06 Ocak 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 ŞUBAT 2021 Asıl neden ağız tadı değil hayvan canı Mutfakta devrim zamanı! Zülal Kalkandelen Bir süredir medyada karşımıza “laboratuvar eti”, “kültür eti”, “temiz et”, “bitkisel et” haberleri çıkıyor. Birçok kişi soruyor: Sonuç olarak hayvan sömürüsüne karşı olan hiç kimsenin, hiçbir veganın laboratuvar eti tüketmemesi gerekir. Çünkü medyada iddia edildiği gibi ne temizdir ne de zuNe var bu etlerin içinde? lümsüz... Vegan olarak bunları yer misiniz? Çok kısa bir süre önce İstanbul’da açılan Türkiye’nin ilk vegan kasabı ile ilgili haberlerden sonra da bu isim bazılarına dert olmuş. “Öyle ‘etoburum’ ki et yerken dişlerimin arasından ballı bir sıvının aktığını hissediyorum” diyen Savaş Özbey, Hürriyet’teki köşesinde sormuş: “Madem bu kadar farklı bir yaşam ve beslenme varoluşu hayal ediyorsunuz, niçin kendi güzelliklerinizi öne çıkarmak yerine biz etoburları taklit ediyor, her şeyimizi yeniden üretiyorsunuz? ‘Vegan döner, vegan burger’ derken esas olanın bu, kendi yaptığınızın ‘benzer’ olduğunu fark etmiyor musunuz? Hani zulümdü hayvan yemek? Önerdiğiniz sistemin dükkânlarının, ürünlerinin, yiyeceklerin adını bile niçin mezbaha dünyasından seçiyorsunuz?” Belli ki herkesin aklı çok karışık. Can Başkent ile 2013’te ilk Türkçe veganizm kitabını yazdığımızda bu konulara da değinmiştik ama yine yanıt vereyim. Geçen yılın sonunda ABD’li Eat Just adlı şirketin laboratuvarda ürettiği “tavuk etinin” satışına Singapur’da onay vermesiyle gündeme gelen laboratuvar eti, bitkisel ‘et’ değil; hayvanın hücrelerinden ve dokularından elde ediliyor. Laboratuvar masum değil Tabaktan başlayan dönüşüm Gelelim bitkisel “et” konusuna. Türkiye’de de bu alanda üretim yapan çeşitli firmalar yıllardır mevcut. %100 bitkisel “et” olduğu takdirde, bunun hayvana, çevreye ve insana sadece faydası var. “Vegan döner”, “vegan burger” gibi isimlerin kullanılması, neden özellikle hayvan yiyenleri rahatsız ediyor anlamak zor. Mesele veganların hayvansal ürünleri araması, özlemesi değil. Bazı insanlar yüzyıllardır yerleşmiş alışkanlıklarını bırakmakta zorlandıklarını belirtiyor. Bu nedenle alıştığı yiyecekleri bırakmak istemeyen ya da bunu bahane edenlere, yeni zulümsüz seçenekler önerilirken şu mesaj veriliyor: “Döner mi istiyorsun, bir de bu vegan olanını dene!” Aslında insanlar ikna olmayı beklemeden, etik nedenle hayvanların yaşam hakkını ellerinden almayı reddetse, bu isimlere de gerek olmayabilirdi... Önemli olan burger ya da döner yemek için hayvan öldürülmesine, eziyete gerek olmadığını göstermek. Sonuçta insanlar, hayvanın etini çiğ çiğ yemiyor; çeşitli soslar, baharatlar ve yağlarla ona ayrı bir tat vererek ve pişirerek tüketiBazı hayvan refahı örgütlerince bu üretim yor. Bitkilerle aynı doku elde edildikten sonsırasında “hayvan öldürülmediği” söylene ra, yine aynı malzemelerle aynı ya da çok rek destekleniyor. İnsanların ilgisini çekmek benzeri tatlar elde edilebiliyor. için de hayvanların üst üste kalabalık kümes Bu gerçekten de mutfakta devrim yaratılerde tutulmadığı için hiçbir antibiyotik ve yor. Tabaktan başlayıp toplumu etkileyecek rilmeden yetiştirildiği ve daha sağlıklı oldu bir devrim! ğu söyleniyor. Çevre açısından hayvancılıŞunu da eklemek gerek: Veganlığın ardınğın doğaya verdiği zararın bu yolla azalaca daki temel neden, hayvansal ürünlerin tadını ğı anlatılıyor. sevmemek ile ilgili değil. Elbette sevmeyen Antibiyotik ve çevre ile ilgili sonuçlade var ama esas mesele, hayvanların metalaşrı doğru olsa da laboratuvar eti vegan detırılıp ürün haline getirilmesine karşı olmak. ğil. Canlı bir hayvandan alınan kas hücreleDünyayı dönüştürürken insanların kökleşri, yağ dokuları ya da kök hücreler ile üretim miş algısını değiştirmek için ironik bir yakyapılıyor ancak bu hücre ve dokular uzun laşımla “vegan kasap” adı tercih ediliyor. süre canlı kalmıyor. Bazıları bu isme kendini yakın bulmayabilir, Dolayısıyla kitlesel üretim yapıldığında eleştirme hakkı da vardır. Ama bu ismin arçok sayıda hayvandan doku ya da hücre alın dındaki amaç net: 21. yüzyılda her şeyin veması gerekecek. Daha az hayvanın öldürül ganize edilebileceğini kanıtlamak. mesine yol açsa da zorunlu donör olarak kul Gezegenin ve üzerindeki tüm yaşamın gelanılacak birçok hayvan yine esaret altında leceği açısından tarımın ve sofraların dönütutulmaya devam edecek. şümü belirleyici olacak. 3 Zıpla, Ç Çocuklar geleceği tasarladı ocukların Küresel Tasarım Maratonu 2021’e dünyanın farklı kentlerinden katılan 912 yaş grubu çocuklar, bu yıl, REHBER ODASI dü. Proje aynı zamanda İstanbul’da İstanbul Kent Konseyi tarafından desteklendi. Jürilerin her kent için belirlediği ilk üç proje, dünyanın “İklim Değişikliği” FİGEN ATALAY diğer kentlerinden enerji sorununa odaklandılar ve temiz enerji kullanımına dayalı somut projeler geliştirdiler. Çevrimiçi düzenlenen ve dünyanın her yerinden 1200 katılan ilk üçlerle birlikte uluslararası platformda yer almak üzere Amsterdam’a gönderildi. Etkinliğin bir parçası da, karbon ayak izimizi azaltmak ve topla! çocuğun katıldığı etkinlikte, Türkiye’den İstanbul, Eskişehir ve Kayseri illerinden çocuklar yer aldı. amsterdam yolcusu Hollanda merkezli Desigiklim değişikliği konusunda harekete geçilmesi için tasarlanan “Şimdi Harekete Geç” posteri. Bu konudaki farkındalığı artırmak için evlere işyerlerine, apartmanlara, okullara asılabilecek, #şimdiharekenathon Works tarafından dütegeç ve #actnow hastagleri ile zenlenen bu uluslararası etkin sosyal medyada yaygınlaştırıliğin Türkiye organizasyonu labilecek bu postere www.conu Informel Eğitimçocukiscukistanbul.org web sitesinden tanbul gerçekleştirdi. Hollan ulaşılabilir. da Başkonsolosluğu’nun desTürkiye’den uluslararası teklediği proje, Eskişehir’de platformda da yer alacak projeEskişehir Büyükşehir Beleler şöyle: diyesi Bilim Deney Merkezi, Kayseri’de ise Abdullah Gül M. Kerem Akar Üniversitesi tarafından yürütülKumru Kısıkkaya Selin Erbasol İSTANBUL: u M. Kerem Akar (9 Yaş) Akıllı Dünya u Kumru Kısıkkaya (10 Yaş) Bio Yemek u Selin Erbasol (12 Yaş) Eğlenceli Enerjili Merdivenler Burak Durmuş ESKİŞEH İR: KAYSERİ: u Ali Kerem Yıldırım (11 Yaş) Rüzgâr Kapanı u Beren Keşoğlu (9 Yaş) Doğa u Burak Durmuş (10 Yaş) EkoElektrik u Ege Kuruoz (9 Yaş) Piezo Seramiği ile Kaplanmış Zıplama Alanı u Fatma Karaca (12 Yaş) Doğa Dostu (DODO) Dostu Bina u Yağız Eymen Hanilçi (9 Yaş) Güneşten Elektrik Üreten Perde (SUNPER) ÇOCUKLARIN PROJELERİNDEN... Ali Kerem Yıldırım u Çatılardan yağmur sularının toplandığı, elektriğin binaların çatılarındaki güneş panellerinden sağlandığı, oynadıkça elektrik üreten oyun parklarının, pedal çevirdikçe üretilen elektrikle sokak lambalarının, trafik ışıklarının aydınlatıldığı, kendi enerjisini üreten, çevreye duyarlı “akıllı” yaşam alanları, u AVM’ler, metrolar gibi çok sayıda merdivenin yer aldığı alanlarda, basamakların üzerine basılınca hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren ve bu şekilde üretilen elektriğin engelli asansörlerinin çalıştırılmasında kullanılan sistemler, u Hazır yemek fabrikalarında üretim sırasında oluşan çok miktarda sebze atıklarından hem kompost hem de fabrikaların kendi enerjilerini elde edebilecekleri bir kaynak (bio enerji) olarak yararlanmaları, u Okul bahçelerine yerleştirilen ve hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren özel zıplama alanları ile çocukların hem eğlenmesi, enerjilerini boşaltmalar, temiz enerji üretimi ve kullanımı konusunda farkındalık kazanmaları hem de üretilen bu elektriğin okullarının enerji ihtiyacını karşılaması, u Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren perdelerin evlerde, işyerlerinde kullanımı. PATİ GÜNLÜKLERİ Deniz Yavaşoğulları cdenizy@gmail.com Köpek dövüşlerinin varlığı acı bir gerçek. Çenesi güçlü bu köpekleri istismar edenlerin varlığı da bir gerçek. Ancak ne hikmetse, el konulan köpeklerin çoğu aileleri tarafından iyi bakılan, iyi huylu zararsız köpekler. Köpeğe değil, insana yasak gelsin Son günlerde, sosyal medyada devletin el koyduğu köpeklerini kurtarmak isteyen kişilerin videoları dolanıyor. Karadeniz’de el konulan Sekiz mesela. Sekiz videoda titreyerek ağlıyordu. Sekiz, aslında pitbull’a benzeyen “American staffordshire” cinsiydi. Bu cins yasada yasaklı değil ancak kinolog olmadan yapılan el koyma operasyonları bu cinsleri de yakıyor. Pitbull ve diğer “yasaklı” cinsler de söz konusu olsa, çoğunlukla bir dram yaşanıyor. Bebeklik itibarıyla, karanlık odalara kapatılan, sevgiden, dokunuştan, iyi olan her şeyden mahrum büyüyen, aç bırakılma, dövülme gibi işkencelere uzun süre maruz bırakılan, travmalarla psikolojileri yerle bir edilmiş hayvanlar olduklarını unutmamak gerek. Devlet, önce bu hayvanların kısırlaştırılmasını şart koşmalı ve üretimini engellemeli. Ancak gelin görün ki, bu cinsleri satın almak isterseniz arama motorunda karşınıza sayfalarca sonuç çıkıyor. güçlü çene ölçüsü! Öte yandan el konulan köpeklerin çoğu ise barınakta ölüyor. Konya’daki aile Paşa için ağlıyor, Sakarya’daki Ragin için. Paşa, Konya’da barınakta hastalık kapmış, tek parmağı sebebi bilinmeyen şüpheli bir şekilde kopmuş. Sakarya, Karaman barınağındaki Ragin’in ise kemikleri sayılıyormuş. Kahramanmaraş’ta kendine yapılan pastayı üflediği video ile karşımıza çıkan Şila ölmüş. Yozgat’ta, yine videosu ile içimizi acıtan Alaattin Bey’in köpeği ise Haykonfed’ten Haydar Özkan ve Nihal Erkoç’un yoğun uğraşları sonucu kurtarıldı. Eskişehir’deki Arex de sahibine kavuşanlardan. Şimdi Paşa, Ragin ve aynı durumdaki pek çok köpek için uğraşılıyor. Yasaklı ırk maddesi, yeni yapılacak hayvan hakları kanununda değişmesi istenen sorunlu bir madde. Duyumlara göre bu madde, cins belirtmeksizin “güçlü çeneye sahip köpekler” şeklinde bir betimleme ile değişecek. Ancak, çene gücünün neye göre belirleneceği ve kimin, hangi kıstasın ele alınacağı meçhul. Bu da bizleri ayrıca düşündürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle