Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                24 EKİM 2021
6
Gül Sunal, hayat arkadaşı, erken kaybettiğimiz usta sinemacı Kemal Sunal’ı anlattı:
Filmlerini hâlâ izleyemiyoruz
ül Sunal’ın, “Kemal Hadi Gel, Bi geride kaldıysam bir manası 
Kahve İçelim” kitabı hiç azalma- vardır diye düşündüm... Ço-
yan Kemal Sunal sevgimizin bir “Alışkanlıklarımdan cuklarımın ilaçlar alarak güç-
ürünü. Kitabı okuyunca buna emin lükle yaşamaya çalışan bir anneye 
kolay vazgeçemiyorum. 
Hiall 
Goldum, zaten Gül Hanım da böy- Şimdi de hâlâ onun değil onlara destek olacak bir anneye 
“Ali ken-
k ÖSe le başlıyor anlatmaya: “Beni her gören soru- ihtiyaçları olduğunu biliyordum.
aldığı 1998 model Volvo’yu 
di okulunda 
yor, ‘Evde nasıldı?’, ‘Sinirli miydi?’, ’Nele- kullanıyorum. Sanırım o, bana 
u Kemal Bey çok sabırlıymış, 
re, kimlere gülerdi?’ Bu ve bunun gibi bir- ‘Senin baban 
bir daha araba alamayacak. 
çok da mütevazı. İnsanlarda 
çok soru… Sevenleri onun nasıl yaşadığını Bu yüzden parçalanıncaya inek’ diye arkasın-
en çok nefret ettiği şey 
çok merak ediyordu. Onu kendime saklamış, 
kadar kullanacağım.” dan seslenen çocuklardan 
neydi peki? Ve onu en 
Gül Sunal’ın, 
kimseyle paylaşmamıştım. Böyle bir hak- (Kitaptan)
bıkmıştı. Bir gün okuldan sinirli 
çok mutlu eden şey ya 
kım var mıydı? Paylaşmalıydım, biraz da ol-
Kemal 
geldi. Çantasını attı, montunu fırlat-
da alışkanlık?
sa…” Anılarını, karşılıklı sohbet eder gibi 
tı... Karşıma geçip, ‘Suçlusun!’ dedi. Nefret kavramı 
Sunal’ı 
satırlara dökmüş… Sanki siz soruyorsunuz, 
‘Neden, ne yaptım?’ ‘Neden babam- Kemal’den çok uzak. 
anlattığı 
o yanıtlıyor. Hiçbir anı, mekânı, ismi unut-
Son derece dürüst, gü-
la evlendin. Cüneyt Arkın’la evlensey-
maması gerçekten hayranlık verici. Dikka-
kitabı venilir olduğundan etra-
din. Hem çok güçlü hem inek değil!’ 
timi çeken, Kemal Bey’in ölümünden son-
fındaki insanların da ay-
Canına tak ettiği belliydi. Bunların 
“Kemal, 
ra ailecek yaşadıkları üzüntüleri es geçme-
nı olduğunu düşünüyor-
film için yapıldığını anlatmaya 
Hadi Gel, si. Ama kimseye kırgın olmadığını söylüyor. 
du sanırım. Zaman için-
çalıştım ama o gün ikna ol-
Gül Hanım’ı, Kadıköy’deki anaokulunda zi-
de öyle olmadığını fark et-
Bi Kahve 
madı. Kızgındı.” 
yaret ettik. 
se bile kimseyi kırmadığından 
(Kitaptan)
İçelim” 
eminim. Araya mesafe koyardı.
bz çi ok ifyli ekadışak y
Kırmızı Kedi En mutlu olduğu yer evinde olmak 
u Kitaba başlarken “Kalabalıkların ve kalabalık misafir ağırlamaktı. Sohbet 
Yayınları’nca
içinde hızlı hızlı yazdım” demişsiniz. edip çeşitli muziplikler yapardı. En çok da 
yeniden 
Hangi duygularla başladınız yazmaya, 
kendisi eğlenirdi bu ev toplantılarında. Ço-
kitabı elinize aldığınızda ne hissettiniz?
cuklarla zaman geçirmeyi, oyunlar oynama-
basıldı. 
Bir yurtdışı seyahatimizde Haldun Dormen, 
yı çok severdi.
Kitapta, 
Ali, ben taksideydik. Kemal’den bahis açıldı.
 ronaalr mol lodeunol
Kemal O an aklıma geldi, “Haldun Abi Kemal’le 
ilgili bir kitap yazsam nasıl olur” dedim. 
Sunal’la ilk u Çocuklarınız babalarına ne kadar 
“Geç bile kaldın şekerim” dedi. Hiç bekle-
benzedi zaman içinde? 
karşılaşması 
mediğim bir cevaptı. Ne “Nasıl yazacaksın” 
 En önce eğitime önem verdiler. Ali işlet-
ne “Kitap yazmak kolay değil” gibi bekledi-
(Kemal 
me fakültesini bitirdi ve yüksek lisans yaptı. 
ğim bir cevap değildi. Ordan Ali atıldı: “Ne 
Ezo Londra’da iki anadal okudu ve başarıy-
Sunal’ın 
güzel olur, sen yaparsın.”
la bitirdi: Erken çocukluk dönemi ve film.
sahnede Gideceğimiz yere varıncaya kadar başka 
Elbette dürüstlük, çalışkanlık, insanı ve bü-
konulara geçtik. Ben kafamda sadece kitap 
olduğu tün canlıları sevmek gibi babalarının özel-
yazmayı düşündüm ama ne yazacağımı dü-
liklerini taşıyorlar. Aile bağları da çok kuv-
bir tiyatro 
şünmedim. İstanbul’a dönünce Ezo’ya bah-
vetli...
settim. “Şahane fikir” dedi. Bir 
oyunu), 
u Kitapta Kemal Bey’in eğitim aş-
harita metot defteri aldım, okul- u Kemal Bey, sanat yaşamında hep 
mektuplar, 
kına vurgu yapıyorsunuz. Sizin de 20 
daki masama oturdum ve başla- seçici olmuş... Pişman olacağı hiçbir işe 
yılı aşkındır anaokulunuz var. Eğitim 
Kemal razı olmamış. Ondaki bu kararlılığı neye 
dım. Bir ay içinde kapı çaldı, te-
konusunda anne babalara ne tavsiye 
bağlıyorsunuz? 
lefon çaldı bir veli geldi ben ya-
Bey’in 
edersiniz? 
Bir insanın hangi meslek olursa olsun sade-
zıyordum ara verip tekrar yazı-
Çocuklarına nasihat vermek yerine eği-
ölümünden 
ce bir alanda başarılı olacağına inanıyordu... 
yordum... Bittiğine emin olunca 
timin kendisi için neden önemli olduğunu 
Ali’ye ve Ezo’ya okuttum. Hal-
sonra 
u Kemal Bey’in aldığı arabayı değiş-
vurgulamaları daha geçerli olur düşüncesin-
dun Abi’ye ve Osman Şengezer’e 
tirmemişsiniz, dolapları onun düzenle-
çocukları 
deyim. Rol model olmak da önemli tabii..
okuttum. Beğendiler...
diği gibi... O varmış gibi yaşamak... Ve 
Ali ve Ezo 
Ben bir daha okumadan yayın 
u Kemal Bey’i sevenlerden bir dileği-
hep güler yüzle... Nasıl bu kadar güçlü 
evine götürdüm ve basıldı. İsmi niz var mı?
olabildiniz?
ile acıyla 
herkese biraz uzun geldi ama ben Mesaj belli zaten... Sevenleriy-
Bu gücü Kemal’den 
baş etme 
ısrar ettim. le de daha uzun yıllar birlik-
ve çocuklarım-
te olacağımıza inanıyo-
çabaları da 
dan aldım. 
k çeçi
u Kitapta Kemal Bey’in ve-
rum.
Gül Sunal, “En mutlu olduğum gün (şimdi daha iyi 
Eğer ben 
var. fatından sonra yaşadığınız 
’arb an ed ve 
hissediyorum) Ali’nin sünnet düğünü. Çocukların 
üzücü olayları üstü kapalı geç-
“O, çalışmadığı zamanlar, evde kitap okur, 
düğününde birlikte olamadık...” diyor.
mişsiniz. Şu an en çok ne-
gazeteleri titizlikle takip eder, çocuklarla oynardı. 
ye kırgınsınız geçmişe 
bunu çok iyi fark ediyor ve asla vazgeçmi-
Akşamüzeri Çiçek Bar’a gitmek için hazırlanıp 
dönüp baktığınızda?
yor. Zaten kitap ve şimdiki YouTube (Gül 
çıkar, akşam yemeğinde evde olurdu. O gittikten sonra 
Keyifli anılara yer verme-
Sunal YouTube kanalı) kanalı sevenleri-
çocuklar ödevlerini bitirir, babalarıyla zaman geçirmek 
dim, biz çok keyifli yaşa-
ne borcumdu benim. İlk günden itibaren hiç 
için can atarlardı. Üçü bazen saklambaç oynar, bazen 
dık. Sonraki yaşadıkla-
vazgeçmediler, bizi asla yalnız bırakma-
evin içinde maç yapar, (benim ‘Pembe lamba kırılırsa 
rımız üzücü değil kor-
dılar. Ama bunu (Kemal Sunal sevgisini) 
veda bile etmeden çıkın gidin’ tehditlerimi hâlâ hatırlıyor-
kunçtu... Kırgın değilim 
sosyologların araştırması lazım.
lar) bazen de güreşirlerdi...” “Türk sanat müziği ve Türk 
sadece Kemal’den son-
halk müziği tutkunuydu... Pop müziği de dinliyordu.” “Film 
u Sizin en çok sevdiğiniz Kemal 
ra insanları daha iyi ta-
çekiminden gelince ayakları çok ağrıyordu. Ilık tuzlu su ha-
Sunal filmi hangisi? Filmleri izler-
nıdım. 
zırlıyordum... Meğer topuk dikeni varmış. ‘Bugün nasıl geçti’ 
ken ne düşünüyorsunuz şimdi? Çok 
u Sizce Kemal Su-
diye sorsam, ‘Çalıştık işte’ derdi...” “Çiçek Bar’da köşede bir 
sık izliyor musunuz hâlâ?
nal’ı bu kadar özel kılan 
masaları vardı. Zeki Ökten, Tarık Akan, Halil Ergün, Arap 
Filmlerin hepsi farklı benim için. Ço-
şey ne Türk sinemasında?
Erol, Rutkay Aziz, Yaman Tarcan... Artık oraya hiç gitmiyo-
cuklar ve ben hâlâ izleyemiyoruz ma-
Çünkü Kemal gerçek. Halk 
rum.” (Kitaptan)
alesef...
‘La Casa de Papel’ dizisindeki Berlin’e hayat veren İspanyol oyuncu Pedro Alonso O’choro, İstanbul’daydı:
Gücün anladığımız şeyle ilgisi yok
u Filipo, görevde “insanı gerçek potansiyeliy-
lmae Slay ya
S aunond Öüm la!rv
le yüzleştiren” bir öğretmenle, Yilak’la karşıla-
u Dünyanın gidişatına dair ne düşünüyorsunuz peki?
şıyor. Pedro olarak sizin Yilak gibi bir öğretme-
Hepimiz öleceğiz!
niniz oldu mu? 
edro Alonso O’choro, Türkçe’ye 
u Filipo’ya ne kadar benziyorsunuz? Onunla karşılaştı-
çevrilen romanı “Filipo’nun Siz bunu söyleyince birden üç kişi aklıma geldi. 
ğınızda en çok neye şaşırdınız?
Biri lisede sanat ve tarih dersleri veren öğretmenim-
Kitabı”nın tanıtımı için ge-
Filipo’nun yankılarını hissediyorum, muhtemelen benim 
çen hafta İstanbul’daydı. Epsilon di. Onun benim aktör olmamdaki suçu büyük! 17 
bir parçam. Ama Yilak beni daha fazla şaşırtıyor. 
P Yayınevi’nin dilimize kazandırdı- yaşımdaydım, beni tiyatroya yönlendirdi. Yeni bir 
hayat kurmama vesile oldu. Çok uzun zaman sonra, 
ğı eserde, O’choro, doğuda göreve giden Romalı bir 
askerin yolculuğunu anlatıyor. Ünlü aktörün kitabı- kriz anlarımdan birinde İspanya’nın güneyine git-
nı yazmasına vesile olan şey, anlattığı hikâye kadar miştim. Biraz alternatif şeyler ararken köyden bir 
adamla tanıştım, meditasyon yapıyordu. Daha önce 
ilginç, hipnoz yoluyla yapılan bir regresyon sean-
sıyla Filipo olarak reenkarne olması. Yani Filipo as- meditasyon denemiştim ama onunla birlikte medi-
lında O’choro’nun kendisi! tasyona inandım. Beni inandırdı. Dedim ki bu adam 
çözmüş. Çözmüştü… Bir yıl önce bir arkadaş tanı-
Kitabın önsözünde O’choro’nun sevgilisi, Tatia-
na Djordjevic’in imzası var. Djordjevic bir hipno- dım. Benden genç bir İspanyol, Şaman. Peru gele-
terapist. O’choro ile 2018 yılında Paris’te tanışıyor- neğinde. Amazonlara da gitmişti... O bana o kadar 
asil bir insan olarak göründü ki. Çocuğuyla, eşiyle 
lar, birkaç gün sonra, O’choro, Djordjevic’e birkaç 
hayat yaşamış olduğuna emin olduğunu söylüyor, dağda yaşıyordu, bir savaşçı gibiydi...
sonra ilk regresyon seansını yapıyorlar ve Filipo’ya 
u Kitabınızda güç ve cesaret öne çıkıyor. Güç 
ulaşıyorlar... O’choro ile İstanbul’daki basın top- su bahşetti. Beni çok etkiledi. Kırılma noktamdan yonla ilişkime baktığımda, güçlendiren bir şey var. 
ne demek sizce? Güçlü hissediyor musunuz?
lantısı sonrası kısacık bir buluşma gerçekleştirdik. çıktı bu ses ve bana çok sert bir şekilde ulaştı. Ba-
Yabancılaşma hissimle başa çıkıyorum. Aslında ol-
Güzel soru. Şimdi yazdığım kitaptaki en önem-
Bu ilk kitabı. Yazmaya devam edeceğini söylüyor. zen bu çıkan sert şeyleri masaya koyduğunuzda, bir 
duğumuz şey ile olmak istediğimiz şey arasında fark 
li konulardan biri, güçten bahsediyorum. Fark etti-
“Her yerde yazıyorum, WhatsApp’ta bile, yazıyo- bakıp duruyorsunuz, aman Tanrım… O yüzden yaz-
var. İlgimizi çeken şeyden başka bir şey görmek iste-
ğim bir şey var kendimle ilgili. Bir yere gidiyorum, 
rum arşive atıyorum” diyor. dığım her şeyi yayımlamam mümkün değil; çünkü 
miyoruz, kafamızı çeviriyoruz. O yüzden ben kendi-
benimle ilgileniyorlar, etrafımda son zamanlarda in-
çok ağır şeyler; ama yazmaya koyulduğum her an 
mi bir şeyin içine atıyorum, biraz daha merkeze doğ-
sanları görüyorum, tabii ki belli bir güçten bahsede-
u Yazmak nasıl bir deneyim oldu? Kitabı 
bana iyi geliyor. 
ru ilerliyorum. Öte yandan, kutsalla olan ilişkimi de 
elinize alınca ne hissettiniz? bilirim. Ama benim büyüme yolculuğumda güç baş-
iyileştirmek, rehabilite etmek istiyorum. Ama bu-
Hayatımın bir noktasında birden yazmaya başla- u Bir yerde yazmaya dair “Bu bir arayış” ka bir şey. Gücün şimdi bizim anladığımız şeyle bir 
dım. Kendi sesimi bularak yazmaya başlamıştım. nu böyle bir yücelik ya da bir aydınlanma manasın- ilgisi yok. Güç, bir anlayış gibi, hayattan daha bü-
demişsiniz. Aradığınız ne tam olarak? 
Kendimi hissettim, tanıdım. Zihnimin içindeki dün- Şimdiye kadarki hayatıma dönüp baktığım zaman, da yapmak istemiyorum. Tadına varıyorum, payla- yük bir şey... Bazen kendimizi kaybediyoruz, büyük 
yayı fark ettim, bu da bana büyük bir şükran duygu- aktör olarak baktığımda, resimle, yazıyla, meditas- şıyorum, hâlâ ilginç bir şey benim için… konular… 
Fotoğraf: Cumhuriyet Pazar
            
    
