Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                30 EKİM 2022
2
Günümüzde pek rastlamasak da siyasi ekolojinin örneği yıllar önce bu topraklarda yaşandı
Dairsee L 
EditördEn
FLora
ürkiye 
Cumhuriyeti’nin 
iklim krizi siyasetin 
100. yaşına adım 
attığı sabah uyan-
T
dık. Önümüzde-
İklim krizi günümüzde siyasi gündemin 
ki yıl Cumhuriyetimizin bu ta-
rihsel eşiğine tanıklık edebil-
tam ortasında yer alıyor. Artık siyasi 
ay Ça 
me şansımız olduğu için mutlu 
yapıların takipçileri için çevreci taleplerde 
mu olmalıyız, 2023’e denk ge- merkezinde
c LaN
bulunmak bir hak olarak görülüyor. 
len seçimlerde yaşanacak ola-
sı bir değişimin peşinde umut-
lu mu olmalıyız, yoksa uzun 
ünyanın dört bir yanın-
süredir süregelen çalkantılı si-
dan kuraklık, yüksek sı-
yasi ortam nedeniyle içimiz- caklık, sel, orman yangı-
deki umutsuzluğa yenik düşüp nı, gıda sorunu ve ener-
Dji krizine yönelik haber-
“Keşke bugünleri görmesey-
ler geliyor. Belki siz hâlâ temiz su ve 
dim” mi demeliyiz?
gıdaya ulaşıp, sıcak evinizde “daha bu 
HHH
sorunlar benim kapıma dayanmadı” 
Çok sesli bir siyasi yaşamın 
diyebilirsiniz. Öte yandan iklim kri-
getirdikleri her zaman (belki 
zi ülkeler üstü bir konuma sahip. Ok-
de çoğu zaman) istediğimiz gi-
yanusların asitlenmesi, insan sütünde 
bi olmayabiliyor. Buna da ba-
mikroplastiğe rastlanması, eriyen bu-
sitçe “demokrasi” diyoruz. El-
zullarla aktif olacak virüslerden kay-
bette demokrasinin en tartış-
naklanabilecek yeni olası salgınlar, bu 
malı yönlerinden birisi popü-
dünyada yaşayan tüm insanları etkile-
lizm. Kişisel gereksinimlerin, 
yen bir kapsama alanına sahip. Ne ya-
çoğunluğun talebi durumuna 
zık ki söz konusu iklim krizi ise “ara-
gelirken belli ölçüde yozlaşma-
dığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor!” 
sı, kitle tarafından anlaşılabilir 
önermesi gerçekçi değil.
olup kişinin öznel niteliklerin-
İklim krizinin neden olduğu fizik-
den ayrışması siyasetçi ve kitle 
sel rahatsızlıklar dışında psikolojimi-
arasındaki sorunlu iletişim bi-
ze de yoğun etkileri var. Eko-anksi-
çimini doğuruyor. 
yete oranları giderek artarken İsveç’te 
Kitlenin aslında talebi olma-
1987 yılından beri aktif olan Çevre ve 
yan bir nesneyi, durumu ve-
İklim Bakanlığı’nın göreve yeni ge-
ya siyasi vaadi, duygulara ses- len muhafazakâr hükümet tarafından 
lenen bir öykü eşliğinde, tale- Enerji Bakanlığı’na bağlandığını duy-
mak, pek iç açıcı bir haber değil. İçi-
bi olarak benimseyip söz konu-
mizi açan şeylerin gerçekleşmesi için 
su anlatının peşine düşmesi ol-
mücadele etmemiz gereken bir dö-
dukça yaygın bir durum. Sırf 
nemden geçiyoruz. Yalnız Türkiye’de 
siyasetçiler değil, reklam ve 
değil, dünyada birçok ulus ve toplu-
da doğa dostu isteklerde bulunmalı- lan Holberg ödülünün (2013) ve Kyo-
hatta sanat dünyası, kısaca bir 
çEvrEci bir cumhuriyEt
luk yaşadıkları çevreye ilişkin aciliyeti 
yız. Kişisel olarak ülkemizdeki seçim- to ödülünün – insanlığın bilimsel, ma-
anlatıya gereksinimi olan her 
Siyasi ekolojinin tanımı henüz yapıl-
tartışmaya açık olmayan sorunları du-
ler yaklaşırken bir seçmen olarak siya- nevi ve kültürel iyiliğine katkıda bulu-
alan bu yöntemi kullanabilir. 
mamışken Cumhuriyetimizin kurucu-
yurmak ve eylem çağrısında bulunmak 
si partilerin iklim krizinin yarattığı nanlara verilen Japonya’nın en büyük 
Ancak baştaki soruları hatırla- su ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 
için çabalıyor. Üstelik bu çabalar 
ödülü- (2021) sahibi olan Latour, aktör 
durumlara karşı ne gibi önlem 
tıp sorayım: Bir fikrin temsil ise siyaseti ve ekolojiyi birbirinden ay-
yeni de değil! 1960’lı yıllardan 
paketleri olduğunu duymak ağ teorisiyle de dengenin önemini vur-
rı tutmayan, zamanının çok ilerisindeki 
ettiği değerler değişir mi?
beri çevreye ilişkin araştır-
gulamıştır. Aktör ağ teorisi basitçe nes-
istiyorum. Bunu duymak 
birçok projenin mimarıdır. 1937’de Pa-
HHH
malar, eylemler, hak arayış-
sizin de hakkınız, çün- neleri de sosyal yapının bir parçası ola-
tara kumulları ve ağaçlandırma projesi, 
Türkiye Cumhuriyeti’nin, 
ları, konferanslar, kamusal 
kü üzerinde yaşadığı- rak kabul eden bir teori. Bana kalırsa 
1930’da “çınar ağacı kesilmeyecek, bi-
kurulma sürecinde en belirleyi-
ve özel sektördeki düzen-
nız dünya dışında baş- Şinto ile de yakın bir bağı var. Şinto’da 
na kaydırılacak!” diyerek ağaçların var-
ci özne olan kadınların bu top-
lemeler artan bir ivme ka-
ka bir seçeneğiniz yok. yaratılışı bir bütün olarak görme eğili-
lığına olan saygısı ve daha nice yaklaşı-
raklarda kendilerine biçilen ka-
zandı. İkinci Dünya Sava-
Tam bu noktada “siya- mi baskındır. Canlılar ve cansızlar hep 
mı ile kendisi doğayla dengede bir ya-
lıpları aşıp her alanda söz sa-
şı sonrası sanayinin yarat-
si ekoloji” terimi dev- beraberdir. Doğu merkezli birçok öğre-
şam nasıl kurulur sorusuna açık bir ce-
hibi ve etkin olması hedefi bu-
tığı kirlilik, nükleer karşıt-
reye giriyor. Dünyaca tide birleştirici ve dengeleyici bir yak-
vaptır. Cumhuriyetimizin 99. yılını kut-
gün hâlâ bir görev olarak her 
lığı, 1968 olayları, feminist 
tanınan sosyal kuramcı- laşım mevcuttur. Müslümanlığın kabu-
ladığımız günlerde bir dileğim var: 
yurttaşın karşısında duruyor. 
hareket ve olanaksız politika-
lardan David Harvey’in lünden önce Türklerin inanışlarındaki 
Umuyorum ki Cumhuriyetimizin 100. 
Hepimiz zaman zaman güncel 
ları derken çevreyi ele almadan 
1993 yılında yayımla- atalar kültü, tabiat kültü ve Gök Tanrı 
Bruno 
yılı tıpkı asırlık çınarlar gibi doğayla 
siyasi yaklaşımların getirdiği 
bir hak talebinde bulunmak ne-
Latour nan kitabı Çevrenin Doğa- kültü de benzer bir anlatıyı barındırır.
dengeli bir yaşamın öncüsü olacak!
parıltılı görünen söylemleri sa- redeyse imkânsız, ki olanaksız olma-
sı: Sosyal ve Çevresel Değişi-
tın alabiliriz. Ancak asıl görev- sı da tam beklenen bir durum. Çünkü 
min Diyalektiği’nde de vurgulandığı 
şunu bilmemize karşın bazen günde-
lerimizi unutmamak kaydıyla. gibi “Çevre sorunlarını daha iyi kavra-
lik hayatın koşuşturmasında unutabili-
HHH mak istiyorsak ekoloji ve siyasetin na-
yoruz: İnsan olarak yaşayabileceğimiz 
sıl bir ilişkisi olduğuna yakından bak-
Cumhuriyetin 100. yaşı-
tek bir dünya var. O da şu an ısınmaya 
malıyız.”
na bastığı bu günde iki güç-
devam ediyor.
Siyasi ekoloji denildiğinde bir başka 
lü kadınla karşınızdayız. Cum-
önemli temsilci Gaia’yla Yüzleşmek: 
huriyetin öncü kadınlarından 
Ekoloji vE SiyaSEt ilişkiSi
Yeni İklim Rejimi Üstüne 8 Ders kita-
Türkan Saylan’a sahnede ya-
Bireysel eylemlerimizin kolektifi 
bının yazarı Bruno Latour. Yakın bir 
şam veren Şenay Gürler ve 
yarattığı bilinciyle önce kendi yorda-
zamanda ölen, bilim felsefesinin ön-
Türkiye’nin üçüncü kadın or-
mımızda değiştirdiğimiz minik düzen-
de gelen isimlerinden olan Latour, üre-
kestra şefi Nisan Ak ile gelece-
lemeler birikerek büyük olumlu etkiler 
tim sorunu ve gezegenimizin yaşana-
ğe yönelik umutlarınızı tazele-
yaratıyor. Plastik pipet istemediğini-
bilir koşulları arasındaki ilişkiye da-
yecek keyifli birer söyleşi yap-
zi söylediğinizde, size bunu sunan sa-
ir Guardian’da yayımlanan bir söyle-
tık. Hepinize iyi pazarlar.
tıcı bu eylemini değiştirmek zorunda. 
şinde “Bir şeyi değiştirebilseydim, üre-
Çünkü istek yoksa arz da olamaz. Ay-
tim sisteminden çıkıp bunun yerine si-
dEniz ÜlkÜtEkin
rıca yalnız satın aldığımız ürünler de 
yasi bir ekoloji inşa etmek isterdim” 
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
değil, gündelik yaşamdaki birçok alan-
diyor. Sosyal bilimlerin Nobel’i sayı-
ayca_ceylan
Mağaranın içinde sıkışıp kalanlar, gölgeye ‘hakikat’ diye sarılırlar
Galeati Yayıncılık
Platon’un mağarasından çıkamamak!
ir sözün benzetme ama- rumlarda genel olarak “doksa” (ya- bilmiş kimsedir.” Sophos’u yakından tanı-
Nafi Atuf 
Kansu Eğitim 
cıyla başka bir söz ye- nılsama-gölge) durumundan çıkmaya mak için Sokrates’i tanımak ne denli önem-
Bilim Araştırma 
2022 Yılı 
rine kullanılmasına eğ- bir gönderme vardır. Mağaranın için- liyse Alkibiades’i de yakından tanımaya ça-
Kitap 
Ödülü retileme (istiare-teş- de bulunuş yani doksa, bir algılaya- lışmak gerekir. Şölen Diyaloğu, diyalogos 
Bbih) denir. Sanat ve ede- mama durumudur. Gölgenin bir ha- evreninde gerçekleşen sophos, eros ve güzel 
biyatta bir enstrüman gibi kullanı- kikatin gölgesi olduğunu algılayama- ilişkisini en iyi ortaya koyan metindir. 
lan eğretileme aynı zamanda anla- yıp gölgeye hakikat diye sıkı sıkı sa- Kendini bilen kişinin karakter aynasında 
şılması güç bir konuyu dinleyicinin rılmaktır. “güzel”i (kalos) gören doksa bilincinin o gü-
idrak düzeyine taşımanın yöntemi- Mağaranın içi bize Hegel’in “doğal zele tutkuyla yönelmesi erostur. Kişiyi ma-
ayş ae ac r
KARGO DAHİL 40 ¨
dir. Platon’un mağara anlatımı bu- bilinç” dediği şeyi anlatır. Gerçekliği ğaradan muhakeme değil bu yöneliş kurta-
nun en iyi örneklerindendir. duyu deneyiminden ibaret sanan ma- rır. Saklandığı yerden açığa çıkacak olan şey, 
Bir grup insan mağaranın içindedir. ğara insanı, 2022 yılında bir kentte yaşıyor kişideki güzelin kendisidir. Bu anlamıyla sa-
Ömürleri bu mağarada geçen insanların elle- olsa da genelde bu inanç üzerine yaşar ve nat, kişinin kendisini sanat eseri olarak orta-
ri ve ayakları zincirli, yüzleri mağaranın du- ölür. Yani mağaradan hiç çıkmaz. ya koyduğu kendini yaratma eyleminin adıdır. 
varına dönüktür. Mağaranın duvarına yansı- “Ye, iç, keyfine bak! Hayat kısa. Yaşam Kısa bir yazıda anlatması güç bu mesele-
yan birtakım gölgeler vardır. Bu gölgelerin bundan ibaret.” yi, sanat aracılığıyla deneyimlemek isteyen-
neyin gölgesi olduğunu mağaradaki insanlar “Bu” denilen şey, duyu nesneleridir; elma, lere İrem Nalça’nın çalışmalarını takip et-
bilmezler. Onlar için gölgeler gerçekliğin ta masa, ev, sokak, insanlar, dünya ve en nihaye- melerini öneriyorum. Son sergisi Londra 
kendisidir. Oysa mağaranın içine bir ateşin tinde evrene ilişkin her türlü görüntü. Platon’un Saatchi Gallery’de düzenlendi. Başarılı sa-
ışığı sızmaktadır. Gölgelere neden olan şey mağarası içine evreni alan bir mağaradır. Eğer natçının Karagöz “hilebaz” arketipi etrafın-
odur. Ateşin önünden geçen insanlar, hay- böyle ise mağaradan çıkmak nasıl mümkün- da şekillenen çizimleri, gölge oyunlarının da 
vanlar ya da nesnelerin gölgesidir o duvara dür? Platon, “Sophos (bilge) ve eros (aşk) ol- bir parçası olan kukla formundaki heykeller 
KARGO DAHİL 30 ¨
yansıyan. Zincirlerden kurtulup duvara ba- madan mümkün değildir” diyor. ve pandemi döneminde ürettiği “görkemli 
2 KİTAP, KARGO DAHİL 70 ¨ YERİNE
kan yüzünü mağaranın çıkışına çevirmediği düşler sirki” adlı video çalışması zaman za-
SophoS, EroS, gÜzEl
sürece içeride bulunan insanlar için yaşam, man sergileniyor. Mutlaka takip edilmeli. 
¨
65 Sophos’un mağaradan çıkıştaki rolü Aris-
bir gölge oyunundan ibarettir. Tıpkı Hacivat Hacivat’ın sözüyle kapatalım: “Yıktın 
toteles tarafından askıya alındığı için lite-
ve Karagöz’de olduğu gibi. perdeyi eyledin viran, varayım sahibine ha-
ratür aracılığıyla Platon’la gerçek bir temas 
ber vereyim heman!” 
+90 539 669 60 69
doğal bilinç
kurmak oldukça zordur.*
www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
Platon’un mağara anlatımına ilişkin sayı- Haşlakoğlu, sophos için şöyle diyor: 
*Oğuz Haşlakoğlu, Felsefece, Hece Ya-
sız yorumla karşılaşmak mümkün. Bu yo- “Kendini unutuluştan kurtararak hatırlayıp-
yınları.
ey
            
    
