06 Mayıs 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 MAYIS 2025 6 Kökenler, bağlar veya zincirler Kız kardeşlik, kökenler, cinsellik ve güç ilişkileri... “September Says”, ailenin sevgiyle değil kontrolle örülen karanlık yüzünü gözler önüne seriyor. avi renkli kız kardeşler arasındaki AY’A SEYAHAT elbiseleri koşulsuz sevgi ve boyalı çeperiyle ancak şiddet yüzleriyle çekirdeğiyle örülü bu Ercan M el ele ilişki (veya zincirlenme) Ekin Koç Kesal tutuşmuş iki kız kardeş. biçimi, September’ın Fotoğraflarını çeken kardeşine yapmasını sanatçı anneleri üstlerine, söyledikleriyle beraber malum filmi hatırlatsın tümden ürkütücü bir diye kan sıçratırken bu durum alıyor. Bir BAŞAK BIÇAK “işkencenin” bir an önce gün artık July ile bitmesini diliyor gibiler... kırmızı olan hiçbir basakbicak September Says’in şeyi yemeyeceklerine @gmail.com açılış sahnesinde, The karar veriyor başka bir Shining’in (1980) ünlü gün ona bir kavanoz hayaletleri Grady kardeşlere verilen mayonezi bitirmesini söylüyor. Bir baba, bir oğul bu referans, öykünün gerilimli Bazen kendisi yerine ölmeyi tercih yolculuğuna ilişkin çok sayıda ipucu edip etmeyeceğini soruyor bazen barındırıyor. Ancak bu işaretlerin en de bir uzvunu kaybetse, July’ın da önde geleni, iki kız kardeş arasında aynı uzvunu kesip kesmeyeceğini... filmin tüm ortamına sirayet eden o Böylelikle sevgi adı altında tekinsiz bağda gizli. kendisini bir otoriteye, kardeşini ise ve kapanmayan Yunan-Fransız oyuncu Ariane bir tür köleye dönüştürüyor. Labed’in ilk uzun metraj filmi Aralarındaki saplantılı bağ, “September Says”, aslında September’ın her sahnede ne Daisy Johnson’ın “Sisters” söyleyeceğinin öngörülemezliğiyle DENIZ isimli romanının bir uyarlaması. birlikte büyürken July’ın birinden ÜLKÜTEKIN Estetik biçemi ve öykülemesiyle hoşlanmaya başlamasıyla hem “Yunan tuhaf anlatıdaki hem hesaplar dalgası”nı hatırlatan de kardeşler yönetmenin arasındaki ilk kırılma bu çizgiye gerçekleşiyor. Sundance’te en iyi yönetmen ödülü kazanan yönelmesinde hem Bu andan sonra rol aldığı filmlerin İrlanda’ya “Öldürdüğün Şeyler”, bireysel ve toplumsal hem de “Yunan tuhaf taşınmaları ise sırf travmaların izini sürüyor. Başroller Ekin Koç dalgası”nın önde kardeşler arasındaki gelen isimlerinden dinamikleri değil ve Ercan Kesal ile filmi ve karakterlerinin Yorgos Lanthimos’la daha önce kabul derinliklerini konuştuk. evliliğinin etkisi fark görmediği bir ediliyor. Nitekim ailenin evine abaların ardında bıraktığı travmalar sinemada ilk andan itibaren gitmek zorunda en çok işlenen konulardan. Sundance Film kuruyor. Dolayısıyla bana yabancı hissetmediğim, kendi akımın izlerini kalan bir annenin Festivali’nde İranlı yönetmen Alireza Khatami’ye içimde yıllarca boğuştuğum ve belki de oyunculuk yaparak taşıyan üslubuyla ve yaşadıklarıyla en iyi yönetmen ödülünü getiren “Öldürdüğün üzerine gittiğim meselelere daha yapıcı yaklaşmamı sağladı. merceğine aldığı aile-cinsellik- birlikte cinsel uyanışlar, lemurlar, B Şeyler” de çıkış noktasını bir baba ve ondan E. Kesal: Ben hep senaryoda yazılmayanın peşine düşerim. şiddet sarmalında ilerleyen solucanlar ve halüsinasyonlarla intikam almak isteyen oğlunun öyküsü üzerine kuruyor. Oynadığım karakterin mizacını kendi sanatsal mizacımla öyküsüyle yönetmen stile çevrili bir karanlığa doğru Ancak film katmanlı bir anlatımla aynı zamanda toplumsal örtüştürmeye çalışırım. O karakter benim içimde bir yerlerde yakınlığını açıkça belli ediyor evriliyor. Anne kayboldukça “öç” ve “intikam” duygularına da atıfta bulunuyor ve bu durup bekliyordur. Belki o zamana kadar fark etmediğim ki bunda, September (Pascale kızlar da “kumun” içine yönüyle derinlikli bir anlatıma sahip. Kısa süre önce vizyona biridir. Bu yüzden yönetmenin yaşadığı yolculuğun bir Kann) ve July (Mia Tharia) adı gömülüyor. Hep birlikte adım giren filmde baba ve oğulu oynayan Ercan Kesal ile Ekin benzerini oyuncu da kamera önünde yaşar. Her yolculuk verilen kız kardeşlerin sıra dışı adım bir bilinmezliğe ilerliyorlar. Koç’la filmi ve karakterlerini konuştuk. kendi terapötik özelliklerini de dayatır kuşkusuz. davranış biçimlerinin de payı büyük. “September Says”, kamera u Alireza Khatami’nin senaryosu ilk elinize geçtiğinde sizi TÜRKİYE’NİN KARAKTERLERİ Çünkü girizgâhın ilk sahnesinin kullanımıyla seyircisine en çok ne etkiledi? Hikâyenin hangi tarafı sizi “Bu projede yer peşi sıra bir atlamayla, ergenlik uzaklığını iyi ayarlayan, güçlü u Filmdeki karakterler sırf birey olarak değil birer metafor gibi almalıyım” noktasına getirdi? çağlarına geçiş yapan kız kardeşlerle performanslarıyla bu etkiyi de okunabilir diye düşünüyorum. Sizce canlandırdığınız karakter Ercan Kesal: Cesur bir senaryoydu. Otobiyografik yeniden anneleri tarafından katlayan ancak finalde o ana dek Türkiye’nin veya genel anlamda toplumun ve insan ruhunun izler taşıyan ama öznelliğini evrensel bir yolla etnografiye kuşatılmış bir durumda buluşuyoruz. sabırla beklediğiniz duyguya sizi hangi katmanını temsil ediyor? dönüştürmeyi becermiş bir işti. Her oyuncunun iştahını Sheela (Rakhee Thakrar), benzer kavuşturmak konusunda istekli E. Kesal: Türkiye’nin bizzat kendisi! Öfke ve kabartır böyle senaryolar. bir fotoğraf çekimi için kızlarını görünmeyen bir film. Kendisi ceberrutlukla ancak kendini ifade edebilen, hesap vermeyen Ekin Koç: Zaten senaryoyu okurken hikâyenin ne kadar giydirip onlara neler yapmaları kökenleri nedeniyle kabul görmediği ve yaşananların üstünü örtmekten medet uman, varsa ustaca örüldüğü hemen anlaşılıyor. Açıkçası insanın otorite gerektiğini söylüyor. Ancak için çocuklarını da o duyguyla bile sevgisini gösteremeyen bir karakter oynadığım baba ile kurduğu her türlü ilişki benim çok ilgimi çekiyor ve bu durum zaman içerisinde ve büyüten, güzel olduklarının karakteri. hep kendime dair bir şeyler bulmamı sağlıyor. O yüzden koşulların etkisiyle tuhaflaşmış söylenmesinden rahatsız olan ya E. Koç: Ben Ali ve Reza (Erkan Kolçak Köstendil) Alireza’nın kalemi de o kadar iyiydi ki fazla düşünmeme kız kardeşler için artık o kadar da erkekleri nefretle anan bir anne ikiliğini hep süper ego ve id ikiliğine benzetiyorum. gerek kalmadı. Ama zannediyorum beni en çok çeken da garip görünmüyor. Çünkü bu ile cinselliğin, okulun ve evin İçimizdeki ilkel dürtülerle aklın, bitmek bilmeyen karakterin anne ve babasıyla kurduğu ilişki oldu. sahnelerin hemen ardından okulda her köşesine sindiği, televizyon çatışmasının bir tezahürü olarak görüyorum. Tabii bu benim karşılaştığımız kızlar, akran ve derste mütemadiyen görünür ‘DOĞAÇLAMAYA AÇIK’ yorumum. Türkiye için ise sanki hep arzu edilen, herhangi zorbalığının hüküm sürdüğü bu olduğu, “çarşaftan kalelerle kaplı” bir kırılma ile gelecek bir yükseliş/kalkınış ile kendi içindeki u Khatami’nin yönetmenlik dili oldukça şiirsel ve biraz da rüya yerlerde yalnızca zorbalığa uğrayan bir dünyada büyüyen iki kızın çatışmalarla boğuşan bir ülke olarak hikâyeyle ortaklık gibi. Bu tarzda oynamak bir oyuncu olarak sizi nasıl etkiledi? kişiler değil zorbanın kendisi de hikâyesi bu. Ve barındırdığı tüm bu kurulabilir. E. Kesal: Bu tarz yönetmenlik oyuncusuna sette ilham olarak karşımıza çıkıyorlar. temalarla çok daha çarpıcı ve belki verir. Doğaçlamaya açıktır. Benim gibi alaylı, sektörden de dehşet verici bir filme dönüşme gelmeyen ve her seferinde yeniden keşfeden oyuncular için ADIM ADIM KÖLELEŞME fırsatını kıl payıyla kaçırıyor. Yine Yüzleşmenin anlamı ideal bir yönetmen. Bu andan sonra filme adını veren de son ana dek gizemini destekleyen E. Koç: Alireza hepimizden olabilecek en doğal u Sizin için “yüzleşme” kavramı ne ifade ediyor? September’ın ilkin kendisinden bu “hastalıklı” karakter yapıları ve Ercan Kesal: Kendiyle karşılaşmaktan oyunculukları sergilememizi istedi. Onun yönetmen olarak bir yaş küçük kardeşiyle konuşma atmosferiyle seyircisini rahatsız çekinmemek, cesaret! kullandığı dil ile bizim “doğal” performanslarımız arasındaki biçimi ardından da okulda çıkardığı etmeyi başaran bir film “September Ekin Koç: Benim için yüzleşmek kaçmayı zıtlıktan da faydalanmak istedi diye düşünüyorum. Çünkü sorun nedeniyle bizi ilk sahneden Says” ve tam da bu nedenle ilgiyi bırakmak olabilir. Kaçmayı bırakınca yüzleşmekten dediğiniz gibi kendisi formla oynarken kadrajın içindeki ele geçiren bu belli belirsiz gerilimin hak ediyor. September Says’i MUBI başka pek bir şans kalmıyor. her şey gündelik ve sıradan bir yaşantıdan kesinti gibi özü olduğu açığa çıkıyor. Çünkü Türkiye’de izleyebilirsiniz. hissediliyor. Dolayısıyla ben sadece “an”a ve karşımdaki insana odaklanmaya çalıştım performans gösterirken. Neden izlenmeli u Filmde geçmişle hesaplaşma, kimlik ve yüzleşme u Bu filmi izlemeyi düşünen ama tereddüt temaları çok güçlü. Kendi oyunculuk yaklaşımınızda eden biri için neden izlemeleri gerektiğini bu içsel kırılmaları nasıl taşıdınız? söyleseniz, ne derdiniz? ‘Öldürmedi, Karakterinizle kurduğunuz ilişki nasıldı? Ekin Koç: Sundance’te en iyi gömdü’ E. Koç: Aslında filmdeki yönetmen ödülü aldık derim. karakterimin yaşadığı olaya karşı u “Öldürdüğün Şeyler” çok yoğun (Gülüyor). tepkisi çoğumuza pek de yabancı bir ifade. Sizce karakterinizin içinde Ercan Kesal: İyi filmler bir gelmez diye düşünüyorum. Haksız “öldürdüğü” şey neydi? şey anlatmaya, öğretmeye Ercan Kesal: Sevgi ve empati. bir eyleme karşı doğan öç alma çalışmaz. Sadece duygulara Ekin Koç: Bence Ali hiçbir şeyi öldürmedi hissi çocukluktan beri otoriteyle hitap eder ve onu harekete fakat artık bir şeyin öldürülmesinin önündeki kurduğumuz ilişkiyi etkiliyor. Bu geçirir. Film bittikten sonra engel olmaktan alıkoyuldu. Aslında öldürmedi belki de ilk olarak baba figürüyle da sizinle olmaya devam diyorum çünkü o içinde bir şeyleri başlıyor ve insan kendi fantezi eder. Öldürdüğün Şeyler öldürmekten ziyade gömdü ve yeni bir dünyasında yüzleşmek ve hesap öyle bir film. ? şeyin uyanmasına sebep oldu. sormak üzerine pek çok hayal PUANIM: 6/10 Fotoğraf: Vedat Arık
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle