Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                4 19 OCAK 2020  Kadınlık manifestosu  Kimse için  hanımefendi  olmayın  1Bir ülkeye, siyasi rejime,  AVRUPA  8Annelik meselesi kadın  kültüre, din ve ge  EKSPRESI  lar üstünde sosyal,  lenekler yapısına,  siyasi, ekonomik  aileye ve bir sos  ve psikolojik baskı  yoekonomik dü  ve kısıtlama alan  zene kız bebek  larının başında ge  olarak doğdunuz.  lir. Anneyken eşi  İstisnalar dışında  nizin sizi çocuk  hayata ne yazık ki  lardan sorumlu  geriden başlıyorsunuz, önce bunu öğrenin. 2Liberal, neoliberal, ka  ELÇİN POYRAZLAR elcpoy@gmail.com  müdür olarak gördüğünü, toplumun anneliğiniz üzerinden sizi puanladığını, siyasetçilerin “kutsal aile” kav  pitalist, komünist, post  ramı altında ahlakçılığa so  komünist, baskıcı, yarıbas  yunduğunu göreceksiniz. An  kıcı, faşist, dinci, otokrat...Ne ne olmak ya da olmamanın  tür rejim altında yaşarsanız  size karşı bir silah olarak kul  yaşayın kadın olduğunuz size lanılacağını bilin, kurallarını  hayatınızın her aşamasında  zı siz belirleyin ve asla taviz  hatırlatılacak, hazır olun. 3Çocukluğunuzun en naif dönemlerinde kadınlık  vermeyin. 9Kadınlarda sevilmeme, yargılanma, olumsuz  üstüne sınırlar ve kabul edil tepki çekme, “kötü anne, eş,  miş “doğrularla” beyniniz yı evlat” olarak görülme ve ha  kanacak. “Kızlar öyle konuşmaz, kızlar öyle giyinmez, kızlar öyle davranmaz, kızlar  ta yapma korkuları olabilir. Korkmanız gayet insani bir durum. Hepimiz bu tür kor  sokakta oynamaz. Kızlar şöy kular ve tehditlerle şartlandı  ledir, kızlar böyledir”. Bunla rıldık. ‘Mükemmel insan’ ol  rı erkeklerin öğrettiği kadın madığı gibi ‘mükemmel ka  lardan ya da doğrudan erkek dın’ da yoktur. Kendinizi ku  lerden duyacaksınız. Kafanı surlarınızla sevin.  za işlenen öğretileri yıkmanız yıllarınızı alacak, mücadeleye erken başlayın. 4Belki de ilk savaşımınızı okula gitme konu  10Her kadın zaman zaman kendini yalnız ve çaresiz hisseder. Milyonlarca kadının benzer zorluklardan ve acılardan geçtiği  sunda yaşayacaksınız. Ancak ni hatırlayın. Meraklarınızın  en önemli kazanımınız da bu peşinden gidin. Çok okuyun,  olacak. Hayatınızın iplerini  çok araştırın, çok paylaşın.  elinize almanızı sağlayacak, Çevrenize kadınlığını seven,  seçenekler sunacak, evde  dayanışma içinde olan kadın  ki birilerine bağımlı olmadan ları ve profeminist diğer cin  yaşama fırsatı sağlayacak en siyetleri toplayın.  mühim adımdır okul. Er ya da geç, bu mücadeleyi mutlaka kazanın.  11Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, baş  5Okula de  vam etmeni  zi istemeyen  akraba, aile,  din ve hükü  met adamla  rı her fırsatta  karşınıza çı  kacak. Bunu  engellemek  için daya  nışma içinde  olan kadınlar  dan destek is  teyin, gerek  li durumlarda  ortalığı vel  veleye verin,  her seferinde “Ben Okuyacağım” diyerek ayak direyin. 6Eğitiminizi tamamladınız, elinizde artık bir  kalarının size kadınlık üstüne ahkâm kesmesine izin vermeyin. Hiçbir ideoloji, siyasi parti, tarikat, örgüt, şirket ya da grup size kadınlığınızı  mesleğiniz var. Önünüz hâlâ unutturmasın. Giyim kuşamı  engellerle dolu. İş hayatınız nızdan hayat felsefenize ka  da cinsiyetinizden ötürü ayı dar kendinizle ilgili her ko  rımcılığın her türüyle karşı  nuda sadece ve sadece siz ka  laşacaksınız. Size benzer işi rar verin.  yapan erkeklere göre daha düşük ücret/maaş teklif edi  12Kimse için hanımefendi olmak ya da öy  lecek, daha az terfi olanak  le davranmak zorunda değil  ları çıkacak, bazen hakkınız siniz. Sizi köşeye sıkıştıran  yenecek hatta düşmanlıklara örf, gelenek, din, ekonomik,  maruz kalacaksınız. Bunları sosyal ve psikolojik duvarlar  ortaya dökmekten asla kork yıkılmak için var. Kendi ha  mayın, küsüp köşenize çe  yatınızı kurmak için bu du  kilmeyin. Çevrenizdeki çoğu varları tuğla tuğla indirin.  kadın benzer uygulamalardan etkileniyor. Anlatın, paylaşın, harekete geçin. 7Uygun gördüğünüz biriyle evlendiniz. İmza, o adamın hayatı ve ailesine mutlak teslimiyet demek değildir. Eşitler arasında medeni bir sözleşmedir evlilik. Eşitliği sağlamak için ilişki  13Kentler ve sokaklar her kamusal alan gibi kadınların da yaşam alanıdır. Eve kapanarak, utanarak, çekinerek, kaçarak bu alanları kendi iktidarını bariz biçimde pekiştiren kadın düşmanlarına bırakmayın. 14Yolunuz çok uzun ve engebeli. Hayat adil  de, ev içinde, ortak hayatı  değil. Adaleti kendi adımıza  nızla ilgili konularda sınırla sağlamanın zamanı geldiğini,  rınızı ve işbölümünü iyi be kaçırdığımız her fırsatta biraz  lirleyin. Size evdeki hizmet daha hapsolduğumuzu unut  çisi gibi davranan bir adamla mayın. Umut ancak emekle  kalmayın.  gelir, yılmayın.  George Orwell ve Jane Austen, Molière ve Honore de Balzac, John Keats ve Elizabeth Barrett Browning tüberkülozdan çektiler. Verem 19. yüzyılın başlarında Avrupa’nın yüzde 70’ini ele geçirdi.  Aralarında Nostradamus gibi ünlülerin de olduğu veba doktoru kostümü.  Genlerimizde yazılı birlikte evrildiğimiz binlerce yıllık bir hikâye bu  İçimizdeki katil:  M ikroplar! Yeryüzünün asıl sahipleri... Diğer tüm canlılardan önce onlar vardı, muhtemelen en son da onlar yok olacak. Bi  mikroplar  lim insanlarına göre, yeryüzünde yaşam, bir mikrop türü olan bakterilerle başladı, yaşam tarihinin dörtte ikisi onlarla geçti. Jeologlar 4.5 milyar yıl önce ortaya çıkan yeryüzünün başlangıç dönemine Prekambriyan (Kambriyan öncesi) adını veriyorlar. Bu dönemin en önemli özelliği yaşamın mikroskobik olması! Mikroplar, modern dünyadaki tüm yaşam biçimlerinin yaratıcısı olarak değerlendiriliyor. Buna göre DNA’yı, vücudumuzdaki proteinleri, tüm temel molekülleri geliştirenler de, Güneş ışınlarını yiyeceğe dönüştürme yöntemlerini bulanlar da, oksijenin yükselmesini sağlayanlar da onlar! Harvard Üniversitesi’nden Paleobiyolog Andy Knoll’a göre, bu ilk canlılarda henüz cinsiyet yok ama kendilerine bire bir benzeyen bir kopya üretme güçleri var. 1 milyar yıl önce, bu mikroskobik varlıklar birkaç türe ayrılıyor ve genellikle ucu sivri demir parçacıklarına ya da çift boynuzlu toplara benziyorlar. Cinsiyet ise sonraları ortaya çıkıyor.  GAMZE AKDEMİR İnsan genomu 20 bin gen içeriyor ama mikroplarımız bunun 500 katından fazlasına sahip. Yeryüzünün tüm yüzeyini kaplayan mikrobun  Velhasılı her alanda mikroplara bağımlıyız. Mikroplar, vücudu şekillendirmeye ve yaşlanırken organları yenilemeye yardımcı da oluyor. Hatta “I Contain Multitudes (Çokluk Taşıyorum)” adlı kitabın yazarı Ed Yong, “Belki de davranışlarımızı ve düşünme biçimimizi de etkiliyor olabilirler” diyor. Sevdiğimiz bazı yiyecekler de mikropların eseri! Mesela peynir, bakteri ve mantarların inşa ettiği bir mikroorganizmalar kalesi olarak niteleniyor. Aynı şekilde ekmek, yoğurt, turşu, bira da öyle... Hepsi de tatlarını bakteri, maya ve mantarlara borçlu. Mikroplar hasmımız da malum. Öyle ki kimi mikroskobik ordular tarihteki en büyük orduların hakkından gelmeyi başardılar. Hâlâ her yıl 14 milyon insanın ölümüne neden oluyorlar. Çiçekten, vebaya, günümüzde devam eden koleraya ve AIDS’e kadar, yol açtıkları dehşetli salgın hastalıklarla, gezegen nüfusunun önemli bir bölümünü, bazen yavaş yavaş, bazen de hız  İRLANDA’YI MAHVETTİ 1845’te bir mantar türü olan Phytophthora infestans, İrlanda’nın temel gıdası patatesi kırıp geçirdi. Bir milyon yoksul İrlandalı öldü, iki milyonu göç etti. Veba antikçağlardan itibaren can alan bir katil! Adını, hastalığa yakalanan dönemin Bizans İmparatoru 1. Jüstinyen’den alan ve 541542 yıllarında yaşanan veba, 100 milyon kişiyi öldürdü. 750 bin olan Konstantinopolis nüfusu, bir yıl içinde 450 bine düşmüş. EN ÇOK CAN ALAN VEREM T arihte kitlesel hastalıkların başında hiç kuşkusuz verem geliyor. Günümüzde hâlâ tek mikrobun yaptığı en çok öldüren bulaşıcı hastalık olan verem, tarih boyunca en çok can almış hastalık. Vereme neden olan “Mycobacterium tuberculosis” basili suda, çayırda, petrol yataklarında, doğada her yerde bulunabili  MİKROPLAR NEREDE? “Amerikan Bağırsak Projesi”,  ağırlığı toplamda  la, kitlesel şekilde yok ettiler! Demografik yapıları değiştirip, savaşlara yön verdiler. Ekonomiler sar  yor. Kökeninin 300 milyon yıl önceye dayandığı düşünülüyor.  2013’te vücudun mikrop haritasını çıkardı, sağlıklı bir insanın, bedenini 10 binden fazla mikropla paylaştığı saptandı. Sayısal veriler inanılmaz! Sadece bağırsaklarda bin kadar farklı tür bakteri yaşıyor ve toplam sayısı trilyonları buluyor. Dünyadaki mikropların çoğunluğu okyanuslarda, bağırsaklarda ya da atık su arıtma tesislerinde değil, çoğu yer kabuğunun içinde. Toplam ağırlığı da 40 milyar ton olarak tahmin ediliyor. Çoğu tek bir hücre bö  yaklaşık iki milyar ton.  sıldı, hükümetler devrildi. Tıp başta olmak üzere pek çok bilim dalında keşiflerin önü açıldı. Vebanın önceleri farelerden bulaştığı sanılıyordu. Gerçekte bakteriyi yayan bir tür pireydi ve fareler de hastalığı pirelerden almıştı. Mikrop, yüzyıllar sonra Yersinia pestis olarak adlandırılacaktı. O dönem inanışına göre cadılara yardım ettiği gerekçesiyle kediler toplanıp öldürülmüş dolayısıyla fareleri yakalayacak kedi kalmadığı için farelerin sayısı artmış ve salgın daha da önüne geçilemez bir hal almış.  KUŞ ADAMI BEKLEMEK U zm. Dr. Sonnur Gürsoy, vebayı şöyle anlatıyor: “Avrupa’ yı yıkıp geçerken, ücra köylerde insanlar dünyanın sonunun geldiğine inanıyordu. Gizemli yabancıyı bekliyorlardı: Kuş Adam’ı! Yabancının, Kara Ölüm’ü kovmayı bildiği söyleniyordu. Oysa ağır kostümlerin içindekiler, korkudan tir tir titreyen tecrübesiz, genç doktor adaylarıydı sadece. Koyu renk manto, değneği ve hiç konuşmaması ona esrarlı bir hava veriyordu.”  lünmesi bile geçirmemiş. Bilim insanlarına  YARASALARDAN GELDİ Ganj Nehri’nin alçakta kalan  ÖLÜM KOKUSU  göre eğer hepsi koli basili oranında bölünmeye başlasalardı tek bir gece  bölgelerine özgü bir hastalık olan kolera, 1817’de Hindistan’da kir  SARMIŞTI  de, yeryüzünün tüm ağırlığını ikiye  li sulardan ve kirli gıdalardan bula  katlarlardı. Mikrobiyolog Dorothy Crawford,  Gürsoy, “Veba doktoru kostümünün  şan ölümcül bir hastalık olarak ortaya çıktı. Tarihte yedi büyük kole  “Ölümcül Yakınlıklar  Mikroplar Ta  en ilgi çekici parçası  ra salgını yaşandı.  rihimizi Nasıl Şekillendirdi?” (Metis Yayınları) kitabında mikroplar ile insanlar arasındaki ilişkinin kadim tarihini ele alıyor. Kitap boyunca “mikrop” sözcüğü mikroskobik boyuttaki  kuş gagası, bugün kendi trajedisinden soyutlanıyor. Maskenin ardındaki sanatçıyı bir efsaneye dönüştürmesi için” diyor.  AIDS, 20. yüzyılın en ürkütücü virüslerinden, 1980’lerde ortaya çıktı, 40 milyon insanın ölümünden sorumlu. 2003’te Çin’in güneyinde ansızın ortaya çıkan SARS (Ani  her organizma (bakteri, virüs, tekhüc  Gelişen Ciddi Solunum Yetmezli  reli) için kullanılıyor.  ği Hastalığı), kısa sürede 32 ülke  Crawford başlıca şu sorulardan yola çıkarak ge ye yayıldı, 8 bin insana bulaştı. Bini aşkın insa  G ürsoy: “Ürkütücü kostümü, Fransız doktor Charles de L’orme tasarladı. Amacı, içindeki doktoru hastalıktan korumaktı. Giyilen uzun manto, şövalye zırhından esinlenmeydi, koruyucu yağlarla yağlanıp balmumuyla kaplanmıştı; bununla yürümek çok zordu. Takılan kuş maskesinin gaga kısmının içi gül, nane, lavanta gibi otlarla doldurulmuştu. Bu bitkilerin şifalı olduğuna inanılıyordu. Hoş kokulu otlar ölümün kokusunu bastırıyor,  liştiriyor incelemesini: Mikroplar insanlara kolayca nı öldürdü. Çin’deki nal burunlu yarasaların vibulaşıp yayılacak şekilde nasıl evrimleşti? İlk şehir rüsün asıl konakçısı olduğu ve misk kedisinin  doktorun çürümüş bedenleri incelemesine olanak veriyordu. Maskenin göz  ler kurulduğunda hangi koşullar mikropların serpilip palazlanmasına yol açtı? Hangi mikropları alt ettik, hangileri bizi alt etmeye devam ediyor? Giderek kalabalıklaşan bir dünyada bizi nasıl tehlikeler bekliyor? Mikrobiyolog Bernard Dixon da, Görünmez Güçler  Mikroplar Dünyayı Nasıl Yönetiyorlar? (Kırmızı Kedi Yayınevi) kitabında mikropların yaşamımızda oynadıkları hayati önemi inceliyor.  aracı görevi görerek virüsü insanlara bulaştırdığı anlaşıldı. Bugün şanslıyız ki çiçek virüsü yok edilmiş durumda. Çocuk felci ve kızamık virüsleri de yok olmanın eşiğinde ama çok da sevinemeyiz! Zira insanlığın tüm çabalarına rağmen hortlayan ve/veya yenilenen mikroplar bugün de sayısız can almaya devam ediyor.  yerlerinde ise iki adet yuvarlak, kalın cam parçası vardı: Dış dünyaya açılan iki küçük pencere. “Yabancı” vebayı tedavi edemiyor, sadece muayene ettiği kişinin hastalığa yakalanmış olup olmadığını söyleyebiliyordu. Veba, yüz milyondan fazla insanın ölümüne yol açmıştı, veba doktorları dahil.”   
            
    
