Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 eylül 2023
4
Hem edebiyatta hem de sinemada kültleşen ölümsüz eser Otomatik Portakal sıra dışı bir yorumla tiyatro sahnesine çıkıyor
deniz
ülkütekin
izim dilimizdenb
nthony Burgess’in, Stanley
Kubrick tarafından sinemaya
aktarılan ve içerdiği şiddet,
Otomatik Portakal
şiddeti giderme yolları,
Ainsanın özüne ve toplumu
“ehlileştiren” sistemi sorgulatan yapısıyla
kült bir öyküsü olan Otomatik Portakal
Elvin ve Erdal Beşikçioğlu yönetmenliğinde
Bir lağım yarattık
Tatbikat Sahnesi tarafından sahneye
koyuluyor. Bir rap müzikali olarak tasarlanan
ve tanınmış rap müzisyenlerin rol aldığı
u b ir de oyunun müzikal yönü var.
oyunun baş karakteri Alex’i ise Şanışer
e. b eşikçioğlu: Distopik bir dünya yaratmak
ismiyle bilinen Sarp Palaur canlandırıyor. 28
istiyorduk, bir lağım yarattık. Bütün hikâye bu
Eylül’de Zorlu PSM’de izleyiciyle buluşacak
pisliğin içinde geçiyor. Pisliğin içinde eğlenen,
bu sıra dışı oyunu Erdal Beşikçioğlu ve Sarp
toplumun dışladığı, kendi özgürlüklerini kendileri
Palaur’la konuştuk.
var etmeye çalışan bir sınıf oluştu bu lağımın içinde.
alex bulmasak yapmazdık
Fakat lağımda yaşayan insanlar daha da fena
batmaya başladılar, sistemin kendi içindeki etkileri
u Otomatik Portakal metin olarak sizin için ne
yüzünden. Sonuçta da sistemin arzu ettiği seçme
ifade ediyor?
seçilme hakkından mahrum bırakılmış vatandaşlar
erdal b eşikçioğlu: Ben biraz distopik
ortaya çıktı. Sonra bireysel olarak Alex’in tepkisini
edebiyat seviyorum. Geçmişin distopik
görüyoruz oyunun bütününde. Müzikal tarafı
eserlerinin günümüz postmodern
çok zor. Her şeyden öte bir şiir var orada.
gerçekliğine dönüştüğünün altını çizmeye
Onun kendi içinde ölçülendirilmesi
çalışıyorum. Bundan önce yaptığımız
sonra “beat”lerle birleştirilmesi ve
“Fahreneit 451” de bu konuya odaklanmıştı.
Alex’in dünyasındaki klasik müziğin,
Otomatik Portakal da bir distopik eser
rap müziğe oranlı bir şekilde
ama aynı zamanda ülkenin en önemli
oluşturulması, Sarp ve arkasındaki
unsuru olan gençlerin yaşamsal kaygılarına
çok büyük bir takımın eseri.
dertlendiğim için sahneye koymak istediğim
S. Palaur: Senfonik yaptık.
de bir eserdi. Ama bunun için dört ana
eserlerin hepsini senfonik
karakter bulmamız gerekiyordu ki bu
rap haline getirdik. Bir kısmı
karakterler de şiddeti kendi içinde neşe,
benim eski eserlerimden
övgü şeklinde anlamlandırmalıydı. Rap
oluşuyor. Bir kısmı bu iş
müzikle uğraşanların gördüğü şiddete karşı
için yazıldı. Farklı yıllarda
sanatla, neşeyle baş kaldırmalarının bu eser
yazılmış her şeyi toplayıp
için uygun olabileceğini düşündüm. Bunun
Beethoven’ı referans
üzerine de rap müzikle Otomatik Portakal’ın
alarak senfonik bir hale
ana hikâyesini müzikal formatta izleyiciyle
getirdik.
buluşturmaya karar verdik. Biz Otomatik
Portakal’ı neden yaptık? Eğer Alex bulmasak
yapmazdık. O da çok tesadüf oldu. Bunu
her seferinde dinleyecek maalesef Sarp.
Bir ingiltere yolculuğunda bir oyuna gittik.
Tiyatronun çok büyük bir kütüphanesi vardı.
Bu eser bana göz kırptı, bir aldım baktım ki
peşinde koştuk. Başlama hikâyesi bu ama temel olarak isyanımızın çıkış noktası aynı.
e. b eşikçioğlu: Oyunu seyretmeye
oyunlaştırılmış Ulusal Tiyatro tarafından.
içindeki özü, gencin sistem karşısında nasıl
geldiğinizde sinemadan hiç bir kareyle
u Eserle ilk karşılaştığınızdaki duygularınızla
Dedim ki bu bulunsun, belki işimize
otomatik bir vatandaş haline geldiğinin,
karşılaşmayacaksınız. Akış aynı şekilde
Alex’i canlandırırken ki duygularınız arasında
yarar. Akabinde bir teklif geldi, genç rapçi
seçme ve seçilme hakkı elinden alındığında
olmayacak. Eserdeki dünyayla buradaki dünya
ne gibi farklar veya benzerlikler var?
arkadaşlar bir karma albüm yapıyormuş,
bunun bir iyilik olup olmadığı sorgusunun
bambaşka olacak. Çünkü biz eseri yaparken
S. Palaur: İzlerken ve okurken sadece
benden de bir tirat okumamı istediler.
yapıldığı bir eser.
bizim toplumumuzla ilgili derdimizi ortaya
bir esere bakıyorsunuz. Eşleştirmeniz
Kimmiş bu arkadaşlar derken Sarp’la
çıkarmaya çalıştık. Bir genç eğitim hayatına
gerekmiyor. Alex de çok sempatik bir
u Siz Alex’te kendinize dair ne
karşılaştım. Akabinde buluştuk.
Anadolu lisesinde başlarken eğitim hayatının
buldunuz? karakter değil. Özellikle işin ilk yarısında.
“Ludovico” diye bir albüm
sonunda imam hatip lisesinden mezun oluyor.
Dolayısıyla izlerken “Ne güzel bir estetiği
Sarp Palaur: Benden
yapmışsın, ne iş?”
Bu çok ciddi bir çatışma ve o dönemin genci
veya hiçbirimizden varmış filmin, aman ne kadar şairane anlatmış
dedim. Dedi ki “Ben
bugün seçme ve seçilme hakkını kullanıyor.
çok farklı değil. şiddeti Anthony Burgess” diye izledim ve
Otomatik Portakal’ı
Bunların altını çizmeye çalıştık. Filmi
Hepimiz o okudum. Fakat oynamaya gelince kendi içinde
çok seviyorum.
seyretmek yönetmenin estetik algısı içinde
yaşlardayken bir meşrulaştırman gerekiyor her şeyi. Pasifist
Oradan yola
bir şey ifade edebilir, öyküyü okuyan başka
şeyleri dışarı bir insan sayılırım günlük hayatımda. Birini
çıkarak bir albüm
bir dünya hayal edebilir. Biz Alex’in iç
vurmak istedik. öldüren bir karakter canlandırma fikri çok
yapmak istedim.”
dünyasındaki buhranlarla çevre etkilerinin onu
Ben şanslıydım korkunçtu. Allah’tan oyuncu koçum Erdal
Ludovico da bir
ne hale getirdiğini bizden bir dille anlatmaya
müzikle tanıştım, abiydi. Çok yardımcı oldu.
insanı sistemin
çalıştık. Dili çok zor zaten. Dört kanki kendi
Alex o kadar
istediği insana
bizim dertlerimiz
aralarında bir altkültür dili oluşturmuşlar. Bu
çeviren tedavi şanslı olmadığı
dil de İngilizce ve Rusça kelimelerin birbirine
şeklini anlatıyor. bir dünyada
u Bana sorarsanız Otomatik Portakal’ın
girerek oluşturduğu bir cümle yapısında.
Albümden birkaç doğmuş bir karakter.
en güçlü yanı insanı kendi içinde bir çelişkide
şarkı aldık, aldığımız Dolayısıyla isyanını, Bunun tercümesi çok zor.
bırakabilmesi. Çünkü filmin ilk yarısında nefret
şarkılara parçalar kinini ve nefretini Biz dili, bu tercüme yerine, rap müziğin kendi
duyduğunuz bir karakterle ikinci yarıda bir
ekleyerek bir “libretto” içindeki provokatif algoritması
yumruklarıyla gösteriyor. şekilde empati kurmaya başlıyorsunuz. Bu iki
oluşturduk. Sonra da bunun
Aramızdaki fark bu ama duyguyu birden yansıtmak da zor olmuştur. üzerine kurduk.
berrin karadeniz
berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr
v Kim Bu Ben?
aşrollerinde Beyza Şekerci, Onur Ünsal
Kültür rotası Bve Neslihan Arslan’ın yer aldığı “Kim
Bu Ben”, Rose Leilani’nin yazdığı ilk ve
tek oyun. Küresel iklim krizi, pandemi,
neoliberalizm, bireyselleşme, dijitalleşme
ve aşkı da odağına alan kriminal bir gerilim.
Yönetmenliğini Engin Hepileri’nin üstlendiği
müziklerindeyse Kenan Doğulu’nun
imzasını taşıyan 2 perdelik oyun, 27 Eylül
Çarşamba günü Zorlu PSM’de.
v Madama Butterfly
zmir Devlet Opera ve Balesi, 2 perdelik operasını izleyiciyle
İGiacomo Puccini’nin en önemli buluşturuyor. Opera, 29 Eylül’de
eserlerinden olan ve librettosu L. İzmir Bornova KSM Necdet Aydın
Illica ile G. Giacosa’ya ait olan Sahnesi’nde, biletler biletinial’da.
v Ustalar Ustalarını Anlatıyor
ürkiye Tiyatro hayatına dokunan birçok
v ‘Antakya Varsa
TVakfı’nın hazırladığı usta ismi ve farklı tiyatro
“Ustalar Ustalarını ekollerini anıyor. Metin
Ben de Varım’
Anlatıyor” adlı podcast Akpınar ise, Ulvi Uraz ve
serisi, Tilbe Saran ve Haldun Taner’le
u yıl 11.’si düzenlenecek olan Uluslararası
Metin Akpınar’ın konuk başlayan tiyatro
BAntakya Film Festivali, “Antakya Varsa Ben Saran
olduğu iki yeni bölümle yaşamını aktarıyor.
de Varım” sloganıyla yola çıkıyor. Depremde
devam ediyor. Ustalık Mey|Diageo’nun
yaşanan büyük yıkımın izlerini taşıyan Antakya’da
kavramını odağına alan destekleriyle hazırlanan
etkinlikler konteyner yerleşkelerinde yapılacak.
serinin yeni bölümlerinde podcast’ler Spotify
Film gösterimleri, sektörel buluşmalar ve destek
Tilbe Saran, başta Yıldız başta olmak üzere farklı
etkinlikleri ile gerçekleşecek festival, 13-19 Ekim
Kenter olmak üzere platformlarda dinlenebilir.
akpınar
tarihlerinde izleyicisiyle buluşacak.
Fotoğraf: Vedat arık