Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tiyatro bana âşık
ben tiyatroya
u tiyatro sizin sırf oyunculuk
yeteneklerinizi gösterdiğiniz bir sahne
değil. Sanırım gününüzün büyük
kısmı tiyatro üzerine düşünerek, yeni
yöntemler hakkında kafa yorarak geçiyor.
Siz tiyatroya âşıksınız veya tiyatro mu
size âşık? nasıl bir ilişkiniz var?
karşılıklı bir aşk. (Gülüyor) Sınırlarımı
genişletmek için sürekli çalışıyorum.
Seyirciyle oyunlar, hikâyeler üzerinden
bağ kurabilmek benim tiyatro sevgimin
merkezi. kurabildiğimiz bağlar çok
kıymetli ve bana yalnız olmadığımı
hissettirip güç veriyor. Seyircide de bu
duygular uyandığında yeni üretimler ve
oynamak için heyecanım büyüyor
Az film çok ödül
u adeta çıldırtıcı, düşman çatlatan
(Gülüyor) ve “nazar değmesin” dedirten
bir sinema portfolyonuz var. o ynadığınız
film sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor
ama altın Portakal’da iki en iyi yardımcı
kadın oyuncu ödülü... ilerleyen
dönemlerde sinemaya biraz daha ağırlık
vermeyi düşünüyor musunuz?
(Gülüyor) Çok teşekkür ederim. daha
yolun başındayım. Sinemada olmayı çok
istiyorum. benzer şeyleri tekrar etmek
bana keyif vermiyor o yüzden müstakbel
rollerimi bekliyorum heyecanla.
26 KASIM 2023
6
‘Bir
“Âşık Shakespeare”
yolunu
bulur
sahneye
çıkardım’
Shakespeare metinlerine daha tiyatroya karşı tüm tehlikeleri göze alıp
Viola, yasaklara karşın tiyatro
içeriden baktığım bol bol sahnede olmak için her şeyi yapıyor.
yapmayı başarıyor. Peki ona yaşam
hayaller kurduğum bir çalışma Sahnede olmak için verdiğim mücadeleyi
veren Nezaket Erden ne yapardı? süreci oldu. Yönetmenimiz ve şu an sahnede olmanın mutluluğunu
Hayaller dünyasında gezindim bu
Serdar Biliş, “Tiyatroya bir tattığım bir yerden yanıtlayacak olursam bu
süreçte. Çok zevkli hayaller kurdum.
aşk mektubu bu oyun” demişti soruyu, sanırım ben de durdurulamazdım.
’te kültür-sanat alanında
Oyunda “Romeo Juliet”in yazım sürecinin
bir provada. Ben de böyle Elimden geleni ardıma koymazdım. Bir gün
en çok dikkat çeken
arka planını görüyoruz. Tiyatro ve üretme
görüyorum. provalarda Uraz (Kaygılaroğlu) ile konuşmuştuk
2023isimlerdendi Nezaket
deniz
isteği insanları bir araya getiriyor ve bu tutkular
bunu. O “Kesinlikle sen Viola’nın yaptığını
Erden. Yıllardır sahnede ve sinemada gösterdiği
u Shakespeare döneminden
ülkütekin
karşılaşınca bir aşk doğuyor. Bu aşk üretim
yapardın, bir şekilde sahneye çıkmanın yolunu
başarılarını bu yıl “Âşık Shakespeare”de genç
günümüze bir bağ kurarsak
güçlerini artırıyor ve bir oyuna dönüşüyor.
bulurdun” demişti.
Shakespeare’in âşık olduğu Viola rolünde
bugün böyle bir yasak olmuş
Harika bir şey. Genel olarak Shakespeare
görkemli bir performansla taçlandırdı. Ayrıca
olsaydı, Nezaket Erden, Viola’nın yaptığını mı
korkumu yendim
metinlerini oynamak ile ilgili bir korkum vardı.
son günlerin en çok konuşulan popüler kültür
yapardı yoksa başka türlü bir tepki mi verirdi?
Bu oyunla birlikte bu korku yerini meraka ve
öğesi “Bihter”de, baş karakterin kardeşi Peyker
Bunun üzerine çok düşündüm. Böylesi bir u “Âşık Shakespeare” bir yönüyle ilginç
heyecana bıraktı, Serdar Hoca ile çalıştığımız
olarak beyazperdeden bizleri selamladı. Biz de
bir metin. Çünkü dediğiniz gibi Shakespeare
yasak bugün elbet en azından bizim ülkemizde
parçalar ve Shakespeare’e böyle içeriden bakma
kendisine sahneye adım attığı andan itibaren
oyunlarını izleyenler, yazarın tasvir ettiği dönemi
yasalar nezdinde yok ama tiyatro sahnesine
fırsatı bulduğum için.
gideren artan ivmeyle yükselen başarılı kariyerini kendi gözünden nasıl anlattığını gayet iyi bilir ve
çıkmasına izin verilmeyen bir sürü kadın
ve tabii ki salı günü Zorlu PSM’de izleyiciyle kanıksanmış birtakım karakterler, ilişki ve davranış
var bizim ülkemizde de. Ya da eğitim hakkı
u Sahnede sizi izlerken Viola ile yaşamınızda
biçimlerine aşinadırlar. Öte yandan Shakespeare’in
buluşacak Viola’yı anlatmasını istedik...
elinden alınan, okumasına izin verilmeyen
(özellikle tiyatroda kendini kabul ettirme süreci) bazı
bir karakter olduğu ve anlattığı döneme yüzyıllar
çocuklar var. Yasaklar hiç yabancı değil. Bugün benzerlikler olduğu düşüncesine kapıldım. Bilmem
u Her tiyatro oyuncusu Shakespeare’in yazdığı
sonrasından bakan bir oyunda Shakespeare’in
böylesi bir yasağın karşılığı yanılıyor muyum?
bir oyunda yer almayı düşler. Peki Shakespeare’in
âşık olduğu kadını oynamak, tüm
yok diyemiyoruz. Mersin’de doğdum büyüdüm ve büyüdüğüm
bir karakter olduğu “Âşık Shakespeare”de oynamak
Shakespeare okumalarınızı
Viola’yı çok cesur çevrede tiyatro ya da sanatın herhangi bir
nasıl bir duygu?
Peyker
yeniden yorumlamanız
buluyorum. alanıyla doğrudan karşılaşma fırsatım olmadı.
Shakespeare’in eserlerine herkes öyle ya da
için de bir fırsat
Öyle bir Tiyatro hayatıma çok geç girdi, arayıp bulmam
kendini tutuyor
böyle aşina ve o bir efsane. Bu eserleri nasıl
olmuştur diye
tutkusu gerekti. Kimse bana yasak etmedi bir şeyleri
yazdığı, aslında kim olduğu ise ilgi çekici. Aşık
düşünüyorum.
o yüzden öfkeli
var ama ulaşmam ve sürdürmem zordu. Ve ben
Shakespeare hem Shakespeare’in oyunlarını hem
u aşk-ı Memnu fanatiklerinin de merakla beklediği bu yapımda
ki şöyle zannediyordum, sanatın tüm dallarını
de tiyatro sevdalısı insanların bir araya gelip
oynamak heyecan verici olsa gerek.
belli bir çevreden gelen insanlar icra edebilir.
bir oyunu o dönemde var etmesinin nasıl bir
“Kendimi kabul ettirmem” ve ilerlemem diye
mücadele gerektirdiğini anlatıyor. Yani aslında
Bihter filmi Bihter’in gözünden anlatılan bir hikâye olduğu için aslında Peyker
düşünüyordum. Böyle bir ürkeklik ve kendine
Shakespeare metinlerindeki gibi dönemin ruhunu
bu hikâyede çok da yer bulamıyor kendine. Peyker her koşulda doğru olanı, doğru
hak görmeme hissi vardı içimde. Ancak arzum
ortaya koyuyor. Bugün de Shakespeare’e dönüp
kabul edileni yaptığı için isteklerini yaşamıyor ve kendi tutuyor. Bu insanda bir öfke
ve isteğim galip geldi. Çok güzel karşılaşmalar
dönüp baktığımız için bugünün ruhunu da
yaratır elbette. Acaba Peyker de daha cesur olsa ve isteklerinin peşinden gitse nasıl olur
yaşadım ve kendi üretimlerimi yapacak gücü de
yansıtıyor. İşin içine bir kumpanya katmanı
diye düşünüyorum. Bir dönem filmi olduğu için heyecanlandım. O dönemi bir hikâye eşliğinde
bulabildim.
girince benim için hem eğlenceli hem
ziyaret etmek ve o dönem üzerine hayaller kurmak çok zevkliydi.
berrin karadeniz
Joaquin Phoenix’in Napolyon yorumu değerli ama Dioley Scott’ın bakışı tartışmalı
berrin.karadeniz@cumhuriyet.com.tr
ay’a SeyaHat
Napolyon’a Viyana Kültür rotası
v Sıkışma
serlerinde primitif desenleri soyut çizgilerle buluşturarak
Kongresi’nden bakmak
Ekompozisyonlar oluşturan Ilgın Tanay, İstanbul’daki ilk
solo sergisi “Sıkışma” ile sanatseverlerle buluşuyor. Arkaik
rançois Chateaubriand, İskender
dönemden imgelerin tuvallere yansıdığı sergi, 15 Aralık’a
başak bıÇak
hakkında yazılmış ve Latinceden
kadar 8 Artı 1 Galeri’de görülebilir.
çevirdiği şu sözler için “Sanki
basakbicak
Napolyon’a atfedilmiş gibi”
@gmail.com v Küçük Prens sahnede
Fder ve ekler: “Onun ölümünden
sonra hepsi tacı aldılar... Ve yeryüzünde ünyanın en çok satan kitapları
finaldeki “belgesel
kötülükler çoğaldı.” Darasında yer alan “Küçük Prens”
niteliği taşıyan
Bir süre Bonaparte’la yakın ilişkiler
sahneye uyarlandı. Kayhan Berkin’in
bilgiler” filme ilişkin
kurmuş, devrimcilerle arası kötü
sahneye koyduğu oyunda Taha Tegin
görüşlerimi değiştirdi.
olmamasına karşın kralcıların yanında
Özdemir “Küçük Prens”e hayat
Joaquin Phoenix’in
duran Chateaubriand bile “Mezar
verirken sahneyi Deniz Işın, Doruk
Napolyon yorumu
Ötesinden Hatıralar”ında Napolyon’dan
Şengün, Kenan Ece ile paylaşıyor.
değerli ancak Scott-
iyi ve kötü yönleriyle söz eder. Hiçbir
Oyun, 3 Aralık’ta DasDas’ta.
Scarpa işbirliği aktöre
şartta onu desteklemez ancak ne Viyana
fazla olanak tanımıyor.
Kongresi’ndeki eski rejimleri dengeye
deha olarak Napolyon, siyasi manevraları ve
v Türkiye-İtalya dostluk konseri
kavuşturmak isteyen devlet adamlarının Belgesel olmayan bir filmden tarihi
hazırladığı Napolyon Yasaları’yla yetenekli
gerçekleri bütünüyle doğru göstermesini
Napolyon’a bakış açısına sahiptir ne de
bir devlet adamı olduğunu göstermişti.
SO Ada Ankara, Cumhuriyetimizin 100.
Ridley Scott’ın Napolyon’a acımasız beklemek hatadır. Öyle ki piramitlerin
Abel Gance, 1927 tarihli sessiz filminde
Cyılı onuruna düzenlenen dostluk konserine
bombalanması bile hikâyeye hizmet ettiği
yaklaşımına... Çünkü Napolyon, yükseliş ve
bu tarihi figürün hakkını vermişti. Stanley
ev sahipliği yapıyor. Şef Andrea Solinas
için kabul edilebilir. Fakat sırf “tesadüfi”
düşüşüyle tüm dünya tarihini etkileyen bir Kubrick de yıllarca hazırlandığı projeyi
ve Şef Burak Onur Erdem’in yönetiminde
figürdür ve onu anlatmak 1815 kongresinin başarılarıyla imparator olmuş, annesi ve
hayata geçirse olasılıkla yeni bir başyapıt
yapılacak konserde Verdi’nin yedi ana
Josephine’in gölgesinde -büyük aşklarına
yaklaşımından ibaret olmamalıdır. çıkaracaktı. Ancak Ridley Scott kamerasının
bölümden oluşan “Messa de Requiem” adlı
Kuşkusuz devrimin kucağında karşın- zayıf ve beceriksiz bir Napolyon
Napolyon’u, Viyana Kongresi’nin sözleriyle
eseri seslendirilecek. 1 Aralık’taki konserin
imgesi, daha ziyade Napolyon karşıtlığı
büyümesine karşın gücü eline aldığında en değerlendirmesi ve Napolyon Savaşları
biletleri biletinial’da.
önce o konuma gelmesini sağlayan devrimi izlenimi yaratıyor. Büyük bir askeri zafer
gibi Avrupa’yı kana bulayan(!) olayların
olan Austerlitz Muharebesi’nin göz alıcı
“boğan”, sonra da mavi kan gereksinimiyle basiretsiz, ağlak ve güvensiz bir sorumlusu
Avrupa haritasını yeniden şekillendirmeye sahneleri, Jean Leon Gerome veya Jacques
olarak betimlenmesi Scott’ın, kendi filminin
v Tekfen Filarmoni
çalışarak hem devrimci fikirlere “ihanet ana karakterine duyduğu “sevgiden” kuşku Louis David gibi ressamların resimleri
ekfen Filarmoni, kurucusu Ali Nihat Gökyiğit’i iki
eden” hem de eski rejimlerin tahtlarını canlandırılmasa, filmde Napolyon’un
duymama yol açıyor.
Tözel konserle anıyor. Daimi şef Aziz Shokhakimov
sallayan kişi Napolyon’du. Fransız Açılışta Marie Antoinette’in giyotine görkemiyle karşılaşabilmek bayağı zor.
yönetimindeki orkestra, Liya Petrova ile seslendireceği
Elbette tarihi bir figür, eğer biyografiyse
Cumhuriyeti’nin eşitlik ilkesi ve askeri götürülüşünün “Fransız Devrimi karşıtı”
Erich Korngold’un keman konçertosununun ardından
başarıların da yardımıyla önce darbe yapma tasvirini ilk anda terör dönemi karanlığının anlatılan her yönüyle gösterilmeli, klişelerin
kemança, kanun, ud ve ney ustaları Mehri Arifqızı,
dışına çıkılmalı. Ancak böylesine ilgi çekici
fırsatı buldu ardından ömür boyu konsül, bir parçası olduğunu düşünsem de önce
Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan ve Ercan Irmak,
daha sonra da kral oldu. Ridley Scott’ın Napolyon’un konsüllüğü ele geçirirken bir kimliği, bu denli tek yönlü betimlemek
Gökyiğit’in en sevdiği eserleri icra edecek. Etkinlik 6
Napolyon’undaki tarihi farklılıklar bir düştüğü gülünç durum, başkalarının aklıyla bir kusur, kaza değil. Viyana Kongresi’nin
Aralık’ta İzmir’de, 7 Aralık’ta ise İstanbul’da.
kenara Roma İmparatorluğu’ndan bu yana hareket etmesi ve savaşları yönetirken ruhu Scott’ta canlanmış gibi. Napolyon’a
Avrupa’yı o denli değiştirebilen ender bir gördüğümüz silik denebilecek portresi ve eski rejimden bakıyor.
Puanım: 5/10
fotoğraf: Vedat arık