Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 OCAK 2023
2
Editörd En
Türkiye’nin yeni ve genç müzisyen
kuşağının en başarılı isimlerinden Deniz
Tekin, Dilan Balkay ve Geeva Flava,
ökenleri çok daha
eskilere dayan- Mana uzunçaları için bir araya geldi.
sa da 20. yüzyılda
“kurumsallaşan”
K
moda sektörü, gi-
derek artan bir ivmeyle yaşam-
larımıza etki ediyor. Kimile-
ri için moda, güncel kalma-
nın, şık görünmenin ölçütleri-
ni oluşturmasıyla vazgeçilmez-
ken kimleri için de kaçınılma-
sı gereken, büyük giyim mar-
kalarının para ve sömürü düze-
nini sürdürmek için buldukla-
rı bir kavram. Her iki durum-
da da somut gerçek şu: Moda-
nın dünya ve insanlar üzerin-
deki etki gücü çok büyük. Bu
gücü iyi amaçlar için kullanan-
lar olduğu kadar kötü amaçlar
için kullananlar da var.
HHH
Mana’lı bir
Öte yandan niyetleri bir ke-
nara bırakırsak sözünü ettiği-
miz etkinin açığa çıkması bize
yansıtılan gibi modaya yön ve-
ren tasarımcıların yılın renkle-
rini ve kesimlerini belirleme-
Yazdıklarımı evin
birliktelik
sinden ibaret değil. Aslında bi-
ze yansıyan işin sonuç kısmı.
dışına çıkarmayı
Bu açıdan, renk belirlemek ta-
enç müzikseverler arasında önemli bir yüzden müzikte buluşabili-
nımı kişisel beğeniden öte in- D. Tekin: Bu gözlem
seviyorum
dinleyici kitlesi olan şarkıcı-söz yaza- yoruz. Geri Dönerim’e ge-
doğru. Tek başıma şar-
sanların bulundukları ruh du-
uSolo kariyeriniz oldukça başarı-
rı Deniz Tekin, birisi yıllar öncesin- ri dönülecek yer ve zaman
kı yazarken izlediğim bel-
rumlarının yöneltilmesi veya
lı olsa da sık sık farklı müzisyenler ve
den Soundcloud’da demo kaydı olan buymuş. Müzik ve ifadesi,
li yollar var, süreç şekil de-
kitlesel anlamda bir değişimin
tarzlardaki seslerle işbirliği yapıyor-
Güç şarkısını, Dilan Balkay ve müzik duygusu, anlamı zamanın
ğiştirse de taslak hali belli
tetiklenmesi olarak okunabilir.
sunuz. Şarkıcı-besteci geleneğinde,
topluluğu Geeva Flava’yla bir araya gelip birbirine
bir yerde kalıyor. Bu müzi- ölçütünden uzak bir yerde
HHH
kendi öyküsünü anlatan müzisyen-
bağlı bir müzikal anlatı niteliği taşıyan Mana uzun- kalıyor.
kal materyali ortak benim-
Bir yüzyıl boyunca giderek
lerin “yalnızlık” imgesi baskın olurdu.
çalarına dönüştürdü. Tekin’in Youtube kanalında seyebildiğimiz müzisyen- D. Balkay: Bazı parça-
artan ivmeyle tüketim kültü-
Ancak siz farklı bir yol izliyorsunuz.
bir de canlı kaydı yayımlanan lar akla düştüğü an final
lerle işlemek, anlatıyı ge-
rünün en önemli alanları ara-
Müzikte değişten zamanların bir so-
Mana’yı Deniz Tekin, Geeva nişletmek, ifadeye farklı bir halinin eskiziyken bazı-
sında başı çeken moda sektö-
nucu mu bu, yoksa kişisel bir ter-
Flava’dan Aybars Gülümser ve alan açıyor. Bazı cümleler larının demlenmesi, form
rü, son yıllarda sürdürülebilir-
cih mi?
sadece bir monolog içinde ve tını değiştirmesi ge-
Dilan Balkay’la konuştuk.
lik ve iklim duyarlılığı başlık-
D. Tekin: Bence iki anlatının yan ya-
kurulabilir, bazıları diyalog rekiyor yerini bulabil-
larıyla kendini yenilemeye ça- u Mana üç şarkılık bir EP
na varolamaması için bir sebep yok.
içinde kurulur. mek için. Belki Mana’da
lışıyor. Pek çoklarına “Ne ka-
ama aynı zamanda bütünlük
Çoğunlukla her şey evde yazdıklarım-
A. Gülümser: Deniz’in da böyledir. Çok roman-
dar samimi” sorularını sordur-
içeren müzikal konseptte bir
dan köklense de onları evin dışına çı-
müzikal personası dışarı-
tik bir yerden, bu parça-
sa da bu başlıklarda öne geç-
çalışma. Fikir nasıl ortaya karıp başka müzisyenler ve ekiplerle
dan çok kırılgan lar birbirini beklemiş gibi
menin sektörde kalıcı olmanın
çıktı? nereye evrildiğine bakmak da keyif-
gözükse de onu
hissediyorum.
Deniz
birincil koşulu olacağı öngö- li. Bazı şeyleri yazarken kafamda da-
Aybars Gü-
tanıdıkça aslın-
ülkü Tekin
u Mana’da enstrüman-
rüsünü kabul edersek markala- vul, bas, synth, yani bir orkestra ça-
lümser: Plan-
da müziğin an-
tal açıdan karmaşık bir
lıyor; bazen çalmıyor, bazen de mü-
rın “En sürdürülebilir benim” ladığımız bir
lattığı duygu-
yapı var. Bu yapıyı düz-
zik beklemediğim yerlere doğru açı-
yarışmasının ticari karşılıktan şey değildi aslında. Tatmin olunan
dan çok daha
lıyor. Temasa geçtiğimiz her şeyin bir gün bir biçimde oluştur-
kaynaklanan bir anlamı oldu- ve mutlu olunan işlerle, doğal şekil-
fazlası oldu-
parçası bizle kalıyor. Öğrenmek ve dö- mak nasıl mümkün oldu?
de gelişim arasında müthiş bir bağlan-
ğunu söyleyebiliriz. ğunu anlıyor-
nüşmeye devam edebilmek için ken-
A. Gülümser: Kalabalık
tı var bizce. Bir şekilde bağımsız de-
HHH sunuz. Ma-
dini ve ürettiğini tamamen izole et- olunca yalnızlık hissi azalı-
vam eden müzisyenler olarak hayli azız na, doğru za-
Elbette bu noktada markalar-
memek gerek. Ama herkesin yolu ve
yor, o yüzden prova almayı
zaten. Takipleşiyorduk, sosyal medya man, imkân
dan bekleyemeyeceğimiz sa-
amacı farklıdır, üretme yolları ve mo- seven bir ekibiz. Bu yapıyı
üzerinden selamlaşıp müzik yaptık bir- ve istekli bir
mimiyeti, kişilerden beklemek
tivasyonları, kendi sanatsal üretimiy-
oluşturmak da sabırla onu
likte. Sonrası çok güzel aktı, üzerine ko- ekiple ortaya nasıl bir
daha anlamlı. Belki kurumlar
le ilişkisi farklıdır.
işlemekten geçiyor. Vaktin
güzelliğin çıkabileceğinin
nuşmaya bile gerek kalmadı.
önceliklerini ticari başarı üze-
nakitten öte parayla değer-
Deniz Tekin: Halihazırda birkaç aydır prova alı- göstergesi bizce.
rine belirleyebilir ama kişilerin
lendirildiği bu zamanlarda
yorduk, belli konserlere hazırlanmak ve bazen sade-
doğa ve çevre duyarlılığı da
yaşamda Hatırlamanın
bir sürü yetenekli insan bir araya gelip vaktini har-
ce doğaçlama müzik yapmak için. O süreçte ilk iki
marka politikaları üzerinde et-
cıyorsa ve doğru yöntemleri izliyorsa bu yapıyı oluş-
döngÜsEl bir doğası var
şarkıyı başta basit akor progresyonlarıyla, daha “sin-
kili olabilir ki bunu da son yıl-
turmak zor olmuyor. Kalabalık olmanın dezavanta-
ger-songwriter, ballad” formunda bir demo olarak
larda öne çıkan tasarımcıların
u Üç şarkının sözleri arasında da ortak bir
jı, müziğin de kalabalıklaşması. Aslında asıl prob-
kaydedip Aybars’la paylaştım. O yılın kış ayları pro-
yaklaşımlarıyla gördük.
hikâye anlatımı söz konusu. Bir Vahayı Deniz San-
lem bu. Müziğin tüketilmesinden çok, onu hem sin-
vayla geçti, içimize sindiği bir düzenlemeye gelince
Moda elbette tek başına dün-
dım şarkısı etrafında birleşen bir hikâye. Son şarkı
dirilebilir hem de kompleks şekilde sunabilmek bi-
de geçen yaz kaydettik.
yayı değiştiremez ancak sırf
olan Geri Dönerim, eski bir Soundcloud demosu
zim için zaten bir başarı olurdu. O yüzden bir şey-
Dilan Balkay: Benim Mana’ya dahil oluşum Gee-
tüketim odaklı bir sektörün du-
ve raftan inmesi bugünleri bulmuş. Farklı zaman-
ler eklemek yerine daha çok neleri çıkartabiliriz ve
va ile Taya Kadın için bir araya gelmemizden sonra
yarlılık üzerinde insanları çev-
larda ortaya çıkan söz ve melodilerin bir şekilde nasıl minimum hareketle maksimum etkiyi alabili-
oldu. Provalarda müziği benzer yerlerden duyduğu-
releriyle ortak bir bağ kurmaya
yolunu bulup aynı zaman aralığında kesişmesi riz gibi düşündük. Yoksa herkesin fikri ve zenginli-
muzu görünce halihazırda pişmekte olan Mana’ya da
çağırması epey ilginç bir süre-
ği birbirinden değerli.
müziğin büyüsünden mi kaynaklanıyor?
bir yerden dokunma şansım oldu.
cin de başlangıcı. Hepinize iyi
D. Tekin: Bu her şarkıcı-besteci için geçerli olma- D. Balkay: Geeva ve Deniz’le stüdyoda müzik
pazarlar... u Şarkılar, Deniz Tekin’in vokallerinde yeni
sa da kendi yazdıklarım hayatımdaki bazı eşikler- yapmak, çok kaygısız ve akışkan bir deneyimdi be-
arayışlar içinde olduğu ve çoksesli bir orkestrayla
le paralel ilerliyor. Hatırlamanın döngüsel bir doğası nim için. Sohbet ediyormuşuz gibi hissettim. Dola-
farklı ses deneyimlerini, yaklaşımlarını ortaya çı-
var. Olaylar hep günlük insan hayatına dair olsa da yısıyla tasarlanan, kurgulanan cümlelerden çok, te-
dEniz Ülk Üt Ekin
kardığı fikrini uyandırdı bende. Yanılıyor muyum? fikirler ve duygular farklı yerlerden eşleşebiliyor, bu mize çekilen bir muhabbet hali gibi bir süreçti.
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
Felsefi düşüncenin başlangıcında hayret ve şaşkınlık kavramları arasındaki farkın önemi büyük
Mozart, Platon ve Haşlakoğlu
ayret ve şaşkınlık arasında- re bulan şeydir. Kendi var- liğin deneyimi onda da hayretle so-
ki farkı Oğuz Haşlakoğlu şöy- lığının bu biçimde köksüz- nuçlanmıştır.
le açıklıyor: lüğünü deneyimlemek ona Mozart’ın tek bakışta gördüğü şey,
“Şaşkınlık bir konudaki bek- “varlık”a ilişkin bir sezgi bir anlamda sanat aracılığıyla kendi-
Hlentinin ya da oluşturulmuş bir verir. Aklın, sezilen bu şey sinde var olan yaratma yetisidir. Sa-
yargının ani olarak tam aksi çıkmasıdır oysa ya da şeylere doğru yönelişi- natçının iç dünyasına yönelme ola-
hayret hiçbir beklenti ya da yargı olmaksızın ni Kant, aklın ideaya teması nağı olarak sanat, sanat eserinde ona
insanın varoluş temelinde gerçekleşir.”(1) ve yanılsaması olarak değer- dair bir iz taşır. Elbette sanat eserin-
Şaşkınlık, köken olarak dışarıdayken, hay- lendirirken aynı zamanda bu deki o iz sanatçının bizatihi kendisi
AyŞe AcAr
ret insanın kendi varoluşundan kaynakla- deneyimi aklın kendi sınırla- değildir ama bir temsilidir.
nır. İnsanın kendi varoluşunu fark etmesi onu rıyla tanışması olarak okur.
Eros v E FEls EFE
hayrete düşüren şeydir. Varoluş neden insanı hayre- Haşlakoğlu, Kant için “Gözden ka-
Mozart Platon Haşlakoğlu
“Hayret, bir pathos olarak (sevk
te düşürür ki? İnsan kendine alışmış varlıktır, hayret çırdığı, bu durumun her şeyden önce
eden şey-tutku) felsefe faaliyeti-
bunun neresinde? aklın kendi mevcudiyetinin nedeni sam, birbiri ardına gelmeye başlarlar artık…
nin başlangıcında yer alır” demiştik. Fakat felse-
Hayret kelimesinin Yunanca kökeninde mucize olmayışını kavramasının bir sonucudur” diyor. Eğer meşgul edilmiyorsam, bu durum ruhum-
fe yapabilmenin olanağı hayrette kalmakla engel-
(thauma) kelimesi yatmaktadır. Platon’un Theaite- Akıl, kendi mevcudiyetinin köksüzlüğünü tıpkı
da bir genişleme meydana getirir. Daha sonra
lenmemelidir. Mucize aşılıp eros (sevgi) kendi-
tos diyaloğunda bu hayretin felsefe faaliyetinin ark- Kant’ta olduğu gibi kaygıya ve aklı tanımlamak
bu genişleme sürer ve ben onu tam olarak belirli
ni göstermedikçe gerçek anlamda felsefi dünya-
hesi (başlangıcı, kökeni) olduğu söylenir. Hayret için ona sınır çekme aceleciliğine iterken aynı za-
bir biçimde açmaya ve genişletmeye devam ede-
ya giriş olanaklı değildir. Sevgi neyin sevgisidir?
felsefe yapmanın ön koşuludur. manda bu köksüzlüğün nedeni konusunda hayre-
rim… Geriye dönüp baktığımda hayalimde art
Diotima’yı hatırlamalı, sevgi ölümsüzlüğün sev-
Hayret kavramını “mucize” ve insanın kendi va- te iter. Burası kuşkunun, diyalektiğin olduğu ve
arda sırayla gelmiş gibi değil de güzel bir resim
gisidir.
roluşunu fark etmesi meselesiyle ilişkilendirmek ge- aşılırsa felsefenin başlayacağı yerdir.
ya da hoş bir kimseye bakar gibi, bir bakışta tü-
Son olarak şunu söyleyebiliriz; kökensizlik ve
rekiyor ki felsefeye doğru ilk adım atılsın. Platon’un
münü aynı anda dinlerim. İşte bu durum olağan-
mozart’ın dEnEyimi
ondan kaynaklı kaygının aşılması isteniyorsa fel-
Türkiye’de anlaşılmasına eşsiz katkı sunan Oğuz
dışı heyecan verir bana.”
sefe faaliyeti bir zorunluluk olarak karşımızda
Platon’un düşüncesinde felsefe, gizli olanın açığa
Haşlakoğlu’ndan yardım alarak deneyelim.
Bir tür mucize gibi. Sanki Mozart’ın zama-
çıkarılmasını hedefleyen bir dönme ve görme faali- durmaktadır.
na tabi zihninin önündeki perde açılmış ve Mo-
varoluşun köksÜzl ÜğÜ
yetidir. Felsefe faaliyeti içinde olduğumuz yanılgısı-
zart saklı olan bütünü seyretmiştir. Aynı metin-
İnsanı hayrete düşüren şey şudur; insan kendini na düşmeden hayret, varoluşun köksüzlüğü ve mu-
de Mozart bestenin kökeni konusunda “nereden
var bulur ama bu bulduğu varlığın sebebi kendi de- cize meselesini sanat üzerinden anlamaya çalışalım. 1- Oğuz Haşlakoğlu – Platon’un Düşüncesinde
ğildir. Hayret ki ne hayret! İnsan, varlığı geçici sü- “Eğer bu melodilerden birine tutunur kalır- ve nasıl geldiklerini bilmem” diyor. Kökensiz- Tekhne, Sentez Yayınları
Fotoğraf: Duru Börü