Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                19 OCAK 2020 Aslında nasıl birisin? ‘Tik’ini öğren kendini tanı  7 Ponza, ilk albümünü müzikseverlerle buluşturdu ‘Bizler hakikati arayan insanlarız’  Burak Serter  R omantik misiniz, pratik mi? Sentetik misiniz, otantik mi?  Romantiksiniz. İşinizi korumaya çalışıyorsanız: Pratik.  Egzotik misiniz, domestik mi?  Geleceğinizi düşünürken,  Fanatik misiniz, elastik mi?  Çıkacağınız dünya seyahatini  TİK, istemsiz hareket için  planlıyorsanız: Romantik,  kullandığımız deyim.  Bir kaplıcada tedavi  Biz de onu, kendimizi elbette ERDAL ATABEK düşünüyorsanız: Pratiksiniz.  çevremizi de tanımak için araç  HHH  görüyoruz.  Çocuklar aklınıza gelince,  Bakalım, beş soruda karşımıza ne  “Onlar ne tatlı şeyler” diyorsanız:  çıkacak?  Romantiksiniz.  HHH  “Bakalım başımıza neler getirecekler?”  Gezmeye niyetleniyorsunuz,  diyorsanız: Pratiksiniz.  Ufku da gören deniz kıyısını  HHH  istiyorsanız: Romantiksiniz.  Ormana girince,  AVM’ye gitmeyi tercih ediyorsanız:  Çiçeklere bakıyorsanız: Romantiksiniz  Pratiksiniz.  Gölge yer arıyorsanız: Pratik.  HHH  HHH  Hediye alınca,  Eşiniz sizi aldatırsa,  Düşünülmek sizin için önemliyse:  “Bana ölüm gibi gelir” diyen; Romantik  Romantiksiniz.  “Ben de onu aldatırım” diyen ise: Pratik.  Fiyat etiketini merak ediyorsanız: Pratik.  HHH  HHH  Hayaller mi, gerçekler mi?  Çalıştığınız şirkette,  Belki ikisine de gereksinmemiz var.  Şef olmayı bekliyorsanız:  Düşünün bakalım.  Ekonomiden hiç anlamam ama bence  En pahalı şehir  böyle belirlenir  Cahil cahil yazmak istedim ben de. Hani yandaş gazetelerdeki bazı köşe yazarları yapıyor ya.  AKSAK DÜNYA  benim kafada canlanan hesap sistemine göre mesela eğer varsa ıslak hamburger, ayran, lahmacun gibi yiyeceklerin fiyatı önemli  Mesela geçen gün Cum  bir kalem. Eğer ıslak ham  hurbaşkanı 30 yaşında ev  burger 3 liranın, keza lah  lenmemiş olanları “evde  macun da 3 liranın üstün  kalmış” olarak nitelendi  deyse, açık ayrana 1.5 lira  rince bir tanesi çıktı, ciddi ciddi “bekârlardan vergi  ALPER İZBUL  dan fazla ödüyorsan o şehir pahalıdır.  alınsın” dedi. Bir de bu  @teorisyen  Bu durumda bence dün  nun nedenlerini sıralamış.  yanın en pahalı şehri de İs  Adını vermeyeceğim,  tanbul oluyor. Ama The  polemik yaratıp iyice tanınır hale gel Economist’in hesaplama sistemine gö  mesine vesile olmayayım. Za  re 2019’da dünyanın en pahalı şehri  ten o kendini bilir. Bir  Hong Kong’muş.  de adını vermememe  İstanbul’da bir lah  rağmen köşesinden  macun 10 liraya ka  cevap falan ver  dar çıktığına gö  meye kalkar  re demek Hong  sa da muha  Kong’da 2530  tap olmaya  lira falan olmalı.  cağım. Çün  Açık ayran da  kü çok ge  sanırım en az  reksiz. Dü  10 liradır. Eğer  şünsenize bir  böyleyse bence  ülkede hafta  de pahalı. Ama  nın en önemli  Hong Kong’da  gündem mad  yaşayanların gelir  delerinden bi  düzeyine de bak  riydi bu. Pardon,  mak lazım. Adam  düşünsenize dedim  ayda 10 bin lira kazanı  de düşününce de çok  yorsa (Evet, bende vizyon  saçma oluyor. Fazla üstünde  biraz sınırlı) o zaman lahmacu  durmayalım o zaman.  nu 2530 liraya yiyebilir. Demek tu  SORU SORUYU GETİRDİ  ristler için pahalı burası. Tabii ki fakir turistler için. Kimdir fakir turistler?  Gelelim cahil cahil yazacağım ko  Biz, ekonomisi süper bir dünya devle  nuya. Öncelikle belirtmeliyim ki eko tinde yaşadığımıza göre biz değiliz. O  nomiden hiç anlamam. Makro olsun,  zaman kıskanç Batılılardır tabii ki.  mikro olsun hiç basmaz kafam. Kendi  paramı da yönetmeyi bilmem. Zaten  BİRİNCİLVERİLERDEN EMİNİM  yönetilecek kadar parası olan bir insan  Ayrıca ev kiralarına da bakmak la  da değilim. İşte cehaletimi ortaya ko zım ama bence yine de birincil veriler  yabileceğim enfes bir konu..  lahmacun, ıslak hamburger, açık ay  Geçen gün bir yarışmada “2019’un ran ve sosisli fiyatı falandır...  en pahalı şehri hangisidir” diye bir so  Oh be rahatladım. Ne güzel, cahil  ru çıkınca benim aklıma da “Kime gö cesaretiyle çatır çatır yazdım fikirle  re, neye göre” sorusu geldi. Acaba en rimi. Şu en başta yazdığım yandaş da  pahalı şehri bulurken orada yaşayan ne mutlu olmuştur kim bilir “bekârlık  ların gelir düzeyine göre mi, ziyaret  vergisi”yle ilgili yazısını yazarken.  eden turistlere göre mi, yoksa biz fa Güzel oluyormuş gerçekten.  kirlere göre mi hesaplıyorlar?  Şaka şaka, eğlenmek için yazmasam  Mutlaka bilimsel veriler vardır ama çok utanırdım kendimden.  ORHUN ATMIŞ  Mehmet Korkmaz  Ponza grubu ismini bildiğimiz ponza taşından alıyor. Grup üyeleri, faydalı ve ilginç bir taş olmasından dolayı bu ismi tercih ettiklerini söylüyor. Fonetiği güzel, volkanik bir kaya gibi, sert ama içi boş, suda batmıyor, yüzüyor. Bağımsız müziğimizin kaliteli gruplarından Ponza, dinleyicilerini varoluşsal sorgulama seanslarına ortak etmek niyetinde.  Fotoğraf: Vedat Arık  Güneş Akyürek  Ponza’nın hikâyesi, yönetmen ve tasarımcı Güneş Akyürek’in iş hayatının kaygılarından bunalarak kendini müziğin özgür sularına bırakma kararını vermesinin ardından, davulcu Salih Topuz’la beraber Kocaeli Kerpe’deki bir organik tarım çiftliğine sığınmasıyla başlıyor.  Vokalde ve gitarda Güneş Akyürek, fx gitarlarda Mehmet Korkmaz, davulda Salih Topuz ve bas gitarda Burak Serter’den oluşan Ponza, müzik yolculuğuna Akyürek’in umarsızca yaptığı ev kayıtlarını geliştirmek için müzik prodüktörü Salih Topuz ile güçlerini birleştirmesiyle başladı. Bağımsız müzik sahnesinde kendine has bir yere sahip grup, surf, garage ve grunge tarzlarını harmanlayarak “neosaykodelik” akımına göz kırpıyor. Grup, single ve 4 şarkılık bir kısa albüm sonrası 2019 Eylülü’nde 9 şarkılık “Another Land” albümünü hayranlarına sundu. Yeni klip ise cuma günü yayımlanacak. Grubun konser tarihleri sosyal medya hesaplarından duyuruluyor. Grup üyeleriyle, gerek müzisyen arkadaşlarıyla birlikte konser verdikleri, gerekse stüdyo olarak kullandıkları Tarla Records’ta buluştuk. ‘MODERN HIPPILER’ u Gazetemizin müzik yazarı Murat Beşer, sizin için “modern hippiler” demiş, katılır mısınız? Güneş: Aslında keşke daha da hippi olabilseydik. Burak: Müziğimizin getirdiği bir rahatlıktan dolayı olabilir, çünkü modern aranjmanlar yapmıyoruz hiçbir şekilde. Şarkılarımız bazen 8 dakika olabiliyor ya da anlatılan şeyler doğadan, güzel şeylerden bahsediyor. Günümüz Türkiyesi’ndeki sıradan, kalıplaşmış müziklerden ayrı bir tınısı var. Güneş: Evet, genelde sözler insanla, varoluş ile ilgili. Aşk, gönül işleri çok yok. Ama işte modern çağda ne kadar hippi olabilirsin, o bir soru işareti. Bir yandan da hepimiz ekmeğimize bakma derdindeyiz. Eğer hippilikse hippilik bayağı protest bir duruş, bir karşı duruş aslında. Biz o cesareti bulamıyoruz, kendimizi ateşe atıp yürüyen manifesto olamıyoruz açıkçası. Mehmet: Müziğimiz ile anlatmaya çalışıyoruz bir şekilde. Burada ne zaman toplansak bir noktada, muhabettin sonu varoluşa varıyor. u Günümüzde “şehir hayatından kaçmak diye bir şey var.” Siz buna teşne gibisiniz... Güneş: Bizim davulcumuz bunu çok iyi yaptı.  O da burada çok uğraştı, DJ’lik yaptı. Gece hayatında çok zaman geçirdi ve bir süre sonra çok anlamsız geldi o yaptığı iş... Kafasını attı ve şimdi Tire’de yaşıyor. Bir tane dağ evinde ve bayağı rahatladı... O geldiği zaman prova yapıyoruz. Biz de gidiyoruz, gittik 8 gün kaldık mesela. u Henüz ilk albümünüz çıktığı için sorayım, hayaliniz nedir? Mehmet: Ben Ponza’nın sürekli üreten bir grup olmasını istiyorum ve ürettiği şeyi dinlediğimde bütün samimiyetiyle kalbimde hissetmek, konserde çaldığımda da insanların onu hissetmesini, benimle ya da bütün grupla aynı noktada aynı duyguda buluşmasını istiyorum. Samimiyet, gerçek. Artık hakikatin bir anlamı yok çünkü, “post truth” denen bir şey var. İmaj önemli içerik değil. Herkes bir illüzyon içerisinde, ben girmeyeceğim bu illüzyonun içerisine. Ben bu illüzyonu fark ediyorum, arkadaşlarım da fark ediyor. Biz hakikati arayan insanlarız. Kendi yaptığın müzikte hakikati görüp samimiyeti hissettiğin zaman karşı taraf da bunu ister istemez fark ediyor. ‘DÜNYAYI GEZMEK ISTIYORUZ’ Güneş: Yani aslında ulaşılması bizim derdimiz. Çok popüleriz diye konsere gelinmesindense onu hakikatten hissedip değer verdiği için konsere gelen izleyici bizim için daha önemli. Bir PR ve promosyonla bir yerlere getirilmiş halleri de var. O da bir yol, ama biz aslında yolumuzu bozmadan, kendimizi bozmadan ulaşabilmeyi istiyoruz. Bizim temel olarak kaygımız bu. Dünyayı da gezmek istiyoruz, müziğimizle dünyayı gezmek aslında en temel hayellerimizden bir tanesi. u Bir Madonna şarkısı “cover”ladınız: “Beautiful Stranger”. Bu nereden çıktı? Güneş: O parçaya da tür olarak saykodelik pop diyorlar. Benim küçüklüğümde çok sevdiğim bir parçaydı. Bası ve gitarı çok aklımda kalmıştı. Albümden önce, EP oluştuktan sonra neler “cover”layabiliriz diye düşünüyorduk. “Cover”da çünkü başkasının kompozisyonunu irdeliyorsun ve ondan ders alıyorsun. Böyle bir listem vardı, çoğu 60’lar saykodelik rock, garage rock türü işlerdi. Ama sonra düşündüm, farklı bir şey işlememiz bizi daha yaratıcı bir sürece itiyor diye. Hem de beklenmedik bir hareket oluyor. Bir gün gitarlarını çıkardım, vokalini biraz mırıldanıp bizimkilere dinlettim. Sonra da evrildi parça bir şekilde.  19 OCAK 2020 SAYI: 1558  pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr  İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA  n Yayın Koordinatörü HILAL KÖSE ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen MÜNEVVER OSKAY n Editör DENIZ ÜLKÜTEKIN n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü AYLA ATAMER TÖRÜN  Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@ cumhuriyet.com.tr  Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın   
            
    
