07 Ocak 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 ŞUBAT 2021 3 En kolayı ‘damgalama’ Kaş yapayım nazım serin Uzman psikolog Onları sokaktan koparmak yasak H ayvan Hakları Yasası’nın belirsizliğine geçen hafta değinmiştim. Vekil Özlem Zengin’in “bir evde maksimum üç köpek olaalmak için eğitim görecekler. u 6. maddeye dokunulmuyor, hayvanlar kısırlaştırılıp yerine bırakılacak. “Küpe yerine çip uygulaması gelecek” şeklinde bir açıklama var. cak” açıklaması yasayı bekleyenle Bazı hayvan hakları savunucuları ri ciddi şekilde rahatsız etmişti. An küpe şartı kalkarsa suistimaller olacak bu ibare de dahil akla bileceğini düşünüyorlar. takılanlara yanıt, TBMM Küpe, hayvanın kısır olHayvan Hakları Yasa Ko PATİ GÜNLÜKLERİ duğunun anlaşılmasına misyonu başkanı Mustafa ve belediye tarafından Yel’den geldi. Herkesi ratekrar alınmasına engel hatlatmak adına böyle bir oluyor. Çip sahipli haylimit olmayacağını belirvanlarda da zorunlu hateyim. Merak edilen nokle getiriliyor. Bu sayede taları aktarayım. terk edilmelerin önüne yasada ne var? u Başta, yeni yasada hayvanlar artık mal değil, canlı varlıklar olarak yeDen iz Yavaşoğulları geçilmek isteniyor. Biliyorsunuz sırf ırkından dolayı sakin veya uysal olması fark etmeden, devlet onlara el rini alacak. u Belediyele cdenizy@gmail.com koyabiliyordu. Şimdi re 5199 ile bir öneri nitebu ırkların tanımı güçliğinde verilen görevler, lü çeneli köpekler şekliartık resmen zorunlu hale geliyor. ne dönüyor ve tehlikeli olarak beBütçe için de çözüm yaratılıyor. timleniyorlar. u Kısırlaştırma belediyelerin zorunlu görevi olacak. Bu çok önemya o parklar? li bir adım. Bu tür ırklara sahip olanlara altı u Görevini yerine getiremeyen be ay müddet veriliyor bu süreçte kölediyeler yasa önünde hesap vere peklerin kısırlaştırılması ve kayıt cek. ettirilmesi isteniyor. Bunları yapan u Hayvana şiddet, işkence, tecavüz ailelerin köpekleri ellerinden alıngibi durumlar suç sayılacak. mayacak. El konulmuş, sahibi de u Cezaların ertelenmesi, paraya olmayan, barınaktakiler için ise duçevrilmesi üst sınır açısından müm rum biraz karışık. Çoğunun barıkün ne yazık ki. nakta yaşadıkları süreçte psikolojiu Ancak aynı kişi, bu suçları dört si bozulduğu için rehabilitasyon önyıl içinde tekrar işlerse direkt ola görülüyor. Sokak hayvanları korak hapis cezası alacak. nusunda genel olarak iyi gelişmeu Beni çok sevindiren bir nokta da ler bunlar. Ancak yunus parkları, av barınakta çalışacak personelin serti konularında ne yazık ki hâlâ yeterfika sahibi olma şartı. Bu sertifikayı li çözüm yok. derken S osyalmedya başta, ana akım yazılı ve görsel medyada “ruh sağlığımızı” koruma adına yapılan bazı öneriler, aslında ruh sağlığımız üzerinde bir tehdit potansiyeli taşıyor. “Negatif insanlardan” korunmaya dair olanlar özellikle dikkatimi çekiyor. “Enerji vampirleri”, “toksik insanlar”, “zehirli insanlar”, “negatif insanlar” gibi kelimelerle arama yapıldığında, internette binlerce içeriğe ulaşılıyor. Kimi sosyal medya figürleri de algıyı pekiştiriyor. Peki, birilerinin kendilerini daha “steril” sayarak belli sıfatlarla kendilerinden ayrıştırdıkları ve uzak durulmasını tavsiye ettikleri zararlı (!) insanlara yönelik sergiledikleri yaklaşım (lar) gerçekten doğal mı? İnsanları bu tür metaforlarla kategorize etmek pek de masum değil, bunlar aynı zamanda birer “damgalama” yaratıyor. SEN BİRAZ KİLO MU ALDIN? Damgalama kavramı, ilk defa antik dönemde Yunanlar tarafından ahlaki açıdan normal olmadığı düşünülen, kötü görülen hainler, suçlular, köleler vs. için kullanılmış. Günümüzde de sıklıkla yapılan, son derece yıkıcı bir insan hakkı ihlali. Amerikan sosyolog Howard Becker, insanların kendi hayatlarını sadece kendi yaşantılarından ibaret zannederek ve bizzat kendilerinin koydukları kuralları diğer insanlara uygulayabileceklerini düşünerek onlara “öteki” etiketi yapıştırıp kendi kendilerine bir ‘sapma’ yarattıklarını öne sürüyor. Diğer yandan insanları bazı “ayrıştırıcı” ve “dışlayıcı” sıfatlarla nitelemek “ayrımcılık” kapsamında değerlendirilebilecek bir “mikrosaldırganlık” yaklaşımı. Psikolog Ashburn – Nardo ve arkadaşları tarafından kullanılan mikrosaldırganlık terimi, bir kişi veya gruba karşı kasıtlı veya kasıtsız gerçekleştirilen küçük düşürücü, genellikle alışkanlık haline getirilmiş sözel, davranışsal ve sistematik haksızlıkları ifade eder. Günlük hayatta hastaların, kiloçekiçi olmayan u Etiketleme yapan kişiler, kendi karamsarlıklarıyla, sıkıntılarıyla baş o mu siz misiniz? edemeyip başkalarını günah keçisi İnsanlar, kendilerindeki olumsuz özellikleri sanki başkasına aitmiş gibi görmeye ve kendilerini rahatlamaya eğilimlidir. Söz gelişi kendini fiziksel açıdan çekici görmeyen birinin kimseyi beğenmemesi, kendini değerli, sevilmeye layık görmeyen birinin etrafındakileri aşağılaması gibi davranışlar birer yansıtma örneğidir. yapıyor olabilirler. u Kendilerini değersiz hisseden, düşük özgüvene sahip kişiler, kendi duygularını başkalarına daha çok yansıtmaya eğilimlidir. uBaşarısızlıklarını ve zayıflıklarını kabul edebilen ve içlerindeki iyiyi olduğu kadar kötüyü ve çirkinliği de düşünmekte rahat olan insanlar yansıtma yapmama eğilimindedir. u Elbette uyum sorunu olan, geçinilmesi zor insanlar vardır. Hiç kimse bu insanlarla yakınlık kurmaya kendiyle uğraşma zahmetinden kaçma zorlanamaz. Sınır koymak bir haktır. u Dışlamak en hafif empati yoksunluğu ile başlar, ruhsal açıdan patolojik Psikoterapist K.R. Koeing’in, yansıtmaya en yatkın insanların, kendilerinin farkında olduklarını düşünseler bile aslında kendilerini çok iyi tanımayanlar olduğu vurgusuna dikkatinizi çekerim. Kişi, yansıtma yapma yoluyla kendisiyle ilgili sevmediği yönlerini kabul etme ve onlarla uğraşma zahmetinden kurtulmuş olmaktadır. olmaya ve en uca doğru ahlaki açıdan sorunlu olamaya kadar gider. u Hepimizin bazen zor, geçimsiz, “negatif” veya karamsar olabilme potansiyeline sahibiz. u Herkesle iyi geçiniyor olmak veya herkes tarafından seviliyor olmak yahut “pozitif” olmak, ruhsal açıdan gerçekten “iyi” olduğumuz luların, engellilerin, ateistlerin, kısaca; “öteki” olarak algılanan herBaşkalarını anlamına gelmeyebilir! “zehirli”, “negatif”, Yargılamanın, damgalamanın, ötekileştirme“enerji emici’”gibi nin konfokesin çokça karşılaş nitelemesi aynı zamanda runa yaslatığı bu yaklaşım, maruz kalanların itibarını, ruh sağlığını, kariyerini, ilişkilerini zamanla yerle bir edekişinin kendindeki sorunları başkalarına yükleyerek “kendini temize” çıkardığı bir “yansıtma” biçimidir. Yansıtma, kendinizde narak tüm kötülükleri dış dünyaya yükcek düzeye ulaşabili hoşunuza gitmeyen duyguları leme koyor. Masum zannediveya özellikleri bilinçsizce len “Çok negatif birisin”, “Sen bayağı kilo almış görünüyorsun”, “Vah vah, bu başka birine atfetmek anlamına gelir. laycılığına girmektense, kendimize haksızengelle yaşamak ne kadar zor”, lık yapmadan ve “İyi insan ama o bir ateist” gibi sadiğerlerini anlamaya yısız ifade, aslında yöneldiği kişiyi çalışarak, empatiyle, destek olmaya inciten bir mikrosaldırganlık davra istekli olarak, insancıl kalıp yaşanılır nışı olabilir. dünya için sorumluluk alalım. Sanat dünyasında çevrimiçi yeni platform PonArt’ta üç sergi PonArt Akademi, ‘sanatın yaşatıldığı, üretildiği, desteklendiği mecralardan biri olma’ hedefiyle yola çıktı. Burhan Özer, Tahsin Aydoğmuş ve Doç. Dr. Yasemin Tanrıverdi’nin online sergileriyle geçen ayın sonunda açıldı. www.ponartakademi.com adresinden, sergileri gezebilir, isterseniz orijinal ya da fine art baskı eser de satın alabilirsiniz. Sergileri 3D görünümüyle de ziyaret edebilirsiniz. Akademide, online eğitimler ve workshoplar da yer alıyor. PonArt Akademi Yöneticisi ve Art Boya Yönetim Kurulu Başkanı MuBurhan Özer’in “Işığın Düştüğü hammet Yer” adlı suluboya sergisinden Km“nrçreingslmilnsaçeıııSığaaea,ntiöeıaetitttaçgnazsıçtsiçyndy,dıeaireıık,usmeıseatnllvnaıiaalannyayraeinarnmlltoşarbaaeaaulıriltreelterumıziakrsuzhbpivea.nveilberklaAreliibestkrrfmsarieoahriasnrraayamicoyıaolmse“arZTaaammnirkaıvnseersrdıgzii”’snianindsldılaeyınnolmairtnuıekzlgeugona.seçrnöliSealeazıaerCrllir”üagatlcyaleuıorcnieesdderokmllnomaekirüreaeililkylrzu.ğymriviuhgyzdl,ionşSeeeeyşiuiaütearernletnrua.pel,ryuyeirsirrsiıygagrracemiyblahımteçapaeitecnieolbıanlğrtteaemaaleıckiiırkdpPytlrsmşasi.iei,elöııealazaÇlcnabivdyğnpdiztzeırsieoefliaaledkltetoaobvktirei3alşrynrmniaesinmDrei,rAra Güler Aydoğmuş’un “İstanbul: Sonsuzluğa Bir Yolculuk” adlı fotoğraf sergisinden ÖYKÜLER BAHARIN ETTİKLERİ Orhan Veli 1. Baskı, 48 syf. AY BÜYÜRKEN UYUYAMAM Necati Cumalı 16. Baskı, 280 syf. GİZEMLİ ÖYKÜLER 1 Charles Dickens (Çev: Saadet Akıncı) 1. Baskı, 144 syf. Kupa Kupa Kupa Orhan Veli Cumhuriyet CinCAinliAvleiAtı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle