22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 KASIM 2023 3 Carl Sagan’ın düşünce biçimi eşliğinde ‘kutunun dışında düşünebilme’ becerisini inceleyelim Sultan Vahdettin ve Stockholm Düşünme sendromu Bu sendromun ortaya çıkmasına neden olan kişiler Stockholm’deki banka sınırlarını çalışanlarıydı. Oysa Osmanlı’nın son padişahı ve çevresindekilerin sendromu daha vahimdi. Çünkü onlar ülkesini kendi “mülk”leri olarak görüyordu. aşmak... ir sultanın, bir devlet başkanının adının Stockholm sendromu ile birlikte telaffuz edilmesi kulağa vrende başka yaşam bir çözüm ya da bakış açısı kutunun dışında ve akla ters geliyor. Ancak tarihe biçimlerinin izlerini sürmek getirmeyi amaçlayan sözcük düşünebilme Bbaktığımızda hemen herkesin insanlığın en eski tutku ve yapısına sahipken doğu ya da kalıpların birtakım insani reflekslerle bu sendromu meraklarından biridir. Ancak toplumlarına yöneldikçe bu dışında düşünme sergileyebileceğini görürüz. Önce Stockholm istense de her Ebunun nasıl yapılabileceği iş belki de sosyolojik yapıya sendromunu hatırlayalım. zaman kolay konusu her zaman soru işaretlerini uygun olarak “Tüm kalıpları kır olmayan bir barındırmıştır. Bildiğimiz yollar ve var dök bakalım bir şey çıkaracak Stockholm Somuendr eylemdir. olan teknolojimizin mıyız” biçimine evrilmiştir. 1973’te Stockholm’de bu araştırmalarda Sagan’ın yer aldığı uzay bir grup soyguncu bir fazla zırh konması uçağı yavaşlatmakta ve yaŞam bize ne derece araştırmaları 80’li yıllarda hız kazanmıştı. bankada dört kadın fazla yakıt tüketmesine yol açmaktaydı. GÜnl ÜĞÜ yarar sağlayacağı Ancak Ocak 1986’da Challenger uzay görevliyi altı gün boyunca Hava kuvvetleri adına çalışan bir analizci kuşkuludur. mekiği havalandıktan kısa bir süre sonra rehin aldı. Kadın rehineler olan Abraham Wald çatışmadan dönen Çünkü daha önce patlamış ve yedi kişilik mürettebat can soygunculara sempati uçaklardaki kurşun deliklerinin sayısı ve tecrübe edilmiş ve vermişti. Felaket nedeniyle ABD’nin beslediler, onlarla işbirliği yeri hakkında veriler topladı. Amaç zırhın “Bu işin yöntemi uzay programları da gözden geçirilmeye yaptılar, kurtarıldıktan sonra konacağı ideal yerleri belirlemekti. bu olmalıdır” başlandı. Bu olaydan, dört yıl sonra onların avukatlık ücretini Doğal olarak en fazla hasar alan yerlerin denen bir usül Jüpiter’in yörüngesine gönderilerek Prof. Dr. ödediler hatta bir tanesi daha fazla zırha gereksinim duyulan yerler yoktur. Belki de inceleme yapacak, orada yaşam izlerini soygunculardan birisiyle olduğu düşünüldü. Wald bunun tam tersinin Üst Ün öğrenilmiş bilgiler sürecek ilk uzay aracı olan Galileo da evlendi. Psikiyatrist savundu. Uçakların bu yerlerde kurşun ö mÜr Dökmen yerine kalıpları etkilenmişti. Nils Bejerot bu olayı delikleriyle geri gelebilmesi, vurulsa tanyel kırarak düşünmeye Planlamaya göre Galileo artık onu “Stockholm Sendromu” da uçağın düşmeyeceğini gösteriyordu. çalışmak daha yol doğrudan hedefine gönderecek ağır olarak tanımladı. Bu tanımlama, bir ruhsal Ona göre geri dönen uçaklarda kurşun gösterici olabilir. yakıt tanklarını kullanmayacaktı. Bunun hastalığa işaret etmese de kabul görmüştür. deliklerinin görünmediği yerler daha Tıpkı Carl Sagan’ın yaptığı gibi… yerine dünya yörüngesinde hız kazanarak Zaten günlük yaşamda böyle durumlara, fazla zırh gerektiren alanlardı. Wald, Gökbilimci, astrobiyolog ve ufuk açıcı sapanla atılan bir taş gibi hedefe doğru “celladına âşık olmak” denilirdi. hem kalıpların dışında düşünmüş hem de “Cosmos” belgeseli ve kitabının yaratıcısı yola koyulacaktı. Sagan, dünya dışı yaşam Stockholm sendromu, yalnızca soygunla ilgili “survival bias” (hayatta kalma önyargısı) Carl Sagan uzaya, içinde Türkçe dahil izlerinin nasıl aranabileceğini düşünürken değildir, günlük yaşamda zorbalığa maruz kalan olarak tanımlanan mantık hatasını pek çok dilden ses kayıtları olan plağı bu durumu bir fırsata çevirebileceği aklına pek çok kişide ortaya çıkabilir. Söz konusu göstermişti. Bu önyargı bir olayda tüm göndermekten, SETI adlı evrenden gelen geldi. Ona göre Galileo’nun tüm analiz sendromda, kötü bile olsa güçlünün yanında nüfusu göz önüne almadan sırf hayatta radyo frekanslarını analiz eden programın cihazları Jüpiter öncesinde dünyayı yabancı yer alıp nemalanma, ona yaranarak hayatta kalanların değerlendirilmesi durumudur. Bu, fikir babası olmaya değin pek çok farklı bir gezegen gibi inceleyebilirdi. Nitekim kalma isteği söz konusudur. Mağdurlar bazen yanlış kararları da beraberinde getiren bir tasarının öncülüğünü yaptı. Görünen o ki dünyamız yeni keşfedilen gezegen gibi kendilerini korumak için zorbanın yanında yer yargıydı. bu fikirlerin temelinde kalıpların dışında incelenmeye başlandı. alırlar bazen de zorbanın kendilerine yönelik Khaled Hosseini’nin “Uçurtma Avcısı” düşünebilme becerisi vardı. en küçük olumlu davranışını önemli bir ikram isimli romanında Emir’in Hasan’a anlattığı dünyada yaşam arayışı! olarak algılayıp ona sempati duyarlar. Sonuçta bir hikâye ile yazıyı sonlandıralım. Galileo’nun çektiği Avustralya ve mağdur zorbayı müttefik olarak algılar. Bence Sihirli bir kupa bulan ve bunun içine Antarktika’nın yüksek çözünürlüklü bazı kadınların, “Kocam değil mi, sever de ağlayarak gözyaşlarını döktüğünde görüntüleri sanki dünyada bir yaşam döver de” demesi söz konusu sendromun tipik incilere dönüştüğünü öğrenen bir adamın formu yokmuş gibi gösteriyordu. Yine bir belirtisidir. öyküsüdür bu. atmosferdeki gaz dağılımı bitki örtüsünü Fakir ama mutlu olan bu adam nadiren çok anlamlandıramıyordu. Yalnızca Sultan Vahdettin’de Stockholm gözyaşı dökebiliyordu. Bu yüzden gözyaşları dünyadan gelen bazı titreşim aralığındaki Tarihteki olayları, kişileri suçlamadan bir ile zengin olmak için kendini üzmenin sesler dünyamızda bir yaşam olasılığını bütünlük içinde ele almakta yarar vardır. Birinci yollarını buldu. İnciler biriktikçe açgözlülüğü akla getiriyordu. Dünya Savaşı sonunda Müttefikler, İngilizler de arttı. En sonunda adam elinde kanlı bir Sagan çıkan verileri Nature dergisinde başta olmak üzere İstanbul’u işgal etmişler, bıçakla bir inci tepeciğinin üzerinde oturmuş 1993 yılında “Galileo uzay aracından Yunanistan’a da Anadolu’nun bir kısmını işgal ve çok sevdiği ama öldürdüğü karısının dünyada yaşam arayışı” başlığıyla ettirmişlerdi. Yani başkentini ve topraklarının cesedini kollarında tutarak çaresizce Carl sagan dünya dışı yaşam formlarının yayımladı ve makalenin sonuç cümlesinde bir bölümünü zorbalıkla Osmanlı’nın elinden bardağın içine ağlıyordu. Hikâye bitince araştırılmasında hiçbir zaman bilimsellikten bunu şakacı bir dille ifade etti; “Sinyallerin almışlardı. Ancak bu durumda dedelerimizden ödün vermedi. ama hep kalıpların dışında Hasan düşündü ve Emir’e sordu: “Adam dünyadaki akıllı bir yaşam biçimi bazıları işgalcileri destekledi. Kurtuluş düşünerek projeler üretti. neden bir soğan kesip onun kokusuyla tarafından üretildiğine ilişkin güçlü bir Savaşı sırasında İstanbul gazeteleri ısrarla, gözyaşı dökmeyi tercih etmemiş?” iddia ortaya atılabilir.” Galileo’nun verdiği kural değil kutu! Mustafa Kemal’in ve arkadaşlarının beyhude Hasan’ın sorusu basit bir kalıpların bilgiler dünya dışı yaşam biçimlerinin “Kalıpların dışında düşünmek” kavramı uğraştıklarını, İngilizlere karşı çıkmanın dışında düşünme örneğidir. “Kutunun araştırılmasında ezberlerin bozulmasına yol günümüzde özellikle kişisel gelişim amaçlı aptallık olduğunu yazdılar. Hatta Kurtuluş dışında düşünebilmek” kavramı son yıllarda açtı. Pek çok şey atlanabilir, pek çok şey mecralarda ve iş dünyasında sevilerek Savaşı bittikten sonra İngiliz mandası cilalanıp sunulsa da beşeriyetin temelinden yanlış değerlendirilebilirdi. kullanılmaktadır. Ecnebilerin “thinking olmamız gerektiğini savunanlar oldu. Kalbi beri vardır. Zor olan bunu teknik outside the box” (kutunun dışında ve aklı ne demiştir bilemeyiz ama ne yazık ki olarak bilmek değil uçaktaki kurşun delikleri düşünebilmek) olarak tanımladıkları davranışlarıyla Sultan Vahdettin de bu İngiliz çanak çömleği kırmadan Kalıpların dışına çıkarak düşünmeye durum ne yazık ki bizde zaman zaman sempatizanları arasındaydı. uygulayabilmektir. çarpıcı diğer bir örnek ise Sagan’ın “kurallar olmadan düşün” ifadesiyle Sultan Vahdettin de bazı vatandaşları makalesinin yayınlanmasından karıştırılmaktadır. Anglosakson tarifinde gibi işgalcilere sempatiyle bakmış, onların yarım asır kadar önce olay mevcut duruma faklı açılardan bakarak isteklerini yerine getirmiş ve sonunda onlara Macar sığınarak ülkesini terk etmişti. Bu durumda kökenli toplumun bir kısmının, bazı gazetecilerin bir matematikçi abraham Wald ve sultanın, bir tür Stockholm sendromu tarafından gösterilmişti. 1943 yılında üsse sergilediğini düşünebiliriz. Aslında bizdeki İkinci Dünya Savaşı’nın dönebilen savaş sendrom İsveç’tekinden daha vahim bir uçaklarının en en ateşli dönemlerinde durum arz eder. Çünkü soygunculara sempati fazla nerelerinden önemli projelerinden duyan bankacılar bankanın sahibi değillerdi, kurşun yarası biri savaşta vurulan aldıklarını sadece birer çalışandılar. Oysa padişah uçak sayısının nasıl istatistiksel olarak dahil Osmanlı’daki İngiliz sempatizanları azaltabileceğini analiz etti. ise bu ülkenin sahibiydiler. (Tarih boyunca bulmaktı. Uçaklara Osmanlı’da mülk padişahın malı sayılmıştı. Babaları ölen şehzadelere ulaşan haberciler onlara, “Şehzadem, gel, mülkünün başına geç” derlerdi.) Yani Osmanlı’nın son döneminde, İsveç’tekine kıyasla çok daha hayret ve üzüntü veren bir tablo ortaya çıkmıştır. YENİ YENİ Galeati Yayıncılık Son Bizans imparatoru ülkesini işgal edenlerle işbirliği yapmamış, teslim olmamış, savaşarak ölmüştü. O bir kahramandı. Keşke Sultan Vahdettin de işgal kuvvetlerine ateş edip Hasan Tahsin gibi şehit edilseydi. Neyse, geçmişi geçmişte bırakalım, KARGO DAHİL 100 ¨ KARGO DAHİL 100 ¨ yazdığım bir tiyatrodaki son cümleyi tekrarlamak istiyorum: “Padişaha rahmet, halka cumhuriyet.” YENİ İmtiyaz Sahibi: 26 KAsIM 2023 SAYI: 1755 n Yayın Koordinatörü CUMHURİYET VAKFI adına dENİz üLKüTEKİN KARGO DAHİL 100 ¨ ALEV COŞKUN n Sayfa Tasarım Genel Yayın Yönetmeni EMİNE BİLGET MİNE EsEN ¨ n Reklam Genel Müdürü 300 Sorumlu Müdür pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr EsRA BOzOK AsLAN YILdIz Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın +90 539 669 60 69 Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017 No:11A/41 Bahçelievler İstanbul dağıtım: Turkuvaz hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: reklam@ Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın cumhuriyet.com.tr Uets: 25999-15079-37611 otanyel@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle