafetinin içinde kişisel ve partisel kimsede güç ve takat göremem.” 3 Ağustos 1919 Pazar... Erzurum Kongresi bağımsız bir Türk devleti çıkarma mücadelesinden gömlek giyenler de vardır. Kara Vasıf suyu Şimdi sormak isterim: Bütün yazı süresince dokuzuncu toplantısını yapıyor. Sivas temsilcisi dönmez. Dönen ise çoktur. bulandırmak isteyenlere örnektir. İstanbul’da pek çok isim andık. Peki hiç aklınıza onların Sarayın ve hükümetinin atadıkları, işgal M. Fazlullah (Moralı) Bey’in önergesinden gür bir propaganda dönüp duruyormuş: Enver Paşa soy bağının ne olduğu geldi mi? Türk mü, Kürt altındaki yurt toprağını emperyalistler daha iyi bir ses kaplamış toplantı salonunu: “Dinsiz ve Erzurum’daymış. Hareketi o yönetiyormuş. Damat mü, Laz, Pomak, Çerkes mi, Alevi mi Sünni mi çiğnesin diye hizmettedir o gün de. İzmir Valisi ahlaksız milletler yaşayamaz...” (Kırzıoğlu: 159). Ferit’in Kuvayı Milliye’yi İttihatçılığın devamı olduğunu düşündünüz mü? Sanmıyorum. Bu İzzeti nâmıdiğer Kambur İzzet, Balıkesir’in Mustafa Kemal Paşa ile milliciler ise kongreye olarak gösterme çabasına destek verir Vasıf, sanıyla diyorum ki işte bu nedenle Türk Devleti’ne öncü millicisi Hacim Muhittin (Çarıklı) Bey’i sunulan karşı programla yüz yüze kalır o gün. rapor kaleme alır. Ali Fuat Paşa’ya gönderir. O da vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. hedef alır. Tutuklanıp İstanbul’a gönderilmesini Sürmene temsilcisi Ömer Fevzi (Eyüboğlu) Mustafa Kemal Paşa’ya bildirir. Paşa’nın yanıtı emreder. Suçu, Balıkesir’de ikinci kez kongre (hani şu yüzellilik olan) ve arkadaşları Tirebolu nettir: “Erzurum Kongresi her türlü particiliğin düzenlemektir. Kongrede Yunanların Anadolu’dan ve Giresun temsilcileri yerinden yönetim yani üzerindedir.” Kaynakça çıkarılması, yurt savunmasına koşmayanların sınır ademimerkeziyet önerir Türkiye için. Son güne M. Fahrettin Kırzıoğlu, Bütünüyle Erzurum Kongresi, İNGİLİZ MANDASI MI AMERİKAN dışı edilmesi kararı alınmıştır. Hacim Muhittin kadar kongreyi baltalamak için çalışacaklar, hatta c.1, Kültür Ofset, Ankara, 1993. MANDASI MI? Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, c. II, TTK Bey, Vali İzzet’i yanıtsız bırakmaz: “Bir Yunan kongre beyannamesini de imzalamayacaklardır Yayınları, Ankara, 1994. Bekir Sami (Kunduh) ise “manda da manda” birliğinin başına geçip siz tutuklayın.” (Sarıhan II, (Kırzıoğlu, 164-166). Diyeceğim o ki Erdi Batur, “Tarihten Sayfalar Hacim Muhittin ısrarındadır. “Bağımsızlığı tam olarak istersek 12,22) emperyalizmin işbirlikçileri hep vardır. Az sonra Çarıklı”, İdarecinin Sesi Dergisi, S. 202, Temmuz-Ağustos vatanın bölüneceği kesindir” düşüncesindedir Jandarma Genel Komutanı Kemal Paşa da saraya sadakat yaftalarını da Trabzon sokaklarına 2021, s. 69-76. (Halıcı, Ansiklopedi). O gün Amerikan mandası Denizli’ye gelir o gün. Saray, Batı Anadolu’da asacaktır Ömer Fevzi. Şaduman Halıcı, https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/ konusunda üçüncü telgrafını gönderir Mustafa detay/710/Bekir-Sami-Kunduh-(1867-1933) Yunan’a karşı silahlı direnişi önlemesi için Emperyalistler Türkleri yok etmeye ahdetmiştir kÖPRÜBaı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle