Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 as otsğu 2022
5
Hacı Bektaş ve
#olduğungibisin ve
evrensel felsefesi
Hacı Bektaş’ı anlayamazsak,
Anadolu’yu anlayamayız, kendimizi
hep yabancı gibi hissederiz.
her halinle güzelsin
er ağustos ayında Hacı
Bektaş’ı (*) anma et-
oplum bir kadından ne bekler? “Kadın
kinlikleri nedeniyle şu
dediğin, güzel, bakımlı olacak, sırma
Hsözler gündeme gelir;
saçları olacak, psikolojisi bozulduğun-
Bir kadının
“Hararet nardadır, sacda değildir/
da kuaföre gidecek.” Aslıhan Begüm
Keramet baştadır, taçta değîldir/ Her
saçlarını kaybetmesi
TGökçınar’ın öyküsünün güzelliği bu
ne ararsan kendinde ara/ Kudüs’te,
sözlerde gizli. Toplumun dayattığı çerçevenin dı-
ne demek hiç
Mekke’de, Hac’da değildir.”
şında hisseden bir kadının kendi benliğini yeniden
İnsanın düşünce alışkanlığını ya-
ayşe acar
düşündünüz mü?
oluşturma ve dışlanmış hissedenlere esin olma yol-
pı söküme uğratan bu ifadeden et-
culuğu. Buyurun kendisinden dinleyin.
Peki kaybından
kilenmemek mümkün değil. Ha-
cı Bektaş’ın söylediği her söz sanki geçmişten değil
u Müzik ve dansla iç içe
sonra tekrar
de henüz gelmemiş bir gelecekten söylenmektedir.
bir çocukluk geçirmişsiniz.
nasıl ayağa
“Bizim nazarımızda kadın, erkek farkı yok, eksik-
Biraz o günlerden, yaşamı-
lik noksanlık senin görüşlerinde.” “Dili, dini, rengi
nızı nasıl şekillendirdiği-
kalkabileceğini…
ne olursa olsun iyiler iyidir.” “Yetmiş iki milleti bir
nizden söz eder misiniz?
Aslıhan Begüm
bilmeyen bizden değildir.”
Ankaralıyım. Annem öğ-
Bu sözlerin tamamı, “bütün insanlığı ilgilendiren”
retmen, babam bürokrat. Bir Gökçınar “alopesi”
anlamındaki evrensele gönderme yapar. Hacı Bektaş
ablam var. Ben küçükken ab-
hastalığı öncesinde
(Hünkâr) bir anlamda şunu diyor: Biz, evrensel ol-
lam Hacettepe Üniversite-
duğunu bildiğimiz “iyi” ile ilgileniyoruz. Biz, kadın
ve sonrasında
deniz si Devlet Konservatuvarı’nda
veya erkek ile değil, insanla ilgileniyoruz.
yarı zamanlı şan bölümün-
ülkütekin
yaşadıklarını,
de okuyordu. Ne zaman kon-
İnsan Merkezc İl İk ve Hünkâr
herkese umut
servatuvara gitse, ağlıyor-
Anadolu Alevi – Bektaşi geleneğinin kurucu öz-
dum “Beni de alsınlar, ben de şarkı söylemek
verecek öyküsünü
nelerinin başında gelen Hacı Bektaş, insanı merke-
istiyorum” diye. Ablamın bir öğretmeni gör-
ze alan düşünce dünyasından dolayı genellikle “in-
paylaştı.
dü ve “hevesim kırılmasın” diye son derse gir-
san merkezcilik” (hümanizm) bağlamında ele alın-
meme izin verdi. Hatta, final konserine bile çı-
maktadır. Söz konusu olan Hünkâr ise bu bağlamın
kardılar. Düşünün, Cumhurbaşkanlığı Senfoni
hatalı olduğunu belirtmeliyiz. İnsan merkezcilik, in-
Orkestrası’nda dönem konseri veriliyor. Herkes
sanlık ailesine dair bir duyarlılığa işaret etmez; 14.
konservatuvarlı. Arada şarkı söyleyen bir bızdık
yüzyılda ortaya çıkan akım, insanı salt ussal bir var-
var, o da ben! Çok hareketli bir çocuktum, öğret-
lık olarak ele alır. Bu ele alışta insan, başta Tanrı ol-
menlerim aileme “Bu çocuğu dansa falan yolla-
mak üzere usu aşan tüm şeylerin karşısına konula-
yın, enerjisini atması lazım” demiş. Ailem de öğ-
rak merkeze alınır. Hacı Bektaş’ı insan merkezcilik
retmenlerimi dinlemiş. Böylece, 16 yıllık dans
bağlamında ele almak onu Hızır’dan, Kırklar Mec-
maceram başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı
lisinden koparmak demektir. Fakat Hünkâr, Hızır’la
Gençlik Halk Dansları Topluluğu’na girdim. Ha-
yan yana iş yapan bir Kalenderi - Melami’dir.
ni bir şarkı vardır ya “Acılarım oldu, herkes gi-
bi ve kimseye kısmet olmayan sevinçlerim” di-
eHl İ Beyt ve Hünkâr
ye… Gerçekten de kimseye nasip olmayan se-
Nasıl oldu da ellerinde keşkül, yalın ayak gezen Ka-
vinçlerim oldu. İlk temsilimi, Barış Manço’nun
lenderiler içlerinden tüm insanlığa seslenen bir filo-
Japonya’da Kara Sevda’yı söylediği salonda Ja-
zof ve bir toplum kurucu çıkardılar? Nasıl oldu da 12.
pon Prensi’nin huzurunda verdim. Paris’te Ey-
yüzyılda da birileri kadın erkek ayrımını aşıp “Yetmiş
fel Kulesi’nin karşısında dans ettim. İnanılmaz
iki milleti bir bilmeyen bizden değildir” diyebildi?
anılar biriktirdim. Üniversiteden sonra Anado-
Hacı Bektaş, tarihte birden bire ortaya çıkmış de-
lu Ateşi’ne davet ettiler. Böylece, İstanbul mace-
ğildir. Köklü bir geleneğe bağlıdır. Horasan Me-
ram başlamış oldu.
lamiliği ve onun da dayanağı olan Ehli Beyt’tir bu
dönemden geçiyorduk, stresten olabileceğini dü-
u Peruk takmayı bıraktığınız ilk gün yaşa- kök. Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Ha-
u İstanbul’a nasıl hedeflerle geldiniz?
şündüm. Hemen sonra biraz daha saçımı kaybet-
mınızda bir dönüm noktası olsa gerek. san ve Hz. Hüseyin’den oluşan Ehli Beyt’in ne de-
Anadolu Ateşi’nde bir süre dans ettikten
tim. Sonra da vücudumdaki bütün tüyleri… Kaş,
O tuz ruhunu kafama sürdürdüğüm dönemde diğini kavramış, “güzel ahlak” tanımıyla etik özne-
sonra farklı bir yol çizmeye karar verdim
kirpik, her şeyi... O çok beklediğim iş görüşme-
bir gün 6 -7 yaşlarında, saçları çıksın diye bu acı- ye yapılan vurguyu içselleştirmiş bir “yol” yenileyi-
ve bir etkinlik ajansında işe girdim. Ba-
sine giderken kafa derimdeki boşlukları boya-
ya maruz kalan ve çok ağlayan bir kız çocuğuyla cisidir Hacı Bektaş. Geleneğini çağının gereklerini
bamın bir lafı vardır: “Neyi yapmak
mak durumunda kaldım. Doktorlar hastaneye
karşılaştım. Göz göze geldik ve devam edemeye- dikkate alarak yenilemiş bir velidir.
istiyorsan, en iyisini yapmaya çalış.”
yatmam gerektiğini söyledi. Ama işe kabul aldı-
ceğimi anladım. O akşam sponsor olduğumuz bir Hünkâr’ı en iyi anlatacak kelimedir bu. Sorumlu,
Ben de işi en ince detayına kadar
ğımı öğrendim. İyi bir haber gibi, değil mi? Ama
konser düzenliyorduk ve sahneye çıkacak mü- dost, koruyucu anlamına gelen “veli” kelimesi tüm
öğrenmeye çalıştım. Hayalim olan
hayır, kel bir kadını neden işe alsınlardı ki? Ko-
zisyenler arasında eski arkadaşlarım vardı. An- yaptıklarını özetler. Yaşadığı toplumun, insanlığın
kurumsal bir firmaya geçeceğim
vulacağımı düşünüyordum. Önceki işimden ay-
cak henüz hiçbir arkadaşım bu halimi bilmiyor- ve çağın, hatta geleceğin, sorumluluğunu omuzlarına
dönemde, bir sabah kalktım ve
rılırken aldığım maaşımın neredeyse yarısına bir
du. Ömrüm boyunca dik durdum, herkes beni alıp ona bir dost ve koruyucu olarak yol göstermiştir.
saçlarımın bir bölümü yoktu!
peruk aldım. Fakat, o peruktan nefret ediyordum.
böyle bilirdi ve peruğun altındaki güçsüz “ben”i
u O gün nasıldı?
İşe giderken peruğu takıyordum, ama iş çıkışın-
görmelerini istemiyordum. Ama o gece kendimle
O sabah aklımdan git-
da... Levent metrosunda ATM’lerin orada bir ka-
ve herkesle yüzleşmeye karar verdim. Tanıdığım
miyor. Kalktım. Saçla-
pı vardır, kimse bilmez ama ben çok iyi bilirim,
birçok kişi konsere geliyordu ve insanlar gelme-
rımı topladığımda, ön-
her gün oraya geçip peruğumu çıkarıyordum.
ye başladıklarında ben kapıda peruksuz duruyor-
ce enseme dokunu-
dum. Hiç beklemediğim kadar güzel tepkiler al-
u Ayağa kalkmayı nasıl başardınız?
yorum sandım, çün-
dım. Rahatlamaya başlamıştım.
Bu toplumda kadın olmak ne demek... Bunu
kü kafamın alt bö-
düşündüm. Kadın dediğin, güzel, bakımlı olacak,
lümünde büyük
WIll sMItH’İn tokad I
sırma saçları olacak, psikolojisi bozulduğun-
bir parça yoktu.
da kuaföre gidecek. Rimeller, şampuanlar, boya- u Alopesiyle ilgili farkındalık yaratmak
Önemseme-
lar, ağdalar, lazer seansları, epilasyon ürünleri… için #Olduğungibisin başlığıyla oluşturduğu-
dim; çünkü,
Hiçbirini kullanamıyorum. Toplum kadından ne
nuz bir hareket var. Bu girişim nasıl başladı?
yoğun bir
istiyorsa, onu veremiyorum. Bir yandan kovulur Bir sosyal medya paylaşımımdan sonra bir an-
muyum korkusu yaşıyordum, bir yandan da ken-
ne bana mesaj attı. Sekiz yaşındaki oğlu benim-
dimle yüzleşiyordum. Aynalar parçalandı evim- le aynı hastalığa sahipmiş ve annesi beni gös-
de. “Bu hale nasıl geldim” krizleri yaşandı. Ni-
terip onu motive ediyormuş. Hatta bu güzel ço-
hayet, teşhis koyuldu, “alopesi.” Bağışıklık sis- cuk, bazı akşamlar fotoğraflarıma bakarak uy-
temim, saçlarımı virüs zannediyor ve döküyor.
kuya dalıyormuş. Mesajdan sonra, başıma ge-
Çok sayıda deneysel tedavi yöntemi denedim. len bir şeyi kabul ederek her şeyin nasıl daha da
Bir örnek; saç hücrelerimi canlandırdıklarına
güzelleşeceğini anlatmak istedim. Çünkü benim
inandıkları bir yöntemle kafa derimi 3 günde bir gibi kendini toplumdan soyutlamış insanlar ol-
tuz ruhu gibi bir solüsyonla yakıp bulaşık sün-
duğunu görüyordum. Kimi peruk takıyor, kimi
geriyle zımparaladılar. Yaptırdım bunu! Sonun- durumunu gizliyor ya da evden çıkmıyor. Ön-
anadolu ve Hünkâr
da tek bir atışım kalmıştı; kabul. Kabullenmek-
ce bir dergiye röportaj verdim, sonra çeşitli ko-
le başladı her şey. “Eski halime nasıl dönebi- nuşmalar yaptım. Kendini “öteki” hisseden her- Günümüzden 800 yıl önce yaşamış bir insan-
lirim” diye düşündüm. Fotoğraflara bakıyor-
kes adına söylemek istediklerimi anlattım. “As- dan bahsediyoruz. “Kimdir Hacı Bektaş?” Bu soru-
sun, dönemiyorsun. Kendini paralıyorsun, lında hiçbirimiz farklı değiliz. Sonuçta bu bir in- ya nitelikli yanıtlar verilmediği sürece bu topraklar-
dönemiyorsun. O zaman kabul edip yolu-
san hikâyesidir ve belki de tahmin ettiğiniz ka- da birer yabancı olarak kalmaya devam edeceğiz.
na devam etmen dar uzak değildir, tahmin ettiğiniz kadar büyük Anadolu’yu mayalayan kişidir Hacı Bektaş...
lazım.
bir felaket de değildir”, diyordum sürekli. Anadolu’yu tanımıyoruz. Anadolu; “İnsanlık ailesi-
Will Smith’in Oscar gecesi attığı tokat- nin tamamını kıymetli görmeyen bizden değildir” di-
la hepimiz tokat yemiş gibi olduk. yen insanların yaşadığı yerdir. Anadolu; başında kö-
fl
Benim gibi “alopesi” hastası kı- yün yıldızları parlarken tüm varoluşu hesaba katarak
zı olan arkadaşım Ela Başak söz söyleyen insanların yaşadığı yerdir. Anadolu, Ha-
Atakan’ı aradım. Hislerimiz cı Bektaş’ın içine tüm dünyayı sığdırabildiği yerdir.
karşılıklıydı. “Bir şeyler Anadolu’yu tanımıyoruz… Kimimiz kendini Doğu’ya,
yapmalıyız” dedik. Yönet- kimimiz Batı’ya ait hissettiğini düşünüyor. Bu da ya-
“Teknede na- menimiz Cihangir Ateşa- nılgı. Hissedilen ne Doğulu ne de Batılı olmaktır. Bir
sıl yaşayabi- ğaoğlu, ben, Ela, Ayşe tür yabancılaşma, kendini tanımayıştır.
lirim” diye dü- Bali ve Selim Kemah- Hacı Bektaş; iyilik, doğruluk ve güzellik arasında-
şünürken tek- lı video çekerek, “alo- ki ilişkiyi kavramış ve ardından sorumluluğun bilin-
pesi” konusunda far-
ne kiralamaya ci olan özgürlüğe dikkat çekerek söz söylemiş kişidir.
karar verdim. İlk kındalık yaratmaya ka- “Her ne ararsan kendinde ara
rar verdik. Hiçbir mad-
teknem Elan 340. Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.”
İstanbul’un en soğuk di beklentimiz olmadan, Bu tanım; varlığının sorumluluğunu al ki özgür
günlerini vebastosu ol- “alopesi”yi anlatmaya ça-
olasın demektir.
mayan bu teknede geçir- lıştık. Hareketin adını “Ol- Hacı Bektaş’a derin saygılarımızla…
dim. İki ay önce evlendim duğun Gibisin” koyduk ve
ve iş değiştirdim. Şimdi ba- kendini “öteki” hisseden her- (*)Asıl adı Bektaş’tır. Hünkâr ismi öğretmeni ta-
zen karada bazen teknede ka- kesi kapsamasını istedik. Um- rafından verilmiştir. “Hacı” kelimesi hace, hoca (öğ-
lıyoruz. Bu deneyimin berrak madığımız yoğunlukta paylaşım retmen) anlamına geldiği gibi, Hacegân koluna da
bir zihinle daha sade bir yaşamın oldu. En son raporda 41 milyon izle- gönderme yapar.
kapılarını açtığını söyleyebilirim. meye ulaştığımızı öğrendik.
Yelken
bir
tutkuya
dönüştü
Bir gün, avrupa ya-
kasından anadolu ya-
kasına geçerken aşağı-
daki Boğaz yarışını gör-
düm ve büyülendim. “yel-
kenle mutlu olur muyum”
diye düşünmeye başladım.
Hemen o zamanki çalıştığım
kurumun spor kulübünde baş-
langıç seviyesi yelken eğitimi al-
dım. Geçmişinde yelkende bir-
çok başarıya imza atmış olma-
sına karşın, eğitim aldığım dö-
nemde kurumumuzda aktif bir
yelken takımımız yoktu. yıllarca
profesyonel spor yapmış biri-
nin hobi olarak sporla ilgilenme-
si zor oluyor. Bitmek tükenmek
bilmeyen zorlamalarımla yelken
takımını aktieştirdik. Sekiz yıl -
dır türkiye’nin tüm denizlerinde
yarışıyorum. Bu yıl ise kadın yel-
kenciler Spor kulübü derneği is-
tanbul şube Başkanı oldum. ka-
dınların ve erkeklerin bir ara-
da yarışabildiği sayılı spor
dallarından biri olması-
na karşın erkek spo-
ru olarak görünen
yelkenin pahalı
ve çok güç ge-
rektirdiği algı-
sını yıkmak ve
yat hayatı-
na daha faz-
la kadını da-
hil etmek te-
mel amacı-
mız.
Fotoğraf: Vedat Arık