Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                20 HAZİRAN 2021
5
Feridun Düzağaç, ‘Kalbi ve birazcık vicdanı olana bugünün dünyası bir işkence’ diyor
“Boş Ders”te 
komutla hep 
birlikte zıpladığımız 
ergenliklerimi 
Zor iş ben olmak, alıştım
özledim. “Yaz 
Dostum”daki  -Can 
/Volkan /Fe- üçlü 
“Babam benim en büyük 
mizansenimizi. 
yaralarımdan biridir. Her 
Siyasete 
şeye rağmen çok sevdiğim 
300’den fazla 
irili ufaklı çiçek ve 
halde bir kere olsun ‘seni 
inançsız
bitki diktik bahçemize. 
seviyorum’ diyememek ve 
Topraklarını özel olarak 
ugünkü 
duyamamak...”
hazırladık. En keyifli zamanlar 
karanlığın ana 
listesi yapsam ilk üçe 
Bsebebini nefret 
çiçeklerimle ilgilendiğim 
siyasetinin bir sonucu 
akşamüstlerini 
olarak görüyorum ben 
yazardım.
yi ki varsın FD, aksi tak-
siyasete duyduğum 
dirde kim olacaktı duygu-
inançsızlığı yinelemek 
larımızın bu denli güzel ter-
istiyorum. Dünyada 
cümanı”, “Feridun abi sen 
siyaset insanlığa eşit 
“İ hiç susma… Hep şarkı söy-
ve adil çözüm üreten 
le ve herkes sussun”, “Aşklar, âşıklar değiş-
bir güç olsaydı Filistin, 
se de sen hep bizimlesin...” Bu cümleleri Yo-
Afrika ve nicesi, 
uTube’daki dinleyici yorumlarından seçtim. 
bugünkü dramıyla 
Bir sanatçının insanlar üzerinde bıraktığı et-
ve çaresizlikleriyle 
kiyi anlatabilmek için sözü “Onunla büyü-
böyle kaderlerine 
düm, o benim çocukluğum, gençliğim, orta 
bırakılmazdı, dünyada 
yaşım” diyen dinleyiciye bırakmak gerekiyor 
çocuklar aç “biilaç” 
belki de. Eski(meyen) albümlerinden 7 şarkı-
olmazdı. Dünyadaki 
yı İsimsiz Orkestra ile birlikte yeniden yorum-
servetin dörtte üçünün 
ladığı “Sakin”i nisan ayında buluşturdu din-
dünya nüfusunun on 
leyicileriyle. “Seyrüsefer”e de bir süredir ya-
binde biri tarafından 
şadığı Bozcaada’da bir klip çekti. Düzağaç’la 
sahiplenildiği bir 
pandemi nedeniyle uzaktan yaptığımız söyle-
düzende siyaset bunun 
şide ada günlerini, ülke meselelerini, babasıyla 
bekçisi gibi duruyor. Yaşı 
ilişkisini ve kızıyla arasındaki bağı konuştuk.
dolmamış yavrucağa 
AYÇA 
tam garantisi olmayan 
u Bozcaada’da günleriniz nasıl geçiyor?
bir SMA ilacını 25 HAN
2020’nin aralık ayında İstanbul’dan ada-
milyon liraya satıyor bu 
ya taşındım. Kışı burada ve buralı olarak ya-
düzen. Takım tutar gibi 
şadım. Pandemi ve gündemin boğucu ka-
lider ya da taraf tutmak 
ranlığını doğa ve toprak ile seyreltmeyi ba-
da bugünlere özgü bir 
şardım. 20 yıldan fazla oldu ama buradaki 
durum gibi geliyor bana. 
hikâyemizin nihayete ermekte olduğunu his-
Birbirinden nefret eden 
sediyorum ne yazık ki. Yeni bir ada yeni bir 
iki farklı mahalle oldu 
yer fikri çok cezbediyor beni, yaz kalaba-
Düzağaç, 
koca ülke.
lıklarıyla tanıştığımız şu günlerde özellikle. 
Belki de kalabalığı hissettirmeyecek ve fizi- “Şimdi yavaş 
ken kendi inzivanıza sığınabilecek kadar bü-
yavaş konser 
yük bir ada. Yaşadığım her yerin “Feridun 
duyuruları 
Abi”si olmayı başardım ve bunu şarkı yaza-
MASAL KAHRAMANI
rı “ünlü F.D.” olmaktan her zaman daha de-
oluyor. Biraz 
e o duyguyu tanımlayabildim bugüne kadar 
ğerli buldum. Yaşadığınız hayat böyle an-
geç kalınsa da 
ne de varlığının benim için nasıl bir armağan 
lamlı oluyor.
N olduğunu. Ona karşı malum mahcubiyetime 
hızını almış 
IMRENMEK MI, IĞRENMEK MI?
ve pişmanlığıma rağmen çok güçlü çok mutlu ve 
gibi görünen 
güzel bir ilişki elbette. İlişki de ne, bir bağ. Bir düğüm 
u Doğayla ilişkiniz nasıl, toprakla, bitki-
aşılama 
sımsıkı, benzeri olmayan, mesafe tanımayan. Bana 
lerle ilgileniyor musunuz? 
ihtiyaç duyarsa zor bir zamanında gerçekten kanatlanıp 
süreci ile 
Saksılarda sigara söndürdüğüm rezil za-
uçarmışım gibi geliyor. Baba olmak biraz masal 
manlarıma kıyasla çok geç kalınmış büyük 
oluşan iyimser 
kahramanı gibi hissettiriyor. Eşitliğe, hakka, hakkaniyete 
bir devrim başardım sayıyorum bunu. Latin-
ne denli düşkün olduğumu kurallara sadık birisi 
havanın 
ce orijinal isimlerini takılmadan sayabilece-
olduğumu bilir dostlarım. Söz konusu evladım, kızım ve 
ğim bir dolu çiçekle tanıştım memnun olduk 
dağılmamasını 
onun mutluluğu ise tüm bunlardan vazgeçebilirmişim 
karşılıklı. Hepsinin bir adı var ve hepsiyle 
umuyor ve 
gibi geliyor. Doğru mu? Elbette değil ama gerçek bu. 
konuşuyorum. Hepimiz farklı deliriyoruz sa-
Hiç kimsenin bilmediğini o bilir. Her şeyimi anlatırım. 
diliyorum. 
nırım. Zamanın ruhu bunu buyuruyor sanki 
Yıllar sonra babasını anlatması istenirse benim 
ve benim çözümüm bu oldu. Toprak ile iliş-
Tüm dünya 
gibi boğazında düğüm, gözünde kararsız bir damla 
kimi daha üst boyuta taşıdığımı ve bugünler-
olsun istemediğimden sanırım. “Hislerini anlatmayı 
Feridun Düzağaç kızı Tuya Naz ile. ve tüm ülke 
de başka bir adada ve minicik bağışçısı oldu-
başaramamak” da bir kız babası arızası korkarım.        
ğum bir cemiyet yararına çok büyük bir ha- olarak hak 
yal kurduğumuzu söylemek isterim.
ettiğimizi 
ce karıncaların uzaklaşma-
diye çemkiren pişkin insanlar var ya. İm-
u Herkes için değilse de çoğunluk için 
u Nisan ayında İsimsiz Orkestra ile kay-
düşünüyorum” 
sını beklediğimi anlatıyorum ben de; yufka 
renmek mi, iğrenmek mi arafındayım. Böy-
depresif geçiyor günler. Siz kendinizi kötü 
dettiğiniz “Sakin”i paylaştınız...
yürek bugün kut değil ceza insana. Maalesef. diyor.
le küçük şeylerle paralize olan anormal bir 
hissettiğiniz anların üstesinden nasıl geli-
“Sakin”i, yine umarım İsimsiz Orkest-
Çok yabancı ve çaresizim ben bu dünyaya. 
alınganlık. Zor iştir ben olmak. Alıştım ama.
yorsunuz?
ra ile yapacağımız “Sade” ve sonra ken-
Çok demode bu kırılganlık. Çok acı. 
Doğrusu kendimi kötü hissetmeler benim 
di grubumla sevdiğim -kıskandığım- şar-
u Özellikle sahne emekçileri ve müzis-
neredeyse rutinim olduğundan bende tam 
kıları “cover”layacağım “Sek” takip ede-
yenler çok zor durumda. Yaşananları nasıl 
O GÜNÜ DÜŞLÜYORUM BEN
tersi, iyi hissettiğim zamanlara karşı antren-
cek. Bu bıkkınlık ve küsmüşlükle yeter-
değerlendiriyorsunuz?
manlıyım ve korkarım sorunuz bu değil... u Ya ülke? Ufukta aydınlık var mı?
li enerji bulabilirsem ve sağlığım elverirse. 
Sahne yasağı ve sektörel yapayalnızlaştı-
Geç de olsa üstesinden geldiğim bir du-
Adam kayırmaca ve adam asmaca oyu-
“Sakin”deki müzikal kurgu çok öykündü-
rılmanın ideolojik ve yaşam modelleri üze-
rum artık. Adaya yerleşmenin ve burada ya- nu aynı iştahla sahnelenmeye devam ediyor. 
ğüm bir sadelik ve “sound” içeriyor... Kim 
rinden alınan bir intikam olduğuna inanan-
şamanın kattığı bir rahatlama hali var. Da-
Yalan iftira hamaset ve nefret iklimi. “Kadı-
ne “reyting” verirse versin önemli, hacim-
lardanım. Kimden ne bekliyoruz ki hâlâ 
ha net, daha içimden geleni seslediğim bir na şiddet makul seviyede” manasında bir laf 
li ve özel bir şarkı yazarı olduğumu ve ama 
biz...  “Gebersinler”, “İnşallah limon satar-
hale evrildim. “Karşımdaki ne der, üzülür 
eden, hem de kadın, bir Aile ve Sosyal Hiz-
aranjelerimin çoğunu yapan dostlarımın yıl-
ken görürüz bunları”, “Belediyelerden indir-
mü, kırılır mı” nezaketinden “Karşımdaki metler Bakanı ya da başında olduğu bakan-
da tek asgari ücret kadar dahi telif kazana-
diğiniz milyonlara sayın” gibi yeni Türki-
düşünsün”e geçtim sayılır. “Karşımdaki de 
lığı kazıkladığı ortaya çıkan bir şahsın hiçbir 
madığını biliyorum. İsterim ki yokluğum-
yeli yorumları da okudu bu gözler “Bizi ne-
biraz insan olabilir ne de olsa” diyorum ar- şey olmamış gibi devam edebildikleri baş-
da eserlerimin gelirinden biricik evladım ve 
den unuttunuz?” diye haklı isyan eden sek-
tık. İç dünyamda karışık ama insanlarla iliş-
ka bir demokrasi, bağımsız yargı ve bağımsız 
karınca kararınca yanlarında olmaya çalıştı-
tör emekçilerinin paylaşımlarının altında. Bu 
kilerimde sakin, muzip ve güler yüzlüyüm- medya ülkesi sayabilir misiniz? Bıktık usan-
ğım manevi çocuklarım faydalansın.
nefret boğuyor beni artık.
dür. Beni insan davranışları yıpratıyor. Kalbi 
dık ve delirdik artık. Ben kendi payıma bu 
u Sosyal medyayı sorsam...  
ve birazcık vicdanı olana bugünün dünyası noktadayım. “Bir ışık var mı” diye soruyor-
bir işkence. Başkalarının hakkına saygılı ol- Sosyal medya nefret lağımına dönüştü. 
sunuz...  Hak, hukuk, adalet taşınıp gitmiş-
UYUYANA KADAR BEKLERDIM
duğu için salak durumuna düşürülen saflık. Doz aşımı bir pişkinlik ve her konuda her ler aramızdan. İğrenç kurgulanmış bir “sabır 
O benim şeyi söyleyebilme cüreti. Bile isteye yalan. abam benim en büyük günü kilometrelerce uzakta, ne-
oyunu” gibi geliyor bana yaşadıklarımız. Ha-
yaralarımdan biridir. redeyse tam da saatinde, üstelik 
işte. Bir Bile isteye iftira. İnanılmaz yılış yapış bir ni bir ara etkisinde kalan çocukların canları-
de sözge- üslup. Beni ben yapan tüm insani değerlerin BÇok az hatıramız olma- çok da mutlu coşkulu başladığım 
na kıydıkları bir bilgisayar oyunu vardı ya. 
sı düne kadar içimi acıtırdı. Her bir günde, ilk albüm için ilk stüd-
limi ecza- saygı, empati, hoşgörü, zekâ, incelik, dil, üs- Bir benzeri gibi geliyor. Bir gün “bitti ve ka-
ne alışve- lup vs. yerle yeksanlığına tahammül edemi- şeye rağmen çok sevdiğim halde yo kaydım sırasında içsel olarak 
zandınız” diye madalya takacaklar hepimi-
bir kere olsun “seni seviyorum” hissetmem… 
rişi için ara- yorum. Yakın zamanda Instagram’a da ve- ze. Bugün bir iktidar figürü çıkıp “iki kere 
basını moto- da edip YouTube kanalımla yetinmeyi dene- diyememek ve duyamamak. Üç Bir filmde bir kitapta bana an -
iki aslında beş” dese anında TV’ye çıkıp sa-
çocuk ve bir fedakâr eşine rağ- latılan bir hikâye olsa inanmaz-
ru çalışır halde yeceğim. Keyifle bir şey paylaşacak olsam vunacak soysuz “gazeteciler” ve ne yazık ki 
daracık ada yo- çığ gibi büyüyen SMA yardım çığlıkların- men kendi dünyasını yaşayan dım. Rakının şişede durduğu gi-
inanacak milyonlarca insanımız var. O günü 
yapayalnız bir adamdı. Öldüğü bi durmadığı gecelerin sonun-
lunda park edip, dan çaresizliğimden, insanlığımdan utanıyor düşlüyorum ben. Bu kâbustan uyanacağım 
uyaranlara da ve kahroluyorum. “Mesajlarını kapat gör- da apartmanı hatta sokağı inle-
sabahı. Görür müyüm... Sanmıyor sade-
ten o muhteşem davudi sesiyle 
“Sana ne birader” mezden gel” diyorlar; çiçek sulamadan ön- ce diliyorum.
“Sen gözlerimde bir renk…” di-
ye girer sallana sallana çıkardı 
iki katı. O uykuya dalana kadar 
ÖĞRETMEN GÖRÜNCE AYAĞA KALKAN NESIL OLMAKTAN KIVANÇLI beklerdim. 
Sahneye dair 
O şarkı sabahlardı çoğu ge-
arkı yazmayla ilgili bir derdim kalmadığını his- telefon ekranı kaydırarak büyüyen çocuklara anla-
her şeyi çok ama 
ce içimde benimle. Benimkinden 
Ş
sediyorum ve yeterince yazdığımı… “Bıraktım, tacak bir şeyim kalmadığını düşünüyorum. Bunu 
güzeldi sesi. Bir kerecik de ol-
çok özledim. 
küstüm” gibi akıldışı ketler vurmuyorum kendi- da sadece kendi sorunum olarak görmüyorum. 
sa konserime gelebilmesini ister-
“Sevgilisinin 
me, o mevsim geçti gibi geliyor sadece. Her ne ka- Dünya çok başka bir yer oldu. İki halini de gö-
dim. “Ulan kerata, bana atarla-
dar seven ve dinleyenlerim videolarımın “tıklanma rebildiğim için şanslı sayıyorum. “Bizim zamanı-
doğum günü için 
nıp utanırdın hallerimden de bak 
sayıları” üzerinden kederlenip kahrolsalar da ben mızda ışınlanıyorduk” filan diyecekler üç beş je -
şarkı söylemek ne güzelmiş değil 
videolu kutlama” 
kıymetimi biliyorum. Haddimi bildiğim gibi. “Bu- nerasyon sonrasının babaları. Ben, öğretmen gö-
mi?” diye benimle eğlenmesini 
gün orda da cumartesi mi” diye sayıklayacak ka- rünce ayağa kalkan nesil olmaktan kıvançlıyım. 
isteyenleri bile 
isterdim. Yan yanayken mutlu ve 
dar acı çekerek yazdığımı biliyorlar. Beni çırılçıp- “Navigasyon”suz da buluyorduk yolumuzu. Çok 
birbirleriyle eğlenebilen aileleri 
mumla arıyorum.
lak savunmasız gördüler ve öyle sevdiler... Üç ya- şarkılar yazdım ben öyle. “İyi ki”mdir benim için 
Babası Salih Mete Düzağaç ile... ben hep çok sevmişimdir.
şında anne babasının parolasını yazabilip saatlerce ait olduğum çağ.
            
    
