02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 saık 20m 21 4 ‘En çok ve en güzel kendisine yalan söyler insan’ Savaşımından Bir güzel rastlantı daha var ki “yolculuğunun” başlangıcı sayılabilir. Ankara sağ çıkıp yazdı Sanat Tiyatrosu’ndan yolu geçmiş olan, eşinin görevi gereği o sırada Bartın’da yaşayan Zafer Gece Köpekleri, yazar Levent Karakoç’un ilk romanı. Romanda Gecegörür’le tanışır. Tiyatrocu düğümler birer birer çözülürken okuyucu kendine dolanıyor. olma kararını bu tanışma Gece Köpekleri, bittiğinde de peşinizi bırakmıyor. sonucu verir Cansu. disinin tam olarak da bu olduğunu biliyo- ali Dnezi Usl U rum artık. Zorluklar her zaman var ve ola- cak. Bunları nasıl aşıyorum, ona bakarım event Karakoç’un ilk romanı Ge- ben. Bu sebeple, tersliklere hayıflanmak ce Köpekleri, tekinsiz bir roman. yerine, iki tersin yanına bir düz ekleyip or- Ölümüne yaşayanların, göğüs ka- taya güzel bir hırka çıkarmayı tercih ede- fesini hayatla dolduranların anla- L rim. O hırka nasılsa ısıtır hepimizi. yacağı türden. Bir ilk roman için u “Kollarınız dövüşmek, ayaklarınız de iddialı. Karakoç, bu romanı beş yıllık bir koşmak, aklınız düşünmek için yeterince süreçte hayata dair tüm bedelleri ödeyerek kuvvetli değilse parça parça olursunuz yazdığını söylüyor. Romanda bu gerçekli- sizi sevenlerin ellerinde...” diyorsunuz. ği hissetmek mümkün. Gece Köpekleri’nde Çok acı bir teşhis. Neden sevenlerimiz okuyucu ile muhabbete koyuluyor. Çekin- parçalar bizi? meden, korkmadan yapıyor bunu. Kale- Çünkü çevreniz sizi davranışlarınız, ya- mi net, keskin. İnce görüp can yaktığı ka- şayışınız, zaaflarınız ve hatta hata- dar, şifalı çözümler de sunuyor. larınız onlarınkilere benzedi- Biz de ilk romanını okuyucu- ğinde yani sizin varlığınız ya emanet edip yeni yol- onların sağlamasını yap- lara çıkan Levent Kara- tığı sürece yani yalnız- koç ile konuştuk. İş- ca onlara benzediğiniz te Gece Köpekleri’nin sürece sever. hikâyesi… Eğer onlardan u Gece Köpekleri farklı, onların yap- ilk roman için de mak isteyip de yapa- iddialı. Nasıl bir madığı bir şeylere el Cansu Fırıncı: Yarışı kendisiyle olan bir oyuncuyum süreçte yazıldı? atmaya cüret ederse- Yayımlanması için niz, toplum kudurur. adım atmaya, talepkâr Öyle ki her kesimi bir olmaya ancak cüret ede- dertten mustarip ayrı bildiğim ilk roman diye- bir diş olup etinizden bir bilirim. Okuyucuya sunma- Emekten yana parça alma yarışına girer- ya çalıştığım hayal âlemlerini ler. Çünkü onlara yapamadık- yaratabilmek için nasıl bir hayat ları, cesaret edemedikleri, sava- yaşamam gerekiyorsa onu ince ince kur- şamadıkları şeyleri hatırlatmanız hoşlarına duğum, ne bedel ödemek gerekiyorsa ödedi- gitmez. Çünkü toplum aynalarını sokağa ğim, para kazanmak zorunda olduğunuz ve tutmayı sever. Kendine çevirmeyi, ayna- sizi bu yolla robotlaştıran bir sistemin için- da kendi gerçek yüzünü görmeyi sevmez. bir sanatçı den bir miktar çıkabilmek için nelerden eksik İşte… toplum dediğim, sizin toplumunuz. kalmam gerekiyorsa hepsinden eksik kalma- Yani sevenleriniz, sevenlerimiz... ansu Fırıncı’yı “en iyi” yapan yı kabullendiğim bir tür savaş diyebilirim sü- m Uats Fa k . u Gece Köpekleri bir isyan, yardım özelliklerinin başında kendi deyi- ansc U’n Uğı an ay recin kendisine. çığlığı ve başkaldırı içeriyor. Hepsi insa- Dol miyle “derdi olan” bir sanatçı ol- u Kitabınızın yayımlanma süreci de sal- na dair. Peki, hâlâ daha yaşanabilir bir ğlam zas mein De ması geliyor. Toplumsal sorunlara gın sırasına denk geliyor. dünya mümkün mü? Cduyarlılığı bu “derdinin” ne oldu- Aslında salgın öncesi tamamlanmış ama edefi de net kendine ilişkin değer - Bilmiyorum, bilmek için bir şey yapmam. ğunu anlamamıza yarıyor tabii. Kaç sanat- Genç kuşağın salgının her sektöre olduğu gibi yayıncılık lendirmesi de: “Ben yarışı kendi- Ben yaşadığım anı, yeri, güzel ve erdemli tu- çının ağzından “emekçi” ya da “emek” sö- sektörüne de darbe vurması sebebiyle, o sü- H siyle olan bir oyuncuyum. Çıta- tarım. Bu, bir tohumdur. O tohumu bir genç en iyilerinden. zü çıkar ki? reçte basılmasını uygun bulmadığımız bir ro- mı yüksek tutar, aştığımda yeniden yükselti- alır, çocuğum alır, çocuğun alır, büyütür, ak- En son rol aldığı Okul Tıraşı filminin Oyun gücüyle, man bu. Şikâyetçi değilim zira hayatın ken- rim.” Gerçekleştireceğinden emin olduğum tarır. Bıraktığım tohuma bakarım ben. başarısıyla gündeme geldi Fırıncı. Oyun- artık klişe hale bir hayali var. Yedi tane tek kişilik oyunda larını bildiğim, kendisini tanıdığım Cansu yedi gece sahne almak. Olursa tiyatro tari- geldiği için ile konuşmanın tam zamanıydı artık. Filmi himizde bu ilk olacak. “Ben çektiğim sıkın- “Yürüdüğüm sordum tabii önce. “Senaryoyu ilk okudu- kullanmaktan tılara, yaşadığım sorunlara rağmen, mutlu- yolun sonunda da ğumda hemen kabul ettim” oluyor yanıtı. yum. Mesleğe yeni adım atan gençlere şu- sakınsam da ulaşacağım bir cennet Nedenini de söylüyor: “Film benim açım- nu söyleyeyim. ‘Nasıl oluyor’ diye soruyor- dan dünyanın da Türkiye’nin de pek çok Cansu için bahçesi olmadığını lar. Bakın, bu modellenen bir şey değil. Yo- yerinde yaşanan bir sorunsalı yerel bir at- biliyorum. söylenebilir lunuzu çizeceksiniz. Ama en önemlisi, olu- mosferde ama evrensel ölçeklerde anlatı- Cennetin, yor dediğiniz şey vazgeçmezseniz oluyor.” olduğunu yordu. Yatılı okulda geçen bir film, baskı- yürüdüğüm Önerisi kolay gibi görünse de vazgeçmenin nın, despot bir yönetimin olduğu bir okul- düşündüğüm de kolay olduğu bir dönemde yaşıyoruz oy- yolun da. Tıkır tıkır işleyen bir düzen var ama “duruşu”yla, sa. Cansu’nun işi “kolay” çünkü saygın bir manzarası bir çocuğun hastalanmasıyla bozuluyor algı yeteneğine sahip, cesur bir tercihe da- olduğunu farklı bir tüm düzen. Hiyerarşinin nasıl bozulduğu- yanıyor ve ayağı sağlam bir tarihi zemine biliyorum.” nu, ilgililerin nasıl sorumluluktan kaçın- sanatçı. basıyor. Onun vazgeçmeyişinin nedeni bu. dığını, suçu üstüne ata- cakları başkasını arama- ya çalıştıklarını görüyor- Hitler’in yaşamını da oyna- sunuz.” Belli ki okulda rım ama emeğin yararına ol- yaşananlar küçük ölçekli sun isterim bu.” Oyunlarına bir “memleket gerçeği”. bakınca böyle olduğu anlaşı- Cansu’nun “hemen kabul lıyor. Para getirecek işler de ettim” demesinin nedeni değil yaptıkları ama çok say- anlaşılıyor. gın işlerdir. Hayyam, Ağaç Ben biliyorum az çok İrfan, Taranta Babu, Mani- ama başkalarınca da bi- festo hep bu tercihi doğrul- linsin diye “sanat yolcu- tusunda yer aldığı tek kişilik luğun nasıl başladı?” di- oyunlar. Sivas 93’te Genco ye sordum. Yanıtı şu ol- Erkal’la birlikte sahne alır. du: “Bu yolculuğu an- İstanbul’a 2006’da geldi- latmak için nerede doğ- ğinde, İrfan Aydın, Metin duğuna, nasıl bir sınıfsal Coşkun, Yılmaz Onay gibi kökenden geldiğine bakmak lazım kişinin. Ben kendi- ustaların asistanlığını yapar. Sakıncalı Piyade, ilk sah- mi Zonguldaklı sayarım ama Bartın doğumluyum, bir neye çıktığı topluluk oyunudur. madencinin torunuyum. Tam anlamıyla bir emekçiy- simtei çok lıhak di dedem. Annem de ortaokuldan sonra okumamış ama Cumhuriyet aydınlanmasından payını fazlasıyla almış Sonrasında arkadaşlarıyla kendi ekiplerini kurarlar. Ortaoyunları yazar. Harun Güzeloğlu ile beraber Oyun biridir. Onca para sıkıntısına rağmen annem bana ilko- kuldayken kitaplar alırdı. O yaşta bir çocuğun okuması Sandalı’nı oluştururlar. Hayyam’ı oyunlaştırır, meyhane- lerin de aralarında bulunduğu alternatif mekânlarda se- gereken tüm güzel kitapları okudum annem sayesinde.” yirciyle buluştururlar. Bu oyunun son gösterisinde bilet ‘h’irtle i oınam ry ama...’ alan herkesi Gezi’yi savunmaya çağırırlar. Bir LGBT bi- Eşikte durmalıyız... Aile açısından şanslı elbette. Ancak aile, çok değer- reyin anlatıldığı Son Zenne adlı oyunla tüm Türkiye’yi li bir heves olarak görseler de oğullarının tiyatro eği- dolaşırlar. İlk tek kişilik oyunu Taranta Babu’dur. Hep lar. Dışarıdan herkes duyar kokuyu ama ken- u Sizi sürekli tetikte tutan Gece Köpekleri, timi almasına pek istekli yaklaşmazlar. Hem ekono- tek kişilik oyunlar oynamayı istemiştir ama zor bir oyun di duymaz. İnsanın kendisiyle yüzleşebilmesi ka- bitmeden yakanızdan düşmüyor. Bittiğinde de mik açıdan uygun değillerdir hem de rahat edecekleri- türüdür bu. “Tek başına sahneye çıkmak cesaret ister. 35 dar güzel bir kader yoktur bence. ensenizde, kalbinizin ve ruhunuzun karanlık ni düşündüğü meslekleri seçmesini isterler. Tiyatroya yaşıma gelince daha ne kadar korkacağım dedim ve Ta- u Romanı okuyup kendine pay biçen ya da ro- dehlizlerinde sizi rahatsız etmeye devam ediyor. olan ilgisini ise desteklerler tabii ama hobi olması ko- ranta Babu’yla başladım” diyor Cansu. man vasıtasıyla sizin hesaplaştığınız kişiler var mı? Nedir bu tetikte ve eşikte durma halimiz? şuluyla. Ailesini kırmaz tabii Cansu, hiç okumayacağı- Bu oyunun başına gelenler ancak ülkemizde olur de- Karakterlerin üzerinden anlattığım her duy- Eşikte durmalıyız zaten. Evimizin dışını ve nı bildiği Hacettepe Üniversitesi Fizik Rehabilitasyon nilen türdendir. Harun Güzeloğlu’nun Cansu’nun de- guyu bir yerlerde hissetmiş olmalıyım ki kalemi- içini aynı anda görebilmek için tam olarak da Bölümü’nü kazanır. Aklı fikri sanattadır elbette. Ede- yişiyle “inanılmaz çarpıcı rejisiyle” sahneye koydu- me düştü. Ve bu duyguyu bana veya bir başkası- eşikten daha doğru bir yer yok! Ev dediğim, biyat çalışmasına dalar, arkadaşlarıyla Nikbinlik, Sanat ğu, tek adam rejiminden, yoksulluktan, halkın çektiği na hissettirdiğinin ayırdına varabilecek herkes, kendi içimiz yani. O evin her karışını, her oda- Cephesi, Kavuklu dergilerini çıkarırlar. Ama sonunda acılardan söz eden bu oyun üç ilde yasaklanır, gerekçe kendisine pay biçebilir bu romandan. Bu, olası- sını, her dehlizini bilip içine sakladığımız yalan- yine tiyatroya döner. gösterilmeden hem de. Yine Güzeloğlu’nun bir yılı aş- lıktır. Bir olasılıktan öte, net olan tek şey ise be- larla yüzleşmeden yaşamanın anlamı yok çün- Çok ama çok genç yaşta hayata bakışında, bugü- kın çabası sonucu ortaya çıkan Komünist Manifesto’yu nim bu romanda kimseyle hesaplaşmamış oldu- kü. Kendisine hatta en çok ve en güzel kendisi- ne kadar da değiştirmediği tercihini yapmıştır: “Haya- sahneler. Burada bir sitemi var Cansu’nun ki çok hak- ğumdur. Hesaplaştığım tek şey kendi hislerimdir. ne yalan söyler insan. Odalarında cesetler sak- ta emeğin penceresinden bakan bir insanım. Buna uy- lı: “Sol, sosyalist hareketlerin bu oyuna tepkisiz kalışı- gun olsun isterim içinde yer aldığım projeler. Örneğin na hâlâ şaşırır ve üzülürüm.” Fotoğraf: Cumhuriyet Pazar em er
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle