Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 KASIM 2023
6
Son dönemlerin en dikkat çeken mopnolog metni Hakan Kurtaş’ın oyunculuğuyla sahnede
Acının ve hazzın anatomisi
deniz ülkütekin
Gençleri
u tiyatro sezonunun en dikkat çeken
oyunlarından biriydi “Ben Çoktan
daha çok
Gidersiniz Sanmıştım”. Çağının
getirdiği travmalarla daha çocukluk
Byaşlarında yüzleşmiş bir adam:
etkiliyor
Thom Pain’in öyküsünü anlatan oyun sahnede
tek kişilik bir monologla ilerliyor. Bu zor
“Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım”ın
metnin altından başarıyla kalkan isimse Hakan
yönetmeni ibrahim Çiçek bize oyunun
Kurtaş. Cuma günü DasDas Sahne’de izleyiciyle
sahneye konuluş nedenlerini anlattı.
buluşacak oyun öncesi kendisiyle Thom Pain’in
u Oyun birçok tiyatro eleştirmeni
iç dünyasını ve dışa vurduklarını konuştuk.
tarafından son yıllarda ortaya çıkmış
u Bana kalırsa Thom Pain nihilist bir varoluş
en iyi monologlardan biri olarak
sancısının ortasında ve seyirci aslında giriş-
gösteriliyor. Will eno’nun metni neden
gelişme-sonuç akışından bağımsız bir biçimde onun
bu kadar güçlü sizce?
dünyasına dahil oluyor. Bu da seyircinin duygusal
Oyunu okuduğum ilk andan beri bu
hazırlığını zorlaştırıyor. Bu durum size sahnede nasıl
metni sahneye taşımam gerektiğini
yansıyor?
düşündüm. Seyircinin alışkanlık
Korkuyu, içimizdeki ukdeleri, yaşamın
edindiği anlatım biçimlerine uymayan,
anlamını ve anlamsızlığını parçalara ayıran
bir konu veya bir duygunun üstünde
bir metin bence. Insanlar olarak hepimizin
tepinmeyen bu oyun insana sorduğu
giriş-gelişme ve sonuç odaklı hikâye aktarım
soruların ve aldığı yanıtlaırn etkisiyle
alışkanlığımız var. Başımızdan geçen basit bir
çocukluğunuzla ciddi bir yüzleşmeye
olayı bile böyle anlatmaya ve dinlemeye alışığız.
sokuyor sizi ve bu çıplak yüzleşme
bilememek bana daha heyecan verici geliyor. u Thom Pain her haliyle acıyla eşleşen bir
Bu yolun daha etkileyici ve daha anlaşılır
günlerce yankılanan kelimeleri aklınıza
karakter. Hiçbir şeyin yolunda gitmediği, çocukluk
olduğunda hemfikir olmuşuz ama artık altı u Thom Pain haz, yoksunluk ve kayıpla yakından
bırakıyor. Benim için oyun gücünü
travmalarının peşimizi bırakmadığı bir evrenden bize
saniyelik bir videoya kahkaha atıp bir aşağıdaki yüzleşmiş bir karakter ve onu sahnede
buradan alıyor.
sesleniyor gibi. Peki sizce Thom Pain’in acısından
acıklı videoya bir saniyede canlandırmak zor olmalı. Nasıl bir ruh hali
hepimizde bir parça var mı?
u Oyunun metni, tabiri caizse, hafif
sundu size?
geçilen hızda yaşadığımız
Elbette. Her acının farklı halleri var hepimizde.
karanlık ve umutsuz bir ingiliz mizahı
bir sanal yaşam da var. Ve Her şey zıttıyla var. Acı da ironik bir
Acıyı atlatabilmek, atlatırken onu parçalamak,
da içeriyor. Metnin bu yaklaşımının
o bizim duygu durumumuzu neşeyle anlam kazanıyor bence. Belki
onu görmezden gelmek, onunla dalga geçmek,
ülkemizdeki izleyicide nasıl bir karşılık
en yakından etkileyen dış herkesin kazandığı belki de herkesin
onunla zamanında dalga geçemediğine
bulacağını düşünüyordunuz?
etkenlerden biri oldu. Yani aynı anda kaybettiği bir çekiliş hissi.
sinirlenmek de var. Asıl mesele
Oyunun z kuşağı üzerindeki
artık baştan sona bir saat aynı bu zıtlıkların arasında herhangi
acıyla eşleşmek değil, duyguları
etkisi gözlemlediğimiz
duygunun içinde kalabilmemiz bir duyguya asılı kalıp oradan
hissetmekte bir sorunumuz
kadarıyla daha fazla.
pek mümkün değil, bir hikâye
devam etmemek benim için elbette
yok bence. O duyguların
kendisini sorgulayan, hayatın
dinlerken ya da anlatırken. İşte
zorlayıcı. Çünkü konfor alanı diye
bizi neye dönüştürdüğüyle
inceliklerinin peşinde koşan
tam da bu raslantısal gibi görünen
bir şey yok. Ait olduğum duyguya
ilgili hikâyeler dinlemek,
her insanın kendinden
bilinç akışı beni ve seyiriciyi
sığınıp orada kalamıyorum oyunda.
anlatmak isteyen biri olmak
bir parça bulacağı bir
ezberlediğimiz bir, iki duygu
Her duyguya gidip dibine kadar
daha yeni bir biçim sanırım.
oyun. “the Banshees
yerine her duyguya açık olabilecek
girmeden bir başkasına geçmek karlı
Bazen paramparça, bazen
of inisherin”, “Fleebag”
cesarette olabilmeye itiyor. Bu
bir havada okyanusta sörf yapmak gibi. Az tek parça, bazen de her parça
gibi işlere heyecanlanan
ezber bozuculuk beni en heyecanlandıran şey.
bulunur, zor ve her oyunda başkalaşan, değişen oluvermeye kendimizi açmak
insanları gördükçe her geçen
Evet ezbere beklentilerle gelenler için zor
ve gelişen bir deneyim. Hem benim hem de asıl az gösterdiğimiz ama
ibrahim gün bu tarz metinlerin karşılık
olabilir. Belirsizlik, hangimize sürpriz olacağını
seyirci için ama her şekilde eğlendiğimiz kesin. hepimizde olan şey. Çiçek
bulma olasılığını daha yüksek
görüyorum.
Tuğçe Şenoğul yeni albümün habercisi ‘Atlas Yerdeniz’
uzunçalarında kişisel bir deneyimin yansımalarını sunuyor
Ruhun atlası
biçimleniyor
olursak olalım bizi bir yapan ortak hislerden oluşan
Mel Odi Yapıcı
yaklaştıkça, baktıkça, cesaretle yürüdükçe açılan,
alternatif bir harita. Bildiğimiz sınırılar yok bu
haritada. Sadece bilmeden birbirimize sarıldığımız
eni Görmem İmkânsız”dan
yerler, konular. Bu albümün ihtiyacı olan herkese bu
sonra ilk kişisel albümü
hissi ulaştırmasını diliyorum.
“Gölgelerinde” ile oldukça
başarılı bir albüm ortaya çıkaran
Kişisel deneyimler
“STuğçe Şenoğul, yeni albümü
u Tüm şarkı sözleri sanırım demlenmiş birtakım
“Atlas”ın (Ruhun Haritası) habercisi niteliğindeki
kişisel deneyimlerin yansıması. Bu açıdan kendinizle
“Atlas Yerdeniz” uzunçalarıyla yine derin sularda
hesaplaştığınız zorlu bir üretim süreci oldu mu?
gezen şarkılara imza atıyor.
Bahsettiğim gibi kişisel hayatımda zorlandığım
u Atlas Yerdeniz atmosferik seslerin bolca olduğu,
bir dönemde başladı bu süreç. Zamanla, yalnız
dinleyicisinden yoğun dikkat talep eden ve bütünlüğü
olmadığımı hayatta böyle dönemler olabileceğini,
oldukça yüksek bir uzunçalar. İşe koyulurken aklınızda
benim gibi hisseden insanların olduğunu gördükçe,
nasıl bir fikir vardı? Bu fikir nasıl gelişti, değişti,
kendime destek olup adım adım ilerledikçe hayatımı
olgunlaştı?
güzelleştirdi, parlattı ve benim için en değerli
Atlas Yerdeniz, yeni albümüm Atlas’tan
zamanlarıma dönüştü. Şarkılar da bu sürecin
paylaştığım ilk uzunçalar. Bu süreçte hemen hemen
sonrasında oluşmaya başladı.
belli olan ilk şey albümün adıydı. Şarkılar, ve Atlas’ın
hikâyesi da dahil her şey yolda belli oldu. Elbette u Kadın müzisyenlerle çok başarılı işbirlikleriniz de var?
aklımda birtakım fikirler vardı ama şarkı sıralaması, Hayranı olduğum, çok ilham verici kadın
aralarındaki akış ve hissel bütünlük yolda gelişti. sanatçılarla çalışma fırsatım oldu bu albümde. Tsar B,
Benim için çok ilginç bir deneyim oldu. Hemen Lella Fadda, Seda Erciyes, Selin Baycan, Kardelen...
her şarkıyı farklı prodüktörle yapmak bütünlük Dünya’nın farklı yerlerinde yaşayan bambaşka
konusunda ister istemez bir soru işareti yaratabiliyor. hikâyeleri olan bu yetenekli sanatçılarla ortak bi
Bende çok hızlı gelen bir güven duygusu oldu. “Her hikâye anlatmak müthiş bir keyif. Albüm de tam
şey yolunda” diyen bir his gibi. O hisse bu kadar olarak bunu anlatıyor zaten.
güvendiğime şaşkınım. Fakat biraz da bu vesileyle
u İlk solo albümünüz “Gölgelerine” çok özel bir işti.
Atlas Yerdeniz tamamlandı diye düşünüyorum.
Oradan, “Atlas”a nasıl bir ruhani bağlantı kurdunuz?
u Uzunçalar, Atlas (Ruhun Haritası) albümünün bir Gölgelerine, ilişkilerin, iletişimlerin, kişilerin
parçası sanırım. Bütün olarak nasıl bir anlatı bekliyor
gölgede kalan, görünmeyen yanlarını, gölge
dinleyiciyi?
özelliklerini anlatan bir albümdü. Atlas-Yerdeniz ise
ff
Evet şimdi sırada Atlas-Gökdeniz var. Sonrasında
bu keşif sonrası bizi kendimize götüren bir albüm.
birleşip Atlas (Ruhun Haritası) olacaklar. Hikâye
Kendini seçmenin gücünü bilen, daha özgüvenli
anlatımını ön planda tutmayı seviyorum. Atlas
biri var bu albümde. Devamlılık odaklandığım bir
kişisel hayatımda zorlandığım zamanların üzerine,
konu olmadı ama kendi yaşam sürecimle ilgili de
oradan çıkış hissiyle yazdığım şarkılardan oluşuyor.
olduğu için o devamlılık kendiliğinden geliyor gibi
Hangi dilde konuşuyor, dünyanın neresinde yaşıyor
hissediyorum.
Sınırsız bir
dinleme zevki
u Sanatsal birikiminizi teşvik eden daimi ve güncel, isimler, yapımlar,
şarkılar, türküler nelerdir?
Çok değişken bir müzik zevkim var. neredeyse hiç sınırım yok.
Her şeyi dinliyorum. Güncel müziği de takip ediyorum. dj’lik de
yaptığım için aktif bir keşif mesaim var. elbette çocukluğumdan
beri dinlendiğim, müzik zevkimi oluşturan, albümlerde mutlaka izi
de olan Morphine, Massive attack, cocteu twins, Je Buckley, erkin
koray, Ferdi Özbeğen, edith piaf, Radiohead, nirvana, ella Fitzgerald,
Billie Holiday, neşet ertaş gibi çok isim de var. Birbirinden çok farklı
müzik türleri dinleme birikiminin, şarkının hikâyesine göre onu
destekleyecek anlatıya dönüştüğünü de düşünüyorum.