Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 KASIM 2023
4
Peynirin ve lezzetin izinde iki isim: Berrin Bal Onur ve Neşe Aksoy Biber
Peynir bir kültür birikimidir
eçen günlerde Norveç’te
düzenlenen Dünya Peynir
Ödülleri’nde Türkiye’yi temsil
eden ilk kent olan Balıkesir’in
G“kirli hanım peyniri” bronz
madalya alarak ülkemiz gastronomisi hatta
“gastrodiplomasi”si adına çok önemli bir
başarıya ulaştı. Biz de bu başarıyı kazanan ve
nicelerini üreten Balıkesir’in
onlarca peynirini “50
Peynirli Şehir Balıkesir”
kitabının yazarları Neşe
Aksoy Biber ve Berrin Bal
Onur’dan dinledik. Ülkemiz
gastronomisi adına çok
önemli araştırmalar yapan bu
BURÇAK iki harika kadının kitabı sırf
bir gastronomi rehberi değil
ŞENER
Berrin Bal Onur
Ödüllü peynir nasıl yenir?
aynı zamanda Balıkesir’in
peynir kokulu sokaklarından
u Dünya Peynir Ödülleri’nde Türkiye’yi
lezzet dolu sofralarına bir yolculuk. Afiyetle…
temsil eden ilk kent olan Balıkesir’in kirli hanım
peyniri, bronz madalya alarak önemli bir başarıya
u Balıkesir’in peynir tarihini, kültürünü ve
Neşe Aksoy Biber
ulaştı. Bu peyniri bir de sizden dinlesek… Bu
lezzetlerini anlatan bir kitap yazma fikri nasıl
özel peynirin yapımında kullanılan geleneksel
ortaya çıktı?
yöntemler ve malzemeler nelerdir? Nasıl tüketilir?
Berrin Bal Onur: 2010-2015 arasında
Hangi yemeklerle uyum sağlar?
yaptığımız saha araştırmalarını içeren peynir
Berrin Bal Onur: Kirli hanım, Balıkesir’in
alanındaki ilk çalışmamız “Peynir Aşkına”
kuzey Ege sahil ilçelerinde iki farklı yöntemle
kitabımızda yedi bölgeden 52 peyniri kayıt
üretilen geleneksel bir peynir. Koyun sütünün
altına almıştık. Kitap, İş Bankası Kültür
bol, sütü ve loru saklamanın zor olduğu eski
Yayınları’ndan 2015 yılında çıktı ve yoğun bir
zamanlarda evindeki sütünü değerlendirmek
ilgi gördü. Dönemin belediye başkanı Ahmet
isteyenlerin geliştirdiği geleneksel yöntemle
Edip Uğur bizi kent davet ederek Türkiye’nin
günümüzde üretimi devam ediyor.
mandırası olarak tanımladıkları Balıkesir’in
Neşe Aksoy Biber: Lorun ilk üretildiği
peynir varlığını kayıt altına almak için birlikte
andaki bembeyaz hali 20 gün sonra dışında
çalışmayı teklif etti. Türkiye çalışmasından
oluşan küflerle bozulduğu, beyaz iç yapıya,
sonra bir kente yakından bakmak bizi de
koyu dış görüntü eşlik ettiği için bölgede “kirli Yiyecekler dünyayı anlatıyor
heyecanlandırdı. Balıkesir’in 20 ilçesinin
hanım” olarak anılmıştır.
yüzlerce köyünde ciddi bir saha çalışması
İlkbahar döneminde koyun
yapıldı. İki yıl süren çalışmaların sonunda
u Peynir kültürü benim için, ilişkin önemli bulgulardır. Buradan baktığımızda
sütüyle hazırlanan peynir
küçük, orta, büyük işletmeler ve aile içinde
sırf lezzetleri değil, aynı zamanda
insanlığın içinde bulunduğu dönemin en iyi
bölgenin özgün poyraz rüzgarı
üretilen 50 den fazla peyniri kayıt altına toplumsal bağları ve gelenekleri de anlatıcılarından biri tükettikleri yiyecekler ve
ve bol güneşinin etkisiyle
içerir. Kitabınızda bu bağları nasıl
aldığımızı görünce de kitabın adı “50 Peynirli alışkanlıklar, geleneği de oluşturuyor.
nemini dengeli bir şekilde atarak
işlediniz? Berrin Bal Onur: Toplulukların düğün,
Şehir Balıkesir” oldu.
olgunlaşır. İki farklı yöntemle
Neşe Aksoy Biber: Kültür, insanın
cenaze, bayram gibi dönemlerde sofralarına
u Kitabınızın yazım sürecinde Balıkesir halkının
yapılır; her iki yöntemde de
toprak üzerinde yarattığı, insan koydukları dünyayı daha iyi anlamamızı
ve kentteki toplulukların desteğini nasıl hissettiniz?
nemini dengeli biçimde atan
elinin, zihninin değdiği, geliştirdiği
sağlıyor. Kitap çalışmasında ortaya çıkan
Neşe Aksoy Biber: Kitabımızın
peynirlerin yapısı kuvvetlenir,
her şey. Peynir de bunlardan birisi. 50 peynirle bölge geneline peynir üzerinden
önsözünde yazdığımız gibi Balıkesir olgunlaşma süreci uzadıkça
Yerel halkların sütü korumak, uzun
bakarak geçmişten bugüne coğrafyada
göçerlerden yerleşiklere, Kafkaslar’dan
daha sert yapıda kuru bir peynire
süre tüketebilmek için geliştirdiği her sergilenen kültür sahnesini de kitaba yansıttık.
Balkanlar’a, mübadillerden Rum nüfusuna
dönüşür, dayanma süreleri uzar. yöntem, bulundukları coğrafyanın
Peynir gezilerimizde farklı alanlarındaki
farklı kültürlerle harmanlanan nadide bir kent.
İnce dilimler halinde kesilerek, özelliğine göre şekillenmiş. Elbette gelişmiş görgü ve onun etrafında biriken bilgi
yeme içme alışkanlıkları da peynirin
Onların kültürlerine, köklerine, geçmişlerine bölgenin zeytinyağı, nar ekşisi bizi çok etkiledi. Peynirde de zeytin ve ekmekle
içeriğini belirlemiş. Bu anlamda ilgili çalışmalarda da insan, tarih, coğrafya,
olan derin bağları kitaba da yansıdı. Balıkesir ve balıyla lezzetlendirilebilir.
toplumların arkeolojik çalışmalarında
kültür birlikteliğini bütün olarak ortaya koymayı
halkı bizi sıcak ev sahiplikleri ile gönülden Rendelenip tereyağında
ele geçirilen yiyecek kalıntıları onların yaşamına çok değerli bulduk.
kurdukları sofralarda ağırladılar. kızartılarak makarna ve salatalara lezzet katar.
Avrupa’nın karanlık mirası ‘cadı avları’ döneminde Anadolu’ya bir bakış
Cadılar ve hortlaklar
gördüğümüz süpürgesine binen iri burunlu,
çirkin ve kötücül bir biçimde karikatürize
MERyEM PARl AK
edilen kadının kökenleri geç ortaçağ
dönemindedir. Kilise babaları tarafından,
vrupa’da kilise etkisinin
cadıların nasıl avlanılacağını ve tespit
yoğun olarak hissedildiği
edileceğini gösteren 600 küsür sayfalık bir
Aydınlanma öncesi dönemin
kitap (Cadıların Çekici) yayımlanmış ve o
pek de hatırlanmak istemeyen
yaşlı çirkin kadın çizimleri broşür olarak halk
Abir dönemiydi ortaçağ. Bu
arasında dağıtılmıştır. Nitekim Osmanlı’daki
dönemin kara lekelerinden biri de kilisenin
cadı olaylarına ve tanımlarına bakıldığında
kendine tehdit olarak gördüğü kişilere ve
cadının cinsiyetinin zorunlu olarak kadın
topluluklara karşı başlattığı “cadı avları”ydı.
olmadığını görüyoruz. Cadının cinsiyetinin
Peki birçoğu kadın bir sürü insanın işkence
kadın olduğu söylenmekle beraber, cadının
çektirilip öldürüldüğü bu döenmde Avrupa ile
başlıca özelliği doğaüstü bir varlık
hem savaş hem de diplomatik ilişkiler yoluyla
olmasıdır. Yani cadının cinsiyetinden
oldukça yakın olan Osmanlı Devleti’nde
öte, doğaüstü bir karakter olması ön
durum nasıldı? Destek Yayınları’ndan çıkan
plandadır.
“Avrupa ve Osmanlı’da Cadılık” kitabının
yazarı Özge Özal kültürel incelemeler ve
Özge
tarih alanında büyü, cadı, ritüel, kehanet Özal
u Cadı
ve mitoloji gibi konular üzerinde eğildiği
neden
çalışmalarında bu konuya odaklanıyor.
kimliği görmüyoruz. Yani süpürgesine
önemlidir?
Kendisiyle her iki kültür üzerinden dönemin
binen, gece ayinler yapan, şeytanla anlaşma
Cadıyı neden
bir karşılaştırmasını yaptık.
yapıp bebekleri kaçıran kadınlar veya
anlamamız
cadılar değil hortlaklar
etten kemikten olan bu kadınların suçlanıp
gereklidir?
sistematik biçimde öldürüldüğü olaylar
Avrupa’da cadı
u Katliamlara kadar uzanan Ortaçağ
silsilesi karşımıza çıkmıyor. Osmanlı’da
avı döneminde kimse
Avrupası’ndaki cadılık anlayışı Osmanlı
görülen cadı vakaları daha çok “hortlak”
uçan süpürgesine binen
topraklarına nasıl yansıdı?
diye nitelendirebileceğimiz ölüp tekrar
bir kadını öldürmüyordu.
Bu konu ile ilgili yazmaya başlamamın
dirilen kimseleri içerdiğini görüyoruz. Yani
İşkence görüp öldürülen
nedeni aslında kafamda şu sorunun
Osmanlı’da cadı, daha folklorik bir kimlik
kadınlar dul, yaşlı, tek yaşayan,
oluşmasıyla oldu: Anadolu gibi köklü bir
olarak kalmış.
ebe veya şifacı kadınlardı. Cadı
“büyü” geleneğine sahip bu coğrafyada
kendi şartlarıyla güce sahip olan
Batılı anlamda bir cadı kimliği karşımıza
u Avrupa’daki cadılık ve büyücülük yaklaşımı
tek kadın arketipidir. Avrupa’nın
çıkıyor mu? Bu konuyla ilgili de çok az bir süre sonra karikatürize bir biçimde bir kadın
belirli bir döneminde de gücü ve bilgisi
çalışma yapıldığını fark ettim. Kitabın stereotipi üzerinden okunuyor. Osmanlı’da
yüzünden iktidara tehdit oluşturduğu
buna benzer bir önyargı var mı?
ilk kısmında Batılı anlamda cadı kavramı
için öteki ilan edilerek kilise tarafından
Avrupa’da gerçekleşen cadı avları
nasıl ortaya çıkmış ve bu kadınlar neden
sistematik şekilde ortadan kaldırılmışdır.y ani
ve cadılık mefhumu kadınlık ile
Avrupa’da öldürülmüş sorularına değindim,
cadı avları merkezinde kadınların olduğu politik
ilgili bir sorundur. Şeytan ile
ikinci kısımda ise Osmanlı İmparatorluğu
bir girişimdir. Bugün kadınlara cadı denmese bile
anlaşma yaparak birtakım
döneminde karşımıza nasıl bir cadı kimliği
cadıların temsil ettiği şeylerden dolayı ya şiddete
güçler elde eden ve büyüler
çıkmakta sorusunu tartışmaya çalıştım.
maruz kalır veya- öldürülür. yani zaman ve silah
yapan bir kadın vardır.
Genel anlamda söyleyecek olursak Osmanlı
değişse bile bakış açısı değişmemektedir. Bu nedenle
Bugün Hollywood’da da
topraklarında Batılı anlamda bir cadı
önemlidir cadılığı anlamak.
GüÇl ü KAdıN
ARKEtİPİ yOK Edİld İ