Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2025
2
Editörd En
ir yerde
‘Mutfakta atık
bir şey
oluyor
ve biz
B orada
değiliz. Bir şey
azaltmak yetmez’
paylaşılıyor,
görmüyoruz.
Ürünleri mevsiminde kullan, tariflerin hikâyelerine kulak ver, atmak yerine dönüştür, yerel üreticiyi
Yeni bir gelişme
yaşanıyor, geç
destekle. Şef Şafak Erten, bir mutfağın sürdürülebilir biçimde nasıl dönüştürülebileceğini anlattı.
kalıyoruz.
ocukluğundan edindiği yerel hikâyeleri Gastronomi, geçmişle gelecek arasında bir
DAi r Es El
Bütün günümüzü
sürdürülebilirlik ilkesiyle bir araya köprü. Gıda kütüphanesi de bu anlayışla kuruldu.
Fr A
farkında olmadan
getiren ve doğaya kulak veren bir mutfak Anadolu’nun dört bir yanından gelen ürünleri
bu hissin Çoluşturmak için çalışan Octo İstanbul’un görünür ve kalıcı kılmak istedik. İlhamını
şefi Şafak Erten ile “atık azaltma”nın çocukluğumdaki kiler kültüründen aldı. Her
yönetimiyle
ötesine geçen mutfaktaki çalışma biçimini kavanoz bir hikâye, her ürün bir kimlik taşıyor.
geçiriyoruz: Bir
konuştuk. Erten, mutfağını doğaya saygılı biçimde Bu arşiv üç ihtiyaca yanıt veriyor: Bilgiye ulaşma,
şeyleri kaçırıyor
nasıl dönüştürdüğünü anlattı. üreticiye görünürlük ve sürdürülebilirlik bilinci.
muyum?
Her ürünün hikâyesi, üreticisinin adı ve yöresiyle
u Sizin mutfağınız yalnızca lezzetle değil, bilgiyle,
HHH
birlikte sunuluyor. Bu sadece bir depo değil;
yerel olanla ve dönüşümle de kurulu. Bu yaklaşım
FOMO yani bir
toprakla, insanla ve bilgiyle kurduğumuz saygının
sizde nasıl şekillendi?
AYÇA
somut hali.
şeyleri kaçırma
Mutfakla ilişkim sadece lezzetle değil;
Doğa ile ortaklık
c EYl An
korkusu artık u Sürdürülebilirlik mutfağınızda nasıl bir etki
toprak, üretici, kültür ve bilgiyle şekillendi.
u Yerel ve mevsimsel ürünlerle çalışmak
yaratıyor?
Bolu Mengen’de, aşçılık geleneğinin aktarıldığı
sadece gençliğe
hız odaklı mutfaklarda nasıl bir fark
ayca_ceylan
Sürdürülebilirlik benim için bir davranış
bir coğrafyada büyüdüm. Anneannemin açtığı
özgü bir duygu
yaratıyor?
biçimi. Sadece “atık azaltmak” değil, tüm mutfak
yufkalardan babamın mutfaktaki cümlelerine
değil. Sürekli Bu bir tercih değil; doğayla bir ortaklık.
sistemini dönüştürmek. Misafire yalnızca lezzet
kadar her şey, bugünkü anlatımımın bir parçası.
Mevsimin sunduklarına kulak verip toprağın
çevrimiçi olma hali
değil, o tabağın yolculuğunu da göstermek istiyorum.
Annemin reçelleri, anneannemin yufkaları, köy pazarlarından
ritmine saygı gösteriyoruz. Günümüz
yaşamı yalnızca
Fireleri azaltmakla kalmıyor, kullanılmayan parçaları
taşan kokular… Bugün Octo’da hazırlanan her tabakta
mutfakları her şeyi her an ister ama biz
yaşanacak değil,
da dönüştürüyoruz. Örneğin turunç kabuklarından sirke,
bu anıların izi var. Yerellik, sürdürülebilirlik ve anlatı
sınırlı seçeneklerle daha yaratıcı oluyoruz.
avokado çekirdeğinden tohum yapıyoruz. Üreticiyle yüz
yetişilmesi gereken Mönü değil, doğanın yol haritası bize yön temel prensiplerimiz. “Food from home” (evden yemek)
veriyor. Bu yaklaşım bizi dikkatli ve özenli yüze ilişkiler kuruyor, büyük zincirler yerine toprağa
yaklaşımımın merkezinde yerellik var.
bir şey haline
kılıyor. Her mevsimle birlikte mönümüz
dokunan küçük üreticileri tercih
Bu, kişisel belleğimin çağdaş bir yorumu.
getirdi.
değişiyor. Sınırsız değil, anlamlı malzemelerle
ediyoruz. Misafire ürünü yalnızca
Mutfakta yalnızca lezzet değil; kökler, anılar
Bir de şunu
çalışmak yaratıcılığı artırıyor. Misafirler
sunmuyor, hikâyesini de paylaşıyoruz.
ve sorumluluk da taşımalı. Ürünlerin yanı
de bu döngüye katılıyor. Mevsimsel
soralım: Bu hızın
Reçellerimizi kahvaltıda tattıktan
sıra hikâyeleri, coğrafyaları ve emekleri
ürünler yalnızca damakta değil, bellekte
içinde neden bu
sonra minik kavanozlarla evlerine
benim için değerli. Trakya’dan gelen
de yer ediyor. Doğayla birlikte düşünmek,
götürmeleri bu belleği pekiştiriyor.
kadar doyumsuz kuskuyu Ege’nin deniz mahsulleriyle,
sürdürülebilirliğin en yalın hali.
Eğitimde ise genç şeflere yalnızca
Antalya’nın hibeşini ızgara ahtapotla
hissediyoruz?
“nasıl pişirilir”i değil, “neden”i de
buluştururken belleği de tabağa taşıyorum.
Kim bilir, belki
anlatıyoruz. Bu kültür zamanla ekipte,
Gastronomi bir dönüşüm alanı. İsrafı
de kaçırdığımız
misafirlerde ve üreticilerde bir bilinç
önlemeye, ürünün her parçasına saygı
şey dışarıda değil,
yaratıyor.
göstermeye özen gösteriyorum. Örneğin
içimizde.
avokado çekirdeklerini çöpe atmak yerine
u Sizi mutfakta en çok ne
HHH
kooperatiflere gönderiyoruz. Küçük ama
heyecanlandırır?
anlamlı adımlarla dönüştüren bir şef olmayı
O yüzden hiçbir
Tanıdık bir malzemenin bilinmeyen
önemsiyorum. Bu yaklaşım Octo’nun
yönünü keşfetmek. Zeytinyağının
bildirim duygusal
tabaklarının ötesinde; üreticilerle ilişkilerde,
acılığı, tahinin kavrulma derecesi
boşluğu, hiçbir
atölyelerde, genç şeflere verdiğimiz
gibi küçük farklar bana sonsuz bir
güncel gelişme
eğitimlerde de yaşıyor. Ayrıca coğrafi işaretli
keşif alanı sunuyor. Yeni bir ürünle
içsel eksikliği
ürünlerle çalışıyor, kadın kooperatiflerini
tanışmak da heyecan verici ama en
gerçekten
destekliyoruz. Bu yaklaşım, şehirde
çok eski bir tarifin ardındaki sessiz
bile doğaya, insana ve köklere yeniden
kapatamıyor.
bilgeliği bulmak beni etkiliyor. Ve
bağlanmak için bir davet. Gerçek lezzet
tabii her hikâye… Bir üreticinin
Hepinize iyi
yalnızca damağa değil; insana, doğaya ve zamana da dokunur.
sabah 5’te tarlaya çıkışı ya da bir çocuğun annesiyle yaptığı
pazarlar.
erişte… Bunlar mutfağımı besliyor. Her tabak yalnızca
GIdA kütü PHAnESi
dEniz ülküt Ekin şefin değil, o tabağa uzanan tüm ellerin emeğini taşıyor.
Keşfetmeye, öğrenmeye ve aktarmaya devam etmek bana
u Octo çatısı altında kurduğunuz gıda kütüphanesi nasıl doğdu,
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
hangi gereksinimlere yanıt veriyor? her gün yeni bir heyecan veriyor.
az mevsimi artık denizle,
dondurmayla, tatille
2030’a
değil yanan ormanlarla
İçimizdeki
anılıyor. Her yıl olduğu
Y gibi bu yıl da Türkiye’nin,
doğru yeşil
Yunanistan’ın, İspanya’nın, Kanada’nın,
hatta Amazonların ciğerleri yanıyor. Ama
yangınlar
sorun sırf ağaçların tutuşması değil. Bu
yangınlar, bizim içimizdeki karanlığın
dönüşüm
dışavurumu olabilir. İşte yüzden içimizde
Alışan Lojistik, 2024
sönmeyen başka yangınlar büyüyor.
Sürdürülebilirlik Raporu’nu
Orman yangını haberi aldığımızda
yayımladı. Rapora göre karbon
sadece üzülmüyoruz, utanç da
emisyonlarında yüzde 16.8’lik
hissediyoruz. Çünkü çoğu zaman
düşüş sağlanırken Konya tesisinde
biliyoruz: Bu yangınların büyük kısmı
başlatılan güneş enerjisi yatırımıyla
kendi ihmallerimizle çıkıyor.
elektriğin yüzde 25’i yenilenebilir
Rant projesi, otel arsası, maden sahaları,
kaynaklardan karşılanmaya başladı.
enerji yatırımları, bakımsız santrallar,
Şirket, bu dönüşümü 2030’a kadar
fabrikalar... Doğaya ait olan her şey,
tüm tesislerin en az yüzde 50’sine
birilerinin gözünde bir mülk, bir kâr
yaymayı amaçlıyor. Rapora ilişkin
hesabı. Sonra “kontrol edilemeyen yangın”
açıklama yapan Alışan Lojistik
diye geçiyor haber bültenlerinde. Oysa en
CEO’su Damla Alışan şöyle
başta kontrol edilmesi gereken şey insan
konuştu:
açgözlülüğü. Sigara izmariti,
“2030 hedeflerimizi belirlerken
cam şişeler, mangal keyfi derken
i ns Anl ık
ölçülebilir ve sürdürülebilir bir
yangınlar bilinçli veya bilinçsiz
HAll Er i
vizyon benimsedik. Geçen yıl
başlatılıyor…
sonunda atık miktarında 2021’e
Hiç toprağa basmayan insanlar
kıyasla yüzde 61.19, 2023’e kıyasla
var artık, hiç ağaca tırmanmamış,
dururken hepimiz yavaş yavaş duygusal eğitim. İlkokuldan itibaren her çocuğa sadece
ise yüzde 61.62’lik bir azalma
çiçeklerin kokusunu bilmeyen,
olarak da yanıyoruz. kitap bilgisi değil, doğaya saygı öğretilmeli.
sağladık. Atıkların kaynağında
bir tırtılın sabrını hiç izlememiş
Bir ağacın gölgesiyle bir banknotun gölgesi
ayrıştırılması, yasalara uygun
insanlar. Böyle yaşayan biri için
nE YAPABiliriz?
arasında fark olduğunu bilmeli çocuk. Kendi
şekilde bertaraf edilmesi ve geri
ağaç da bir “şey” sadece. Yanar da
Belki “Ben ne yapabilirim ki?” demek
geleceğini korumanın, ormanı korumaktan
kazanım oranlarının artırılmasıyla
kesilir de satılır da. Çünkü onun
çok kolay ama tam da bu cümleyle
geçtiğini hissederek büyümeli.
desteklenen bu süreç, şirketimizin
gözünde orman canlı bir şey değil,
Acli An yangının bir parçası oluyoruz. Oysa
döngüsel ekonomi ilkelerini etkin
bir obje.
YABAnCIlAŞMA VE CEHAlEt
şunları yapabiliriz:
El ork Ek
biçimde hayata geçirdiğini ortaya
Piknik yaptığın yerde mutlaka iz Yalnızca doğaya giden değil, doğada
niYEt YOk
koyuyor.”
bırakmadan çık. “kalabilen” bir insan profili oluşturmalıyız.
Bir diğer sorun da devletin
Sigaran varsa asla doğada söndürme. Betonla büyüyen değil, toprakla temas eden bir
ihmali, refleks kaybı, önlemlerin yetersizliği.
Cam şişeleri ortada bırakma, güneşle birlikte nesil... Çünkü doğaya uzak olan insan, önce
Yangın çıktıktan sonra değil, çıkmadan önce
mercek etkisi yaratabilir. kendine, sonra her şeye yabancılaşır. Ve bu
yapılacak hamleler yaşam kurtarır ama bazen
Sosyal medyada sadece üzülme; bilgi paylaş, yabancılaşma sonunda alev alev cehalete dönüşür.
uçak yok, bazen koordinasyon. Ve en kötüsü:
bilinç yay. Yangınlar sadece ağaçları değil ortak aklımızı,
Bazen niyet yok.
İmza kampanyalarına katıl, yerel yönetimleri geleceğimizi de yakıyor. Bu yüzden mücadele
Peki bütün bunlar psikolojimizi nasıl
uyar, organize ol. sadece orman işçilerinin değil öğretmenin,
etkiliyor?
Fidan dik, bu kampanyalara katıl ama daha gazetecinin, ebeveynin, influencerın, sanatçının,
Orman yangını izlerken hissettiğimiz o
önemlisi doğayı koru. öğrencinin, herkesin.
çaresizlik, o boşluk... aslında içimizde bir
Ve doğayla yeniden bağ kur. Ayakkabını Bu ülkenin ağaçlarını da insanlarını da
travmaya dönüşüyor. Yanan her ağaçla biraz
çıkar, toprağa bas. Bir ağaca sarıl. Yağmurda kurtaracak olan tek şey vicdanla örgütlenmiş bir
daha tükeniyoruz. Bu yüzden “Acaba bu yıl
yürümeyi dene. Yani kendini doğanın dışında bilinçtir.
nereleri yanacak” sorusuyla giriyoruz artık yaza.
değil, bir parçası gibi hisset.
Ve o yangın görüntüleri sosyal medyada dönüp
@alicanelkorek
@Alican_Elkorek
Burada devreye giren en güçlü araçlardan biri
lo