Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 TEMMUZ 2025
5
Türk popunun en derin
seslerinden, duygusal
Kentte yaz
kalemlerinden biri…
Zeynep Casalini ile
üretimden ilhama,
nasıl geçer?
vegan yaşamdan
duyguların ağırlığına
INSANLIK
DENIZ
İstanbul’da zinde, aklı başında ve
HALLERI
uzanan içten bir
ÜLKÜTEKIN
biraz da mutlu kalmanın yolları
söyleşi.
az deyince akla hep mavi,
deniz, Ege sahilleri, kavun-
peynir sofraları ve akşamüstü
rüzgârı gelir. Ne yazık ki bu
Y tablo, kentte yaşayanlar için
genellikle bir Instagram gönderisinin
ötesine geçmez. Çünkü burada yaz; klima
ALICAN
motorlarının uğultusu, asfalta yapışan
ELKOREK
ayakkabılar, metroda bayılma hissi ve “Bu
sıcakta dışarı çıkılır mı” tartışmaları demek.
Aslında İstanbul’da da (ve diğer kentlerde)
yazı keyifli, sağlıklı ve mutlu geçirmek mümkün. Üstelik
kaçamayanlar, tatile gidemeyenler için kentte küçük
kaçamaklar ve aklı başında kalma yöntemleri de var.
Buyurun birlikte bakalım: Yazı nasıl atlatırız?
ZİHNİ SERİN TUTMAK
Yazın kentte asıl sorun bedenin değil, zihnin harareti
oluyor. Trafikte sıkışınca, yürürken terleyince, sosyal
medyada herkesin “Yunan adalarından” pozlarını
görünce sinir katsayısı doğal olarak yükseliyor. Bunun
önüne geçmek için yalın ama etkili bir yöntem: Ana
odaklanmak.
Sabah vapurla işe gitmek bile kentte bir lüks sayılır.
Böyle bir olanağımız varsa güzel anların değerini
bilmeliyiz. Beşiktaş’tan Kadıköy’e geçerken denizin
kokusunu içimize çektiğimiz o kısa yolculuğu bir tatil
anı gibi hayal edebiliriz. Güneş batarken Moda sahilinde
yürüyüş yapmak veya boğazda bir çay içmek... Her biri
küçük ama etkili mutluluk molalarıdır.
Duygulu, sahici,
NE YİYELİM NE İÇELİM?
Yazın ağır yemekler, tatlılar, kızartmalar derken insanın
hem enerjisi düşer hem de zihni bulanır. İstanbul sıcağında en
iyi dost, basit ve serinleten tabaklardır:
Cacık: Hem serinletir hem de su kaybını azaltır.
Mevsim meyveleri: Karpuz, kavun, böğürtlen, erik...
Ancak dikkat! Ölçüsüz yenen karpuz bir noktadan sonra
“şişkinlik faciası”na dönüşebilir.
Salatalar: Bol zeytinyağlı, limonlu, içine biraz lor veya
ürk pop müziğinde duygusal sözlerin ve
beyaz peynir... Hem hafif hem ferah.
‘Yeni şarkıları
melodilerin ilk akla gelen isimlerinden o.
Su, su ve yine su: Klima altında kuruyan cilt ve terle
Zeynep Casalini yıllardır Bodrum’da sürdürüyor
kaybolan sıvı için en iyi çözüm yanınızda bir şişe su taşımak.
çocuklarımdan duyuyorum’
yaşamını. Ancak bir inzivada değil. Tam tersine
Şekerli içeceklere dikkat: Soğuk çay ya da limonata
T üretim açısından oldukça hareketli günler yaşıyor.
u Bir dönem şiirsel sözler ve ağır duygularla tanınan Türk
görünce kendimizi kaybediyoruz ama içindeki gizli şeker,
Son teklisi “Buna Doğdum”la kendi tarzını yine sevenleriyle pop müziği, bugün daha ritmik ve hızlı bir biçime evrildi. Bu
akşam saatlerinde halsizlik ve gerginlik olarak geri dönebilir.
buluşturuyor. Casalini ile hem müzikten hem de yaşamdan dönüşüm sizi nasıl etkiliyor?
İSTANBUL’UN KÜÇÜK KAÇAMAKLARI
Şimdi bu cevabım çok hoş olmayacak ama gerçekten çok
konuştuk.
fazla takip edemiyorum artık. Yeni müzikleri daha çok
Tatile gidemediniz diye üzülmeyin. İstanbul’da da “tatil
u Son iki yıldır müthiş bir üretim döngüsü içindesiniz. Müzik
çocuklarımdan, arkadaşlarımdan duyuyorum. Hâlâ nadir
kaçamağı” yapmak mümkün:
yaşamınızın bu dönemini nasıl tanımlarsınız, üretmeyi sürdürmenizi
de olsa duygusal ve güzel şarkılar çıkıyor ama orada da
Adalar: Sabah erken saatte bisikletini alıp Büyükada’ya
sağlayan ana motivasyonunuz nedir?
bir dejenerasyon var. Demin söylediğim gibi, her yerde bir
kaç. Kalabalık bastırmadan dönersen, hem spor hem huzur
Aslına bakarsanız, gerçekten son derece motivasyonsuz,
kırılma noktası var. Ben bir Beatles şarkısı dinlediğimde
garantili.
son derece diplerde bir zamandı bu. Üretimler başladığında zamansız olduklarını görüyorum. Oysa ki bazı şarkılar, 2-3
Boğaz yürüyüşleri: Anadolu Hisarı-Küçüksu hattı,
hafta önce bile üretilmiş olsa unutulup gidiyor. Dolayısıyla
“Felaket Manzara” şarkısı yedi şarkının ilki oldu. Her
Arnavutköy sahili, vapurla boğaz turu... Gölge bul, yürüdün
artık klasikleşmek pek mümkün değil gibi. Ben ise kafama
zamanki gibi beni o dipten çıkaran ve önüme motivasyon
mü bir esintiyle kendini yazlıkta hissedersin.
göre yapıyorum ve öyle yapmaya da devam edeceğim.
mecburiyeti koyan Sezen Aksu’ydu. Gerçekten hiç ama hiç
Müze kaçamağı: İstanbul Modern, Sakıp Sabancı Müzesi
Başka türlüsünü bilmiyorum çünkü.
beklemediğim bir zamandı. Bazen öyle bir dönem yaşar
gibi serin ve kültür dolu mekânlar hem serinletir hem ruhunu
ki insan, elinizde bir tohum vardır ve bir yere ekmezseniz
besler.
kurmak sizin için nasıl bir deneyim?
yeşerdiğini, büyüdüğünü göremezsiniz ya hani. İşte tam
Açık hava sinemaları: Kentin çeşitli bölgelerinde yaz
Evet, bir kuşak “Duvar” şarkımla büyüdü. “Duvar” ve
böyle bir zamanda Sezen’in telefonundan ve “Felaket
akşamları film gösterimleri başlıyor. Patlamış mısır ve
“Dokunma Bana”, dokunulmaz iki şarkı oldu. O kadar ön
Manzara”yı yollamasından sonra her şey değişti. O kara
yıldızlar eşliğinde nostaljik anlar garanti.
plana çıktı ki bu iki şarkım, bazen büyük üzüntü duyduğum
bulutlar, özellikle ekip arkadaşlarımla çalışırken dağılmaya
oluyor. Diğer şarkılarımın da daha fazla bilinmesi ve
başladı ve beni yaşama bağladı.
KÜÇÜK ADIMLAR BÜYÜK ETKİ
hissedilmesini çok isterdim. Müslüm Gürses’in “Nilüfer”
Yazın rehaveti insanı kolayca halsiz, isteksiz, dalgın bir ruh
u “Buna Doğdum” nasıl ortaya çıktı?
şarkısını yorumlamam da çok bilindi ama hepsinin çok
haline sokar. Ancak birkaç küçük önlemle bu durumun önüne
Buna Doğdum şarkısının söz ve müziğini Levent Sevinç
farklı ve yine duygulara hitap eden şarkılar olduğunu
geçmek mümkün:
yazdı. Özellikle kadın arkadaşlarım çok etkileniyor bu
düşünüyorum. Hep söylediğim bir şey var: Türkiye’de değil
Erken kalk, erken yat: Sıcağın en yoğun olduğu saatlerde
şarkıdan. Bir şekilde önce yaşamın içinde, gençlikten orta
de başka bir yerde yine Zeynep Casalini olsaydım çok farklı
dışarıda sürünmek yerine sabahın serinliğini değerlendir.
yaşa gelirken, kendimizi kabul etmek için çok uğraşıyoruz;
olurdu her şey. Çünkü ben hiç kural tanımadım, yapılması
Hafif egzersiz: Sabah yürüyüşü, akşamüstü yoga veya
çünkü ondan önceki zamanda oluşmaya çalışıyoruz. Ben
gerekenleri hiç yapmadım ve bunun da bana büyük artısı
deniz kenarında birkaç esneme hareketi... Hem bedeni hem
kişiliğimi ve gerçeklerimi çok zor buldum. Dolayısıyla
oldu. Bu sayede müthiş dostlar edindim, iki tane çocuğum
zihni ferahlatır.
bayağı bir zaman kaybettim. Kendimi sevmeyi, kabul etmeyi,
oldu. Çok ünlü ve çok zengin olmak mı, yoksa çok dostlu
kurallarım olduğunu ve bundan da hiç gocunmadığımı idrak
ve çoluk çocuklu olmak mı derseniz ikinci şıkkı seçerim.
YAZIN KÜÇÜK KEYİFLERİNİ İHMAL ETME
ederek bu halimden memnun olduğumu anladım
Yine de hak ettiğim değeri göremediğimi
Her zaman büyük mutluluklar peşinde koşmaya gerek yok.
ve öğrendim. “Buna Doğdum”, bu anlamda
çok iyi biliyorum. Belki bu kadar
Yaz, küçük mutlulukların mevsimidir: Bir dondurma alıp
herkesin kişiselleştirebileceği bir şarkı oldu.
sert köşeli olmasaydım, farklı
deniz kenarında oturmak, akşamüstü serinlik çökünce kitapla
Veganlık
olabilirdi ama kendi varlığımdan
balkona çıkmak, mahalledeki eski büfeden buz gibi limonata
BİR KUŞAK ‘DUVAR’LA BÜYÜDÜ
ve olduğum kişiden çok
içmek, açık pencereden gelen yaz esintisine şükretmek,
u “Zeynep Casalini” dendiğinde
memnunum. Gençlerle aram
komşu çocuklarının su savaşı sesine tebessüm etmek...
yanlış biliniyor
akla ilk gelen şeylerden biri duygusal
zannediyorum gayet iyi
Unutmayın kentte yazı çekilir kılan şey büyük kaçış
yoğunluk. Peki siz kendi müziğinizi
ve evet, “Duvar”ı 11-
planları değil, küçük molalar ve beklentiyi ayarlama
u Vegan bir yaşam tarzını benimsiyorsunuz. Ne kadar
hangi üç kelimeyle tanımlarsınız?
12 yaşında çocuklar da
becerisidir. Herkesin Bodrum’da, Çeşme’de olması
süredir bunu uyguluyorsunuz? Size katkıları ne oldu? Bu
Ben kısa terimlerle hiçbir
biliyor. 20 yıllık bir şarkı
gerekmez. İstanbul’un da tadını bilen için yaz çok keyiflidir.
yaşam tarzı arkadaş çevrenizin değişmesine neden oldu mu?
şeyi tanımlayamıyorum.
ve hâlâ da dinleyicisi
Hele ki zinde kalmayı, sağlıklı beslenmeyi, biraz plan
Bu soruyu özellikle çok sevdim çünkü “vegansınız” değil
Çok duygu dolu bir insan
oldukça çok. Umarım
yapmayı ve ferah bir nefes almayı becerebilirseniz. de “vegan bir yaşam tarzını benimsiyorsunuz” yazmışsınız.
olduğum çok aşikâr, mantık
Çünkü herkes vegan olmayı bir yeme-içme farklılığı gibi ki yeni şarkılarım da
falan bilmem. Mantığı,
görüyor. Oysa öyle bir şey değil bu. Yaşama başka bir yerden
böyle sahiplenilir.
mantıklı arkadaşlarımdan
bakmak aslında. Ben veganım da sabahtan akşama kadar pişi,
u Müziğe başladığınız
öğrenmeye çalışıyorum. börek ve lokma ile hayatımı geçirmiyorum. Şunu anladım
dönem ile bugünkü
ki bir beslenme var bir de karın doyurma var. Bunların
Müzik konusunda ise hiçbir
müzik endüstrisini
arasındaki farkı kendi vücudumda ve psikolojim üzerinde
zaman bir tarz oluşturmaya
karşılaştırırsanız, en temel
gördüğüm için öneriyorum insanlara. 15 sene oldu. Her
çalışmadım. Neyi seviyorsam
kırılma noktası sizce ne
şeyden önce ruhum çok iyi, çok rahat. Sadece bir başka
o an o şekilde yaptım ve
oldu?
canlının öldürülmüş haline değil, endüstrileşmiş
o tarzda söyledim. Bence
her şeye karşı bir duruşum var. Vegan Müziğe başladığım
yanlış bir şey değil bu. İnsanın
olmamı çok seviyorum. İyi ki veganım
dönemde de yine çok ciddi
kendini iyi tanımasıyla alakalı.
ve iyi ki arkadaşlarım da hiç sorun
bir kriz vardı. Orkestralar iş
Hiçbir zaman üzerimde durmayan,
çıkarmıyorlar bana.
yapamıyordu ve küçük küçük,
istemediğim çalışmalar içerisinde
iki kişilik, maksimum üç kişilik
olmadım. Bir arabesk veya caz şarkıcısı
gruplar çalışıyordu. Ben de iki kişi
olamayacağımı biliyordum. Ancak caz müziği
başladım. Dünyada ciddi kırılma noktaları
o kadar çok dinledim ve duygusal bir bağ kurdum ki
oluyor, müzikte nasıl olmasın? Zannediyorum, 2000’de ciddi
caz yorumlayabiliyorum. Çalışmaları kendi zevkime göre
kırılmalar oldu ve ondan sonra da dünyanın ve insanların
yorumladığım doğru ve hâlâ da hep arayış içindeyim. O
her şeyi değişti. Dünya ve canlılar değiştiği için doğal olarak
yüzden üç kelimeyle anlatabilmem çok zor. “Kendi kafama
müzik de değişti. Kaçınılmaz bir şeydi bu. Star Wars’ta bir
göre” mesela, üç kelime bu olabilir. (Gülüyor)
sahne vardı, bir barda elektronik müzik çalıyor görünüyordu.
“Bu ne ya?” demiştik. Birçok değişiklik hayatlarımıza çok
u Bugün şarkılarınız, sizi ilk dinleyen kuşağın çocuklarına
da ulaşıyor. Bu geçişin farkında mısınız? Yeni dinleyiciyle bağ hızlı bir şekilde sirayet etti.
kural tanımaz
@alicanelkorek
@Alican_Elkorek