Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                18 MAYIS 2025
2
EDITÖRDEN
ijital 
dünyanın 
anlatı dili, 
içeriğine 
D
hâkim 
olmayanlar için epey kafa 
karıştırıcı olabilir. Şöyle 
anlatayım:
Bir film çekmek yerine, 
yalnızca karakterlerin 
özelliklerini ve olay 
örgüsünü bir kâğıda 
yazdığınızı; aklınızdaki 
sahnelerden birkaçını da 
çalakalem çiziktirdiğinizi 
düşünün. İşte size dijital 
dünyada tıklanma 
getirecek içerik üretme Toprak 
formülü!
H
Elbette bu kadar basit 
değil. Kurgunun, gerçeğin 
“mükemmeleştirilmiş” 
bir kopyası olmaktan 
canlı bir 
çıkması, oldukça derin bir 
felsefi tartışma alanı ve 
önümüzdeki yıllarda daha 
çok gündeme gelecek gibi 
görünüyor.
Özü itibarıyla gerçeğin 
varlık!
kendisini sürekli tekrar 
edip, artık kendisinin 
ve yoğun su kullanımı, toprağın takas şenlikleri, yerel üretici pazarları ve 
Mevsimi dinlemek, toprağa kulak 
DAIRESEL 
kopyasının kopyasına 
kendini yenileme kapasitesini yok etti. agroekolojik çiftlikler, toprakla kurulan bağı 
vermek... Sürdürülebilirliğin özü 
dönüşmesi, tüm varoluşun FLORA
Oysa gerçek üretim, toprakla dostça onarmaya çalışıyor.
bir metalaşma sorununa 
bir ilişki kurarak mümkün. Minimum toprak işleme, ürün rotasyonu, 
belki de en kadim bilgide saklı.
işaret ediyor. organik madde ilavesi ve örtü bitkisi gibi 
SAĞLIKLI TOPRAK MÜMKÜN
oprak, sırf üzerinde 
sürdürülebilir toprak yönetimi uygulamaları 
Bu durum yaratım 
yaşadığımız bir zemin değil 
Bugün mevsim dışı üretilen 
toprak sağlığını iyileştirir, erozyonu azaltır, 
süreçlerine yansıdığında, 
aynı zamanda bir bellek 
domatesler, dünyanın öbür ucundan 
su sızmasını ve depolanmasını artırır. Bu 
“gerçek” artık incelenen, 
taşıyıcısıdır. Binlerce yıldır 
getirilen avokadolar, karbon ayak 
uygulamalar ayrıca toprak biyoçeşitliliğini korur, 
tartışılan, ulaşılmaya 
Tinsanın doğayla kurduğu 
izini büyütürken ekolojik belleği 
verimliliği artırır ve karbon sekestrasyonuna 
çalışılan bir kavram 
ilişkinin sessiz tanığı olan bu canlı varlık 
de silikleştiriyor. Oysa geleneksel 
katkıda bulunarak iklim değişikliğiyle 
olmaktan çıkıyor; alay 
besin zincirinin, iklim dengesinin ve AYÇA 
mutfaklar büyük ölçüde mevsimi 
mücadelede önemli bir rol oynar. Toprakla 
edilen, ironize edilen bir kültürel kimliğin temelini oluşturur. 
dinlerdi. Japonya’da “shun” kavramı, 
CEYLAN
kurduğumuz bağ ne kadar güçlenirse hem 
Yalnızca 2-3 cm’lik toprağın oluşması 
konuma indirgeniyor. bir ürünün yıl içinde en taze, en 
ekolojik hem de toplumsal direncimiz o kadar 
bin yılı bulabiliyor. Ne var ki çağdaş 
lezzetli olduğu dönemi tanımlar. 
H
artar. Çünkü yerel üretim aynı zamanda yerel 
ayca_ceylan
yaşamın büyüsüne ve hızın getirdiği 
İtalya’nın yavaş yemek hareketi, 
dayanışmadır. Mevsimsel beslenme, bedenimizin 
Yukarıda abartılı bir 
ekonomik hacme kapılınca toprağın 
sofrayı yalnızca karın doyurulan bir 
doğal ritmini onurlandırır. Özetle toprak kültürü, 
biçimde tarif ettiğim bu 
belleğiyle olan kadim bağ her geçen gün biraz 
yer olmaktan çıkarıp doğayla ahenk içinde bir 
yalnızca geçmişe değil geleceğe uzanan bir 
yaratım biçimi, hem 20. 
daha önemini yitirdi.
ritüele dönüştürmeyi amaçlıyor. Ülkemizde ise 
köprüdür.
yüzyıl sonunda “gerçeğin 
Gezegenimizin yaşaması toprakla olan değerli 
yaz domatesi kaynatılıp kavanozlara girer, kışlık 
Bugün çevresel sürdürülebilirlik dediğimiz şey 
indirgenmeye” başladığı 
bağa bağlıdır. Birleşmiş Milletler verilerine 
tarhana yapılır, her şey zamanı gelince tüketilirdi. 
belki de sadece şunu hatırlamaktır: Mevsim ne 
dönemde ortaya çıkan 
göre gıdanın yüzde 95’inden fazlası topraktan 
Şükür ki son yıllarda bu 
söylüyor? Toprak ne istiyor? Ve 
punk kültürünün “Kendi 
gelir. Ayrıca, bitkiler için gerekli olan 18 doğal 
geleneklere yavaş da olsa 
biz bu iki sesi ne kadar 
başına yap” söylemiyle kimyasal elementin 15’ini sağlar. Günümüzde 
bir geri dönüş var. 
dinliyoruz?
iklim değişikliği ve insan faaliyetleri sonucunda 
Ülkemizin bazı 
örtüşüyor, hem de 
Her ürünün 
toprak sağlığı giderek kötüleşiyor. Erozyon 
bölgelerinde 
üretimde kolaj estetiğini 
doğal dengeyi bozuyor, suyun sızmasını ve tüm 
atalık 
“esin perileri”nin önünde 
yaşam biçimleri için ulaşılabilirliğini azaltıyor, 
tohum 
bir yaratıcılık biçimi 
zamanı vardır
gıdalardaki vitamin ve besin seviyelerini 
olarak etkin kılıyor.
düşürüyor.
Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Japonya’dan Latin Amerika’ya uzanan geniş 
Alın size yaratımın 
Toprak kültürü, sağlıklı gıdanın çok ötesinde 
bir coğrafyada, mevsimsel beslenme ve yerel üretim gibi alışkanlıklar yalnızca 
demokratikleşmesi. Peki 
bir anlam taşır. Çünkü sağlıklı toprak, zengin 
gereksinimden değil toprağın döngüsüne duyulan saygıdan doğdu. Her mevsimin 
ama neyin karşılığında?
mikroorganizma çeşitliliğiyle beslenen, kimyasal 
bir ruhu, her ürünün bir zamanı vardı. Kışın bedeni daha çok ısıtacak pancar 
Hepinize iyi pazarlar...
girdilerden uzak bir yaşam alanı demektir. 
veya yazın su oranı yüksek salatalık, kabak tercih etmek gibi beslenme alışkanlıkları 
Endüstriyel tarım politikaları toprağı bir 
“sürdürülebilirlik” adı altında yeniden konuşuluyor. Bu pratikler, aslında binlerce yıllık 
DENIZ ÜLKÜTEKIN
“üretim aracı”na indirgediğinde bu canlı yapı 
bir ekolojik bilgeliğin parçası.
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
bozulmaya başladı. Aşırı ilaçlama, monokültür 
İnsan evriminin kadın kahramanlarını merak ettiniz mi?
nsansız bir dünyanın ardından “insansı”lar, ilk kez 7 milyon nesillere borçluyuz. Onlar bizim Kızılırmak kavsi içerisindeki 
ANA TANRIÇANIN 
yaklaşık 7 milyon yıl önce yıl önce Doğu Afrika’da zuhur isimsiz kahramanlarımız. Her Çorum’dan kopup dünyayı fethetmiş 
IZINDE
Doğu Afrika’da başladı eylemişlerdi. Tıpkı kuzenleri biri kendince insanlığın evrimine bir hoca Metin Özbek. İnsanlığın 
hikâyemiz. Ve ilk kez kadın şempanzeler gibi kâh yerde, kâh bir şeyler katıp, sıraları gelince evrimi gibi çetrefil bir konuyu 
karakterler üzerinden yazılıyor, ağaç tepelerinde mutlu mesut bu dünyadan göçüp gittiler. sanki arkadaşıyla konuşur gibi hiç 
İ
milyonlarca yıllık evrimin son halkası yaşayıp gidiyorlardı. Derken İşte ilk kez, mücadelelerle dolu yormadan, üzmeden, sıkmadan 
olan sapienslere kadarki serüvenimiz. yaklaşık 3 milyon yıl kadar önce bu insanlık tarihini kadınların anlatıyor. Sular seller gibi akıyor 
“Homo” ailesinin kadınları neler neler muazzam bir kuraklık baş gösterdi. gözünden gören, duyan, kitap. Soluksuz okuyorsunuz.
yaşadılar, ne badireler atlattılar? Çevredeki tüm ağaçlar, otlar, duyumsayan ve anlatan bir kitap 
Bilim temelli yanıtlar için yeşillikler sıcaktan kavrulmaktaydı. yazıldı memlekette. Öz Türkçe, 
Kaynakça 
varoluşumuzun kritik dönemeçlerini Eskiden kolayca topladıkları bitki, çeviri değil. “Bizi bize anlatan” 
- Prof. Dr. Metin Özbek, “Sapiens’ten 
DOĞA 
“kadın merkezli” bir bakış açısıyla meyve ve yumrulardan eser yoktu. yine “bizden” bir akademisyen. 
Önce İnsan Vardı”. İmge Kitabevi. 2018
TAŞLARDAN
anlatan Hacettepe Üniversitesi Ağaçlar kuruyunca, tutunacak Anadolu’nun bağrından, 
Edebiyat Fakültesi Antropoloji dalları da kalmadı. 
bölümünün duayen hocası Prof. Dr. Metin Su kaynakları buharlaşıyor, 
Özbek’e kulak veriyoruz. Kadının uygarlığa henüz kurumamış göllerin 
katkılarına odaklanan efsanevi kitabının çevresinde ise vahşi hayvanlar 
adı: “Sapiens’ten Önce İnsan Vardı”. cirit atıyordu. Kelle koltukta suya 
Kahramanlarının hepsi kadın: inmek, etçillere yem olmadan 
Galeati Yayıncılık
l 3.3 milyon yıllık iskeleti Etiyopya’da bir beslenebilmek sıcaklık, kuraklık, 
YENİ
göl yatağında bulunan Lucy Hanım açlık ve kıtlık enselerindeyken 
l 1.8 milyon yıl önce alet yapan Habilis Ana yaşama tutunabilmek hiç kolay 
l 800 bin yıl önce Filistin’de ateş yakan değildi.
Erektus Ana Hal böyle olunca, tası tarağı 
l 125 bin yıl önce ölüsünü gömen, ateş ve toplayıp yollara düştüler. Daha 
av teknikleriyle beslenme alışkanlıklarını yaşanası bir hayat umuduyla 
değiştiren Neandertal Ana Çad, Etiyopya, Tanzanya, Kenya 
l 100 bin yıl önce terzilik yapan, ok ve derken Afrika’nın dört bir yanına 
mızrak kullanan, mağara resimlerinin ve dağıldılar. Farklı topraklarda, 
bereket tanrıçalarının esin kaynağı Sapiens farklı anatomiler, huylar ve varoluş 
Ana... stratejileri geliştirdiler. Zamanla 
Kimdi bu kadınlar? Nelerin mücadelesini kimi topluluklar hepten yok 
verdiler? Neyi, nasıl çözdüler? Ne yediler, ne olup gitti, kimileri ise her türlü 
KARGO DAHİL 280 ¨ YERİNE
içtiler? Ne tür ilişki ağları içerisine girdiler? zorluğa karşın ayakta kalmasını 
¨
Topluluklarını nasıl yönlendirdiler? Sezgilerini bildi. İşte bugün “insan” olarak 
225
nereye kadar dinlediler? Bilgelikleriyle nasıl varlığımızı, kâh çöl sıcakları, kâh 
+90 539 669 60 69
güven telkin ettiler? buzul çağlarına göğüs gererek 
www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
Hikâyenin özeti şu: Uzak atalarımız olan soyunu yok olmaktan kurtarabilmiş 
            
    
