Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 29 MART 2020 Çevrimiçi EKMORLUAKHISA u 360 derece Sagalassos Sezonun en beğenilen sergilerinden Bir Zamanlar Toroslarda: Sagalassos sergisini görmek isteyenler Yapı Kredi Kültür Sanat’ın internet sitesinden sanal bir tur yapabilirler. u YouTube’da sanat K ültür ve Turizm Bakanlığı’nın YouTube kanalında “La Traviata” operasını, “Leyla ile Mecnun” oyununu veya “Giselle” balesini izlemeniz mümkün. Çocuk oyunları da cabası. u Haftanın filmi: ‘Curtiz’ Sinema tarihinin en ünlü filmlerinden biri olan “Casablanca”nın yönetmeni Michael Curtiz’den adını alan “Curtiz” bu hafta Netflix’te yayına girdi. Siyah beyaz film, “Casablanca”nın çekimleri sırasında yaşanan olayları anlatıyor. u Gökhan Türkmen evde Red Bull’un başlattığı Evde Çal konserler serisi sürüyor. Sıra Gökhan Türkmen’de. Konser 1 Nisan akşamı saat 21.30’da Red Bull Türkiye’nin resmi Instagram hesabında. u Futbol nasıl değişti? N etflix’te yayımlanan “The English game” adlı dizi 19. yüzyılın sonlarında futbolun geçirdiği evirimi anlatıyor. Takım halinde topyekun bir şekilde hücumdan ibaret olan sporun paslaşma sayesinde tamamen değişmesi ve gerçek bir takım oyununa dönüşmesi... Futbola yeni bir gözle bakacaksınız. u Kyaelbneina’ldbeünm Kalben üçüncü albümü “Kalp Hanım”ı geçen hafta piyasaya çıkardı. Tüm dijital platformlardan dinlenebilen albümdeki parçaların birinin söz ve müziği Mete Özgencil’e, gerisi Kalben’e ait. u İstanbul Modern online K arantina sonrası kapılarını kapatıp online hizmet vermeye başlayan kurumlar arasına İstanbul Modern de katıldı. Müzeyi online 3D olarak gezebilir ve videoları izleyebilirisiniz. u Gülsin Onay konseri K lasik müziğimizin virtüöz ismi Gülsin Onay ülkemizde çevrimiçi konser sunan ilk isim olmuştu. Usta piyanist bundan böyle her pazar konser verecek. Kaçırmayın deriz. 29 MART 2020 SAYI: 1568 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr n Yayın Koordinatörü HILAL KÖSE ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen MÜNEVVER OSKAY n Editör DENIZ ÜLKÜTEKIN n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın ZeroZeroZero dizisi, uyuşturucu ticaretinin nelere uzandığını gözler önüne seriyor Kokainin yolculuğu BluTV’de yayımlanan “ZeroZeroZero” adlı 8 bölümlük mini dizi, uluslararası uyuşturucu ticaretinin kirli dünyasını gözler önüne seriyor. Roberto Saviano’nun dilimize de tercüme edilen aynı adlı romanından uyarlanan dizide, üç kıtada seyreden gerilim dolu bir hikâye var. 2008yılında aralarında Orhan Pamuk’un da bulunduğu Nobel ödüllü 6 isim, gazeteci yazar Roberto Saviano’ya destek amacıyla bir çağrıda bulunmuş ve çok fazla ölüm tehdidi alan gazetecinin korunmasını talep etmişti. Dario Fo, Mikhail Gorbaçov, Günther Grass, Rita LeviMontalcini, Desmond Tutu ve Orhan Pamuk’a bu çağrıyı yaptıran sebep İtalya’da çok güçlü bir organize suç örgütü olan Camorra’nın ipliğini pazara çıkaran Roberto Saviano’nun aldığı ölüm tehditleri sebebiyle saklanarak yaşamak zorunda kalmasıydı. Saviano’nun uzun araştırmalar sonucu yazdığı “Gommorah” adlı kitap İtalyan sinemacı Matte Garrone tarafından sinemaya da uyarlanmış ve aynı adı taşıyan film Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için ya rışarak Büyük Ödül’ü (Grand Prix) almıştı. O zamandan bu yana gerilim azaldı ve Savi ano da saklanmaktan vazgeçti. Gerçi son kitabı “ZeroZeroZero” dünyanın en büyük uyuşturucu kaçakçılığının üzerine gidiyor ve Saviano yeni tehditlere maruz kalabilir. Bu karantina günlerinde bize düşense Saviano’nun kitabından aynı adla uyarlanan ve BluTV’de yayımlanan 8 bölümlük diziyi izlemek şimdilik. “Narcos” (Netflix) tutkunlarını da ekran başına toplayacağını düşündüğüm Amazon yapımı “ZeroZeroZero” İtalyan suç örgütü ‘Ndrangheta (Napoli’de 200 yılı aşkındır faaliyet gösteren bir mafya örgütlenmesi)” ile Meksika uyuşturucu karteli arasında gidip gelen bir hikâye anlatıyor. İtalyanlar alıcı, Meksikalılar ise satıcı. Bir de bu iki örgüt arasında nakliye hizmeti veren aracılar var ki dizi de aslında bu aracıları odak noktasına yerleştiriyor. Büyük ölçüde de kokainin Meksika’dan İtalya’ya yaptığı uzun yolculuğu mercek altına alıyor “ZeroZeroZero”. Üç farklı yapıyı, birden fazla Dizinin başlıca rollerini Andrea Riseborough (“Mandy”deki rolüyle hatırlıyoruz kendisini en çok) ve Dane Dehaan üstlenirken yan rollerde Gabriel Byrne, Tchéky Karyo, Adriano Chiaramida, Guiseppe De Domenico, Harold Torres gibi isimler var. DEVAMLILIK HATASI bakış açısıyla ve üç kıtada takip eden latımdan taviz verilmemiş ve senaryo bu anlatıda çok büyük oranda suç dün na göre şekillendirilmiş. Farklı açılardan yasının içinde kalıyoruz. Yani suçlu olayların anlatılması ve dramatik kurgu ların peşine düşen polislerin, kanun nun buna göre biçimlendirilmesi hem iz güçleri yok. Daha doğrusu var aslın leyiciyi hikâyenin içine daha güzel enteg da ama orada da işler çok temiz de re ediyor hem de farklı karakterlerin mo ğil ve suç örgütlerinin eli oralara dek tivasyonlarını daha detaylı olarak vere uzanmış durumda. Dizide izlediğimiz karakterle rin çok büyük bir kısmı aslında “kö EMRAH KOLUKISA rek anlatıyı zenginleştiriyor. Bir örnek vermek gerekirse, beş tonluk uyuşturucu sevkıyatını yapan iki kardeşin belli bir tü” olarak nitelediğimiz, en fazla an noktada ayrı düşüşlerini ve her ikisini de tikahraman olarak öne çıkabilecek başlarına neler geldiğini sırayla izliyoruz tipler yani. Bu açıdan “ZeroZeroZero” tavizsiz bir ve zamanda geri dönüşlerle aynı zaman dilimini iki gerçekçilik peşinde ve bunu da maharetle başarı ve hatta daha fazla yaşamış oluyoruz. yor. Hem Saviano’nun yazımına danışmanlık ettiği Diziye en büyük katkılardan birini de gerilimi sü senaryonun hem de önemli yönetmenler tarafından rekli canlı tutan, tekinsiz atmosferini büyük bir us kotarılan rejinin bunda önemli bir payı var elbette. talıkla kuran müzikleriyle Mogwai yapmış ka HER DÜZLEMDE İKTİDAR SAVAŞI Önemli yönetmenler derken Arjantinli sinemacı Pablo Trapero (“The Clan” ile en son beğeni toplamıştı), İtalyan yönetmen Stefano Sollima (“Sicario: Day of the Soldado” ile “Gomorrah” TV dizisinin nımca. Uyuşturucu kaçakçılığı üzerinden (Gabriel Byrne’ün canlandırdığı Edward Lynwood karakterinin deyişiyle ‘Dünya ekonomisini ayakta tutan’ bir işkolu bu) ele aldığı her düzlemde iktidar savaşını anlatıyor “ZeroZeroZero”. İtalya’da mafya için iktidar savaşını, Meksika’da or yönetmeni) ve Danimarkalı Janus Metz’i (“Borg/ McEnroe” ile “True Detective”in 2. sezonunda bir du içi iktidar savaşını anlatıyor ve bir noktada hikâye cihatçılara kadar uzanıyor ve sembolik de olsa doğu bölümü çeken belgesel sinemacı) kastediyorum. İlk kez Venedik Film Festivali’nde görücüye çıkan ve büyük ölçüde olumlu eleştiriler alan dizinin kendine has bir anlatım üslubu olduğunu da vurgulamak gerekir kanımca. Yönetmenler farklı olsa da bu an ile batı arasındaki savaşa da değiniyor. Her halükârda ilginç ve gerçek saptamaları olan, şiddet düzeyi yer yer çok yükselen ama son tahlilde sağlam bir yumruk çakan etkileyici bir dizi var karşımızda; tam da eve kapanmışken bir bakmakta fayda var. ECE PİROĞLU Bir sabah uyanıyorsunuz, işe ya da okula gitmek için evden çıktığınızda her sabah selam verdiğiniz mahalle bakkalı, paçası uzun gelen pantolonlarınızı emanet ettiğiniz terziniz, iş arkadaşlarınız, dostunuz, eşiniz... Hepsinin sizin hakkınızdaki gerçek düşüncelerini duymaya başlıyorsunuz. Ne hissederdiniz ya da böylesine bir özel gücünüz olsun ister miydiniz? Emin Murat Kılıç’ın yazıp yönettiği, başrollerinde Güray Özcan’ın yer aldığı bol ödüllü kısa film “Nefesini Tut” size tam da bu soruları sorduruyor. Fantastik öğelerin yer aldığı yapımda Amerika, sosyal medya, iş dünyası, aile eleştirileri var... “Çocuğumun doğumunda takılan çeyrek altınlarla bu filmi yaptım” diyor Kılıç: “İş dünyası başta olmak üzere arkadaşlık ilişkilerine kadar çok ciddi maskeler var. Yazısız gizli anlaşma gibi. Ben de dedim ki bunları insanlara anlattığında kimse dinlemiyor bari filmini çekeyim.” Kılıç ve Özcan’la filmin hikâyesini konuştuk... Hikâyenin devamı da yolda... ÇEYREK ALTINLA u Nedir bu filmin hikayesi? Karşıdaki insanın asıl söylemek istedikleri nedir, hep ilgimi çekmiştir. Çünkü iş dünyası başta olmak üzere arkadaşlık ilişkilerine kadar çok ciddi maskeler var. Bu maskeler de sözsüz, yazısız gizli anlaşma gibi. Karşıdaki insanla konuşuyorsun ama bir çıkar ilişkisi içinde olduğunu biliyorsun. Ne o söylüyor ne sen söylüyorsun. İş dünyasında bu zirveye vuruyor. Bu durumu hep komik buluyor, altındaki mantığı aramaya çalışıyordum. En yakınına dahi her zaman gerçekleri söylemek çok ciddi yaralara sebebiyet veriyor. O yüzden insanlar kendilerini kapatmış durumda. Ben de dedim ki bunları insanlara anlattığında kimse dinlemiyor bari filmini çekeyim. İnsanlar izlesinler onun üzerinde bu düşünceyi anlasınlar. u Filmin hazırlık süreci nasıldı? Bu film, oyuncularından mekanına hiçbir maddi karşılık olmadan çekildi. Güray’ı (Özcan) hiç tanımıyordum. Arkadaşım vasıtasıyla ara ‘Nefesini tut’ gerçekleri duy ‘Maskeler var’ BAŞARININ SIRRI Emin Murat Kılıç Güray Özcan Gerçekten samimi olması. İnsanlar duymak istediklerini duydu. Normalde film yazarken tutsun diye yazarım, sonrasında elim gitmez yarım kalır. Ama bunda öyle olmadı. Rahatça başladığım için ben ne istiyorsam o oldu. Amerika’ya da saydırdım, televizyondaki reklamlara da inşaat firmalarına da çünkü ticari hiçbir kaygım yoktu. Hayatın her yerine dokunan bir film olduğu için başarılı oldu. İlk defa fantastik ve dramatik bir öğe Türk sinemasında ağlattı. Emanet durmadı. Biz fantastik filmlere hep yapamayız dediğimiz için komedi koymuşuz. Hiçbir zaman cesaret edememişiz korkmuşuz. Yurtiçi ve yurtdışında birçok festivalde gösterilen yapım, dünyaca ünlü sinema sitesi IMDB’nin düzenlediği Bağımsız Kısa Film Ödülleri’nde (Independent Shorts Awards) en iyi komedi kısa filmi ve en iyi orijinal senaryo seçildi. dım kabul etti. Ayşe Tunaboylu da aynı şekilde. Çocuğum daha 40 günlük, işsizim. Bu durumda diyorum ki benim film çekmem lazım. Çocuğa mevlitte takılan çeyrekler vardı onları aldım. Gece de sabaha kadar senaryoyu yazdım. Mekân bulmaya geldi sıra. Anne sıcaklığı olan bir ev arıyordum, bir arkadaşın akrabasının evinde çektik. Daha büyük bir tane daha ev lazımdı onun için de eşimin akrabasının evini kullandım. Ofis için ise freelance çalıştığım reklam ajansını kullandım. Filmi çekmeye başladık, başlar başlamaz dedik zaten bu iş olacak. u Ya sonra? Film bittikten sonra internete koyacaktık. Birileri dedi ki “bunu festivale gönder” Hiç inanmayarak, festivale yolladım. Son başvuru saatinde elden teslim ettim hatta. İkinci oldu. Daha sonra yabancı festivallere başvurduk... En iyi komedi filmi ödülü, en iyi orijinal senaryo ödülü, seyirci özel ödülü aldı... Film biter bitmez bir sürü yapımcıya yönetmene yollamıştım aslında. Hiçbirinden olumlu olumsuz tek ses gelmedi. Ödülleri almaya başladıktan sonra hepsi geri döndü aradı “Ne kadar güzel olmuş, beraber bir şeyler yapsak aslında” dediler. İşin yöntemi buymuş demek ki illa başkası onaylayacak. u Filmi uzun metraj çekmeyi düşünüyor musunuz? Hikâyenin devamı var. Yaklaşık 1 yıldır yazılıyor. Yeni karakterler var. Başrol yalnız olmayacak. Ama konsept biraz daha derinleşiyor. İnsanların artık bilinçaltından geçenleri görebileceğiz. SEN BAYA BAYA OYUNCUSUN Güray Özcan: Babama ilk izlettim filmi annem de vardı. “Ya güzel olmuş falan filan” dedi sadece. Ödüller alındı, İstanbul’a geldim, babam ‘Nasıl gidiyor ödüller, takip ediyorum bir milyonu geçmiş izlenme” diyor. “Sen baya baya oyuncusun” dedi bana. Ödülleri aldıktan sonra dedi bunu ama. ANNELIK BAŞKA BIR ŞEYMIŞ Eşim anne olduktan sonra fark ettim ki gerçekten inanılmaz güçlü figür oldu karşımda. Böyle bir sevgi yok. Ben o sevgiyi bir annemle benim aramda, bir de eşim ve çocuğum arasında gördüm. Dünyadaki hiçbir ilişkide yok böyle bir samimiyet. En yakın arkadaşın ya da kardeşin kaza geçirse peşinden koşarsın ama anne camdan atlar öyle bir fark var bunu fark ettim.