Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 MART 2025
2
EDİTÖRDEN
umhuriyetimizin
Tohumun mucizesi ve
emanet edildiği
gençler. Aynı
C
zamanda hiç
güvenilmeyen, sorumluluk
verilmeyen, göz ardı
edilen, fırsat sunulmayan,
yeteneklerini göstermeleri
Vandana Shiva
engellenen ve gelecekleri
hiçe sayılan yine onlar.
Yaşamları ve değerleri
hiçe sayılan bu topluluğa DAIRESEL
Hindistan’ın
yüklenen sorumluluk
FLORA
oldukça ağır değil mi?
iç ve dış
Bir de üstüne duyarsız
olmakla, büyüklerine sömürgeciler
saygı göstermemekle,
tarafından talan
farklı kültürlere yerel
kültürümüzden daha
edilmesine karşı duran
fazla önem vermekle
eleştirilirler.
bir kadın bugünlere
Benim için değerli olan AYÇA
ışık tutuyor.
ise böylesi ağır koşullar
CEYLAN
altında bile ne zaman
göreve çağrılsalar koşarak
ayca_ceylan
gitmeleridir.
HHH
lkbahar, toprağın yeniden uyanışıdır.
Bugün Saraçhane’de,
Doğanın bu uyanışı bize bereketi,
kent meydanlarında dün
doğurganlığı ve yaşamın sürekliliğini
Taksim’de Gezi Parkı’nda,
hatırlatır. Her tohumda saklı olan muazzam
1977’de 1 Mayıs’ta,
İ potansiyel, yalnızca gezegenin değil,
Kızılay’da 555K’de gençlik
insanlığın da geleceğini taşır. Bu hafta siz değerli
her zaman görev başında
okuyucularımla hem insanlık hem gezegen adına
olmuş; çağdaş, demokratik
duyarlı bir tavır sergileyen, Hint çevre eylemcisi,
hukuk ve adalet temelinde
gıda güvenliği savunucusu ve küreselleşme karşıtı
yükselen Cumhuriyet
yazar Vandana Shiva’yı anlatmak istedim.
değerlerini korumak için
Manastır eğitiminden sonra fizik eğitimi alan
göğsünü siper etmiştir.
Vandana Shiva, 1975 yılında Western Ontario
Bugünkü vaziyet belki
üzerindeki iddialarının çoğunu kaybetti.
Üniversitesi’nde “Kuantum Teorisinde Saklı için Kenya’nın başkenti Nairobi’ye davet edildi.
kısa sürede sona ermeyecek.
Vandana Shiva’nın ortaya koyduğu en önemli
Değişkenler ve Lokalite” teziyle fizik felsefesi Konferansta ağırlıklı olarak sınırsız büyümeyi
Belki bir süre sonra yeniden
kavramlardan bir tanesi de “yeryüzü demokrasisi”
doktorasını tamamladı. Bilim dünyasından amaçlayan kalkınma modellerinin yarattığı
benzer olaylar tekrar
kavramıydı. Bu kavram sadece insanlar arasında
aldığı disiplin ve araştırmacı bakışı onu doğanın tahribatlar ele alındı. Çevresel yıkımın kadınlar
edecek. Ancak artık eminim
değil tüm canlılar arasında adil, dengeli ve
yasalarına kulak veren bir savunucuya dönüştürdü. üzerindeki olumsuz etkileri ilk kez bu konferansta
ki Türk gençliği her zaman
döngüsel bir yaşam düzenini savunur. Kavramın
Çocukluğunda, bir orman koruyucusu olan babası açık şekilde ifade edildi.
görevinin başında olacak.
kökenleri, “dünya tek ailedir”
ve çiftçi annesi ile doğanın dilini öğrenerek
Kimileri sessizliklerini TOHUM BANKASI
anlamına gelen vasudhaiva
büyümüştü ancak doktora sonrası Hindistan’a
umursamazlıklarına
Vandana Shiva’nın 1991’de
kutumbakam ifadesine dayanır.
döndüğünde çıktığı doğa yürüyüşlerindeki manzara
yorsa da alaycı tavırlarını
kurduğu Navdanya Vakfı,
Eğer tek bir aileysek kaynakları
belleğindeki çocukluk ve gençlik manzaralarıyla
kabulleniş olarak görse yalnızca bir tohum bankası
dengeli, adil ve gereksinimler
uyuşmadı. Hammadde uğruna ağaçlar kesilmiş,
de olan biteni izleyip değildi. Kültürel bir bellek,
doğrultusunda kullanmalıyız.
akarsular kurumuştu.
gördüklerini, duyduklarını canlı bir laboratuvar ve
Yeryüzü demokrasisinde
AĞAÇLARA SARILMAK
kendi kuşaklarının çerçevesi geleceğe bırakılan bir emanetti.
gezegenin kaynaklarını
ve günün koşullarına göre Hindistan’da 1973 yılında kadınlar tarafından Navdanya’nın anlamı “dokuz
tükenmez bir hammadde
doğru yorumladıklarını örgütlenen Chipko Hareketi, belki de dünyadaki tohum”dur ve bu sembol,
olarak görmek yerine onların
bugün daha iyi en şiirsel ve güçlü direniş biçimlerinden tarımsal çeşitliliğin kutsal kabul
korunması ve döngüselliğini
görebiliyoruz. biridir. Chipko, “sarılmak” demektir. Kadınlar, edildiği vedik geleneklerden
temel alınır. Her tohumun,
HHH Hindistan’da kereste mafyasının meşe ağaçlarını gelir. Vandana Shiva,
her ağacın, her nehrin yani
Belki hiç duymadıkları kesmelerini önlemek için ellerinde hiçbir şey endüstriyel tarımın dayattığı
doğanın tüm parçalarının da
bir söz ama tüm gençliğe olmadan, yalnızca ağaçlara sarılarak durdular. Bu, monokültürün insanlığı
hakkı vardır. Bu bakış açısı,
hem fiziksel hem de simgesel bir savunmaydı. nasıl açlığa ve yoksulluğa
kocaman teşekkürler.
ekonomik büyümenin düz
Hareketin sözcüsü olan Vandana Shiva, Chipko sürüklediğini gördükten
Türkiye Cumhuriyeti’nin
modellerini reddeder. Onun
Hareketi’ni yalnızca çevre mücadelesinin sonra köy köy dolaşıp tohum
kuruluş değerleri belki
yerine döngüsel, onarıcı ve
değil kadının doğayla kurduğu köklü bağın ve toplamaya başlamıştır. Bugün
bugün olabileceği en
yerel odaklı yaşam biçimlerini
toplumsal adaletin de sesi olarak görüyordu. Ona Navdanya çatısı altında
kötü durumdadır ama
savunur.
göre orman sırf odun değil su, toprak, besin ve 150’den fazla tohum bankası
onlar olmasa belki bir
Toprakana kültünün bu denli
topluluk demektir. Ormanı savunmak, yaşamın var ve yalnızca pirinçte 4 bin
Cumhuriyet’imiz bile
yoğun olduğu bir coğrafyada
sürekliliğini savunmaktı. Ve elbette bu kolektif çeşit yerel tohum korunuyor.
olmayacaktı. Demek öyle
ilkbaharın geldiği, toprağın
iyicil hareketin etkisi büyüdü ve dünyanın dört Bu bankalar, her yıl tohumları
sağlam bir temel atılmış ki
uyandığı bugünlerde tohumun
bir yanına yayıldı. Bugün dünyanın herhangi bir ekerek ve değişen iklim koşullarına uyum
kuşaklar değişse de o duygu
mucizesine, doğanın döngülerine ve bu kadın
yerindeki çevre hareketinde ağaçlara sarılmak yeteneklerini takip ederek geleceğin tarımını canlı
hep yerinde kalıyor.
kahramanlara teşekkür etmek gerek. Bitirirken
deyince aklımıza Chipko’nun o ilk sessiz direnişini tutuyor. Unutmadan 1998’de Navdanya ABD’li
onun şu sözü, baharı ve toprağı kutlayan her kalbe
gelmeli. Vandana Shiva Chipko Hareketi, kadınlar RiceTec Inc. tarafından basmati pirincinin biyolojik
dokunacaktır:
DENİZ ÜLKÜTEKİN
ve çevre alanındaki çalışmaları nedeniyle 1985’te korsanlığına karşı bir kampanya başlattı. 2001’de
“Dünya için doğru şeyi yapıyorsanız o size harika
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
Birleşmiş Milletler Kadın Konferansı yoğun bir kampanyanın ardından RiceTec, patent
bir arkadaşlık sunar.”
dönüp kendini bulmak isteyen diğer martılara
yardımcı olma isteği onu cennetten çıkarır ve
dünyaya geri götürür. Jonathan’ın öğrencileri
olur. Onlara özgürlüğü anlatmaya çalışır.
Elinden geleni yaptıktan sonra bir gün ortadan
kaybolur.
DEĞERİ GEÇ ANLAŞILIR
Sonra ne mi olur? Yıllar geçer ve dünyadaki
martı sürüleri Jonathan’ı kutsallaştırır. O
artık bir puta dönüşmüştür. Jonathan’ın azmi,
anlama çabası, bıkıp usanmadan çalışması yok
sayılmış bir tür üstün güçleri olan martı olarak
anılmaya başlamıştır.
Martı sürüsü, Jonathan’ın kutsallığını
Martı Jonathan Livingston
çoğaltmak için ritüeller icat edip onun ilk
öğrencilerine anıt mezarlar yapmışlardır ve
böylece yaşamak için gerekli olan neden
Farklı düşünen, kalabalıklara uymayanlar dünyayı değiştirebilir ancak onları izleyenlerin
öğrenmek, keşfetmek ve özgürlük değil
bunu kabullenmesi çoğu zaman zor olur. Tıpkı Martı Jonathan Livingston’a olduğu gibi.
ritüeller olmuştur.
Martı Jonathan Livingston bilindiği
üzere bir insan öyküsünün temsilidir.
aşamın gerçek anlamını becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı onunla gurur duyacağını düşünürken
İçine doğduğu kültür, gelenek
arayan, bulmaya çalışan bir kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz durum bunun tam tersi olur. Martı
ve kabuller evreninde özgürce
martıdan daha sorumluluk olabiliriz. En önemlisi özgür olabiliriz! Uçmayı Konseyi, Jonathan’ı yargılamak için
kendi olmaya çalışan bir insanın
sahibi biri olabilir mi? öğrenebiliriz.” toplanmıştır. Toplantı sonucunda
macerasıdır. Bu insan yalnızca
“Y 1000 yıldır yaptığımız tek kendisine alınan karar bildirilir:
Kendini diğer arkadaşlarından farklı gören
kendini, kendi hikâyesini düşünen
şey balık peşinde koşmak. Artık yaşamak için Livingston, sorumsuz ve pervasız
Jonathan’ın amacı karnını doyurmak değil
biri değildir. İçine doğduğu toplumun
bir nedenimiz olmalı: Öğrenmek, keşfetmek, davrandığı için sürüden atılmıştır.
uçmaktır. Bu öylesine büyük bir tutkudur ki
durumunu dert edinen, toplumun
özgür olmak gibi.” Artık yalnızdır. Bir gün gökyüzünde
çevresindeki herkesle sorun yaşamasına neden
AYŞE ACAR
Her yaştan insanı etkileyen bir başyapıt, özgürce uçarken gecenin bir yarısı dönüşmesi için çaba sarf eden
olur. Annesi, alçaktan uçmanın albatrosların işi
Richard Bach’ın dünyaca ünlü eseri “Martı ışıklar saçan iki martıyla karşılaşır. biridir. Richard Bach bize böyle bir
olduğunu, bu hevesten vazgeçmesi gerektiğini,
Jonathan Livingston”. Uçuşları çok farklı olan bu kuşları Jonathan insan olmamız gerektiğini söylerken tüm bu
zayıf kaldığını ve yemek bulması gerektiğini
Richard Bach, Amerikalı bir yazar ve pilottur. çok sevmiştir. Onlarla bambaşka bir dünyaya çabaların sonuçsuz kalabileceği uyarısında da
söyler ama Jonathan onu dinlemez. Bir
Uçmaya olan tutkusuyla tanınan yazarın eseri geçiş yapar. Cennet dediği bu yeni dünyada bulunur.
gün karanlıkta uçmaya karar verir. Martılar
1970’lerden günümüze dek bireysellik ve öğrenme hevesiyle yanıp tutuşan kuşların Ömrünüz boyunca çaba sarfetmiş olsanız da
karanlıkta uçmayı bilmeseler de o sabırla
özgürlük konularını gündemine alan herkesin anlaşılamayabilirsiniz. Fakat kanaatimizce bu
arasında sınırlarını zorlamayı, sonsuzluğa
denemeler yapar ve bunu başarır.
riski göze alan ya da anlaşılamayacağı garanti
hiç kuşkusuz dikkatini çekmiştir. dokunmayı deneyimler.
BAŞARI CEZASIZ KALMAZ
Hikâyenin ana teması şu cümlelerle Her şey bambaşka bir hal almıştır ama olsa dahi çabalamaktan yine de vazgeçmeyen
özetlenebilir: “Cehaletimizi kırabiliriz, Bu büyük başarıdan sonra diğer martıların Jonathan’ın aklı hep geldiği dünyadadır. Geri kişi ancak Martı Jonathan olabilir...