28 Ağustos 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şaşırtıcı kullanım alanları l Fok balıklarını saymak için kullanılıyorlar: Bilim insanları, zorlu ve tehlikeli Arktik bölgelerinde yaşayan fok popülasyonlarını izlemek ve saymak için drone’ları kullanıyorlar. l Volkan içine giriyorlar: Jeologlar, aktif volkanların içine gönderdikleri özel drone’lar sayesinde, insanlı hava araçlarının giremeyeceği kadar tehlikeli alanlardan gaz örnekleri alabiliyor, lav akışlarını izleyebiliyor ve kraterlerin detaylı haritalarını çıkarabiliyorlar. Bu, volkanik patlamaları anlama ve tahmin etme konusunda büyük ilerlemeler sağlıyor. l nesli tükenmekte olan hayvanları koruyorlar : Afrika’da ve Asya’da kaçak avcılıkla mücadelede drone’lar aktif olarak kullanılıyor. Gece görüş kameraları ve termal sensörlerle donatılmış drone’lar, kaçak avcıları tespit ederek park görevlilerini uyarabiliyor ve nadir hayvanların güvenliğini sağlamaya yardımcı oluyor. l Drone yarışları profesyonel bir spor dalı: FPV (First Person View/Birinci Şahıs Görünümü) drone yarışları, son yıllarda popülerlik kazandı. Pilotlar, drone’un üzerindeki kameradan aldıkları canlı görüntüyü bir gözlük aracılığıyla izleyerek labirent gibi parkurlarda yüksek hızlarda manevralar yapıyorlar. ESPN gibi büyük spor kanalları tarafından bu yarışlar yayınlanıyor. Drone teknolojisindeki ileri adımlar l Güneş enerjili drone’lar aylarca uçabiliyor: Bazı deneysel drone’lar, üzerinde taşıdıkları güneş panelleri sayesinde gün boyunca şarj olup gece depoladıkları enerjiyi kullanarak haftalarca, hatta aylarca havada kalabiliyorlar. Bu tür drone’lar, uzun süreli gözlem ve iletişim için devrim niteliğinde. l Drone’lar yasal sınırlar içinde uçmak zorunda: Birçok ülke, drone’ların güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlamak için katı düzenlemeler getirdi. Bu kurallar genellikle belirli yükseklik sınırlarını, yasaklı bölgeleri (havaalanları gibi), gece uçuşu kısıtlamalarını ve operatörlerin lisans alma gerekliliğini içeriyor. Türkiye’de de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından belirlenmiş kurallar mevcut. Nasıl kullanabilirim Türkiye’de drone kullanmak için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından belirlenen kurallara uymak gerekiyor. Drone’un ağırlığına ve kullanım amacına (hobi veya ticari) göre farklı şartlar ve izinler söz konusu olabiliyor. l 500 gram ve üzeri tüm drone’lar için SHGM’ye kayıt olmak zorunlu. Bu kayıt işlemi, İHA Kayıt Sistemi üzerinden çevrimiçi olarak yapılabiliyor. ? l 500 gram-4 kg arasındaki drone’lar için SHGM tarafından doğrudan bir lisans düzenlenmez. Ancak üretici veya yetkili temsilcisi tarafından verilen beş yıl geçerli bir sertifika alınması gerekebilir. Amatör/ Sportif pilotlar için SHGM’nin online sınavına girerek amatör pilot sertifikası alabilirsiniz. Bu belgeyle belirli açık arazilerde ve yerleşim olmayan yerlerde uçuş yapabilirsiniz. l 4-25 kg arasındaki drone’lar için SHGM onaylı eğitim kuruluşlarından 36 saatlik eğitim alarak İHA1 pilot lisansı almanız gerekir. l 25 kg ve üzerindeki drone’lar için daha uzun süreli ve kapsamlı eğitimler düzenleniyor ve İHA2 ile İHA3 pilot lisansları alınması zorunlu. 3 AĞUSTOS 2025 4 Çatalhöyük’te Drone ‘kadın merkezli’ orhun atmış toplum ispatlandı çağı Science dergisinde, 26 Haziran’da Çatalhöyük’ün kadın odaklı sosyal dokusuna ilişkin çarpıcı bir makale yayımlandı. Ancak Türkiye’de yeterince gündem olmadığını düşünüyorum. başladı... ıl 1861. “Anaerkil toplum” ana tan rıçanın ve “Ana Tanrıça”dan ilk izin De Milyarlarca dolarlık bahseden kişi, İsviçreli hukukçu Johann Jakob dev bir ekonomi Y Bachofen idi. “Das yaratan ve Türkiye’de Mutterrecht” (“Mother Right”, “Ana Hukuku”) adlı eserinde, tarım 1.5 milyondan fazla toplumlarının “Anaerkil düzen”de lisanslı pilota ulaşan bu yaşadıklarını, çocukların soyunun hava araçları nasıl bu anne üzerinden belirlendiğini, toplumu kadınların yönettiğini ve bir “Ana kadar yaygınlaştı? Doğa Tanrıça”ya tapınıldığını yazıyordu. Kızılca taşlar Dan kıyamet koptu. Hararetli tartışmalarla 100 yıl geçti. Yıl 1961. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nden James Mellart’ın, Çatalhöyük’teki ilk kazma darbesiyle, Konya Ovası’nın eçmişte ana haberlere bile konu olduğunu bağrından koca memeli, iri kalçalı, çıplak kadınlar fışkırmaya hatırlarsınız, “Filmde helikopter kamerasıyla da başlamıştı. Mellart, leoparların desteklediği tahtında, doğadaki çekimler yapıldı” diye belirtmek ihtiyacı duyulurdu. en vahşi hayvanlara “kedicik” muamelesi yapan ve bir leopar Dağların, tepelerin, denizlerin ya da herhangi bir yavrusu doğuran o kudretli hatunu bulduğunda “İşte karşınızda G yerin kuş bakışı görüntülerini de ancak belgesel Ana Tanrıça!” diyerek dünyayı salladı. “Ana Tanrıça” programlarından görebilirdik. Ancak bu, “drone”ların çok hızlı bir Çatalhöyüklü kadıncıklarda ete kemiğe bürünmüş, “anaerkillik” şekilde yaşamlarımıza girmesiyle değişti. Artık dizi, film, reklam Konya’da aranır olmuştu. Aradan tam 64 yıl geçti. fark etmeksizin drone görüntüsüz bir yapım izlemek neredeyse Yıl 2025. Uluslararası hakemli Science dergisinde yayımlanan imkânsız. Herhangi bir YouTube yayıncısı ya da gezgin, artık bize “Female lineages and changing kinship patterns in Neolithic muhtemelen “belgeselcilerin” bile çekim yapmayacağı yerleri Çatalhöyük” (Neolitik Çatalhöyük’te kadın soyları ve drone aracılığıyla gösterebiliyor. Konserler, açık hava etkinlikleri değişen akrabalık kalıpları) başlıklı makalenin harmanladığı drone çekimi olmadan yapılmıyor. Onlarca kuşun yaralanıp paleogenetik, arkeolojik ve antropolojik verilerle Çatalhöyük’te ölmesine yol açan ya da hayvanları dehşete sürükleyen havai fişek “kadın-merkezli” bir toplumun yaşadığı bilimsel olarak gösterilerinin yerini de “drone şovları” alıyor. Drone ile evlere ispatlandı. paket servis ve kargolar ulaşmaya başladı. Hatta cankurtaran olarak Bu bilgiyi üretebilmek için ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü kullanılan drone’ların olduğunu bile gördük. Bütün bu yararlarının Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Somel’in liderliğinde, dünya yanında maalesef kaçınılmaz olarak savaşlarda da “kamikaze” genelinde farklı disiplinlerden 47 akademisyen, tam 12 yıl saldırısı yaptırıldıklarına tanık olduk, özellikle Rusya-Ukrayna uğraşmış. Müthiş bir emek. Bu müjdeyi, geçen yıl bizzat Prof. savaşından çok sayıda tetikleyici video önümüze düştü. Dr. Mehmet Somel’den almıştım. Peki, drone teknolojisi nasıl bir anda yaşamlarımızdaki yerini Geçen yıl 27-31 Mayıs’ta, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, aldı? Bu teknoloji cep telefonları ya da televizyonlar Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Nevşehir’de gibi adım adım gelişmedi. Çok hızlı bir düzenlediği “44. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri şekilde yaşamımızın bir parçası oldu. Sempozyumu”na katılmış, Somel’in “Çatalhöyük’te Nüfus Hatta çok hızlı önlemler alındı, Dinamikleri ve Toplumsal Yapılara Dair Yeni Genetik Bulgular” sertifikayla kullanma, kayıt altına başlıklı sunumunu dinlemiş ve aklımdakileri sorma şansı elde alınma gibi. Güvenlik için anti- etmiştim. drone silahları da hemen 395 iskelet taranmış, 133’ünden paleogenom üretilmiş ve geliştirildi. bilinen en eski genom veriseti elde edilmişti. Antik DNA’lara Aslında drone’ların askeri ve göre geç neolitik dönemde, MÖ 7 bin 100-5 bin 950 arası endüstriyel alanda kullanımı kesintisiz iskân gören Doğu Çatalhöyük’te: uzun yıllara dayanmasına karşın, l Yerleşimin 1150 yıllık ömrü boyunca, aynı evin tabanına tüketiciye yönelik ve geniş gömülenlerden gen takibi yapılabilenlerin çoğu anne soyundan kitlelere yayılan yaygınlaşma birbirlerine bağlıydı. Yani eğer anneniz, anneanneniz, teyzeniz, süreci özellikle 2010’lu yılların dayınız o evde gömülüyse, siz de gömülebilirdiniz. başından itibaren hız kazandı. l “Matrilokalite” (erkeklerin evlilik/üreme için kadının evine ÜRETİM MALİYETİ DÜŞTÜ taşınması, “içgüveysi”) olasılığı tek bir ailenin yaşadığı evler Bireysel drone kullanımının yaygınlaşması, için yüzde 70, iki aile için ise yüzde 100 olarak saptanmıştı. uygun fiyatlı hale gelen ileri teknolojinin kullanıcı l Kız çocukları, erkeklere kıyasla beş kat daha fazla mezar dostu tasarımlarla birleşmesi ve havadan görsel içerik üretme isteği hediyesiyle gömülüyorlardı. gibi faktörlerin mükemmel bir şekilde kesişmesiyle gerçekleşti. Bunları duyan kimi antropologlar “İşte matrilineal (ana soylu), Önceleri sadece askeri veya profesyonel kullanıma yönelik, matrilokal (ana yerli), hatta belki de matriarkal (anaerkil) pahalı ve karmaşık sistemlerdi drone’lar. Ancak üretim toplum!” dediler ama öyle hemen sevinmek yok. maliyetlerinin düşmesiyle hobi ve genel tüketiciye yönelik daha Çatalhöyük’ün eski kazı başkanı Prof. Dr. Ian Hodder şöyle uygun fiyatlı modeller piyasaya sürülmeye başladı. Bu, drone konuşuyor: edinme eşiğini ciddi şekilde aşağı çekti. Birden bire bir uçak “Ana soyluluk, hak ve kaynakların ana tarafından dolusu ekipmana yatırım yapmadan havadan çekim yapabilmek aktarılmasıdır. Çatalhöyük’te bu var mıydı? Bilmiyoruz. Ev veya sadece eğlenmek mümkün hale geldi. içi gömülerdeki genetik örüntüye bakınca çok büyük ihtimalle evet ama arkeolojik olarak ispatlayamayız. Matrilokaliteye KONTROL KOLAYLAŞTI gelince, evet ev içi gömülerde kadın soyu hâkim ama erkeklerin Eski drone’ların kontrolü zordu. Yeni nesil bireysel drone’lar kadınların evine taşındıklarını söyleyebilmek için aynı evde “tak ve uç” prensibiyle çalışmaya başladı. Özellikle akıllı telefon gömülenlerin o evde yaşadıklarını da ispat etmek lazım. Bunu da uygulamaları aracılığıyla kontrol edilebilen ilk modeller (Parrot bilmiyoruz ama aynı evde gömülenler aynı şekilde beslenmişler. AR Drone gibi), kullanıcı dostu arayüzleriyle büyük ilgi gördü. Bu da büyük ihtimalle beraber yaşadıklarını dolayısıyla da GPS desteği, otomatik kalkış/iniş, havada sabit kalma (hover) gibi matrilokal olabileceklerini gösterir. Yine de kesin değil. Çünkü özellikler, pilotaj bilgisi olmayan kişilerin bile drone kullanmasını arkeolojik olarak ispatlayamıyoruz. Belki de ayrı evlerde kolaylaştırdı. Bu, drone’u sadece bir oyuncak olmaktan çıkarıp, yaşadılar ama toplanıp beraberce yediler ve ölülerini belli bir herkesin kolayca kullanabileceği bir teknoloji haline getirdi. evin (bellek evleri gibi) tabanına gömdüler.” Çatalhöyük, karmaşık. Görünenin ötesine geçmeli. SOSYAL MEDYAYA GÖRSEL İÇERİK Artık sosyal medyada görsel içerik üretmenin önemi de çok arttı. Bu da hava fotoğrafçılığı ve videoculuğa olan talebi aynı oranda yükseltti. İnsanlar günümüzde seyahatlerini, özel anlarını veya doğal güzellikleri benzersiz bir perspektiften kaydedebiliyor, bu da görsel içerik üretiminde çığır açtı. YouTube, Instagram gibi platformlar da bu içeriklerin sergilenmesi için mükemmel bir zemin sundu ve daha fazla insanı drone almaya teşvik etti. KÜRESEL EKONOMİSİ OLUŞTU Bugün drone fiyatları 1500 TL’den başlıyor ama kalitesiyle orantılı olarak bu fiyatlar artıyor, 5 bin TL’ye de 15 bin TL’ye de drone sahibi olabilmek mümkün. Bu pazar da doğal olarak hızla büyüme eğiliminde. 2021 yılında yaklaşık 28.5 milyar dolar değerinde olan küresel drone pazarının 2030 yılına kadar 260 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, 2022-2030 yılları arasında ortalama yüzde 27’lik (CAGR) bir bileşik yıllık büyüme oranına işaret ediyor. Bazı tahminler bu oranın yüzde 38’i aşabileceğini de öngörüyor. 2024 yılı itibarıyla küresel drone pazarının büyüklüğünün 73 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. TÜRKİYE’DE DURUM NE? Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) verilerine göre, Nisan 2025 itibarıyla Türkiye’de kayıtlı drone sayısı 80 bine ulaşmış durumda. Aynı dönemde, “İHA Pilot Lisansı”na sahip kişi sayısı ise 1 milyon 578 bini aşarak önemli bir kullanıcı kitlesinin oluştuğunu gösteriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle