Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 2lye 023
2
İklim krizinin etkileri arttıkça konuya ilişkin yapımlar da çoğalıyor
Editörd En
arkındalık,
kameranın odağı
üzerine sıkça
konuşulan bir
dönemdeyiz.
F
Farkındalık ve
duyarlılık geliştirmemek
veya bu toplumsal
anlamda farkındalık “talep
iklim krizi
eden” konular hakkında
kendimizi ifade etmemek
Dijital çağda iklim krizi ve
ayıplanacak bir durum Dairese L
oldu neredeyse. Elbette
küresel ısınmanın sonuçlarıyla FLOr a
göz önünde olan kişiler
ilgili bilgi edinilebilecek en iyi
için çok daha geçerli olan
bu durum, düzenli olarak
kaynaklardan bazıları dijital
“paylaşım” yapan herkes
platformlardaki belgeseller. İşte
için de geçerli.
farklı alanlardan dünyamızın
HHH
Kamuoyunun üzerinde
dengesinin nasıl değiştiğiyle ilgili
uzlaştığı veya ikiye
kaynak olabilecek
bölündüğü hemen her ayÇa
konu üzerinde oluşan bu
dört belgesel önerisi. c eyLaN
duyarlılık sorunu ortaya
ağım solum önüm
yeni bir meşguliyet de
arkam ekran!”
çıkardı: “Sen niye bu
çağındayız. Ekranların içinden
konu hakkında paylaşım
dünyaya veya arzu edilen
yapmadın?”
“Sevrenlere geçerken küçük
HHH
bir dileğim var: Küresel kaynamanın yoğun bir
Aslında olağan bir
şekilde deneyimlendiği bu zaman diliminde
beklenti olduğunu
sürdürülebilirlik adına da ekranların desteğini alan
söyleyebiliriz. Çünkü
insan sayısının günbegün artması. Sosyal medya
hemen hepimiz gündelik
bu konuda ümit verici. Öte yandan hazır sonbahar
yaşamlarımıza yönelik
günleri gelmişken ve kentlere dönüş başlamışken
düzenli, düzensiz
siz sevgili okuyucularım için ekobelgesellerden bir
paylaşımlar yapıyoruz.
kıtlığı içinde yaşayacağını ve toplam nüfusun yüzde
seri derlemek istedim. u The True c ost (Gerçek Bedel)
Durum böyle olunca öyle
66’sının sınırlı kaynaklar ve koşullarında yaşayacağını
bir noktaya geliyoruz ki 1 saat 32 dakika, 2015
öngörüyor. Andrew Morgan’ın yönettiği “Gerçek
özellikle gündem olan Hızlı moda, dünyanın üçüncü büyük kirleticisi.
Bedel” belgeselinde hızlı moda endüstrisindeki birçok
Buna karşın birkaç kere giyilebilecek olan birçok
bir konuda yapılmayan
konu incelikle ele alınıyor. Yönetmen iki yıl boyunca
ürün tüketiciler tarafından tercih edilmeye devam
fikir paylaşımı göze batar
13 ülkeyi dolaşarak hızlı moda hakkında bilgiler
ediyor. Aslına bakarsınız bu alandaki bilgi eksikliği
oluyor.
topluyor. Düşük işçi ücretlerinden çevre kirliliğine
de insanların yeri geldiğinde hızlı tüketiminin parçası
HHH
kadar birçok başlığa yer veren belgeseli izledikten
olmalarına neden oluyor. Gardırobunuzdaki her bir
Kendi sırtımıza
sonra satın almayı arzu ettiğiniz ürünler hakkında
tişört, bir insanın 3 yıllık temiz su gereksinimi. UN-
yüklediğimiz oldukça
satın almadan önce derinlemesine düşüneceksiniz.
Water, 2025 yılına kadar 180 milyon kişinin tam bir su
ağır bir yük söz konusu
ve farkında değiliz.
Hemen her konuda fikir
sahibi olmamız veya
konuyla ilgilenmemiz
mümkün mü? Elbette
“stratejik sessizlik”lerin,
“görmedim”lerin -en
kibarından- topluca “haydi
canım sende” serzenişiyle
püskürtüldüğü ortak fikir
alanımız bize “duyarsız”
kalma olanağını pek
sunmuyor.
HHH
Şikâyet edemeyiz.
u David attenborough: a Life on
Büyük çoğunluğumuz
Our Planet (David attenborough:
bu yükü gönüllü olarak
Gezegenimizden Bir yaşam)
kabullendik. “Nasıl u Just eat It: a food waste story (Hepsini ye:
1 saat 23 dakika, 2020
u Margaret Mee and the Moonofl wer
görmedin?”, “Gerçekten Bir yemek Israfı Öyküsü)
Yaşadığımız iklim krizi kendiliğinden oluşmadı.
(Margaret Mee ve ayçiçeği)
duymadın mı?” 1 saat 15 dakika, 2014
İnsan kaynaklı bir iklim krizi yaşıyoruz. Durum
1 saat 18 dakika, 2013
tepkilerinin yarattığı
Kuraklık, aşırı hava olayları ve El Nino etkisi derken
böyle olunca bireyselden özel kuruluşlara ve
1950’lerde Brezilya’ya taşınan İngiliz botanik
geri, eksik kalmışlık
küresel ölçekte bir gıda sorunu yaşanıyor. Şöyle ki
kamuya kadar birçok paydaşın sorumlulukları var.
sanatçısı Margaret Mee’nin üretimleri ve doğa
yoksunluğuyla artık
ülkemizdeki ayçiçeğinin yoğun bir şekilde üretildiği
David Attenborough’un anlatıcı olarak yer aldığı,
dostu yaklaşımları hakkında Malu De Martino’nun
küresel bir farkındalık
Trakya’da bile bu yıl ayçiçeği veriminin yüzde 70
Jonnie Hughes tarafından yönetilen bu belgesel
yönettiği Brezilya yapımı bir belgesel. Mee’nin
ağının parçalarıyız ve ne
daha düşük olacağı öngörülüyor. Yani ciddi bir hasat
insanın çevre üzerindeki etkileri merkezine alıyor.
ayçiçeği ile olan ilişkisi, size onun nasıl biri olduğu
yazık ki pek de özgün
sorunumuz var. Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine
Neredeyse bir ömrü doğaya adayan Attenborough
hakkında daha derin bir bilgi verebilir. Ayçiçeği bir
değiliz. Sanırım bizden
göre ise küresel ölçekte 1.3 milyon gıda çöpe atılıyor ve
kişisel deneyimlerinin ışığında, birikimleri
çeşit kaktüs ve yılda yalnızca bir kereliğine, gece
talep edilen de özgünlük
ne yazık ki atılan gıdaların en az yüzde 40’ı yenilebilecek
eşliğinde doğa kayıplarını anlatırken çözümün
çiçeğini açıyor. Bu çiçeği resmetmek adına yıllara
değil. Hepinize iyi
durumda. Grant Baldwin tarafından yönetilen bu
de hâlâ bizimle olduğunu ortaya koyuyor.
yayılan bir adanmışlık ve sonunda resmedilen
pazarlar.
belgesel, gıda israfı hakkında belgeselin yapımcıları
Umut verici bir dille kayıpları ele alan bir
ayçiçeği, doğanın dilini öğrenmek için tutkunun,
olan Jen ve Grant’ın kişisel deneyimlerini dünyadaki
anlatım ekoanksiyetinin küresel ölçekte gidecek
hissetmenin ve beraber yaşamanın dengesinin
gıda politikaları ile beraber ele alıyor. Altı ay boyunca
dE niz ÜlkÜtEkin
yükseldiği bir çağda iklim
önemini vurguluyor. Unutmadan sanatçının
atık akışına giren yiyeceklerle beslenen çiftin öyküsü
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
iyimserliği adına yapılan iyi
Amazon Havzası hakkında 15 günlük, 40 eskiz
Kanada’daki gıda israfını vurguluyor. Elbette bu israfın
ayca_ceylan
üretimlerden biri.
defteri ve 400 civarı bitki illüstrasyonu bulunuyor.
tüm dünyada da yapıldığını çok iyi biliyoruz.
Felsefecilerin teknolojiye ilişkin yaygın olarak yaptığı okuma, bir eleştiriden çok tamamen olumsuz bir yaklaşım olarak öne çıkıyor
Neden selfie çekiyoruz?
elfie benliğin boş İnsan, tüm evreni gören ama yabani otların kaplamasını sabırsızlıkla belirlemeye başladığını kavrayamamaktır.
biçimidir.” Bu tanım kendi yüzünü aracısız göremeyen bekliyorum,” diyor Miyazaki. İnsanın İçinde bulunduğumuz dönem “dijital”
Byung Chul Han’a varlıktır. Varoluşun en büyük doğasının otlarla kaplanmış bir dünya olması kelimesiyle iş yapılan bir dönemdir.
ait. Konu üzerine esprisi de bu olsa gerek. Belki de Dijital, Latince parmak anlamına gelen
gerektiğine ilişkin bu görüş ola ki her yerin
“Syaptığı analiz biraz
tarih insanın kendi yüzünü bizatihi otlarla kaplandığında ne yapacağımızı, “digitus” sözünden gelir. İnsan, el-beyin
can sıkıcı. Kabaca şöyle diyor:
görmeye ya da eğer göremeyecekse diyalektiğiyle iş yapmaktan el-parmak
otların bizde ne tür bir değişikliğe neden
“Yüzün yakın çekimi bütün arka planı
onu ortadan kaldırmaya doğru diyalektiğiyle iş yapmaya geçmiştir. Chul
olacağını bize söyleyememektedir.
bulanıklaştırır ve dünyanın kaybına
evriliyordur, kim bilir! Han, “Dijitalleşme bizi çocuksulaştırıyor”
ayşe aac r tEknolojinin kök Eni
neden olur. Bu kayıp selfie öznesinde
Gerçekten yapıp etmelerimiz dese de dijitalleşmenin yeni bir zaman ve
kendini iç boşluk olarak ele verir. Özne Antik Yunan’ın temel felsefi
nereden nereye doğru akıyor, mekân, dolayısıyla yeni bir varlık ürettiğini
yüzün yakın çekimiyle sürekli sözü kavramlarından olan “tekhne”, ortaya
bunu kimler biliyor? Şunlar diye işaret de sezmektedir. Şöyle diyor:
edilen boşlukta kendini üretmeye çalışır.”
çıkarma anlamına gelir ve teknoloji
edeceğimiz mutlak bir entelijansıya “Heidegger özneyi ‘varoluş’la ikame
Chul Han’ın tespitine can sıkıcı dememin kelimesinin kökeninde bulunur. Teknolojiyi
olmasa da Chul Han gibi felsefecilerin bu etti. ‘Dünyaya fırlatılmış’ değiliz artık.
nedeni, birilerine “Rica etsem fotoğrafımı
insanın, insan olmanın karşıtı olarak
sorunla ilgilendiği biliniyor. Felsefecilerin Dijitalleşme, Heidegger’in şey/eşya (ding)
çeker misiniz?” demeyeli yıllar geçmiş
okumak ortaya çıkanın insan eylemlerinden
teknolojiye ilişkin yaygın olarak yaptığı kavramını nihai olarak ortadan kaldırdı.”
olması ve kişinin kendi yüzünü kendisinin
bağımsız bir şey olduğunu ima etmektir.
Neden selfie çekiyoruz? Bu soruya anlamlı
okuma bir eleştiriden çok tamamen
fotoğraflıyor olmasının son derece olumlu
Bu olgunlaşmamış bir eleştiri denemesidir.
olumsuz bir yaklaşımdır. Bu okumalarda yanıt verilmesi için dijital bir epistemolojinin
bir gelişme olduğunu düşünmemden
İnsan eylemlerinin ürünlerini bir tür
Heidegger, Fukuyama, Chul Han ve başka gündeme getirilmesi gerekmektedir.
kaynaklı. İnsan kendi yüzünü başkasının
isimler son derece haklı oldukları etik ve “kendinde şey” olarak değerlendirmek İnsanın bedenden ele, elden parmaklara
gözünden değil kendi gözünden bir nesne
dualite çukuruna bir de bu yolla bir daha
estetik kaygılar tarafından ele geçirilmiş doğru ilerleyen zekâsı belli ki evrilmeye
olarak seyretmekte, fotoğraflamakta ve
düşmekten başka bir şey değildir.
gibidirler. “Neden selfie çekiyoruz” devam etmektedir. Bir sonraki adımda
böylece kendi yüzüne alışmaktadır. Bu iyi
sorusuna felsefe çevrelerinde henüz anlamlı Yaşadığımız temel sorun teknoloji zekânın, bedeni biyolojik bir yığın olarak
bir şey. Çünkü insan hâlâ kendi yüzünü,
bir yanıt verilmiş değildir. aracılığıyla ortaya çıkan şeffaflaşmanın değerlendirip ardında bırakmayacağını
bedenini ve sesini yadırgamaktadır.
“Modern hayatın çökmesini ve her yeri hangi gereksinimden kaynaklı tarih sahnesini kimse garanti edemez.
lü